Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/2149 E. 2023/54 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2149
KARAR NO: 2023/54
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 15.03.2022- 20.09.2022 tarihli ek karar.
NUMARASI: 2019/233 Esas – 2022/260 Karar
DAVA: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davalı vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine ilk derece mahkemesince istinaf başvurusunun süresinden sonra yapıldığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddine dair verdiği 20.09.2022 tarihli ek karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında … San. Ltd. Şti.’nin %50 hissesinin müvekkile devri için 22.06.2017 tarihinde hisse devir sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşme ile davalının … Utd. Şti.’deki %50 hissesini müvekkile devretmesi ve hisse devri karşılığında müvekkilce davalıya 95.000,00 TL ve 20.000,00 USD nakit olarak ödenmesinin kararlaştırıldığını, müvekkilin sözleşme gereğince davalıya 05/06/2017 tarihinde 50.000,00 TL ve 01/06/2017 tarihinde 41.000,00 TL tutarında ödeme yaptığını, yapılan ödemelerin banka havalesi ile yapılmış olduğunu, bu nedenle müvekkilce Kartal … Noterliği’nden keşide edilen 13.08.2018 tarihli ve … Yev. Numaralı İhtarname ile sözleşmeden cayma hakkını kullandığını ve … Ltd. Şti.’nin %50 hissesinin kendisine devri talebinden vazgeçtiği, müvekkil adına …’ın banka hesabından ödenen 91.000,00 TL’nin ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içerisinde iadesi hususunun davalıya ihtar edildiğini, ihtarnamenin davalıya 28.08.2019 tarihinde tebliğ edildiğini, davacı tarafça ihtarnamenin tebliğinden itibaren verilen 7 günlük süre içerisinde ihtarnameye herhangi bir cevap verilmediğini ve iadesi talep edilen tutarın müvekkile iade edilmediğini, bunun üzerine Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça icra müdürlüğünün yetkisine ve borca itiraz edildi i, davalının yetki itirazının tarafça kabul edilerek dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesinin talep edildiğini, talep üzerine dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesinin talep edildiği, talep üzerine dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderildiğini ve Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … E, Sayılı dosyasından davalıya yeniden ödeme emri gönderildiğini, davalının bu icra dosyasına da takibe konu borca ve tüm faiz ve ferilerine itiraz etiğini, tarafça 07.02.2019 tarihinde Arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, arabuluculuk görüşmeleri sonucunda taraflar arasında uzlaşma sağlanamamış olup 25.02.2019 tarihinde tutanak düzenlendiğini, davalının icra takibine konu borcu ödemediğini, Neticeten; davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına, davalının takibe konu alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere İcra İnkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili, savunmasında özetle; davacı ile … huzurunda 22.06.2017 tarihli Ortaklık Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeden sonra şüpheli …’nun yükümlülüklerini yapmadığı gibi müvekkili tehdit etmeye başladığını, davacının sözleşmenin 6. maddesine istinaden 91.000,00 TL ödediğini ancak 4.000 TL/20.000 USD ödemediğini, ana sözleşmeye muzgayir bir şekilde zorla farklı sözleşmeler imzalatmaya çalışan sanığın bir gün silah zoruyla müvekkile ek sözleşme imzalattığını, nihai hedefine ulaşamayınca da şirketi karar defterini zorla alıkoymak suretiyle şirketi zor durumda bıraktığını, davacı tarafın 22.06.2017 Ortaklık Sözleşmenin 9. maddesine İstinaden belirlediği 3. şahıs Rus Vatandaşı Öz Oğlu …’e Resmi olarak 26.07.2017 tarih, … sayı nolu Bakırköy …. Noterliğinde Hisse Devri Sözleşmesi yaptırdığını, fakat …’in oturum olmadığı için Ticaret Sicil Tescil yapılamadığını, yani müvekkilin