Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/2013 E. 2022/1515 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2013
KARAR NO: 2022/1515
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07.06.2022
NUMARASI: 2022/158 E.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Alım Satım)
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında davalı vekilinin ihtiyati tedbire itirazının kabulüne dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; ihtiyati tedbir kararının şartlarının oluşmadığını, fifa tarafından müvekkiline 15/02/2022 tarihinde fifa sertifikası düzenlenip verildiğini, müvekkilinin bu sertifikayı 23/02/2022 tarihinde karşı taraf şirket yetkilisine ilettiğini, tedbirin teminatsız olarak verilmesinin hatalı olduğunu, tedbirin yetkili mahkemede verilmediğini, ihtiyati tedbir talebinin dava açılmadan önce istenmesi hâlinde, bu talebin herhangi bir mahkemede değil, asıl uyuşmazlığın görüleceği görevli ve yetkili mahkemeden istenmesi gerektiği, taraflarca imzalanan sözleşmenin 5.maddesinde; ”Sözleşmeden kaynaklı çıkacak uyuşmazlıklarda İstanbul Anadolu mahkeme ve icra daireleri ” ile yetkili kılındığını, taraflar arasında geçerli bir yetki sözleşmesi bulunduğunu, iş bu nedenle sözleşmeden kaynaklı uyumazlıklar için açılacak davalarda yetkili yer mahkemesinin İstanbul Anadolu mahkemeleri olduğunu, aynı zamanda müvekkil şirketin adresinin de yetkili kılınan yer adli sınırları içerisinde bulunduğunu, tedbir kararının isteneceği mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret mahkemesi olduğunu, yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili yer mahkemesine gönderilmesi gerektiği beirtilerek ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını, aksi halde %20den aşağı olmamak üzere teminat alınmasını, yetkisizlik yönünden ihtiyati tedbirin reddini talep etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; davalı vekili ihtiyati tedbir şartlarının oluşmadığını, sözleşmede müvekkil şirketin üretip satmış olduğu suni çim halının teminat mektubunun vade tarihi olan 25.02.2022 tarihine kadar Fifa sertifikalı olacağını, karşı tarafa taahhüt ettiğini, fifa tarafından 15.02.2022 tarihinde müvekkili şirket adına sertifika düzenlendiğini, kesin teminat mektubunun vadesinin uzatılmasında hukuki yarar ve yasal dayanak bulunmadığını, HMK 394/4.fıkrasında itiraz üzerine mahkemenin tedbir kararını değiştirebileceğini veya kaldırabileceğini, ayrıca aynı yasanın 390.maddesinde ihtiyati tedbir talebinin dava açılmadan önce istenmesi halinde asıl uyuşmazlığın görüleceği görevli ve yetkili mahkemeden istenmesinin düzenlendiğini, taraflarca imzalanan sözleşmenin beşinci maddesinde sözleşmeden kaynaklı uyuşmazlıklarda İstanbul Anadolu Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili kılındığını, geçerli bir yetki sözleşmesinin olduğunu, ayrıca müvekkili şirketinde adresinin yetkili kılınan adli sınırlar içerisinde bulunduğunu, yetkisiz mahkemece verilen tedbir kararının kaldırılmasını talep ettiklerini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk derece mahkemesi, ihtiyati tedbir talebini değerlendirdiği 07.06.2022 tarihli ara kararında; “…Bu açıklamalardan sonra somut olaya bakıldığında ihtiyati tedbir talep eden/davacı ile karşı taraf/davalı arasında imzalanan 15/11/2021 tarihli sözleşmesinin 5.maddesinde sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda İstanbul Anadolu mahkemelerinin yetkili olduğu belirlenmiş olup tacir olan taraflar arasında yapılan sözleşmedeki düzenleme(yetki şartı) dikkate alındığında yetkili mahkemelerin İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğu, ihtiyati tedbir kararının yetkili mahkemece verilmediği anlaşıldığından HMK’nın 390-394 maddeleri gereğince karşı taraf/davalının yetki itirazının kabulü ile İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/38 D.iş sayılı dosyası üzerinden 24/02/2022 tarihinde ek karar ile verilen ihtiyati tedbir talebinin kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.” gerekçesiyle yetki itirazının kabulü ile İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/38 D.iş sayılı dosyası üzerinden 24/02/2022 tarihinde ek karar ile verilen ihtiyati tedbirin kaldırılmasına, karar verilmiştir. Bu ara karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Önceki beyanlarını tekrarlamış ve ara kararın hakkaniyete aykırı olduğunu, kaldırılması gerektiğini, müvekkili şirketin kamu ihalesi neticesinde … Spor Tesisleri’nin genel bakım ve onarım işini aldığını, müvekkili firmanın Fifa lisansörü olmadığından davalı tarafla Fifa sertifikalı çimin alınması hususunda anlaştıklarını ve taraflar arasında sözleşme imzalandığını, ancak karşı tarafın Fifa linansörü olduğuna dair evrakları müvekkiline vermediğini, sürekli olarak oyaladığını, karşı tarafça müvekkili arasındaki gerçekleştirilen sözleşme uyarınca 1.012.738,86 TL ödemenin banka teminat mektubu ile müvekkili tarafından karşı tarafa ödenmesinin kararlaştırıldığını, müvekkili tarafından sözleşme uyarınca karşı tarafa 1.160.000,00 TL teminat mektubunun teslim edildiğini, kesin teminat mektubunda da işin Fifa belgeli olduğunun