Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/2053 E. 2022/1820 K. 30.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2053
KARAR NO: 2022/1820
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/04/2022
NUMARASI: 2022/116 E. – 2022/296 K.
DAVANIN KONUSU: Yargılamanın İadesi- İtirazın İptali (Ticari Satım Kaynaklı)
Taraflar arasındaki yargılamanın iadesi davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle reddine dair verilen karara karşı, davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, 21.02.2022 tarihli yargılanmanın yenilenmesine dair dava dilekçesinde özetle; 2020/644 Esas sayılı dosyada 17.12.2021 tarihinde 2021/895 sayılı karar ile davanın kısmen kabulüne karar verildiğini ancak işlemiş faizler, yargılama giderleri, avukatlık vekalet ücreti, icra takip masraflarının, bakiye alacak hesaplamasının hatalı olduğunu, taraflar arasında imzalanan satım sözleşmesi gereğince davalının 16.225,00 TL nakit ödemeyi üstlendiğini, borcun faturalandırılarak tebliğ edildiğini, davalının sözleşmede kararlaştırılan ödemeyi vadesinde gerçekleştirmediğini, 30.11.2019 tarihinde temerrüde düştüğünü, davalı hakkında 18.02.2020 günü icra takibi başlatıldığını, davalının asıl alacak miktarını banka aracılığıyla ödediğini, ancak takip talebinde ve ödeme emrinde gösterildiği üzere işlemiş temerrüt faizinin mevcut olduğunu, dosyaya sunulan bilirkişi raporunda dahi belirtildiğini, söz konusu takibin 570,76 TL işlemiş faiz ve giderler için devam ettirilmiş olup her nasılsa asıl alacak için icra takibi devam ettirilmiş gibi karşı tarafa verilmek üzere vekalet ücretine hükmedildiğini, açıkça hatalı hüküm nedeniyle yargılanmanın yenilenmesini talep etme zaruriyetinin doğduğunu iddia ederek, 2020/644 Esas, 2021/895 Karar 17.12.2021 tarihli karar bakımından yargılanmanın yenilenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; mazeret dilekçesini ibraz ederek aynı dilekçede davanın, HMK’nın 374. maddesinde düzenlenen yargılamanın iadesi sebepleri mevcut olmadığından reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; Mahkememizin 2020/644 E -2021/895 K sayılı ilamı ile davalı … İnşaat Ltd. Şti. Hakkında yapılan icra takibi sonucunda haksız itirazın iptali istemine ilişkin olarak yargılama yapıldığı, yargılama sonunda dava kısmen kabul edilerek icra takibine konu asıl alacağın ödendiği anlaşılmakla ödenmeyen talepler yönünden İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra takibine konu yapılan itirazın 570,76-TL yönünden iptaline takibin bu miktar üzerinden takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden devamına, asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının borçlu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verildiği, kararın talep edilen miktar itibariyle kesin nitelikte olduğu, HMK’nın 375. maddesinde sınırlı olarak sayılan yargılamanın iadesi sebeplerinden hiçbirinin somut olayda oluşmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine dair oluşan vicdani kanıya göre aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.” gerekçesiyle, HMK’nın 375 ve 379 maddeleri uyarınca yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı ve davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; iddialarını tekrar ederek kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, takip konusu asıl alacağın takibin açıldığı gün borçlu tarafından müvekkili şirkete ödendiğini, bunun üzerine ödeme gününe kadar işlemiş faiz, icra takip masrafları, vekalet ücreti, yargılama giderleri üzerinden bu takibin devam ettirildiğini, ilgili faturada ödeme vadesinin belirtildiğini, faturaya ilişkin ödemenin 80 gün olarak geciktiğini, sözleşme gereğince vade farkının hesaplandığını, davalı şirketin ihtara gerek olmaksızın temerrüde düştüğü gibi faiz alacağına da katlanması gerektiğini, davalı lehine verilen vekalet ücretinin hukuka aykırı olduğunu iddia ederek, kararın kaldırılmasını ve taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmiş olmasına rağmen 3. maddede vekalet ücreti taktirine yer olmadığına dair kurulan hükmün usul ve yasaya aykırı olduğunu, yargılanmanın yenilenmesi istemi reddedildiğine göre müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini iddia ederek, kararın vekalet ücreti yönünden düzeltilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, HMK’nın 374 vd. maddeleri uyarınca yargılamanın yenilenmesi talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı ve davalı vekilleri tarafından, yasal süreleri içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. Maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosya kapsamından, davacı şirket tarafından davalı aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında 16.225,00 TL asıl alacak ve 570,76 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 16.795,76 TL faturadan doğan alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlattığı, davalı borçlunun ödeme emrinin tebliğ alınmasıyla birlikte bütün ödemelerin yapıldığı belirtilerek takibe itiraz ettiği, davacı şirket tarafından takip konusu asıl alacak haricindeki faiz ve ferileri yönünden harca esas değer 3.600,00 TL gösterilmek suretiyle yargılanmanın yenilenmesi talebinde bulunulan dosyada itirazın iptali davasının açıldığı, İstanbul 20.