sözleşmenin tüm şartları yerine getirdiğini, davacının icra sorunları olması sebebi ile banka ve resmi kanalları kullanılmadığından dolayı göndermiş olduğu 91.000 TL’yi sene içerisinde belirttiği yurt içi ve yurt dışında bulunan hesaplara … ve İsra Trans tarafırdan gönderildiğini, yani müvekkilin yapmış olduğu sözleşmenin tüm maddelerine harfiyen uyduğunu, davacının kendisinin cayma vs hakkı olmamasına rağmen zarar etmesine rağmen paranın fazlasını silah ile tehditle kendisine ödendiğini, kaldı ki sözleşme şartlarına uymayan davacının herhangi bir hak talep etme hakkının da olmadığını, neticeten; davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dosyada ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında dava dışı … San. Ltd. Şti.’nin %50 hissesinin davacıya devri için 22.06.2017 tarihli adi yazılı şekilde hisse devir sözleşmesinin düzenlenerek imzalandığı, bu sözleşme uyarınca davacı tarafından davalıya 91.0000,00 TL ödeme yapıldığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı … tarafından davacı hakkında Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’na silahla tehdit suçundan dolayı suç duyurusunda bulunulduğu; yapılan soruşturma neticesinde davacı hakkında takipsizlik kararı verilmiş olup verilen takipsizlik kararı kesinleşmiştir. Türk Ticaret Kanunu hükümleri uyarınca limited şirketlerde payın devri veya devir vaadi hakkındaki sözleşmelerin yazılı şekilde yapılması ve imzaların noterlikçe tasdik edilmesi gerekmekte olup bu şekil şartlarını taşımayan sözleşmelerin geçersiz olacağı açıktır. Davacının kendisine vaat edilen hisse devri sözleşmesinin gerçekleştirileceği inancıyla davalıya bir kısım ödemeler yaptığı, davalı tarafından söz konusu ödemenin hisse devrine karşılık yapıldığının kabul edildiği; ancak hisse devrinin gerçekleşmediği; taraflar arasındaki sözleşmenin kanuni şekil şartına uygun olarak yapılmadığından geçersiz bulunduğu anlaşılmakla, davacının geçersiz sözleşmeye dayalı olarak ödediği tutarları sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında ödemelerin yapıldığı davalıdan talep etme hakkının bulunduğu gerekçesiyle…” gerekçesiyle, açılan davanın kısmen kabulü ile davalının Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın 91.000,00 TL asıl alacak üzerinden iptali ile asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanun’un 2/2. maddesi uyarıca değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, alacağın likit olması nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile 18.200,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İlk derce mahkemesinin 20.09.2022 tarihli ek kararı ile “…Mahkememizden verilen 15/03/2022 tarih 2019/233 Esas 2022/260 sayılı karar hakkında davalı vekili tarafından 06/09/2022 tarihli dilekçesi ile istinaf yoluna başvurulmuş ise de, dosyanın tetkikinde gerekçeli kararın 22/08/2022 tarihinde davalı vekiline tebliğ edildiği, davalı vekilinin istinaf başvuru dilekçesini 06/09/2022 günü saat : 13.08’de oluşturarak mahkememize gönderdiği, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürenin 05/09/2022 günü saat :23.59’a kadar devam ettiği, ancak davalı vekilinin istinaf başvurusunun belirtilen süre geçtikten sonra yapıldığı anlaşılmakla, HMK’nun 346.1 maddesi uyarınca istinaf dilekçesinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf dilekçesinin kanuni süre geçtikten sonra olması nedeniyle reddine karar verilmiş, davalı vekilince iş bu ek karara karşı da istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; HMK’nın “Adli tatil süresi” başlıklı 102. maddesine göre “Adli tatil, her yıl yirmi temmuzda başlar, otuz bir ağustosta sona erer. Yeni adli yıl bir eylülde başlar.” hükmü bulunduğunu, aynı Kanun’un 103. maddesinde adli tatilde görülecek dava ve işler sayılmış olup 104. madde uyarınca adli tatile tabi olan dava ve işlerde