Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/2131 E. 2022/1534 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2131
KARAR NO: 2022/1534
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/09/2022
NUMARASI: 2022/287 D.İŞ – 2022/292 K.
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
Taraflar arasında görülen ihtiyati haciz talebinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, kararda yazılı nedenlerle verilen talebin reddine, dair karara karşı ihtiyati haciz talep eden tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekili, talep dilekçesinde özetle; taraflar arasında 17.12.2019 tarihinde düzenlenen sözleşme ile 2000-2200 UST ekstrüzyon pres hattına ilişkin malzeme ve montaj hizmetinin sunulacağı hususunda anlaşma sağlandığını ve sözleşmede, müvekkili şirketin yanlızca nakliye sigorta ücretinin ödenmesi açısından sorumlu olmasına rağmen, davalının uluslararası nakliye bedelini ödenmediğini, müvekkilinin iyi niyetle navlun bedelini davalı adına ödediğini, davalı yanca kurulum sonrası alınan sarf malzemelerinin bedelinin de ödenmediğini, davalının, makinelerin nakliye ödemelerini, sözleşme bedeli ödemelerini, sarf malzeme ödemelerini ve sözleşme dışı vinç talebine ilişkin ödemelerini yapmadığını, bu nedenle makinelerin uzun süre yurt dışından getirilmediğini, müvekkilinin bu bekletmeden kaynaklı zararı bulunduğunu ileri sürerek, 38.000,00 USD navlun bedeli, 87.574,36 TL sarf malzeme ve ekipman bedelini içerir fatura alacakları ve 45.446,41 TL vinç hazırlanmasına ilişkin fatura alacakları yönünden borçlu şirkete ait taşınır ve taşınmaz mallar ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi kararında özetle; ” ….Talep, navlun bedeli ve sarf malzeme ve ekipman bedelini içerir muaccel fatura alacağına ilişkin ihtiyati haciz talebine ilişkindir.Talep edenin yaptığını iddia ettiği 38.000,00 USD’lik ödemeye ilişkin belgeyi sunması, ayrıca taraflar arasındaki sözleşmenin 9.4 maddesine göre mal tesliminin ekipmanlar kurulup test edildikten sonra ilk üretimin yapılması halinde sağlanmış sayılacağının kararlaştırıldığı, dosyada buna ilişkin belge olmadığı gibi ‘Toplam, Tesis Ekipman Belgesi’ isimli belgede eksiklik ve bazı ayıpların olduğunun yazıldığı, yine talep edence, ‘Cevabı İhtarname’ başlığı ile keşide edilen ihtarnamenin dosyaya sunulmasına karşın, karşı tarafın talep edene keşide ettiği ihtarnamenin dosyaya sunulmadığı, sonuç olarak yaklaşık ispat koşullarının yerine getirilmediği anlaşıldığından talebin reddine” gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı, ihtiyati haciz talep eden vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati haciz talep eden vekili istinaf başvuru dilekçesinde; İhtiyati haciz talebinin borçlu tarafından ödenmesi gereken navlun bedeli, sarf malzeme ve ekipman bedeli ile vinç bedeline ilişkin olduğunu, sözleşmenin niteliği gereği bu borçların davalıya ait olduğunu, navlun bedelinin ödendiğinin sunulan dekont ile sabit olduğunu, sarf malzeme ve ekipman bedeline ilişkin faturanın da bulunduğunu, vinç bedeline ilişkin irsaliyeli faturanın da bulunduğunu, müvekkilinin alacağının yaklaşık ispat ölçüsünde kanıtlandığını, sadece cevabi ihtarnamenin sunulduğuna değinilerek talebin reddine karar verildiğini, oysa temerrüt olgusunun gösterilmesi için son ihtarın konulduğunu, bu nedenle diğer ihtarların da sunulduğunu, müvekkilin sözleşme hükümleri gereği edimlerini tam ve eksiksiz olarak ifa etmiş olması nedeniyle sözleşme bedeli, cezai şart vs alacakları yönünden İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/605 Esas sayılı dosyası ile alacak davası açtığını, ihtiyati haciz talebine konu edilen alacakların ise yargılamayı gerektirmeyen ve edimlerin yerine getirilmesine bağlı olmayan alacaklar olduğunu, navlun bedeli, sarf malzeme ekipman bedeli ve vinç bedelinin karşı tarafça ödenmesi gerektiğinin sözleşmede açıkça belirlendiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve talebin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, satım sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve cezai şart bedelinin tahsili istemi içinde talep edilen ihtiyati haciz istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş; bu ara karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı vekili, taraflar arasında düzenlenen 17.09.2019 tarihli sözleşme uyarınca, müvekkilinin sattığı emtiayı yurt dışından temin ettiğini, navlun ücretinin davalıya ait olmasına rağmen bu ücretin de müvekkilince ödendiğini, satılan emtianın kurularak teslim edilmesine rağmen sözleşme bedeli, nakliye ücreti ve satılan sarf malzemesi bedelinin ödenmediğini ileri ileri sürerek, ihtiyati haciz istemiştir. Davacı vekili bir kısım alacakların tahsili amacıyla müvekkilinin İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/605 Esas sayılı dosyasında dava açtığını belirtmiştir. Anılan dosyada davalı vekilinin cevap dilekçesi sunduğu belirlenmiştir. Cevap dilekçesinde, davacının edimini süresinde ifa etmemesi nedeniyle alıcının uğradığı zararların tazmini amacıyla dava tarihinden önce Elazığ 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/234 Esas sayılı dosyasında dava açıldığı, aralarında bağlantı bulunan davaların birleştirilmesi gerektiği, mahkemenin yetkisiz olduğu, davacının sözlemeden kaynaklanan alacağının bulunmadığının savunulduğu görülmüştür. İhtiyati haciz İİK’nın 257 ve devamı maddelerinde düzenlenen bir geçici hukuki koruma kurumu olup, yargılamadan önce talep edilebileceği gibi derdest bir dava içinde de istenmesi mümkündür. Talep edenin alacağını, yukarıda açıklandığı üzere taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümlerine dayandırdığı, ilk derece mahkemesi kararında da işaret edildiği üzere, talebin değerlendirildiği aşama itibariyle tarafların karşılıklı hak ve yükümlülüklerinin belirlenemediği, mevcut aşamada sunulan deliller kapsamında İİK’nın 258. maddesi uyarınca alacağın varlığı ve miktarının yaklaşık olarak ispat edilmemesi nedeniyle ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.Yine dosya kapsamındaki delillerden, davalıların mal kaçırdığı ve davalı şirketin içinin boşaltıldığı sonucuna ulaşılamadığı da gözetildiğinde İİK 257/2 maddedeki koşulların da oluşmadığı anlaşılmıştır. İhtiyati haciz, belirtildiği üzere İİK 257 vd maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenleme kapsamında mahkeme gerekçesinde ifade edildiği üzere yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği ve sunulan delillerle geçici hukuki koruma kararı verilemeyeceğine ilişkin karar yerinde olup, davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde değildir.Yukarıda açıklanan gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ihtiyati haciz talep eden alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1 ve HMK’nın 258/3. maddeleri uyarınca, ihtiyati haciz talep eden alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-İhtiyati haciz talep eden tarafından yatırılan istinaf başvuru ve karar harçlarının Hazineye gelir kaydına,3-İhtiyati haciz talep eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1 ve 258/3 maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.17.11.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve 258/3. maddeleri uyarınca karar kesindir.