Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1979 E. 2022/1391 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1979
KARAR NO: 2022/1391
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 01/06/2022
NUMARASI: 2021/636-E. 2022/429-K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karara karşı, davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalıdan cari hesaptan kaynaklanan alacağının ödenmemesi sebebiyle alacağının tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun, borçlu olmadığını iddia ederek borca itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, itirazın haksız ve mesnetsiz olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; davacı tarafından … Tic. AŞ aleyhine dava ikame edilmiş ise de bu şirketin 30.09.2021 tarihinde … Tic. AŞ ile devralma suretiyle birleşmiş olduğunu, bu kapsamda … Tic. AŞ’nin kül halinde … Tic. AŞ’ye devredilerek infisah olması nedeniyle davanın tarafının bundan böyle … Tic. AŞ olduğunu, müvekkili şirketin davacı şirkete hiçbir borcunun bulunmadığını, teslim edilen malların karşılığının müvekkili şirket tarafından eksiksiz şekilde ödendiğini, davacı ile müvekkili arasında davacı tarafından görüntüleme ve ekran ile ilgili çeşitli malların satılması ve fatura karşılığı ödemelerin yapılması yönünde ticari bir ilişki bulunduğunu, bu kapsamda davacı tarafın teslim etmiş olduğu ürünler karşılığı fatura kesildiğini ve fatura bedellerinin müvekkili şirket tarafından ödendiğini, müvekkili şirketin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacı tarafından teslim edilen malların karşılığının davacıya ödendiğini, zira müvekkili şirket tarafından davacıya 09.04.2021 tarihinde çek karşılığı 100.000,00 TL, 13.08.2021 tarihinde 7.670,00 TL, 10.09.2021 tarihinde 7.670,00 TL, 11.06.2021 tarihinde 7.670,00 TL ve 09.07.2020 tarihinde 7.670,00 TL ödenmiş olduğunu, davacının müvekkil şirketten herhangi bir alacağının kalmadığını savunarak, davanın reddi ile %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ” … Davacı tarafça yargılama devam ederken taraflar arasında sulh anlaşması yapıldığı ve bu nedenle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden de kendileri lehine taleplerinin bulunduğunu bu yönde mahkemece hüküm kurulması istenildiğini belirtir beyan dilekçesi gönderdiği anlaşılmaktadır. Davacı vekili 01/06/2022 tarihli duruşmadaki beyanında; karşı tarafla sulh olduklarını, zararlarının karşılandığını, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini, vekalet ücreti ve yargılama gideri talep ettiklerini beyan etmiştir. Tüm dosya kapsamı, davacı vekilinin beyanı ve mahkememize sunulan 16/02/2022 tarihli dilekçe ekinde yer alan belge nazara alındığında davanın konusu kalmadığı anlaşılmakla konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmsine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiş ve davacı vekilinin yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi değerlendirilerek aşağıdaki şekilde hüküm fıkrası oluşturulmuştur …” gerekçesiyle, konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, ayrıca davacı yararına avukatlık ücretine hükmedilmiştir. Bu karara karşı, her iki taraf vekillerince ayrı ayrı istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, gerekçeli kararın tebliğinden sonra gerekçeli istinaf dilekçesi sunacaklarını belirtmiştir. Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı ve davalının sulh protokolü imzalayarak sulh olduğunu, tarafların birbirini asıl alacak ve vekalet ücreti yönünden ibra ettiklerini, davacının vekalet ücreti talebinin de karşılandığını, protokolün 4 ve 6 no’lu maddelerinin buna ilişkin olduğunu, davacının istinaf isteminin de kötüniyetli olduğunu gösterdiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, davacının istinaf isteminin reddi ile mahkeme kararının vekalet ücretine ilişkin hükmünün kaldırılmasına ve karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini istemiştir. Davacı vekili, istinafa cevap dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya uygun olduğunu, HMK’nın 331. maddesi gereğince davalıya vekalet ücreti yükletilmesinin yerinde olduğunu, 27.01.2022 tarihli protokol metni incelendiğinde İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/636 Esas sayılı dosyası kapsamında yargılama giderleri ve vekalet ücreti hususunda