Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1860 E. 2022/1278 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1860
KARAR NO: 2022/1278
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20.07.2022 tarihli ara karar
NUMARASI: 2022/489 E.
DAVANIN KONUSU: Alacak-İhtiyati Haciz
Taraflar arasında görülen alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında davacı vekili tarafından talep edilen ihtiyati haczin kabulüne ilişkin karara karşı davalı şirket vekilinin itirazının, kararda yazılı nedenlerle kabulüne dair ara kararının davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz talep eden davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davanın namı müstear ve muvazaa iddiasına dayalı alacak davası olduğunu, dava dışı ve temlik eden … Bank AŞ’nin kredi borçluları … Mühendislik Şirketi, …, … ve … hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takip başlatıldığını, alacağın müvekkiline temlik edildiğini, takip sırasında yapılan icra işlemleri ile harici tespitlerden borçluların organik bağı bulunan kişiler üzerinden namı müstear ilişkisi kurmak suretiyle borçların ödenmesinden kaçındıklarının belirlendiğini, takip borçlusu …’in borçlu şirketin ortağı ve takip borçlusu olduğunu, takip borçlusu gerçek kişilerin şirketin ortağı olduklarını, …’in 2000 doğumlu olup Antalya İlinde Üniversite öğrencisi olmasına rağmen davalı şirketin tek ortağı olarak göründüğünü, davalı şirketin borçlu şirketle aynı alanda faaliyette bulunmak üzere kurulduğunu ve borçlu …’in henüz öğrenci ve 2000 doğumlu oğlu adına davalı … Şirketini kurarak muvazaalı olarak ticari faaliyetine devam ettiğini, şirketin dava konusu alacağın doğmasında sonra kurulduğunu, bu şirketin … Mühendislik şirketi ile aynı faaliyet gösterdiğini, davalıların nam-ı müstear aracılığı ile muvazaalı hareket ederek, mal kaçırmaya ve borcun tahsilini engellemeye yönelik hareket ettiklerini, dava dışı … Mühendislik ile davalı şirket arasında organik bağ bulunduğunu, borca ilişkin yapılan ihtiyati haciz sırasında, şirket çalışanının …’i patronu olarak tanımladığını, davalı …’in …’in oğlu olduğunu ve Antalya’da eğitim gördüğünü söylediği, mahaldeki patron masası olarak tabir edilen masanın …’e ait olduğu söylediğini, masada bulunan kartvizitlerde …’in … Şirketi Genel Müdürü olarak belirtildiğini, bu kapsamda, dava dışı borçlu şirket ve kişiler ile birlikte hareket eden davalıların, kardeş/yapışık/paravan şirket olarak hareket ettiklerini ileri sürerek, alacağın perdenin aralanarak davalılardan tahsiline, alacak miktarında davalılar malvarlığı üzerine ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir. İlk derece mahkemesi, ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği 27.05.2022 tarihli kararında; ” Davamız konusu alacak kredi sözleşmesinden kaynaklanan muaccel bir alacak görünümünde olmakla birlikte, davalıların bu borcun borçlusu olmadığının açık olduğu, davacınının, davalıların, dava dışı borçlular ile birlikte hareket ettiği, paravan şirket kurduğu, muvazaalı hareket ederek söz konusu borcun tahsilini engelledikleri iddialarını ispata ilişkin bir kısım delili dosyamıza sunmuş olmakla; ‘..Tüzel kişilik perdesinin aralanmasının istisnai bir kurum olması, şirketlerin salt organik bağ içinde olmalarının yeterli olmadığı, ticari merkez, faaliyet alanı ve yöneticilerin aynı kişiler olması kriterinin çok ötesinde tüzel kişilikler arasında iktisadi bütünlüğün ispatının şart olması…’ (İST.BAM 14.HD 2020/2009-2021/52) çerçevesinde davalıların söz konusu borçtan sorumlu tutulup tutulamayacakları hususu; tüzel kişilik perdesinin kaldırılmasına, muvazaa iddiasının değerlendirilmesine ilişkin olarak yapılacak yargılama sonucunda ortaya çıkacaktır. