Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/2193 E. 2022/1692 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2193
KARAR NO: 2022/1692
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/07/2022 – 15.09.2022 tarihli ek karar.
NUMARASI: 2022/222 D.İş – 2022/216 K.
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
Taraflar arasında görülen ihtiyati haciz talebinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda verilen ihtiyati haciz kararına borçlu vekili tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin verilen ek karara karşı, borçlu vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz talep eden vekili talep dilekçesinde özetle; borçlunun müvekkiline vermiş olduğu … Bankası Kiçikapı Şubesine ait 30.06.2022 keşide tarihli 10.000,00 TL bedelli çekin süresi içerisinde bankaya ibraz edildiğini, karşılığı olmadığı için arkasının yazdırıldığını, çekin icra takibine konu edildiğini, rehinle de teminat altına da alınmadığını belirterek İİK 257.maddesi gereğince ihtiyati haciz talebinde bulunmuştur. İlk derece mahkemesi, ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği 07.07.2022 tarihli değişik iş kararında; “…Yukarıda hüviyeti yazılı alacaklının borçlulardan alacağı olan 10.000,00 TL’nin tahsilinin ifasını temin bakımından, vaki isteği İ.İ.K.’nun 257.maddesi 1.fıkrasına uygun bulunmuş, alacak rehinle temin edilmemiş ve karşı tarafla üçüncü şahısların muhtemel zarar ve ziyanlarına karşı yeterli teminat da alınmış bulunduğundan, adı geçen borçluların yukarıda gösterilen malları ile alacaklarının; İcra İflas Kanunu’nda gösterilen muayyen tahditler dairesinde ihtiyaten haczine ” karar vermiştir. Bu karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden vekili tarafından, İİK’nın 265. maddesi uyarınca, süresinde itiraz edilmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden vekilinin 20/07/2022 tarihli itiraz dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz kararının yetkisiz mahkemece verildiğini, müvekkilin kanuni ikametgahının Melikgazi/Kayseri olduğunu, takibe konu olan çekin akıbetinin belli olmadığını, bu nedenle Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’na müvekkil tarafından suç duyurusunda bulunulduğunu, yine Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen çek iptali davası olduğunu, mahkemece ilgili çeke ödemeden men yasağı konulduğunu, tüm bu nedenlerle itirazların kabulü ile yetki itirazları da dikkate alınarak ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını, mahkeme aksi kanaatte ise teminat karşılığında ihtiyati haczin kaldırılması için dosyasının yetkili mahkemesine gönderilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir. İhtiyati haciz talep eden vekili 17/08/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; İİK’nın ilgili maddeleri gereğince genel yetkili mahkemenin dava açıldığı tarihte davalı gerçek ve tüzel kişinin yerleşim yeri mahkemesi olduğunu bu nedenle yetki itirazının reddi gerektiğini, çekte ödeme yasağının bulunmasının ihtiyati hacze engel olmadığını, müvekkilin çeki elinde bulundurma da kötü niyetli olmadığını, müvekkiline ciro yoluyla geçtiğini ve borçlu ile yetkili hamil arasında başka cirolarda bulunduğunu, müvekkilin çeke ilişkin kontrol yükümlülüğünün ancak ciro meselesine dikkat etmek ve basit bir inceleme ile anlaşılabilecek hususları dikkate almak olabileceğini, somut olaydaki çekte ciro silsilesinin düzgün olduğunu, üzerinde tahrifat olmadığını bu nedenle çekteki ciro silsilesine bakıldığında müvekkilin çekte yetkili ve yasal hamil olduğunu bu nedenlerle itirazın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, itirazı değerlendirdiği 15.09.2022 tarihli ek kararında; “…2004 Sayılı İİK’nın 258. maddesinde; ihtiyati hacze 50. maddeye göre, “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun yetkiye dair hükümleri (HUMK.’nun 9-27) kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe yetkilidir” hükmü gereğince yetkili olan mahkeme tarafından karar verileceği, ihtiyati hacizde yetkili mahkemenin belirlenmesinde, HMK’nun yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanacağı belirtilmek suretiyle HMK’ya atıfta bulunulduğundan, bu durumda, çekten kaynaklanan borcun alacaklısı borçlunun yerleşim yerinde, birden fazla borçlu bulunması halinde borçlulardan birinin yerleşim yerinde, çekin keşide yeri veya ödeme yerinde ihtiyati haciz talebinde bulunabilir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin; 20/09/2016 tarihli, 2016/8892 E.