Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/184 E. 2022/945 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/184
KARAR NO: 2022/945
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/12/2021
NUMARASI: 2019/426 E. – 2021/1107 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, sigortalı … Tic. A.Ş.’nin ihraç ettiği emtiayı taşıma sırasında doğabilecek rizikolara karşı “Nakliyat Emtia Sigortası Abonman Sözleşmesi” ile taşıma rizikolarına karşı sigorta örtüsü altına aldığını, sigortalının, dava dışı alıcı … Ltd.’ye sattığı iç fındık emtiasının Türkiye’den Sırbistan’a taşınması işinin sigortalı tarafından davalı … İth. İhr. Gıda ve San, Tic. Şti’ne verildiğini, taşımaya ilişkin olarak bu davalı tarafından navlun faturası düzenlendiğini, CMR belgelerinden de görüldüğü üzere taşımanın davalı … Ltd. Şti. tarafından yerine getirilmesi nedeniyle anılan davalının fiili taşıyıcı olduğunu, 48 torbadan oluşan 3 palet iç fındık emtiasının … plakalı araca yüklenerek Sırbistan’a taşındığını, ancak 03.08.2017 tarihinde Sırbistan Gümrük yetkilileri tarafından emtiaya el konularak, karantinaya alındığı ve karantina deposunda bekletildiğini, emtianın karantina deposunda uzun süre bekletilmesi nedeniyle emtiada böceklenme meydana geldiğini, emtianın gümrük tarafından karantina deposuna alınmasının nedeninin, taşımayı gerçekleştiren araçsürücüsünün gümrüğün aradığı belgeler olan CED belgesi ile Bitki Sağlık Sertifikasının unutularak yetkililere ibraz edilmemesi ve yetkililerle iletişim kuramaması olduğununun ekspertiz raporuyla belirlendiğini, emtiaya 03.08.2017-16.10.2017 tarihleri arasında el konulmasının ardından 17.10.2017 tarihinde alıcının Surcin/Sırbistan’da bulunan deposuna teslim edildiğini, sigortalının 19.10.2017 tarihine kadar bu durumdan haberdar edilmediğini, emtianın teslim edilmesinden sonra yapılan incelemede, emtiada böcekleme meydana geldiğinin tespit edilerek emtianın red edildiğine ilişkin hasar formu düzenlendiğini, yapılan ekspertiz incelemesinde emtianın Sırbistan Gümrüğünde uygun olmayan saklama koşullarında muhafaza edilmesi nedeniyle böceklendiğinin belirlendiğini, bu hususun araç sürücünün gıda emtiasına ilişkin gerekli belgeleri kendisine sağlanmasına rağmen, belgeleri yanına almaması ve gümrüğe sunmamasından kaynaklandığını, taşıyanın kendisinden beklenen özen yükümlülüğüne aykırı davrandığının taşıyanlar arasında gerçekleştirilen mail yazışmalarından da anlaşılacağını, bu yazışmalarda gıda maddesine ilişkin belgelerin taşıyana teslim edilmesine rağmen, sürücü tarafından unutularak taşıma sırasında ibraz edilmediğinin anlaşıldığını, hasar sonrası sigortalı tarafından akdi taşıyıcıya Beykoz … Noterliğinin 23.11.2017 tarihli ihtarıyla hasarın ihbar edildiğini, müvekkilince emtiada oluşan hasar nedeniyle sigortalının uğradığı 14.180,00 Euro zararın tazmin edilerek TTK 1472. maddesine göre sigortalının haklarına halef olunduğunu, ödenen bedelin tahsili amacıyla davalılar aleyhine Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yönelik itirazın haksız olduğunu, hasarın taşıyanların kusurundan kaynaklandığını ileri sürerek, itirazların iptali ile takibin devamına, alacağın %20sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Tic.ltd.