Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2151
KARAR NO: 2022/1561
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 21.09.2022
NUMARASI: 2022/392 Esas
DAVANIN KONUSU: Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)|
Taraflar arasındaki alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında yazılı nedenlerle ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen 21.09.2022 tarihli ara karara karşı, asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Asıl davada davacı vekili, ihtiyati haciz talepli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, Litvanya ülkesine ihracat yapmak için, tıbbi eldiven ihtiyacını temin etmek amacı ile davalı ile sözlü olarak anlaştığını, yapılan anlaşmaya göre davalının, nitril eldivenleri temin ve teslim edeceğini, kaşılığında da müvekkilin ücret ödeyeceğini, davalının, anlaşma uyarınca 29.11.2020 tarihli, 295.000,00 EURO bedelli 155 numaralı 1 adet faturayı müvekkiline gönderdiğini, piyasada ciddi eldiven sıkıntısı bulunduğundan henüz mal teslimi yapılmadan faturada belirtilen tutarları 30.11.2020 tarihinde 280.000,00 EURO ve 15.000,00 EURO olarak iki ayrı havale ile davalının banka hesaplarına gönderdiğini, ancak davalı tarafından ödemeye rağmen eldivenlerin teslim edilmediğini, bunun üzerine ihtarname gönderilerek davalının temerrüte düşürüldüğünü ileri sürerek, sözleşmeden dönülerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 100.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, alacağa karşılık davalı borçlunun borca yetecek miktar menkulleri, gayrımenkulleri ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarına uygun bir teminat karşılığı ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen ( Bakırköy 4. ATM 2022/373 Esas, 664 Karar) davada davacı vekili, ihtiyati haciz talepli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, Litvanya ülkesine ihracat yapmak için tıbbi eldiven ihtiyacını temin etmek amacı ile davalı ile sözlü olarak anlaştığını, yapılan anlaşmaya göre davalının, nitril eldivenleri temin ve teslim edeceğini, kaşılığında da müvekkilin ücret ödeyeceğini, davalının, anlaşma uyarınca 23.12.2020 tarihli, 2.784.600,00 TL bedelli e faturayı müvekkiline gönderdiğini, piyasada ciddi eldiven sıkıntısı bulunduğundan henüz mal teslimi yapılmadan faturada belirtilen tutarı 23.12.2020 tarihinde havale ile davalının banka hesaplarına gönderdiğini, ancak davalı tarafından ödemeye rağmen eldivenlerin teslim edilmediğini, daha sonra iade faturası düzenlendiğini, bunun davalı tarafından kabul edildiğini, bunun üzerine ihtarname gönderilerek davalının temerrüte düşürüldüğünü ileri sürerek, sözleşmeden dönülerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 100.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, alacağa karşılık davalı borçlunun borca yetecek miktar menkulleri, gayrımenkulleri ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarına uygun bir teminat karşılığı ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen ( Bakırköy 7. ATM 2022/392 Esas, 606 Karar) davada davacı vekili, ihtiyati haciz talepli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, Litvanya ülkesine ihracat yapmak için, tıbbi eldiven ihtiyacını temin etmek amacı ile davalı ile sözlü olarak anlaştığını, yapılan anlaşmaya göre davalının, nitril eldivenleri temin ve teslim edeceğini, karşılığında da müvekkilinin ücret ödeyeceğinin kararlaştırıldığını, ancak davalının kararlaştırılan birim fiyattan farklı ve fazla miktar üzerinden fatura düzenlediğini, piyasada ciddi eldiven sıkıntısı bulunduğundan henüz mal teslimi yapılmadan faturada belirtilen tutarın 26.11.2020-22.12.2020 tarihleri arasında banka havale yoluyla davalıya yedi seferde ödendiğini, ancak davalının ödemeye rağmen eldivenlerin teslim etmediğini veya eksik teslim ettiğini, bunun üzerine ihtarname gönderilerek davalının temerrüte düşürüldüğünü ileri sürerek, sözleşmeden dönülerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 100.