Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/2056 E. 2022/1578 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2056
KARAR NO: 2022/1578
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 09/09/2022
NUMARASI: 2022/573 Esas
DAVA: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında talep edilen ihtiyati haciz talebinin ilk derece mahkemesince reddine dair verilen ara karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile karşı taraf arasında yapılan ticari ilişkiden kaynaklı faturada detayları verilmiş malzeme ve hizmetleri sağlamış olup bu hizmete ilişkin fatura düzenlemiş ancak davalı borçlu müvekkil şirkete fatura tutarına ilişkin herhangi bir ödeme gerçekleştirmediğini, davalı aleyhine Beykoz İcra Müdürlüğü … esas sayılı icra takibi başlatıldığını, davalıların taşınır, taşınmaz ve üçüncü şahıslardaki tüm varlıklarına ihtiyati haciz talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince ihtiyati haciz talebinin değerlendirildiği 09.09.2022 tarihli ara kararla; “… Her ne kadar ihtiyati haciz isteyen vekili tarafından borçlu aleyhine ihtiyati haciz talebinde bulunulmuş ise de; faturanın tek başına alacağın varlığı ve miktarının tespitinde yaklaşık ispata yönelik delil kapsamında değerlendirilemeyeceği, ihtiyati haczin yasal koşullarının oluşmadığı, talebin maddi hukuk anlamında yargılamayı gerektirdiği…” gerekçesiyle, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Bu ara karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkilinden alınan duyuma göre davalının mallarını kaçırmakta ve taşınır ve taşınmaz mallarını muvazaalı olarak devretmeye hazırlanmakta olduğunu, davalının mallarını kaçırması ve taşınır ve taşınmaz mallarını muvazaalı olarak bir başkasına devretmesi durumunda müvekkilinin dava lehine sonuçlanması halinde dahi haklı alacağını tahsil edemeyecek ve bu durumdan dolayı telafisi mümkün olmayan büyük zararlara uğrayacağını, kira sözleşmesine dayanan aleni ilişkinin davalı tarafından kötüniyetle inkar edilmiş olmasının, yargılama sürecinde mal kaçırma ihtimalinin bulunması ve böyle bir durumda ilerde yargılama sonunda verilecek kararın infazının mümkün olmayacağı göz önüne alınarak, alacağın varlığı ve muaccel olduğu ve İİK.’nun 257/II. maddesindeki koşulların gerçekleşmiş olduğu konusunda mahkemece yaklaşık ispat kurallarına göre ihtiyati haciz isteminin kabulüne karar verilmesi gerekirken, talebin reddedilmesinin hukuka ve hakkaniyete uygun düşmediğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve talepleri gibi ihtiyati haciz kararı verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, derdest dava dosyası içinde İİK’nın 257 vd. maddeleri uyarınca ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen ara karara karşı İİK’nın 258/2. maddesi gereğince istinaf talebine ilişkindir. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı davalı ile ticari ilişkisi kapsamında fatura konusu mal ve hizmeti sunduğunu ileri sürerek alacaklı olduğunu, alacağın tahsili için yaptığı takibe yöneltilen itiraz üzerine eldeki itirazın iptali davasının açıldığını belirterek, davalı aleyhine ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık, davacı şirketin ihtiyati haciz talebinin ve mahkeme kararına itirazlarının yerinde olup olmadığına ilişkindir. İİK’nın 257. maddesinde ihtiyati haciz şartları düzenlenmiştir. Maddede, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının, borçlunun yedinde veya üçüncü şahıstan olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği belirtilmiş, maddenin 2. fıkrasında ise, 2 bent halinde, vadesi gelmemiş borçlardan dolayı, borçlunun muayyen yerleşim yerinin olmaması, borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadı ile mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz istenebileceği düzenlenmiştir.İİK’nın 258. hükmüne göre, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması yeterlidir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gerekenin, alacağın usul kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesi yeterli kabul edilmektedir. Öte yandan, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın yargılamayı gerektirmemesi şeklinde bir koşulda kanunda öngörülmemiştir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı sona erdirmek değildir. İhtiyati hacizde amaç, ihtiyati tedbire benzer şekilde, Anayasa’nın 2. maddesinde yer alan ” hukuk devleti ” ilkesinin bir gereği olarak bireylere etkin hukuki himaye sağlamaktır.Geçici hukuki koruma niteliğinde olan ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yukarıda yer verildiği üzere, işin yargılamayı gerektirdiğine dair bir gerekçenin yasanın amacına ve uygulamasına uygun düştüğünden söz etmekte mümkün değildir. Ancak ilk derece mahkemesi kararında da işaret edildiği üzere, fatura tek başına alacağı kanıtlayacak belge değildir. Bu nedenle ihtiyati haciz talebinin reddi kararında isabetsizlik görülmemiştir. Bunun yanısıra davacının borçlunun mal kaçırma ve mallarını muvazaalı devretme gibi iddiaları yönünden ise kanıt sunulmadığı gözetildiğinde mahkemece ihtiyati haciz talebinin red kararında bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, İİK’nın 258/3 ve HMK’nın 353/1.b.1. maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin verdiği ihtiyati haciz talebinin reddine dair ara karar isabetli bulunduğundan, ihtiyati haciz talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1 ve HMK’nın 258/3. maddeleri uyarınca, ihtiyati haciz talep eden alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve karar harçlarının Hazineye irat kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve 258/3 maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 24.11.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve 258/3. maddeleri uyarınca karar kesindir.