şti vekili, savunmasında özetle; filli taşıyıcı … Ltd. Şti tarafından yapılacak taşımalarda oluşacak hasarın CMR sigorta poliçesi sigortaladığını, bu nedenle davalı …’ın CMR sigortacısına davanın ihbarı gerektiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, müvekkili şirketin adresinin Çatalca ilçesinde olması nedeniyle mahkemenin yetkisiz olduğunu, yükün Türkiye’den Sırbistan’a taşınması işinin üstlenildiğini, taşımanın fiili taşıyıcı olarak diğer davalı tarafından gerçekleştirildiğini, uyuşmazlığın CMR Konvansiyonu hükümlerinin uygulanacağını, müvekkili şirketin kusursuz olduğunu, emtianın alıcıya 16.10.2017 tarihinde teslim edildiğini, alıcının emtiayı kontrol ederek durumu satıcıya bildirdiğini, ancak hasar ihbarının uzun süre sonra CMR’nin 30. maddesinde belirlenen 21 günlük süreden sonra ihbar 23.11.2017 tarihli ihtarnameyle bildirildiğini, emtianın gıda maddesinin bulunduğu aracın gümrükte uzun süre bekletilmesinden kaynaklandığını ve hasarın 21 günlük yazılı bildirim süresinden sonra ihbar edildiğini, 16.10.2017 tarihinde alıcısına teslim edilen emtia hakkında 19.10.2017 tarihine kadar böceklenme konusunda bir bildirim yapılmadığını, tutanakta sorumluluğun taşıyana ait olduğu belirtilmesine rağmen buna ilişkin bir bildirimin yapılmadığını, eksper raporunun tebliğ edilmemesi nedeniyle belirlenen bedel ve sovtaj bedelinin yerinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Davalı … Ticaret Limited Şirketi vekili, savunmasında özetle; CMR Konvansiyonunun 30. maddesinde belirlenen 21 günlük sürede yazılı şekilde hasar ihbarında bulunulmaması nedeniyle, davanın hak düşürücü süre yönünden reddi gerektiğini, emtianın 17.10.2017 tarihinde alıcısına teslim edildiğini, bu nedenle hasar ihbarının gen geç 24.10.2017 tarihine kadar yapılması gerektiğini, hak düşürücü süre içerisinde müvekkili şirkete yapılmış hasar ihbarı bulunmadığını, taşıma organizasyonunun diğer davalıca yapılarak navlun faturası düzenlenmesi nedeniyle müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davanın müvekkilinin CMR sigortacısına ihbarı gerektiğini, halefiyet şartlarının bulunup bulunmadığının mahkemece değerlendirilerek gerçek zararın tespiti gerektiğini, yükün teslim alınarak 03.08.2017 tarihinde Sırbistan Gümrüğüne getirildiğini, temini ve teslimi göndericiye ait olan gönderiye ilişkin belgelerin bulunmaması nedeniyle emtianın gümrük sahasında bekletildiğini, ürüne ilişkin belgelerin sürücüye teslim edilmesine rağmen sürücü tarafından unutulduğu iddiasına ilişkin mail yazışmalarının tek başına delil olamayacağını, bu belgenin delil başlangıcı niteliğinde olduğunu, taşımanın diğer davalı tarafından … şirketine, … şirketice de müvekkili şirkete yaptırıldığını, müvekkili ile sigortalı arasında kurulmuş bir sözleme ilişkisi bulunmadığını, söz konusu belgelerin müvekkili şirket çalışanı tarafından unutulduğu kabul edilse dahi iddia edilen zararın oluşmasına belgelerin unutulmasının etkisi bulunmadığını, gönderinin antrepoda uzun süre beklemesinin nedeninin, sigortalının gümrükçüsü tarafından gümrük işlemlerinin süresinde yapılmaması olduğunu, istenilen belgelerin 09.08.2017 tarihinde alıcıya teslim edildiğini, müvekkil şirket tarafından DAP teslim şeklinde taşıma yapıldığını, bu taşıma şeklinde taşıyıcının gümrük işlemlerini tamamlama yükümlülüğünün satıcıda olduğunu, gönderiye ilişkin ithalat beyannamesinin