yazdığını, teminat mektubunun Fifa lisanslı çimin karşı tarafça müvekkiline teslimi karşılığında verildiğini, ancak karşı tarafın Fifa lisansörü bir firma olmadığının ortaya çıktığını bu nedenle ayıplı ifa nedeniyle herhangi bir borcunun bulunmadığını iddia ederek ara kararın kaldırılmasını ve ihtiyati tedbirin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, İİK’nın 72. maddesi hükmü uyarınca icra takibinden önce açılan menfi tespit davası içinde başka yer mahkemesince değişik iş sayılı dosyasında alınan dava konusu teminat mektubunun paraya çevrilmesinin tedbiren durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararına karşı itiraz üzerine verilen ara kararın HMK’nın 394/5. maddesi gereğince istinafına ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davalı vekilinin ihtiyati tedbir talebine ilişkin yetki itirazının kabulüne ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verilmiş; bu ara karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosya kapsamından taraflar arasında, 15.11.2021 tarihli sözleşme imzalandığı, söz konusu sözleşme kapsamında sözleşmede alıcı sıfatında bulunan davacı şirket yönünden davalı şirket lehine … bank tarafından 28.10.2021 tarihli 1.160.000,00 TL bedelli 25.02.2022 tarihine kadar geçerli olacak şekilde kesin teminat mektubu düzenlendiği, davacı şirket tarafından İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/38 D.İ Esas, 2022/45 Karar ve 14.02.2022 tarihli karar sayılı dosyada 10.02.2022 tarihinde dava konusu teminat mektubunun paraya çevrilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verildiği, taraflar arasında imzalanan 15.11.2021 tarihli sözleşmenin 5.maddesinde sözleşmenin uygulanmasından doğabilecek anlaşmazlıklardan önce taraflar arasında karşılıklı anlaşma yolu ile çözülmeye çalışılacağı, bunun mümkün olmadığı durumlarda anlaşmazlıkların çözümünde İstanbul Anadolu Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olacağına dair yetki sözleşmesinin düzenlendiği, davacı alıcı şirket tarafından 14.02.2022 tarihli D.İ sayılı dosyasında verilen ihtiyati tedbir kararı sonrasında 07.03.2022 tarihinde işbu davayı açmış olduğu anlaşılmıştır. Menfi tespit davası, İİK’nın 72. maddesinde düzenlenmiş olup bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ise ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesini isteyebilir. Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfî tespit davasında amaç, bir hukukî ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitidir. 6100 sayılı HMK’nın 389 ve devamı hükümlerinde geçici hukuki himayenin bir türü olan ihtiyati tedbirlere ilişkin düzenleme genel nitelikte olup İİK’nın 72. madde hükmünde menfi tespit davaları hakkındaki tedbirlerin özel olarak düzenlenmiş olması, bu davada, HMK’nın 389 ve devamı madde hükümlerinin uygulanmasına engel teşkil etmeyecektir. HMK’nın 394. maddesinde ihtiyati tedbir kararına karşı itiraz düzenlenmiştir. 394/2. fıkrasında ise ihtiyati tedbirin şartlarına, mahkemenin yetkisine ve teminata ilişkin olarak kararı veren mahkemeye itiraz edilebileceği belirtilmiştir. 22.07.2022 tarihinde 7251 sayılı kanunun 42. maddesi ile ise esas hakkında dava açıldıktan sonra itiraz hakkında bu davaya bakan mahkemece karar verileceği düzenlemesi eklenmiştir. Aynı yasanın 390/1.fıkrasında, ihtiyati tedbirin dava açılmadan önce esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilebileceği belirtilmiştir. HMK 17. maddesinde ise yetki sözleşmesi düzenlenmiştir. Düzenlemede tacirler ve kamu tüzel kişilerinin aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeye yetkili kılabilecekleri taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça davanın sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılacağı belirtilmiştir. Somut olayda yukarıda yer verildiği üzere taraflar arasındaki sözleşmenin beşinci maddesinde İstanbul Anadolu Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olacağına dair yetki şartı düzenlenmiştir. Davalı vekili tarafından davacı tarafça sözleşmeye ilişkin olarak talep edilen teminat mektubuna dair ihtiyati tedbir kararının yetkisiz mahkemeden talep edildiği ve verilmiş olduğuna dair ihtiyati tedbir kararına yönelik yetki yönünden itirazda bulunmuştur. Bu durumda yetkili yer mahkemesinde talep edilmeyen ihtiyati tedbir kararına karşı yapılan itirazın kabulünde ve söz konusu mahkeme kararının kaldırılmasına dair hükümde yasal düzenlemeler kapsamında bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. ve 362/1.f, 394/5 maddeleri uyarınca, dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davacı vekilinin kesin olmak üzere istinaf başvurusunun reddi gerektiğinden aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarına açıklanana gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.b.1 ve 394/5. maddeleri uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru ve karar harçlarının Hazineye irat kaydına,3-Davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve 394/5. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 17.11.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve 394/5. maddeleri uyarınca karar kesindir.