Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2139
KARAR NO: 2022/1567
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
ARA KARAR TARİHİ: 19.07.2022
NUMARASI: 2022/469 E.
DAVANIN KONUSU: Çekin İstirdadı
Taraflar arasındaki çek istirdadı davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında verilen ihtiyati tedbir talebinin reddi ara kararına davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … Dış Ticaret Limited Şirketi’nden ticari faaliyeti kapsamında, … Bankası AŞ, Dünya Ticaret Merkezi Şubesine ait … nolu, 29.04.2022 keşide tarihli ve 250.000,00 TL bedelli çeki teslim aldığını, müvekkil şirketin ticari işleri gereği piyasadan toptancı olarak et kesimi yaptırmakta ve sürekli olarak toptancı olarak çalışmakta olduğunu, bu nedenle iş yerlerini sürekli gezdiğini, et fiyatlarının yüksek olmasında dolayı ve yine sürekli fiyatların değişmesinden dolayı da yüksek meblağlı çek kullandığını, piyasada oluşan güven problemi nedeniyle çeklerin müşterilere gösterilmeden et (mal) alınmasının artık mümkün dolmadığını, çekin gezdirilmesinin işin bir gereği olduğunu, istirdadı istenen çekin çek defterinde gününün yaklaşmasından dolayı iş yerinde arandığını, ancak bulunamadığını, müvekkili şirketin tüm aramalarına rağmen bulunamayan dava konusu çekin, rızası dışında elinden çıktığının anlaşıldığını, bunun üzerine İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/304 Esas sayılı dosyası ile “çekin ödemeden men edilmesi, iptali veya iadesi” davası açıdığını, bu dosya üzerinden yapılan ilan neticesinde davalı tarafça “dava konusu çekin elinde bulunduğunu” beyan ederek davaya müdahale talebinde bulunulduğunu, kural olarak bir olgudan kendi yararına haklar çıkaran tarafın, o olguyu kanıtlamak zorunda olduğunu, olumsuz tesbit ve istirdat davasında da sözü edilen bu genel kuralın uygulandığını, müvekkilinin senedin zilyedliğinin haksız fiil (çekin hırsızlanması) sonucu kaybedildiğini, davalının çekte yetkili hamil olmadığını, bu çek ile ilgili taraflar arasında bir hukuki ilişki olmadığını, dava konusu çekin davalının eline geçirdiği bir çek olduğunu, bu hususu bilen şahitlerin olduğunu, davalı tarafın haksız ve kötüniyetli olduğunu, çekin iadesi için sürekli para talep ettiğini, bile bile borçlunun zararına hareket ettiğini ileri sürerek, dava konusu çekin TTK’nın 757/1. maddesi gereğince ödemeden menine dair ihtiyati tedbire ve çekin istirdadı ile davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; çekin sıralı çek olduğunu, davacı tarafın daha önce ödemesi bulunduğunu, davanın haksız olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin değerlendirildiği 19.07.2022 tarihli ara karar ile ; “… İhtiyati tedbirde asıl olan, ihtiyati tedbire esas bir hakkın varlığı ve bir ihtiyati tedbir sebebinin bulunmasıdır. HMK’nun 390/3 maddesine göre tedbir talebi eden taraf, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve kendisinin haklılığını yaklaşık olarak yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Geçici hukuki koruma kararlarından olan ihtiyati tedbir kararı verirken asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar verilmemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını gözetilmesi gerekli ve zorunludur. Kanun koyucu, ihtiyati tedbir hakkında karar verecek olan Hakime geniş bir taktir alanı bırakmış ise de, Hakim her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemeli ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre, ihtiyati tedbir kararı verdiğinin kararında belirtilmelidir, ihtiyati tedbir şartları mevcut değilse kanunun ön gördüğü ölçüde ıspat edilememişse, veya yaklaşıkda olsa ıspatı yargılamayı gerekiyorsa ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir.HMK’nun 389. Maddesindeki şartların mevcut olması ve talep halinde ihtiyati tedbire karar verilmelidir. Somut olayda; dava konusu çekteki ciro silsilesi ve dosya kapsamındaki belgeler dikkate alındığında davacı iddialarının (TTK 792 md kapsamında) yargılamayı gerektirdiği, davacının talebinin yaklaşık ispat ile ispatlayamadığı …”gerekçesiyle, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilince, istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemenin gerekçesinin yerinde olmadığını, müvekkilinin … Dış Ticaret Limited Şirketi’nden ticari faaliyeti kapsamında, … Bankası AŞ, Dünya Ticaret Merkezi Şubesine ait … nolu, 29.04.2022 keşide tarihli ve 250.000,00 TL bedelli çeki teslim aldığını, çekin rızası dışında elinden çıktığını, İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/304 Esas sayılı dosyası ile “çekin ödemeden men edilmesi, iptali