herhangi bir hükme yer verilmediğini, işbu protokolün taraflar arasındaki süregelmiş ticari ilişkiden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümüne yönelik hazırlandığını, mahkemece yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek, davalının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 67. maddesi uyarınca, ticari satıma ilişkin açık hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine, davalı tarafça yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına ve davacı yararına avukatlık ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmiş; bu karara karşı, yasal süreleri içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı vekilinin istinaf başvurusu yönünden yapılan incelemede; Davacı vekili 03.06.20.22 tarihinde sunduğu süre tutum ve istinaf talepli dilekçesinde, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, gerekçeli kararın tebliğinden sonra gerekçeli istinaf dilekçesi sunacaklarını belirterek kararı istinaf etmiş, davalı tarafın sunduğu istinaf dilekçesine karşı sunduğu 25.07.2022 tarihli istinafa cevap dilekçesinde ise kararın usul ve yasaya uygun olduğunu ileri sürerek, davalının istinaf başvurusunun reddi ile kararın onanmasına karar verilmesini talep etmiştir. HMK’nın 342/2. maddesi istinaf dilekçesinde bulunması gereken hususları düzenlemektedir. Anılan maddenin e) fıkrasına göre, istinaf yoluna başvuran taraf istinaf dilekçesinde, başvuru sebeplerini ve gerekçesini göstermek zorundadır. İstinaf yoluna başvuran davacı vekili, istinaf dilekçesinde başvuru sebeplerini ve gerekçesini göstermemiştir. HMK’nın 342/3. maddesi uyarınca, istinaf sebebi içermeyen dilekçeler, HMK’nın 355. maddesine göre değerlendirilir. HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, kamu düzenine aykırılık varsa, resen dikkate alınır. Bu kapsamda, davacı vekilince, istinaf dilekçesinde istinaf sebebi ileri sürülmediği anlaşılmakla, somut olayda sadece kamu düzenine aykırılık olmadığı yönünde denetim yapıldığından, bu yönde de bir aykırılığa rastlanmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerekmiştir. Davalı vekilinin istinaf başvurusu yönünden yapılan incelemede; Dosya içeriğinde bulunan İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı (takip alacaklısı) tarafından davalı (takip borçlusu) aleyhine 01.07.2021 tarihinde 41.574,18 TL asıl alacak ve 1.717,07 TL işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam 43.291,25 TL’nin tahsili için ilâmsız icra takibi başlatıldığı, borcun sebebi olarak ”41.574,18 TL cari hesap” açıklamasının bulunduğu, ödeme emrinin davalıya (borçluya) 06.07.2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı (borçlu) vekilince 13.07.2021 tarihinde borca itiraz edildiği, itirazın süresinde yapıldığı, itiraz üzerine takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının da 1 yıllık yasal süre içinde açıldığı anlaşılmaktadır. Davacı tarafça cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili için 01.07.2021 tarihinde başlatılan takibe davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine, 22.09.2021 tarihinde eldeki davanın açıldığı, yargılama sırasında tarafların 27.01.2022 tarihli protokol ile dava ve takip konusuna ilişkin olarak sulh oldukları, birbirlerini ibra ettikleri, protokolün 4.maddesinin ”Taraflar … ve …’in başlatmış oldukları icra takibi ve dava dosyaları kapsamında alacakları toplamı olan 42.074,18 TL ile İstanbul Anadolu 7.Asliye Ticaret Mahkemesi 20217636 E.sayılı kapsamındaki vekalet ücreti olan 6.504,62 TL olmak üzere toplam 48.278,80 TL’nin, …’in …’e olan borcundan mahsup edilmesi, bakiye bedel olan 177.271,20 TL’nin 07.02.2022 tarihinde … tarafından …’in … Bankası … IBAN numaralı hesabına ödenmesi hususunda mutabıktırlar.” hükmünü içerdiği, 6.maddesinin ise ”İş bu protokol kapsamında … ve …’in …’den olan alacağının Tarafların mutabakatı sonucu …’in …’den olan alacağına mahsup edilmesiyle birlikte … ve … işbu protokolün konusu borçlarla ilgili olarak …’den başkaca bir talepte bulunmayacağını, … aleyhinde dava veya icra takibi ikame etmeyeceğini, …’den herhangi bir hak, alack, zarar, tazminat, cezai şart ve sair nam ve ad altında hak ve alacağı kalmadığını ve …’a sunmuş olduğu mal veya hizmetten kaynaklanan tüm alacak ve sair taleplerden …’i gayrikabili rücu ibra ettiğini kabul ve taahhüt