bu kanunun tayin ettiği sürelerin bitmesi tatil zamanına rastlarsa, bu süreler ayrıca bir karara gerek olmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılacağının hükme bağlandığını, Mahkeme tarafından verilen 15/03/2022 tarih 2019/233 Esas 2022/260 sayılı kararın 22/08/2022 tarihinde tebliğ edildiğini, taraflarından ise 06/09/2022 tarihli dilekçe ile istinaf yoluna başvurulduğunu, istinaf süresinin 08-09-2022 tarihine kadar devam ettiğinden istinaf başvurusu süresinde yapılmış olup mahkeme kararı usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, öncelikle ek karının kaldırılmasına, asıl istinaf dilekçeleri doğrultusunda istinaf incelemesi yapılarak, hükmün kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 67. maddesi uyarınca itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İlk derce mahkemesince 20.09.2022 tarihli ek karar ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun süre yönünden reddine karar verildiği, davalı vekilince iş bu ek karara karşı da istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Öncelikle, ilk derece mahkemesince istinaf başvurusunun süre yönünden reddine dair ek karara yönelik istinaf başvurusunun incelenmesi gerekir: Davacı tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasında ilk derece mahkemesince verilen 15.03.2022 tarihli gerekçeli kararın davalı vekiline 22.08.2022 tarihinde tebliğ edildiği, bu karara karşı davalı vekilince 06.09.2022 tarihinde istinaf başvurusunda bulunulduğu ihtilafsızdır. İlk derece mahkemesince, istinafa konu 20.09.2022 tarihli karar ile davalı vekiline 22.08.2022 tarihinde tebliğ edilen gerekçeli karara karşı iki haftalık istinaf başvuru süresinin 05.09.2022 tarihinde dolduğu, yasal süreden sonra 06.09.2022 tarihinde istinaf başvurusunda bulunulduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir. Davalı vekilince HMK’nın 102-103 ve 104 maddelerindeki yasal düzenleme uyarınca istinaf süresinin adli tatil içinde bitmesi halinde, sürenin adli tatilin bitmesinden itibaren bir hafta uzamış sayılacağı, buna göre istinaf başvuru süresinin 08.09.2022 tarihine kadar uzamış sayılması gerektiği ileri sürülerek, 06.09.2022 tarihli istinaf başvurusunun yasal süre içinde yapıldığı ileri sürülmüştür. Yukarıda belirtildiği üzere davalı vekiline gerekçeli kararın 22.08.2022 tarihinde tebliğ edildiği ihtilafsızdır. Buna göre iki haftalık istinaf başvuru süresi 05.09.2022 tarihinde dolmakta olup, iki haftalık istinaf başvuru süresi adli tatil içinde değil, adli tatil bittikten sonra verildiğinden, başvuru süresinin uzaması söz konusu değildir. Bu nedenle ilk derece mahkemesinin HMK’nın 346. maddesi uyarınca verdiği ek kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanaatine varılmış, bu nedenle ek karara yönelik istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.Bu açıklama ışığında ilk derece mahkemesinin ek kararı ve gerekçesi isabetli olup, davalı vekilinin aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde olmadığından, davalı vekilinin HMK’nın 346. maddesi uyarınca verilen ek karara yönelik istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-Davalı vekilinin HMK’nın 346. maddesi uyarınca verilen ek karara yönelik istinaf başvurusunun, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine 2-Davalı tarafından ek karara karşı istinaf başvurusu sırasında yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harçlarının Hazineye irad kaydına; davalı vekili tarafından esas başvuru sırasında yatırılmış olan 1.473,36 TL ve 80,70 TL olmak üzere toplam 1.554,06 TL harcın, talep halinde davalıya iadesine,3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353.1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 19.01.2023 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU:HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.