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/644 Esas, 2021/895 Karar ve 17.12.2021 tarihli yargılanmanın yenilenmesi talep edilen dosyada mahkemece davanın kısmen kabulüne, davacı tarafın başlattığı İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında borçlu davalı tarafından 16.225,00-TL ödeme yapıldığı anlaşılmakla yapılan itirazın 570,76-TL yönünden iptaline, takibin bu miktar üzerinden takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden devamına, hükmolunan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının borçlu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T tarifesi gereği 570,76 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T tarifesi gereği 3.029,24 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine şeklinde kesin olarak karar verildiği, davacı vekili tarafından kesin olarak verilen karara karşı 25.02.2022 tarihinde işbu yargılamanın iadesi istemli davanın açılmış olduğu anlaşılmıştır. Uyuşmazlık, yargılanmanın yenilenmesi şartlarının oluşup oluşmadığı, davalı yararına vekalet ücreti taktir edilmemiş olmasının isabetli olup olmadığına ilişkindir. Davacı vekili mahkemenin vermiş olduğu hükmün hatalı olduğunu faiz ve icra masrafları ile vekalet ücretine dair hükmün hatalı kurulmuş olduğunu iddia ederek yargılamanın iadesini talep etmiştir. 492 Sayılı Harçlar Kanunu 2. maddesi gereğince,” Yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanları, yargı harçlarına tabidir. Ceza mahkemelerinde şahsi hukuka ait hakların hüküm altına alınması halinde de, celse harçları hariç olmak üzere (1) sayılı tarifeye göre harç alınır. “denilmektedir. Yargılamanın iadesi davası, ilk davadan ayrı yeni bir dava olup, dava değeri üzerinden, tıpkı yeni açılan davalar gibi yargılama harçlarına tabidir. Nitekim, Harçlar Kanunu’nun 10. maddesi gereğince yargılamanın iadesi davalarında, yeni davalar gibi harç alınacağı hükme bağlanmıştır. Aynı Kanun’un “Harcı ödenmeyen işlemler” başlıklı 32. madde gereğince ise ” Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse, işleme devam olunmakla beraber, bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır” şeklindedir. İlk Derece Mahkemesince yargılanmanın yenilenmesi talebine ilişkin olarak harç alınmamış olduğu görülmektedir. Oysa, Harçlar Kanunu 10. Madde gereğince, yargılamanın yenilenmesi talepli davalar nispi harca tabi davalardan olduğundan, (1) Sayılı Tarife gereğince anlaşmazlık konusu değer üzerinden nispi harç alınması gerekmektedir. Dava harcı, kamu düzenine ilişkin olup, davanın görülmesi için yasayla getirilmiş dava şartı niteliğindedir. Bu nedenle, harç konusu HMK.m. 355 uyarınca Dairemizce resen nazara alınmıştır. Dava harcı kamu düzenine ilişkin olup, davanın görülebilmesi için gereklidir. Yine harcın ikmal edilmemesi halinde yapılacak işlem Harçlar Kanunun 32. maddesinde gösterilmiş, aynı Kanun’un 30. maddesinde “Muhakeme sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden pesin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz.” düzenlemesine yer verilmiştir. İlk derece mahkemesince, başvuru harcının ve dava değeri üzerinden peşin harcın yatırılması hususunda, kanuni sonuçları hatırlatılmak suretiyle, kesin süre verilmesi yoluna gidilmelidir. Davacı yana verilen kesin sürede harcın ikmal edilmesi hâlinde işin esasıyla ilgili karar verilmesi, aksi durumda ise yukarıda yer verilen 492 sayılı Kanun’un 30-32 maddeleri dikkate alınarak, mahkemece dava dosyasının HMK’nın 150. maddesi uyarınca işlemden kaldırılması, üç aylık yasal sürede harç ikmal edilip dava yenilenmez ise davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde işin esasının incelenip karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.4 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacı ve davalı vekilinin esasa ilişkin istinaf nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca, işin esası incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Taraflarca yatırılan istinaf peşin karar harçlarının talep halinde iadesine,4-Taraflarca yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,5-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına dair; HMK’nın 353/1.a. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 30.12.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.