-2016/7362 K. sayılı, 14/11/2016 tarihli, 2016/12481 E.-2016/8797 K. sayılı, 05/12/2016 tarihli, 2016/12815 E.-2016/9299 K. sayılı, 13/09/2017 tarihli, 2017/2488 E.-2017/4324 K. sayılı ilamlarında ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nin 17/07/2019 tarih, 2019/1365 E. ve 2019/980 K. sayılı kaldırma kararında vurgulandığı üzere; muhatap bankaya ibraz edilen ve karşılıksız kalan çeke dayalı borç, bu şekilde aranması tüketildikten sonra götürülecek borç niteliği kazanacağından 6098 Sayılı TBK’nın 89. maddesinde belirtilen alacaklının yerleşim yeri mahkemesi de ihtiyati haciz talebinde yetkili mahkeme haline gelecektir. Çekin bankaya ibraz edilmesi yeterli olup, ayrıca çekte karşılıksız kaşesinin bulunmasına gerek yoktur. Ödemeden men yasağı verilmesi ihtiyati haciz istenilmesine engel olmayacaktır. Bu itibarla, ihtiyati hacze konu çekin ibraz edildiği ve ödeme yapılmaması sebebiyle karşılıksız kaldığı, ayrıca alacaklının kendi yerleşim yeri ve borçlulardan birisinin yerleşim yeri mahkemesinden talepte bulunduğu gözetilerek, borçlu tarafın yetki itirazının reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.” gerekçesiyle Borçlu Katın Giyim vekilinin itirazının reddine karar verilmiştir. Bu ek karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati hacze itiraz eden vekili istinaf başvuru dilekçesinde; ilk derece mahkemesinin kararının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davalı tarafın ödemeden men yasağı kararına rağmen ve çekle işleyen hesapta yeterli karşılık olması sebebiyle müracat hakkı doğmamasına rağmen, -dolayısıyla çek borçlularına karşı bir talepte bulunması, bu bağlamda bir icra takibi yapması mümkün değilken- müvekkiline yönelik icra takibi başlattığını, çeki elinde bulunduranın ödemeden men yasağı karşısında çek bedelini tahsil edebilmek için yapması gerekenin TTK 763 gereğince çeki ödemeden men kararı veren mahkemeye sunması ve anılan mahkemede takip edilecek yargılama prosedürüne göre alacağına kavuşmaya çalışmasının olduğunu, fakat davalı taraf müvekkilinin ödemeden men kararı almasının ardından çeki fiilen elinde bulunduranın çekle işleyen hesapta yeterli karşılık olmasına rağmen ödemeden men kararı nedeniyle çek bedelini tahsil edememesi durumunda takip başlatılmasının tamamen kötü niyet içerdiğini, davalı taraf hakkında, davalarına benzer nitelikte kayıp çeklere ilişkin olarak açılan veya davalının feri müdahil olduğu birden fazla çek iptali, istirdat, borca itiraz davalarının ve aynı şekilde davalı hakkında kayıp ve çalıntı çeklerle alakalı birden fazla suç duyurusunda bulunulmuş olduğunun taraflarınca tespit edildiğini, ayrıca davalı tarafça müvekkili hakkında başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı icra dosyasına itiraz edilmiş olup bu dosyanın İstanbul 11. İcra Hukuk Mahkemesi 2022/791 E. Sayılı dosyası ile görüldüğünü, tarafınca tespit edilen davalardan ve suç duyurularından bazılarının dosyada ekli olduğunu, dosyaları olmakla birlikte bu dosyalar taraflarınca tespit edilebilenler olduğunu, sayıların tarafınca tespit edilenden kat kat fazla olduğuna şüphe bulunmadığını, davalı hakkında bu kadar çok dosya bulunuyor oluşu hayatın ve ticaretin normal akışına aykırılık teşkil ettiğini, keza karardan da anlaşılacağı üzere davalının ağır kusurlu olarak nitelendirilmesi ve davanın kabulüne karar verilerek söz konusu çekin müvekkiline iadesi gerektiğini, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi E. 2018/1227 K. 2020/321 T. 12.3.2020 dosyada ekli olduğunu, yukarıda açıklanan sebeplerden de anlaşılacağı üzere çeki elinde bulunduran davalı tarafın ağır kusurlu olduğunun sabit olduğunu, davalı tarafça söz konusu ihtiyati haczin kötü niyetli olarak başlatılmış olduğunu iddia ederek, ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu kararın kaldırılarak itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, İİK’nın 265. maddesi uyarınca ihtiyati hacze itiraz üzerine verilen ret kararının istinafına ilişkindir. İlk derece mahkemesince, itirazın reddine dair verilen ek karara karşı, borçlu vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosya kapsamından, ihtiyati hacze konu olan çekin, borçlulardan … Ltd.