sigortalının gümrükçüsü tarafından, taşıma işleminin tamamlanmasından yaklaşık 3 ay sonra açılarak gümrük işlemlerinin tamamlandığını, müvekkilinin sorumluluğunun CMR’nin 17. maddesi uyarınca belirlenmesi gerektiğini, sigortalının müterafik kusuru bulunduğunu, faiz talebinin haksız olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dosyanın yapılan incelemesinde, davacı tarafın dava dilekçesi ile birlikte belgelerini ibraz ettiği, mail yazışmalarının, eksper raporunun, ödemenin, poliçenin, ihtarnamenin, icra dosyasının, renkli fotoğrafların, … şirket belgesinin, gümrük giriş belgelerinin, CMR taşıma senedinin, kargo belgelerinin dosya kapsamında bulunduğu, Uyuşmazlık konusu, davalı tarafların adresleri, 6100 sayılı HMK’da ve 6102 sayılı TTK’da göreve ve yetkiye ilişkin düzenlemeler uyarınca mahkememizin görevli ve yetkili olduğu, icra dairesinin yetkisine itirazın da davalıların adresleri de dikkate alınarak yerinde olmadığı, delillerin toplandığı, taşıma alanında uzman bilirkişi … ile Gıda Mühendisi …’dan oluşan bilirkişi heyeti heyetinden rapor alındığı, raporun denetime elverişli olduğu, Taşımanın Türkiye /Sakarya’dan Sırbistan/Surcin’e yapıldığı, uluslararası karayolu ile gerçekleştirilen taşımada … şirketinin akdi taşıyıcı, … şirketinin fiili alt taşıyıcı olduğu, taşıma şeklinin DAP teslim şeklinde olduğu, bu taşıma türünde satıcının malları belirlenen varma yerine gelen taşıma aracından boşaltmadan alıcının tasarrufuna bırakılarak teslim edildiği, yani malların belirlenen varma yerine getirilmesine ilişkin tüm hasar ve masrafların satıcı tarafından üstlenildiği, taşıma tarihinin 28 Temmuz 2017, teslim tarihinin 16 Ekim 2017, Eksper Tarihinin 28 Şubat 2018 tarihi olduğu, Taraflar arasındaki uyuşmazlığın CMR (Karayolu ile Milletlerarası Mal Nakliyatı Mukavelesi ile ilgili Anlaşma) hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği, uyuşmazlığın niteliğine göre olayda uygulanması gereken CMR’nin 30/1. Maddesinde;’1. Alıcı, taşımacı ile beraber durumlarını kontrol etmeden, veya ziyan ve hasarın açıkça görüldüğü hallerde teslim anında veya açıkça görülmediği hallerde teslimden yedi gün içinde (pazar günleri ve resmi tatiller hariç) durumu kendisine bildirmeden malı tesellüm ederse, bu husus onun yükü sevk mektubunda belirtildiği şekilde alındığına kanıt oluşturur. Açıkça gözükmeyen ziyan veya hasarlarda bildirme yazılı olarak yapılacaktır. 2. Mal alıcı ve taşımacı tarafından kontrol edildikten sonra, bu kontrolün sonucuna uymayan kanıtlar ancak açıkça görülmeyen ziyan ve hasarlar için kabul olunabilir. Ancak bunun için alıcının kontrolden sonra yedi gün içinde (pazar ve resmi tatil dışında) durumu yazılı olarak taşımacıya bildirmesi gereklidir. 3. Yük alıcının kullanımına verildiği tarihten sonraki 21 gün içinde durum yazılı olarak taşımacıya bildirilmemiş ise, teslimdeki gecikmeler için tazminat ödenmez. 4. Bu maddedeki zaman limitlerini hesap ederken duruma göre teslim tarihi, kontrol tarihi, veya yükün alıcıya verildiği tarih sayılmayacaktır.’ şeklinde olduğu, Taşıma tarihin 28.07.2017 tarihi olduğu, CED belgesi ve Bitki taşımasına ilişkin evrakın eksikliği nedeniyle gıda ürünlerine 03.08.2017 tarihinde Sırbistan Gümrük yetkilileri tarafından el konularak gümrük deposuna alındığı, teslim şeklinin DAP teslim olduğu, davalı … şirketinin eksik belgeyi hava kargo/ yük senedi olarak alıcının adına kargo gönderdiği, bu kargonunda 08.08.2017 tarihinde alıcı tarafından teslim alındığı, ürünlerin alıcı tarafından teslim tarihinin 16.10.2017 tarihi olduğu, alıcının emtiaları teslim tarihinden yaklaşık 4 ay sonra 28.02.2018 tarihinde, kargo evrakının kendilerine ulaşmasından ise yaklaşık 7 ay sonra eksper incelemesinin yapıldığı, emtiaların gıda ürünü olduğu, gümrük depo koşullarının bu gıda ürünlerinin muhafazası için uygun koşullara sahip olmadığı, eksik belgelerin yaklaşık 5 gün içerisinde alıcıya ulaştırılmasına rağmen, telsim alınmanın alıcı tarafça geç yapıldığı, sigorta şirketinin dava dilekçesindeki beyana göre, bu durumdan 19.10.2017 tarihinde sigortalının haberdar olduğu, sigortalı tarafından akdi taşıyıcıya ihbarın 23.11.2017 tarihinde yapıldığı, CMR 30. Maddesinde 1-2-3 fıkralarında belirtilen sürelerde ihbarda bulunulmadığı, bu durumda taşınan emtianın hasarsız bir şekilde teslim edildiğine ilişkin davalı yararına karine oluştuğu, malın taşıma esnasında hasarlandığını ispat yükünün davacı üzerinde olacağı, ( Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2015/15680 Esas- 2016/5200 Karar sayılı kararı da benzer mahiyettedir.) değerlendirilerek aşağıdaki şekilde hüküm… ” gerekçesiyle davanın hasar ihbarına ilişkin hak düşürücü süre nedeniyle reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemece, sigortalının 19.10.2017 tarihinde hasardan haberdar olduğu, akdi taşıyıcıya ihbarın 23.11.2017 tarihinde yapıldığı, CMR m. 30/1,2,3. fıkralarında belirtilen sürelerde ihbarda bulunulmadığı, bu durumda taşınan emtianın hasarsız bir şekilde teslim edildiğine ilişkin davalı yararına karine oluştuğu ve emtianın taşıma esnasında hasarlandığının ispat yükünün davacı üzerinde olacağı değerlendirilerek karar verildiğini, oysa emtianın hasarlı şekilde teslim edildiğinin ihtilaf konusu olmadığını, emtianın hasarlı olarak teslimi nedeniyle taşıyıcı, yalnızca emtianın hasara uğramasında kusurlu olmadığını ispatlayarak sorumluluktan kurtulabileceğini, mahkemece sadece davalının beyanlarına itibar edilerek gecikmenin alıcıdan kaynaklandığını kabul edilmesinin hatalı olduğunu, hasırın sürücünün gerekli belgeleri unutmasından kaynaklandığını, bu hususun davalılar arasındaki mail yazışmalarından da anlaşılabileceğini; Hasardan haberdar olan davalılara, ayrıca hasar ihbarı gerekmediğini, alıcı tarafından hasar formu üzerine düşülen ‘reddedildi’ şerhi ile hasarın belirlendiğini, davalının meydana gelen eksiklikten/zarardan haberdar olmasına rağmen, ayrıca hasar ihbarı aranmasının dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, hasarın emtianın alıcıya tesliminden sonra alıcı firma tarafından incelenmesi sonucu tespit edilerek tutanağa bağlandığını, oysa gecikmeden taşıyıcıların taşımanın başından beri haberdar olduklarını; Emtianın taşıma sırasında taşıyanın kusuru ile hasarlandığının dosyadaki tüm belgelerle sabit olduğunu; Mahkemece tazminat davasının tümden reddine rağmen hükmedilen vekalet ücretinin Tarifenin 13/4. maddesi uyarınca maktu belirlenmesi gerekirken, nisbi olarak belirlenmesinin hatalı olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, nakliyat abonman poliçesi kapsamında davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen hasar bedelinin, davalı taşıyanlardan rücuen tahsili amacıyla başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı tarafından 09.11.2016 başlangıç tarihli bir yıl vadeli nakliyat emtia sigorta poliçesiyle yurt dışına yapılacak taşımalarda oluşacak riziko sigorta örtüsü altına alınmıştır. Sigortalı … Ticaret AŞ tarafından yurt dışındaki alıcıya satılan fındık emtiasının taşınması için akdi taşıyıcı …Ltd.