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın varlığının yaklaşık ispat düzeyinde kanıtlanması yeterli olmakla ve işbu dosyada alacağın varlığına ilişkin yaklaşık ispat sağlanmış olsa da, tüzel kişilik perdesinin aralanması çerçevesinde yapılacak yargılama sonucunda davalı tüzel kişi ve gerçek kişinin borçtan sorumlu tutulup tutulamayacakları tespit edilebileceğinden, şu halde davalılar için tahsili talep edilebilecek bir muaccel alacaktan bahsedilmesi mümkün olmadığından ihtiyati haciz talebinin reddi…” gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili 16.06.2022 havale tarihli dilekçesi ile daha önce talep edilen ihtiyati haczin reddedildiğini, İstanbul 8.İcra Hukuk Mahkemesinin 2022/602 Esas 2022/817 Karar sayılı kararı ile şirketinin istihkak iddiasının kabul edilmeyerek, … Şirketine ait malların, borçlu … borcuna istinaden takibin devamına karar verildiğini, bu yeni delil çerçevesinde ihtiyati haciz talebini yinelediğini belirterek, haciz kararı verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi, ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği 17.06.2022 tarihli kararında; ” …Dosyada yer alan diğer tüm delillerin, icra mahkemesinin verdiği, maddi olarak kesin hüküm oluşturma niteliğine haiz istihkak davasına ilişkin kararı çerçevesinde değerlendirilmesi neticesinde, davacı alacağının kat edilen kredi borcu olmakla muaccel nitelikte olduğu, davalı … şirketinin dava dışı ve paravan şirket kurduğu iddia olunan kişi ve şirketlerin borcuna istinaden haczedilen mallarına yönelik açtığı istihkak davasının reddedildiği dikkate alınarak, davalı şirketin, davacı alacağı kapsamında borçlu olduğu hususunda yaklaşık ispat düzeyinde kanaat oluştuğundan talebin bu davalı yönünden kabulüne” gerekçesiyle davacı vekilinin … Ticaret Limited Şirketi yönünden ihtiyati haciz talebinin kabulü ile, dava değerinin %15’i oranında nakdi teminat tutarını mahkememiz veznesine yatırdığı veya muteber bir bankanın kesin ve süresiz nitelikteki teminat mektubunu mahkememize ibraz ettiğinde … Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin menkul, gayrimenkul malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine…” gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin kabulüne, karar vermiştir. Bu karara karşı, borçlu … Ltd.Şti vekili tarafından, İİK’nın 265. maddesi uyarınca, süresinde itiraz edilmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden borçlu şirket vekili, itiraz dilekçesinde özetle; mahkemece verilen ihtiyati haciz kararı sonrası, borçlunun banka hesaplarına bloke konduğunu, Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Talimat numaralı dosyası ile alacaklı vekili tarafından 30.06.2022 tarihinde dava dışı …. San Ltd Şti’nin İkitelli Organize Sanayi Bölgesi … Sitesi … BLK N…. Başakşehir/İstanbul’ adresinde üçüncü şahıs sıfatıyla haciz işlemi gerçekleştirildiğini, taraflar arasında ticari ilişki bulunmaması nedeniyle davacının sıfatının bulunmadığını, davacı, gerçek borçlu … şirketi ve …’den tahsilat yapamadığı için sürekli müvekkillerine, üçüncü şahıs sıfatıyla hacze geldiğini, İİK’nın 99. maddesi kapsamında işlem yapamayacağını anladığı noktada bu davayı açtığını, İİK’nın 89.maddesinde borçlunun üçüncü şahsın elindeki hak ve alacaklarını ne şekilde haczedilebileceğinin düzenlendiğini, İstanbul 8.İcra Mahkemesinin 2022/602 Esas sayılı dosyasını delil olarak sunulmasına rağmen bu davanın istihkak davası değil, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında İİK’nın 97.maddesinda düzenlenen itiraz istemine ilişkin olduğunu, istihkak davasının istanbul 8. İcra Mahkemesinin 2022/807 Esas sayılı dosyasında görüldüğünü, buna rağmen İİK’nın 97. maddesine göre yapılan bir işlemin perdenin aralanmasına delil olarak sunulmasının kötü niyetli olduğunu belirterek, ihtiyati haczin kaldırılmasını, istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, itirazı değerlendirdiği 20.07.2022 tarihli ara kararında; ” Dosyada yer alan diğer tüm delillerin, icra mahkemesinin verdiği, maddi olarak kesin hüküm oluşturma niteliğine haiz istihkak davasına ilişkin kararı çerçevesinde değerlendirilmesi neticesinde, davacı alacağının kat edilen kredi borcu olmakla muaccel nitelikte olduğu, davalı … şirketinin dava dışı ve paravan şirket kurduğu iddia olunan kişi ve şirketlerin borcuna istinaden haczedilen mallarına yönelik açtığı istihkak davasının reddedildiği dikkate alınarak, davalı şirketin, davacı alacağı kapsamında borçlu olduğu hususunda yaklaşık ispat düzeyinde kanaat oluştuğundan talebin bu davalı yönünden kabulüne karar verilmiştir.” gerekçesi ile davalı şirket aleyhine ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmiş olmakla, söz konusu karara davalı vekilinin itirazı neticesinde itiraz duruşmalı olarak değerlendirilmiştir. Bu kapsamda yapılan değerlendirme de, taraflar arasındaki istihkak davasının henüz İstanbul 8.