Şti’nin … Bankası A.Ş Kiçikapı Kayseri Şubesindeki çek hesabından dava dışı … adına 30.06.2022 tarihinde keşide edilen 10.000 TL bedelli çek olup ihtiyati haciz talebinde bulunanın çek fotokopisi üzerinde ciranta olarak yer aldığı, çek hakkında Bakırköy 1.ATM’nin 30.05.2022 tarih 2021/769 esas sayılı ödeme yasağı kararı gereğince işlem yapılamadığına dair 04.07.2022 tarihinde banka tarafından şerh düşüldüğü anlaşılmıştır. İİK’nın 258. maddesi hükmünde; ihtiyati hacze 50. maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verileceği belirtilmiş, aynı Kanun’un 50. maddesinde ise ihtiyati hacizde yetkili mahkemenin belirlenmesi hususunda HMK’nın yetkiye ilişkin hükümlerine atıfta bulunulmuştur. Bu durumda, çekten kaynaklanan borcun alacaklısı borçlunun yerleşim yerinde, birden fazla borçlu bulunması halinde borçlulardan birinin yerleşim yerinde, çekin keşide yeri veya ödeme yerinde ihtiyati haciz talebinde bulunabilir. Ancak, muhatap bankaya ibraz edilen ve ödenmeyen çeke dayalı borç, bu şekilde aranması tüketildikten sonra götürülecek borç niteliği kazanır ve HMK’nın 10. maddesi gereğince ifa yeri olarak TBK’nın 89. maddesinde belirtilen alacaklının yerleşim yeri mahkemesi de ihtiyati haciz talebinde yetkili mahkeme haline gelir. Somut olayda talep dayanağı çekin bankaya ibrazı ile borcun götürülecek borç niteliğine dönüşmesinden dolayı TBK’nın 89/1. ve HMK’nın 10. maddeleri uyarınca alacaklının kendi yerleşim yeri mahkemesinde ve HMK’nın 6. maddesi uyarınca da borçlunun yerleşim yeri mahkemesinde talepte bulunulabilecektir. Ayrıca, İİK’nın 50. maddesi uyarınca sözleşmenin yapıldığı yer (somut olayda çeklerin keşide yerleri) mahkemeleri de yetkilidir. Alacaklının adresinin Kağıthane/İstanbul olduğu, İstanbul Ticaret Mahkemelerinin yetki sınırları içerisinde kaldığı anlaşılmakta olup bu tespitler ışığında borçlu … Ltd.Şti vekilinin yetkiye ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini garanti altına almak için mahkeme kararıyla borçlunun mallarına önceden geçici olarak el konulmasıdır. İhtiyati hacze ilişkin yasal düzenleme İİK’nın 257 ila 268. maddesinde yer almaktadır. Bilindiği gibi ihtiyati haciz talep edebilme koşulları İİK’nın 257. maddesinde gösterilmiş olup maddede hem vadesi gelen hem de henüz vadesi gelmemiş para alacakları için ihtiyati haciz şartları düzenlenmiştir. Bunlar muaccel alacaklarda alacağın vadesinin gelmiş olması ve alacağın rehinle temin edilmemiş olmasıdır. Müeccel alacaklarda ise kural ihtiyati haciz istenemeyeceği ise de borçlunun belli bir adresinin olmaması veya borçlunun taahhütlerinden kurtulmak amacıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu amaçla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa vadesi gelmemiş alacaklarda da ihtiyati haciz kararı verilebilir. Sözü edilen maddede bunun dışında herhangi bir koşul öngörülmemiştir. İİK’nın 258. maddesi “Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur” hükmünü içermekte olup ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın varlığı hakkında kanaat verilmesi yeterlidir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi olmayıp yaklaşık ispat ölçüsünde alacağın varlığını gösteren delillerin sunulması aranmaktadır. Yine İİK’nın 265/1 hükmü uyarınca, borçlu, kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. Bu bilgilere göre somut olayda, çekin süresinde bankaya ibraz edildiği, muaccel bir alacağın varlığı konusunda yaklaşık ispat düzeyinde kanaat oluştuğu, ihtiyati haczin şartlarının gerçekleştiği anlaşılmıştır. Bu nedenle, mahkemece borçlu vekilinin itirazının reddine dair verilen 15.09.2022 tarihli ek karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan borçlu … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca esastan reddi gerektiğinden aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca, ihtiyati hacze itiraz eden vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-İhtiyati haciz kararına itiraz eden vekili tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye irad kaydına,3-İhtiyati haciz kararına itiraz eden vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 15.12.2022 tarihinde, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU:HMK’nın 362/1.f ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca karar kesindir.