Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1888 E. 2022/1388 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1888
KARAR NO: 2022/1388
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/06/2022
NUMARASI: 2021/714 E. 2022/480 K.
DAVANIN KONUSU: Şirketin İhyası
Taraflar arasındaki şirketin ihyası davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabullüne dair verilen hükme karşı, tasfiye memuru … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilince İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/30 Esas sayılı dosyası ile … San. Ve Tic.Ltd. Şti. aleyhine işçi alacaklarına ilişkin rücuen tazminat davası açıldığını, ancak bu şirketin sicilden terkin edildiğini, bu nedenle taraf teşkilinin sağlanması için mahkemece verilen yetkiye istinaden adı geçen şirketin ihyasına karar verilmesini talep etmek zorunluluğu doğduğunu, tasfiye işlemleri tamamlanmadan şirketin terkininin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, …San. Ve Tic.Ltd. Şti.’nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili, savunmasında özetle; müvekkilinin sadece yasal hasım olduğunu, husumetin aynı zamanda son tasfiye memuruna da yöneltilmesi gerektiğini, müvekkilince TTK’nın 32. maddesi ve Ticaret Sicil Yönetmeliği’nin 34. maddesi hükümleri çerçevesinde işlem yapıldığını, tasfiye memurunun iddia edilen eksik işlemlerinin, müvekkilince tespit edilemeyeceğini, tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olmasının tasfiye memurun sorumluluğunu gerektirdiğini, yasal hasım olan müvekkili aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini savunarak, müvekkili yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ”… Tüzel kişiliğin sona erdiğinin hukuk açısından kabul edilebilmesi için tasfiye işleminin eksiksiz tamamlanmış olması gerekir. Eğer tasfiye işlemleri gerçek olarak tamamlanmamış ve tasfiyede gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik Ticaret Sicilinden terkin edilse bile, şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinden söz edilemez. Yukarıda açıklanan nedenlerle tasfiye süreci tamamlanarak tüzel kişiliği sona erdirilen şirket hakkında devam eden yargılamanın yürütülebilmesi için için şirketin tüzel kişiliğinin yeniden ihyası gerekmektedir. Saptanan ve hukuksal durum bu olunca davanın kabulü gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış ve aşağıdaki biçimde hüküm kurulmuştur. Görülmekte olan davada,İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’nun yasal hasım konumunda bulunduğu, davanın açılmasına sebebiyet vermediği anlaşıldığından yargılama giderleri ile sorumlu tutulmaması gerekmektedir. TTK nun 547/2 maddesi gereğince tescile karar verilmesi halinde tasfiye memuru atanması gerekmektedir. Getirtilen Ticaret Sicil kayıtlarına göre ihyası istenen şirketin terkinden önceki tasfiye işlemlerini …’in yürüttüğü ve şirketi temsil ve ilzama yetkili bulunduğu belirlenmiş, ek tasfiye işlemlerinin yürütülebilmesi için adı geçenin yeniden tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmiştir. … ” gerekçesiyle, davanın kabulü ile … San. Tic. Ltd. Şti.’nin İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/230 Esas sayılı dava dosyası ile sınırlı olmak üzere yeniden ihyasına, tasfiye memuru olarak …’in atanmasına, kararın tescil ve ilanına karar verilmiştir. Bu karara karşı, tasfiye memuru … vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Tasfiye memuru … vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2013/426 Esas sayılı kararında da belirtildiği üzere ihya davasının tasfiye memuru ile ticaret sicil müdürlüğü aleyhine açılması gerektiğini, mahkemece kararda müvekkiline taraf olarak yer verilmediğini, ek tasfiye yapılması zorunluluğu bulunmadığını, davacının kamu işvereni olduğunu, yaptığı hizmet ihalesini alan ihyası istenen şirket ile yaptığı sözleşme uyarınca işçilere ödediği alacak rakamlarını rücu hakkı bulunmadığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 547. maddesi gereğince, tasfiyesine