İcra Mahkemesinin 2022/807 esas numaralı dosyasında derdest olduğu, İstanbul 8.İcra Hukuk Mahkemesince verilen 2022/602E-2022/817 K. Sayılı takibin devamına ilişkin kararın, ihtiyati haciz talebinin kabulünü gerektirir nitelikte yaklaşık ispat şartını oluşturduğu yönündeki değerlendirmemizin yerinde olmadığı, dava konusu alacak muaccel olmakla birlikte, davalıların, dava dışı 3.kişinin alacağından sorumlu olduğu yönünde yaklaşık ispata yarar delilin şu raddede dosyada mevcut olmaması, icra takibinin devamına ilişkin icra mahkemesi kararının da bu ispat koşulunu oluşturmaya yeterli olmadığı yönündeki davalı itirazı yerinde görülmekle, ihtiyati hacze itirazın kabulüne ve ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına.. ” gerekçesiyle ihtiyati hacze yönelik itirazın kabulü ile davalı şirket hakkında verilen ihtiyati haczin kaldırılmasına, karar verilmiştir. Bu ek karara karşı, ihtiyati haciz talep eden alacaklı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati haciz talep eden vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Dava ve talep dilekçesindeki beyanlarını aynen tekrarla, takip dosyasında borçlulara karşı yapılan işlemlerde, borçluların borcun doğum tarihinden bu yana organik bağ bulunan kişiler üzerinden nam-ı müstear ilişkisi kurmak suretiyle alacaklıdan mal kaçırdıkları ve perdeli davalı şirket ve şahısları aracı kullanarak borcun ödenmesi yollarını engellediklerinin tespit edildiğini, borçluların mal varlığının başka kişilere aktırıldığını, bu nedenle eldeki davanın açıldığını, mahkemece 17.06.2022 tarihli ara karar ile davalı şirket yönünden teminatla ihtiyati haczin kabulüne karar verildiğini, davalı tarafın itirazı üzerine, 20.07.2022 tarihli ara karar ile borçlunun itirazının kabul edilerek ihtiyati haczin kaldırıldığını ancak bu kararın hatalı olduğunu, kararda üçüncü kişi tarafından açılan ve devam eden istihkak davasının gerekçe olarak yer aldığını, istihkak iddiası hakkında İstanbul 8. İcra Hukuk Mahkemesi 2022/602 Esas 2022/817 Karar sayılı dosyasında, İİK’nın 97.maddesine uygun olarak borçlunun istihkak iddiasının yerinde görülmeyerek takibin devamına ve istihkak davası açılabileceğine karar verildiğini, bu kararla haczedilen mallar yönünden karinenin alacaklı yönünden olduğunu belirlendiğini, borcun doğumundan sonra borçlular tarafından muvazaalı şekilde borçlunun üniversite öğrencisi olan oğlu adına kurulan şirketle, alacağın tahsilinin engellendiğini, haciz mahallinde yapılan tespit ve beyanlarda, şirketin gerçek sahibi ve yetkilisinin borçlu … olduğunun anlaşıldığını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ihtiyati hacze itirazın kabulüne dair kararın kaldırılmasına ve ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, alacak davası içerisinde verilen ihtiyati haciz kararına itiraza ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda ihtiyati hacze yönelik itirazın kabulü ile ihtiyati haczin kaldırılmasına dair ara karar verilmiş; bu ara karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı, temlik eden … Bank ile dava dışı borçlular … San. Ltd. Şti. arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesine … ve diğer şirket ortaklarının kefil olarak katıldıklarını, borcun ödenmemesi üzerine borçlu şirket ile kefiller hakkında İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas Müdürlüğünün 20.11.2014 tarihinde takip başlatıldığını, alacağın müvekkiline temlik edildiğini, ancak borçluların mal kaçırmaya çalıştıklarını, borçlu …’in borçlu şirketin kurucu ortağı ve kefil olmasına rağmen, takip tarihinden sonra, oğlu … adına tek ortaklı davalı şirketi kurarak aynı alanda ticari faaliyet gösterdiğini, davalı şirketin adresinde yapılan haciz işlemleri sırasında alınan beyanlardan, …’in şirketin gerçek yöneticisi olduğu ve muvazaalı işlemlerle ticari faaliyetlerin davalı şirket üzerinden yürütüldüğünün belirlendiğini ileri sürerek eldeki davayı açarak, dava içinde ihtiyati haciz istemiştir. TTK’nın 125. maddesine göre ticaret şirketleri tüzel kişiliğe haizdir. Ticaret şirketleri Türk Medeni Kanunu’nun 48. maddesi çerçevesinde bütün haklardan yararlanabilir ve borçları üstlenebilirler. Bu hususdaki kanuni istisnalar saklıdır. Ticaret şirketleri tüzel kişiliğe sahip olduklarına göre ortaklık mal varlığının sahibi tüzel kişidir. Aktif ve pasif dava ehliyetine sahip olan tüzel kişidir. Kural olarak her tüzel kişi şirket, kendi borçlarından ve sadece kendi mal varlığı ile sorumludur. Ancak, tüzel kişilik perdesinin kötüye kullanıldığı durumlarda, perdenin aralanması suretiyle gerçek sorumlulara da başvuru imkanı verilebilmektedir. Perdenin aralanması ilkesi genel olarak tüm modern hukuklarda öğretide ve içtihatlarda gittikçe netleşen ve ilkeleri hukuk kuralları haline dönüşen bir kuramın yerleşmesi sonucunu doğurmuştur. Bu kural perdeyi kaldırmak diğer bir ifadeyle hakkaniyet ve hükümlerin gaye ve ruhunun gerektirdiği anda perdenin arkasına sığınmış diğer bir tüzel kişiliğine giderek onun bu perdeden haksız yere faydalanmasını, sorumluluktan dolayısıyla takipten kurtulmasını önlemektir. Perdenin kaldırılmasında genel hukuki dayanak, tüzel kişiliğin kötüye kullanılması sebebi ile TMK’nın 2. maddesidir. Dosya kapsamındaki delillerin ve özellikle Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … talimat sayılı dosyasında düzenlenen haciz tutanağının incelenmesinde; haciz yapılan davalı şirkete ait adreste takip borçlusu … ile ilgili yapılan tespitler, davalı şirketin tek ortağının …’in üniversite öğrencisi olan oğlu … olması, haciz mahallinde borçluya ait kişisel evrakların bulunması dikkate alındığında İİK’nın 258/son maddesindeki yaklaşık ispat koşullarının oluştuğu kanaatine varılmıştır. Mahkemece delillerin toplanmasından sonra davanın esasıyla ilgili hüküm verileceği sırada yaklaşık ispatla yetinilmeyerek, davanın kabulü için yeterli olan ispatın aranacağının doğal olması ve bu aşama itibariyle yaklaşık ispatın gerçekleşmiş olması nedeniyle, davalı şirket vekilince 17.06.2022 tarihli dilekçeyle yapılan itirazın reddine karar verilmesi gerekirken, itirazın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı bulunmuş, bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü gerekmiştir. Yukarıda açıklanan gerekçelerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin ihtiyati hacze itirazın kabulüne dair verilen 20.07.2022 tarihli ara kararının kaldırılmasına, HMK’nın 353/1.b.2 ve İİK’nın 265/5 maddeleri uyarınca ihtiyati hacze itiraz hakkında Dairemizce yeniden karar verilmesine ve sonuçta ihtiyati hacze itirazın reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; İİK’nın 265/5 ve HMK’nın 353/1.b.2. maddeleri uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin ihtiyati hacze itirazın kabulüne dair verdiği 20.07.2022 tarihli ara kararının kaldırılmasına, ihtiyati haciz kararına itiraz hakkında Dairemizce yeniden karar verilmesine, bu doğrultuda; 1-İİK’nın 265. maddesi uyarınca davalı şirket vekilinin vekilinin ihtiyati hacze yönelik itirazının reddine; Dairemizin ret kararıyla birlikte ilk derece mahkemesinin 17.06.2022 tarihli ihtiyati haciz kararı borçlu şirket yönünden avdet ettiğinden yeniden ihtiyati haciz kararı verilmesine yer olmadığına, 2-Davacı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; 80,70 TL istinaf karar harcının ise karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında sarfedilen 220,70 TL başvuru harcı ile 45,00 TL posta giderinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.2 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 12.10.2022 tarihinde, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca karar kesindir.