Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/2011 E. 2022/1513 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2011
KARAR NO: 2022/1513
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12.08.2022 tarihli ara karar.
NUMARASI: 2022/585 E.
DAVANIN KONUSU: Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin)
Taraflar arasındaki davanın ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasaında ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen ara karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri ile davalının … Hiz. Dan. Ve Dış Tic. Ltd. Şti’nin ortağı olduklarını, davalının aynı zamanda şirketin müdürü olduğunu, şirketin önemli ve uzun yıllardır çalıştığı müşterilerini sadece kendisiyle çalışması için davalının görüşmeler yaptığına dair duyumlar alındığını, davalının aynı faaliyet alanında başka bir şirket kurduğunu, şirket adına kayıtlı bulunan tırları davalının temsil yetkisini kullanarak muvazaalı şekilde kendi şirketine veya üçüncü kişilere devretme ihtimalinin bulunduğunu, şirkete kayıtlı kamyonun GPS cihazının sökülüp iki gündür kamyondan konum bilgisi alınamadığını, davalının bağlılık yükümlülüğüne aykırı davrandığını belirterek davalının … Dış Tic. Ltd. Şti’ndeki yönetim ve temsil yetkisinin tedbiren durdurularak, kararın tescil ve ilanı için İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne bildirilmesine, şirket adına kayıtlı araçların devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilerek araçların kayıtlarına ihtiyati tedbir şerhi işlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, itirazı değerlendirdiği 12.08.2022 tarihli ara kararında;”…Somut olayda; her ne kadar davacı vekili; müvekkilleri ile davalının … Dış Tic. Ltd. Şti’nin ortağı olduklarını, davalının aynı zamanda şirketin müdürü olduğunu, şirketin önemli ve uzun yıllardır çalıştığı müşterilerini sadece kendisiyle çalışması için davalının görüşmeler yaptığına dair duyumlar alındığını, davalının aynı faaliyet alanında başka bir şirket kurduğunu, şirket adına kayıtlı bulunan tırları davalının temsil yetkisini kullanarak muvazaalı şekilde kendi şirketine veya üçüncü kişilere devretme ihtimalinin bulunduğunu, şirkete kayıtlı kamyonun GPS cihazının sökülüp iki gündür kamyondan konum bilgisi alınamadığını, davalının bağlılık yükümlülüğüne aykırı davrandığını belirterek davalının … Dış Tic. Ltd. Şti’ndeki yönetim ve temsil yetkisinin tedbiren durdurularak, kararın tescil ve ilanı için İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne bildirilmesine, şirket adına kayıtlı araçların devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilerek araçların kayıtlarına ihtiyati tedbir şerhi işlenmesine karar verilmesini talep etmişse de dosyaya sunulan deliller kapsamında HMK 389 ve devamı madde hükümlerinde ön görülen koşullar ve yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden ihtiyati tedbir isteminin bu aşamada reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. ” gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.Bu ara karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Önceki beyanlarını tekrarla, TTK’nın 630/2. maddesinde haklı sebeplerin varlığı halinde yöneticilerin temsil haklarının kaldırılmasının mahkemeden istenebileceğinin belirtildiğini, haklı sebebin 630/3. madde de düzenlenen yöneticinin özen ve bağlılık yükümlülüğünün ihlali olduğunu, alınan yükümlülüklerin en temelinin şirketle rekabet etmeme yükümlülüğü olduğunu, haksız rekabet teşkil eden faaliyetlerden en basit örneğinin şirket müdürünün aynı iştigal alanında başka bir şirket kurması olduğunu, müdürlükten azli için emsal Yargıtay kararında haklı sebep kabul edildiğini, somut olayda davacılar ile davalının hissedarı olduğu … Lojistik şirketinin ana faaliyet konusunun kara yolu taşımacılığı olduğunu, davalının söz konusu şirketin hem ortaklarından hem de müdürlerinden olduğunu, şirket esas sözleşmesinde müdürlerin rekabet yükümlülüğünün kaldırılmadığını diğer ortakların bu yönde yazılı bir onay vermediğini ancak davalının 04.07.2022 tarihinde … Lojistik şirketi unvanlı … Lojistik şirketi ile aynı faaliyet alanında bir şirket kurduğunu, hal böyle iken TTK’nın 630. maddedeki haklı sebeplerle ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiğini, davalının dava dışı şirketin müdürü ve temsilcisi olduğunu, örneğin davalının şirkete kayıtlı araçları kendi şirketine ve üçüncü kişilere devretme ihtimalinin bulunduğunu, şirkete kayıtlı araçların taşımacılıkta kullanılan tır ve kamyonlar olduğunu, davalının temsil yetkisini kötüye kullanmasının araçların devri ihtimalinin telafisi güç ve imkansız sonuçlara neden olacağını, sonuç olarak HMK’nın 389. maddesindeki şartların mevcut olduğunu iddia ederek ,mahkemenin 