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, alacağa karşılık davalı borçlunun borca yetecek miktar menkulleri, gayrımenkulleri ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarına uygun bir teminat karşılığı ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Asıl ve birleşen davalarda davalı vekili, savunmasında özetle ;davacı … Ltd. Şti.’nin, birleşen davalarda davacılar OP. Dr. …. Ltd. Şti. ve merkezi Litvanya’da bulunan … birlikte müvekkiline başvuru yaparak pandemi döneminde nitril eldivenin yurtdışına ihracı konusunda anlaşmaya vardığını, bu anlaşmanın konusunun, müvekkili şirket tarafından tedarik edilen/edilecek ürünlerin ücreti karşılığında Litvanya’da bulunan …’ya gönderilmesi olduğunu, her ne kadar her üç şirket birbirinden bağımsız şirketler ise de uyuşmazlık konusu olayda üçünün birlikte alıcı sıfatını haiz olduğunu, tarafların anlaşmaları doğrultusunda değişik tarihlerde müvekkili tarafından 5 parti nitril eldivenin …’ya teslim edildiğini, gönderilen malların hiçbir itirazi kayıt ileri sürülmeksizin teslim alındığını, buna rağmen müvekkili şirketin 5 parti ihraç ürünlerinden dolayı her 3 şirketten halen alacağı bulunduğunu, her üç şirketin alıcı sıfatı olması nedeniyle borçlarından ve doğan zararların tazmini noktasında müvekkiline karşı müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, her üç davacının müvekkiline gönderdiği Bakırköy … Noterliğinin 25.03.2021 tarih ve … nolu ihtarnamesinde ” Müvekkillerden … şirketi tarafından Türkiye içerisinde eldiven tedariki için diğer müvekkil şirketlere yetki verilmiş olup verilen yetkiye istinaden yurtdışına ihraç edilmek üzere eldiven satışı konusunda şirketiniz ile sözleşme yapılmıştır. Sözleşmeye göre farklı tarihlerde 5 parti mal, … San ve Tic Ltd Şti tarafından gönderilmiştir. Ancak gönderilen 5 parti mal, sözleşmede kararlaştırılan tutardan eksik olduğu gibi 3 faturada eldivenlerin birim fiyatı yüksek gösterilmiştir.” şeklindeki ifadeden de müvekkili şirketin 5 parti mal ihraç ettiğinin, diğer şirketlerin yurtdışındaki … şirketinin yetkili temsilcisi olduğunun ikrar edildiğini, aynı ihtarnamenin 2. sayfasındaki “… ve Op Dr … tarafından yapılan ödemeler başlıklı bölümde a) müvekkillerden …’nın talimatı ile Op Dr … Hiz. ve Dan. Ltd Şti tarafından 300.000.EURO, b) müvekkillerden …’nın talimatı ile … tarafından 295.000.EURO ödenmiştir.” şeklindeki ifadenin de açık ikrar olduğunu, bu ifadeden de … ve …’den gelen ödemelerin …’ya gönderilen eldivenlerin bedeli olarak ödendiğinin kabul edildiğini, bu sebeple müvekkili şirkete gönderilen havalenin sebepsiz olduğuna yönelik iddianın da dayanağı kalmadığını, bu nedenle şirketler arasındaki para transferlerinin, faturaların, gümrük beyannamelerinin ve konişmentoların bu çerçevede bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin gerek doğrudan gerekse tedarikçisi vasıtasıyla ihraç ettiği ürünleri taraflar arasındaki anlaşma çerçevesinde … şirketine eksiksiz teslim etiğini, taraflar arasında yazılı bir sözleşme olmayıp sözlü anlaşma bulunduğunu, ürünler ile ilgili miktar ve birim fiyatı üzerinden anlaşıldığını, anlaşılan miktar faturalar ve gümrük beyannamelerinin alıcıya gönderildiğini, faturaya yasal süresinde itiraz etmeyen alıcının aylar geçtikten sonra fatura içeriğine itiraz etmesinin yasal olanağı bulunmadığını, davacıların proforma adı altında bahsettiği faturaların müvekkil şirket tarafından düzenlenen belge olmadığı gibi proforma fatura olsaydı dahi tarafları bağlayıcılığı bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince ihtiyati haciz talebinin değerlendirildiği 21.09.2022 tarihli ara kararla ” …İİK’nun 257/1.maddesinde “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” denilmiştir. Söz konusu maddeye göre ihtiyati haciz talep edilebilmesi için alacağın vadesinin gelmiş olması ve rehinle temin edilmemiş olması yeterlidir. Yargıtayın yerleşik kararları doğrultusunda söz konusu alacağın kesin olarak ispatı gerekmemekte olup alacağın varlığı konusunda yaklaşık ispat yeterli olarak kabul edilmektedir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 18/11/2015 tarih, E. 2015/12316, K. 2015/12184 sayılı ilamı) İİK’nın 258. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesi uyarınca; ”Alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur.” Bu hükümdeki yaklaşık ispat kuralından hareketle, mahkemenin “alacağın varlığına kanaat getirmesinden” anlaşılması gereken husus, alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesi yeterli kabul edilmektedir. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nin 28/11/2019 tarih, E. 2019/2046, K. 2019/1508 sayılı kararı) Dosya ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; talep edenin alacaklı olup olmadığı, alacağının varlığı ve miktarının tesbiti, iddia ve savunma doğrultusunda yapılacak yargılama içinde toplanıp incelenecek deliller ışığında yargılama sırasında ortaya çıkacağı; talep tarihi itibariyle sunulan belgelerin yaklaşık ispata yeterli olmamasından dolayı yaklaşık isbatın gerçekleşmediği ve karar tarihi itibariyle İİK’nın 257. maddesinde öngörülen ihtiyati haciz şartları oluşmadığından asıl dava ve birleşen davalar bakımından davacının ihtiyati haciz talebinin reddine …” gerekçesiyle, asıl ve birleşen davalarda ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Bu ara karara karşı, asıl ve birleşen davalarda davacılar vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Asıl ve birleşen davalarda davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davanın konusunun davalı tarafından düzenlenip müvekkiline göderilen 29.11.2020 tarih, … fatura numaralı 295.000,00 Euro bedelli fatura ve bu fatura gereğince müvekkilinin 30.11.2020 tarihinde 280.000 ve 15.000 Euro olmak üzere yaptığı iki ayrı havale gönderdiği ödeme bedellerinin alınması olduğunu, bedeli ödenmesine rağmen dava tarihine kadar eldivenlerin teslim edilmediğini, herhangi bir sebep de bildirilmediğini, bu zamana kadar paranın haksız bir şekilde davalı tarafından kullanıldığını, davalı tarafa TBK’nın 123.maddesine göre edimini yerine getirmesi için süre verildiğini, böylece temerrüt koşulları oluştuğunu, bu kez TBK’nın 125/2.maddesi uyarınca seçimlik haklardan sözleşmeden dönme hakkının kullanılarak müvekkilinin ödediği paraların faizi ile iadesi gerektiğini, sözleşmeden dönme hâlinde tarafların, karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulduğunu, daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebileceklerini, bu durumda borçlunun temerrüde düşmekte kusuru olmadığını ispat edemezse alacaklı, sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini de isteyebileceğini, müvekkilinin uğradığı zararlar yönünden dava hakkı saklı kalmak kaydı ile şimdilik müvekkilinin ödemiş olduğu paranın iadesinin talep edildiğini, sözleşmede kusurlu tarafın davalı olduğunu, davalı tarafın göndermiş olduğu e-faturalarda görüldüğü üzere mal teslimine dair bir husus/ibare bulunmadığı gibi, malların teslim edilmediğini, faturanın müvekkiline tebliğ edilmesinin fatura konusu malların da teslim edildiği anlamına gelmediğini, satıcının, faturada yazılı malları alıcıya teslim ettiğini ayrıca ispat etmesi gerektiğini, alacak açısından ihtiyati haciz şartlarının oluştuğunu, vade ve miktarın belli olduğunu, müvekkilinin ödemeleri yaptığını ispatladığını, ancak davalı tarafın eldivenleri teslim etmediğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/915 Esas, 2018/1338 Karar sayılı ilamı ve Yargıtay 19 HD’nin 2016/12324 esas, 2016/14117 karar sayılı ilamın da bu yönde olduğunu, yaklaşık ispat kuralı çerçevesinde talebin kabulü gerektiğini, bu nedenlerle, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve ihtiyati hacze karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, sözleşmenin gereği gibi ifa