veya iadesi” davası açıldığını, davaya müdahil olarak katılan davalının çekte yetkili hamil olmadığının açık olduğunu, taraflar arasında hukuki bir ilişki bulunmadığını, konuya ilişkin olarak İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 19.09.2018 Tarihli, 2018/1020 Esas -2018/825 Karar sayılı emsal kararında “Sunulan çek fotokopisinden ilgili çekin lehdarının davacı olduğu, çekin davacı adına keşide edildiği görüldüğü, Esasen hasımsız olarak açılan ve kesin hüküm niteliği de taşımayacak olan bu türden davalarda, davacının mahkemeye olumlu bir kanaat verecek kadar delil sunmasını yeterli saymak gerektiğini, Aksinin kabulü ile davacının daha fazlasını ispata zorlanması, çeklere de uygulanacak olan TTK 757 ve devamı maddelerindeki zayi nedeniyle kıymetli evrak iptali hükümlerinin uygulanmasını ve bu nitelikte açılan davalarda ödeme yasağı talebini imkânsız hale getireceği belirtilerek ihtiyati tedbir talebinin kabulü gerektiğine” hükmedildiğini, bu nedenlerle, ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ara kararın kaldırılmasına ve ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, istinafa cevap dilekçesinde özetle;…, … seri numaralı çekler hamiline ödenmiş olup dava konusu çekin sıralı çek olduğunu, davacı tarafın daha önce iki çekin ödendiğini bildiğini, hatta bir tane çek için kendisinin hesaba para aktarımı yaptığını, bu nedenle davacı tarafın bu meblağı ödeyeceğini bilmesine rağmen süreci uzatmak adına iyi niyetten yoksun davrandığını, ödeme makbuzunun mevcut olduğunu belirterek, istinaf isteminin reddini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 792. maddesi uyarınca çek istirdadı istemine; ihtiyati tedbir talebi, çek hakkında ödenmeden men yasağı konulmasına ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sırasında ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ara karar verilmiş; bu ara karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı taraf eldeki dava ile … Ticaret Limited Şirketi’nden ticari faaliyeti kapsamında, … Bankası AŞ, Dünya Ticaret Merkezi Şubesine ait … nolu, 29.04.2022 keşide tarihli ve 250.000,00 TL bedelli çeki teslim aldığını, ancak çekin rızası dışında elinden çıktığını ileri sürerek, davalı tarafından ele geçirilen çekin istirdadına karar verilmesini istemiş, ayrıca, dava konusu çek hakkında ödemeden men yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiştir. Mahkemece, tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Dava konusu olan … nolu, 29.04.2022 keşide tarihli ve 250.000,00 TL bedelli çekin, … Bankası AŞ’nin Dünya Ticaret Merkezi Şubesine ait olduğu, keşidecisinin … Dış Ticaret Limited Şirketi, lehdarının davacı olduğu, çekin lehdar tarafından …’ ciro edildiği, ardından davalıya ciro edildiği, 05.05.2022 tarihinde ibraz edildiği, ödeme yasağı nedeniyle ödeme yapılmadığı, ayrıca hesapta karşılığının da bulunmadığı anlaşılmaktadır. HMK’nın 389/1.maddesi ”Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. ” hükmünü, 390/3.maddesi “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” hükmünü, 391/1.maddesi ise ” Mahkeme, tedbire konu olan mal veya hakkın muhafaza altına alınması veya bir yediemine tevdii ya da bir şeyin yapılması veya yapılmaması gibi, sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verebilir” hükmünü içermektedir. Somut olayda davacı davada, TTK’nın 792. maddesi uyarınca, öncelikle çekin meşru hamili iken elinden rızası hilafına çıktığını ve ardından davalının çeki iktisapta kötü niyetli olduğunu kanıtlamakla yükümlüdür. Aynı şekilde ihtiyati tedbir talebine ilişkin olarak da 390/3. maddesi gereğince davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmelidir. Dosyadaki mevcut deliller itibariyle, davacının bu konulardaki iddialarını yaklaşık olarak ispat etmiş olduğunun kabulü mümkün değildir. Bu nedenle, mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ayrıca, davacı vekilinin istinaf dilekçesinde yer verdiği İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin kararı, kıymetli evrakın iptali davalarına ilişkin olup eldeki davada uygulanma yeri bulunmamaktadır. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/b.1 ve 391/3 maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı/ihtiyati tedbir isteyen vekilinin 19.07.2022 tarihli ara karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3 maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve karar harçlarının Hazineye gelir kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.24.11.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve 391/3maddeleri uyarınca karar kesindir.