karar verilmiş bulunan şirketin ek tasfiye işlemlerinin yerine getirilmesi için sicil kaydının ihyası talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda şirketin ihyasına karar verilmiş; bu karara karşı, tasfiye memuru vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Tasfiye ile terkin olunan … San. Tic. Ltd. Şti.’nin aleyhine davacı tarafından İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/230 Esas sayılı dosyası ile rücuen tazminat talebiyle dava açıldığı, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden gönderilen sicil kayıtları incelendiğinde; … sicil nosunda kayıtlı Tasfiye Halinde … San. Tic. Ltd. Şti.’nin 06.07.2010 tarihinde tasfiyesinin sona erdiği ve bu tarihte şirketin sicil kaydının terkin edildiği, tasfiye memurunun ise … olduğu anlaşılmaktadır. İhyası talep olunan şirketin tasfiyesinin sona erip 06.07.2010 tarihinde tescil edilerek ticaret sicil kaydının terkin edildiği görülmektedir. TTK’nın 547. maddesi, ek tasfiye başlığı altında; “(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu  anlaşılırsa, son tasfiye memurları,  yönetim kurulu  üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret  mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir” düzenlemesi getirilmiş olup bu düzenleme ile ticaret sicilinden tasfiye sürecine girerek tasfiye sonunda sicilden terkin edilen şirketlerin tasfiye işlemlerinde eksiklik olması halinde sicilden terkin edilen şirketin tekrar sicile kaydedilmesi mümkündür. Örneğin şirkete ait bir malvarlığının bulunması veya devam eden bir dava bulunması bu duruma örnek olarak gösterilebilir. Şirket tüzel kişiliğinin ihyası davasının TTK’nın 547. maddesi uyarınca talep edilmesi hâlinde, şirketin tasfiye işlemlerini yapmış olan tasfiye memur ya da memurları ile yasal hasım durumundaki terkin işlemini yapan Ticaret Sicil Memurluğuna husumet yöneltilerek açılması gereklidir. Ticaret sicili müdürlükleri ihya davalarında yasal hasım konumunda olup ihyası istenin şirketin tasfiye sonucu terkin edildiği anlaşıldığından, şirketin tasfiye memuru veya varsa tasfiye kurulu yasal hasım olan Ticaret Sicil Memurluğu ile birlikte zorunlu dava arkadaşı durumundadır (Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 02.11.2009 tarih ve 2008/6965 Esas, 2009/11181 Karar sayılı kararı ile 11.09.2018 tarih ve 2018/2588 Esas, 2018/5177 Karar sayılı kararı). Somut olayda ise davacı tarafından sadece davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne davanın yöneltildiği, daha sonra davacı vekilince sunulan 17.12.2021 tarihli beyan dilekçesi ile tasfiye memuruna da davanın yöneltildiğinin belirtilmesine rağmen tasfiye memuru davaya dahil edilmeden, taraf teşkili sağlanmadan davaya devam edilerek yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece, davada zorunlu dava arkadaşı olan tasfiye memurunu da davaya dahil edip taraf teşkili sağlandıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, davanın görülmesi için zorunlu koşullardan olan taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Açıklanan bu gerekçelerle, ilk derece mahkemesince dava şartlarına aykırı karar verildiği anlaşılmakla, tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının HMK’nın 353/1.a.4. maddeleri uyarınca kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca, tasfiye memuru vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Davanın, yukarıdaki açıklamalar ışığında taraf teşkili sağlanarak yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf eden tasfiye memuru tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, ilk derece mahkemesince, talep halinde iadesine,4-İstinaf eden tasfiye memuru tarafından istinaf kanun yolu aşamasında yapılan yargılama giderlerinin, esas hükümle birlikte, İlk Derece Mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine dair; HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 27.10.2022 tarihinde, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 353/1.a. maddesi uyarınca karar kesindir.