edilmemesi sebebiyle ödenen bedelin iadesi istemine; istinaf, ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen ara karara ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sırasında asıl ve birleşen davalardaki ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş; bu ara karara karşı, asıl ve birleşen davada davacılar vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Uyuşmazlık, davacıların ihtiyati haciz talebinin reddine dair ara kararın yerinde olup olmadığı, somut olayda ihtiyati haczin şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır. İİK’nın 257. maddesinde ihtiyati haciz şartları düzenlenmiş olup maddede, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının, borçlunun yedinde veya üçüncü şahıstan olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği belirtilmiş, maddenin 2. fıkrasında ise, iki bent halinde, vadesi gelmemiş borçlardan dolayı, borçlunun muayyen yerleşim yerinin olmaması, borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadı ile mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz istenebileceği düzenlenmiştir. İİK’nın 258. hükmüne göre, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması yeterlidir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gereken alacağın usul kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesi yeterli kabul edilmektedir. İİK’nın 257. maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın muaccel ve rehinle temin edilmemiş olması gerekmektedir. Dosya kapsamından; taraflar arasında tıbbi eldiven alım satımına ilişkin sözlü anlaşma bulunduğu, anlaşma uyarınca davacıların eldivenlerin bedelini ödediği, buna ilişkin fatura ve banka dekontlarının sunulduğu, ancak davalının, nitril eldivenleri teslim etmediği veya eksik teslim ettiğinin ileri sürüldüğü, davalı tarafın ise eldivenleri teslim ettiğini savunarak bir kısım gümrük beyannameleri ve konişmentolar sunduğu, davacılar tarafından davalıya gönderilen Bakırköy … Noterliğinin 25.03.2021 tarih ve … nolu ihtarnamesinde, davacılardan … şirketi tarafından Türkiye içerisinde eldiven tedariki için diğer davacı şirketlere yetki verildiğinin belirtildiği, davacılar tarafından banka yoluyla yapılan ödemelere ilişkin bir kısım dekontlarda davalının davacılara kestiği faturaların belirtildiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, taraflar arasındaki anlaşma gereğince banka havalesi yoluyla ödeme yapılmasına rağmen davalının edimlerinin yerine getirilmediği, malın teslim edilmediği ve eksik teslim edildiğinin iddia edildiği, ancakdavacılar tarafından banka yoluyla davalıya yapılan ödemelere ait bazı dekontların açıklama kısmında davalının davacılara kestiği faturaların belirtildiği, davacılar tarafından davalıya gönderilen, Bakırköy … Noterliğinin 25.03.2021 tarih ve … nolu ihtarnamesinde davacılardan … şirketi tarafından Türkiye içerisinde eldiven tedariki için diğer davacı şirketlere yetki verildiğinin belirtildiği de nazara alındığında, bu aşamada ihtiyati haciz koşullarının gerçekleşmediği, yaklaşık ispatın sağlanamadığı anlaşıldığından, mahkemece ihtiyati haciz talebin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, İİK’nın 258/2. ve HMK’nın 353/1.b.1. maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesince ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin verilen ara karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan, asıl ve birleşen davada ihtiyati haciz talep eden davacılar vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK 258/3 maddeleri uyarınca, asıl ve birleşen davalarda ihtiyati haciz talep eden davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacılarca yatırılan istinaf başvuru ve karar harçlarının Hazineye irat kaydına,3-Davacılarca istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 258/2. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 24.11.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca karar kesindir.