Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1988 E. 2022/1518 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1988
KARAR NO: 2022/1518
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: TEKİRDAĞ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19.07.2022
NUMARASI: 2022/593 E.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen ara karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili talep dilekçesinde özetle; davalının, … Tic. A.Ş. – … Ltd. Şti -… Tic. A.Ş. şirketlerine yaptığı işlerin ve ürünlerin tedbiren durdurularak imha edilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesi, ihtiyati tedbir talebini değerlendirdiği 19.07.2022 tarihli ara kararında; ” Tüm dosya kapsamı ve davacı vekilince ibraz edilmiş belge suretleri birlikte değerlendirildiğinde, davacının iddiasında haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesi gerekmekte olup haksız rekabet eyleminin gerçekleşip gerçekleşmediği hususunun yargılama gerektirdiği, bu aşamada ihtiyati tedbir kararı verilmesini gerektirir mahiyette haklılığın oluştuğu yönünden yaklaşık ispat oluşmadığı kanaatine varılarak tedbir talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. “gerekçesiyle, davacı vekilinin, davalının, dava dışı üç şirkete yaptığı işlerin ve ürünlerin tedbiren durdurularak imha edilmesi yönündeki ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermiştir.Bu ara karara karşı, ihtiyati tedbire itiraz eden davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Mahkemece HMK’nın 389 ve devamı maddeleri kapsamında ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiğini, ancak taraflarınca TTK’nın m.56/c bendinde davalının müvekkili şirkette çalıştığı esnada kopyaladığı ve dava dilekçesindeki ekinde bahsettikleri şirketlere müvekkili şirketin ürünlerini üretip sattığından bahisle tedbir talep edildiğini, müvekkili şirketin tüm AR-GE süreçlerini kopyalayarak müvekkili şirketin üretmiş olduğu tüm AR-GE çalışmalarına ait ürünlerini ürettiğini, davalı tarafın kendilerinin çalıştığı miktarlardan daha düşük miktarlarda çalıştığı ve bunu iddia ettiği için dava dışı firmanın müvekkili şirketten konveyör işinin üretimini kestiğini, müvekkilinin para kazanmasına davanıhıh engel olduğunu, ispata lüzum olmaksızın ortada olan haksız rekabet hükümlerinin uygulanması ve TTK’nın 56/c hükmünce talepleri üzerine davalının müvekkili şirketin kopyalayıp yaptığı ürünlerinin imha edilmesi gerektiğini, aksi kanaat halinde dahi mahkemenin görevinin maddi hakikati ortaya çıkartmak olduğundan ticari ilişki ve ürünlerinin incelenmesinin öncelikli olarak yapılması ve buna göre ret veya kabul kararı verilmesi gerektiğini iddia ederek, ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ara kararın kaldırılmasına ve davalının dava dışı şirketlere yaptığı işlerin ve ürünlerin durdurularak imha edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, haksız rekabetin tespiti, meni, malların imhası, maddi ve manevi tazminat davası içinde TTK’nın 61 ve HMK 389 vd. maddesi uyarınca ihtiyati tedbire ilişkindir. İlk derece mahkemesince, ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ara karar verilmiş; bu ara karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.Dava, TTK’nın 54 ve devamı maddeleri gereğince açılmış haksız rekabet davasıdır. TTK’nın ihtiyati tedbirler başlıklı 61/1. maddesinde, ”Dava açma hakkına haiz bulunan kimsenin talebi üzerine mahkeme, mevcut durumun olduğu gibi korunmasına, 56.maddenin birinci fıkrasının b ve c bentlerinde öngörüldüğü gibi haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, haksız rekabetin önlenmesine ve yanlış veya yanıltıcı beyanların düzeltilmesine ve diğer tedbirlere, hukuk usulu muhakemeleri kanunun ihtiyati tedbir hakkındaki hükümlerine göre karar verilebilir ” düzenlemesi yer almaktadır. Buna göre bu tür davalarda ihtiyati tedbir talepleri TTK’nın 61. maddesine göre değerlendirilmelidir. Burada hüküm bulunmayan konularda, tamamlayıcı hüküm olarak HMK’nın 389 vd. maddelerinden yararlanılmalıdır.Haksız rekabetin koşullarının olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, iddiaya konu eylemlerin sabit olup olmadığı konularındaki nihai değerlendirme, elbette devam etmekte olan yargılama sonunda verilecek esas hükümle ortaya çıkacaktır. Dosyanın mevcut durumu itibariyle haksız rekabet koşullarının mevcudiyetine dair ileri sürülen konular ispata muhtaç durumdadır. Bu hususlar, yargılama içinde toplanıp incelenecek deliller ışığında yargılama sırasında ortaya çıkacaktır. Ara karar tarihi itibariyle HMK’nın 390/3. maddesinde belirtilen yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden, değişen durumlara göre ilk derece mahkemesinde yeniden tedbir talep edilmesi de mümkün olduğundan, ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ilk derece mahkemesi kararı sonucu itibariyle isabetli olup istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b.1 maddesi geriğince esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3 maddeleri uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı vekili tarafından peşin olarak yatırılan istinaf başvuru ve peşin harçlarının Hazineye gelir kaydına,3-Davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3 maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 17.11.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve 391/3 maddeleri uyarınca karar kesindir.