ederler.” hükmünü içerdiği görülmüştür. Mahkemece, bu protokol gereğince davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, ayrıca hüküm tarihindeki AAÜT’nin 6. maddesi uyarınca davacı lehine 3.102,32 TL vekalet ücretine hükmedildiği anlaşılmıştır. Davalı vekilince protokolün yukarıda yer verilen hükümleri uyarınca davacı lehine vekalet ücretine hükmedilemeyeceği, zaten davacıya vekalet ücretinin ödendiği ileri sürülerek karar istinaf edilmiştir. Tarafların, 27.01.2022 tarihli protokol nedeniyle sulh oldukları ve davanın konusuz kaldığı hususu tarafların kabulündedir. Davacı vekili duruşmada ve sunduğu dilekçesinde, vekalet ücreti ve yargılama giderinin davalı aleyhine hükmedilmesini talep etmiştir.Dava açıldıktan sonra ortaya çıkan bir olgu nedeniyle artık dava konusu edilen talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesine gerek ya da neden kalmıyorsa dava konusuz kalır. HMK’nın ”Esastan sonuçlanmayan davada yargılama gideri” başlıklı 331/1 maddesiyle “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.” hükmü düzenlemiş olup, mahkemece davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilirken yargılama giderlerinin tayininde, tarafların davanın açıldığı tarihteki haklılık durumu belirlenerek yargılama giderleri hüküm altına alınacaktır. Kural bu şekilde olmakla birlikte, somut olayda taraflar arasında düzenlenen protokol ile eldeki dava dosyasındaki vekalet ücreti olarak 6.204,62 TL’nin davacıya ödendiği ve tarafların birbirlerini ibra ettikleri anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, davalı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi yerinde görülmemiştir. Bu nedenle, davalı vekilinin istinaf istemi kabul edilmiştir. Öte yandan, davalı vekilinin cevap dilekçesinde de belirttiği üzere, icra takibi ve davanın davalı … Tic. AŞ’ye yöneltildiği, yargılama sırasında davalı … Tic. AŞ’nin 30.09.2021 tarihinde kül halinde … Tic. AŞ’ye devredilerek infisah olduğu, buna ilişkin Ticaret Sicil Gazetesi ilanının dosyaya sunulmasına rağmen mahkemece, gerekçeli karar başlığında davalı olarak ”… Tic. AŞ”ye yer verilmesi de doğru olmamış, yeniden hüküm kurulurken bu husus resen nazara alınarak düzeltilmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353.1.b.2 maddesi uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının vekalet ücreti yönünden düzeltilmek üzere kaldırılarak davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; A- Davacı vekilinin istinaf başvurusu yönünden: 1-HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin harçlarının hazineye gelir kaydına; 3-Davacı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, B-Davalı vekilinin istinaf başvurusu yönünden: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353.1.b.2 maddesi uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının vekalet ücreti yönünden düzeltilmek üzere kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda; 1-Davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına, 2-Harçlar Kanununca alınması gerekli 80,70 TL ilam harcının, davacı tarafından peşin yatırılan 493,63 TL’den mahsubu ile artan 412,93 TL harcın, talep halinde davacı tarafa iadesine, 3-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvuru harcı gideri, 80,70 TL peşin harç gideri olmak üzere toplam 140,00 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Dosya kapsamındaki 1.320,00 TL arabuluculuk masrafının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, 5-Taraflar arasındaki 27.01.2022 tarihli protokol gereğince, davacı lehine vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine, 7-İstinaf aşamasındaki harç ve yargılama giderleri yönünden; a-Davalı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; davalı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf peşin karar harcının, talep halinde, ilk derece mahkemesince davalıya iadesine, b-Davalı tarafından harcanan 220,70 TL başvuru harcı gideri ile ayrıntısı UYAP’ta kayıtlı olmak üzere 93,50 TL posta gideri toplamı olan 314,20 TL kanun yolu giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 8-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1-2. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 27.10.2022 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1a . maddesi uyarınca, dava değeri itibariyle verilen karar kesindir.