12.08.2022 tarihli tedbir talebinin reddine dair ara kararının kaldırılmasına ve ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, şirketin müdürü olan davalı gerçek kişinin TTK’nın 630/2. maddesi uyarınca müdürlük yetkisinin kaldırılması ve müdürlükten azli istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince, ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ara karar verilmiş; bu ara karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. İstinaf açısından uyuşmazlık konusu; müştereken temsile yetkili müdür olan davalının, dava dışı şirketin çıkarlarına zedeleyecek eylemlerde bulunup bulunmadığ, rekabet oluşturan faaliyette bulunup bulunmadığı ile bu kapsamda TTK’nın 630. maddesinde belirlenen koşulların yaklaşık olarak kanıtlanıp kanıtlanmadığı noktasındadır. TTK’nın 630/2.maddesine göre de her ortak haklı sebeplerin varlığında yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir. Maddenin 3. fıkrasına göre de yöneticinin özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak kabul olunur. TTK’nın 630. maddesinde, azil davası yönünden özel bir geçici hukuki koruma öngörülmediğinden, bu konuda HMK’nın 389 vd. maddelerinin uygulanması gerekir. İhtiyati tedbir kararı verilebilmesinin en önemli şartı bir ihtiyati tedbir sebebinin mevcut olmasıdır. Kanunda bu husus genel olarak düzenlenmiş, hâkime oldukça geniş bir takdir alanı bırakılmıştır (m. 389/1). Kanun, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından” söz etmektedir. Bu hüküm dikkate alındığında, mevcut durumun değişmesi halinde, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması, hakkın elde edilmesinin tamamen imkânsız hale gelmesi, gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması tehlikesi varsa, ihtiyati tedbir sebebi var kabul edilecektir. Ancak, ihtiyati tedbir verilebilmesi için, HMK’nın 390/3.maddesi uyarınca, davacının, yaklaşık ispat koşulunu yerine getirmiş olması gerekir.Somut olayda; davalının davacılarla birlikte ortak olduğu, … Ticaret Limited Şirketi’ni müdür olarak müştereken temsile yetkili olduğu, temsile ilişkin bu kararın 04.08.2022 tarihli şirket genel kurul kararı ile alındığı, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin 22.08.2022 tarihli sayısında yayınlandığı, tarafların müdür ve ortak oldukları, … Ltd.Şti’deki genel kurul kararı öncesinde davalı tarafça 04.07.2022 tarihinde dava dışı … Limited Şirketi adı altında şirket kurularak 04.07.2022 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde tescil edildiği hususunun ilan edildiği , şirketin amacının, yurt içinde ve yurt dışında her nevi kara, hava ve deniz nakil vasıtaları ile yük ve eşya taşımacılığı nakliye komisyonculuğu yapmak ve benzeri şeklinde olduğu anlaşılmaktadır. Ne var ki mahkemece dava dilekçesindeki iddialar gerekçeye yansıtılmadığı gibi deliller değerlendirilmemiştir. Geçici hukuki koruma tedbiri kapsamında verilen ihtiyati tedbirde istinaf başvurusunda da belirtildiği üzere kesin ispat değil yaklaşık ispat aranmaktadır. İhtiyati tedbire konu olaylar hakkında yaklaşık olarak ispat sağlanarak mahkemede kanaat oluşturulması halinde geçici hukuki koruma tedbirlerine karar verilebilir. Ancak, mahkemece verilecek her türlü karar ve ara kararlarda Anayasa ve ilgili mevzuat hükümlerine göre gerekçe oluşturulması gerekmektedir. Anayasa’nın 141/3. maddesi, ”Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır” hükmünü içermektedir. HMK’nun 297/c maddesinde ise mahkeme kararlarında her iki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması, ret ve üstün tutma nedenleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonucu ve hukuki sebeplerin açıkça gösterilmesinin zorunlu olduğu hükme bağlanmıştır. Ne var ki ilk derece mahkemesi kararında, davacıların iddiaları ve deliller değerlendirilmemiştir. Bu nedenle, ilk derece mahkemesince davacıların delillerinin değerlendirilerek gerekirse davacılardan izahat istenmesi ve davacılarının taleplerinin deliller ile birlikte değerlendirildikten sonra davacıların ihtiyati tedbir talepleri hakkında olumlu veya olumsuz denetime elverişli bir ara karar kurulması gerekirken, belirtilen yönler üzerinde durulmadan ve davacıların hiçbir iddiası değerlendirilmeden karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararının kaldırılmasına ve talep hakkında yeniden karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, işin esasına dair istinaf nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacılar vekili tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine,4-Davacılar vekili tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair;HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 17.11.2022
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.