Şti ile taşıma sözleşmesi düzenlenmiştir. Anılan davalı tarafından navlun faturası düzenlenmekle, anılan davalının akdi taşıyıcı olarak sözlemede yer aldığı anlaşılmıştır. Akdi taşıyıcı tarafından taşımanın diğer davalı eliyle yaptırıldığı ve davalı …Tic.Ltd.Şti.’nin fiili taşıyıcı olarak taşıma ilişkisinde yer aldığı, akdi ve fiili taşıyıcının taşıma sırasında oluşan zararlardan dolayı CMR’nin 3. maddesi ile TTK’nın 888.maddesi gereğince taşıma sırasında oluşan zararlardan sorumlu oldukları anlaşılmıştır. Taşımanın Sakarya’dan Sırbistan/Surcin’e yapıldığı, uluslararası karayolu ile gerçekleştirilen taşımada taşıma şeklinin DAP teslim şeklinde olduğu, bu taşıma türünde satıcının malları belirlenen varma yerine gelen taşıma aracından boşaltmadan alıcının tasarrufuna bırakılarak teslim edildiği, emtianın belirlenen varma yerine getirilmesine ilişkin tüm hasar ve masrafların satıcı tarafından üstlenildiği, emtianın 28.07.2017 tarihinde taşıyıcıya teslim edildiği görülmüştür. Emtiayla birlikte, taşınan emtiaya ilişkin CED belgesi ve Bitki Sağlığı Sertifikasının taşıyıcıya teslim edildiği, ancak sertifikaların sürücü tarafından alınmaması nedeniyle yükün Sırbistan Gümrüğünde 03.08.2017 tarihinden itibaren bekletildiği, davalı tarafından gönderilen belgelerin alıcıya ulaştığı, alıcı tarafından gümrük işlemlerinin 16.10.2017 tarihinde tamamlanarak, emtianın 17.10.2017 tarihinde alıcının deposuna teslim edildiği belirlenmiştir. Alıcı tarafından düzenlenen 19.10.2017 tarihli hasar formunda fındık emtiasının böceklendiğine ilişkin hasar formu düzenlenerek emtia reddedilmiştir. Hasar formunda taşıcı veya yardımcılarının imzası bulunmadığından, hasar tutanağının ihbar yerine geçmediği anlaşılmıştır.CMR Konvansiyonu’nun 30. maddesine göre, alıcı, taşımacı ile beraber durumlarını kontrol etmeden veya ziyan ve hasarın açıkça görüldüğü hallerde teslim anında veya açıkça görülmediği hallerde teslimden itibaren 7 gün içinde durumu kendisine bildirmeden tesellüm ederse, bu husus yükün taşıma senedinde belirtildiği şekilde alındığına kanıt oluşturur. Dosyaya ibraz edilen CMR belgesinde herhangi bir şerh bulunmamaktadır. Ancak dosyaya sunulan hasar belgesinde emtianın hasarlandığı yazılmasına rağmen bu belgede taşıyıcı veya temsilcisinin imzası bulunmamaktadır. Bu nedenle hasarın usulüne uygun şekilde belirlenerek taşıyıcıya ihbar edildiğinden söz edilemez. Bu durumda, emtianın alıcısına hasarsız şekilde teslim edildiğinin kabul edilerek davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. (Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 09.05.2016 tarih ve 2015/15680 Esas, 2016/5200 Karar sayılı ilamı) Diğer yandan CMR’nin 30/3.maddesi gereğince yük alıcının kullanımına verildiği tarihten sonraki 21 gün içinde durum yazılı olarak taşımacıya bildirilmemiş ise teslimdeki gecikmeler için tazminat ödenmez. Somut olayda, yükteki hasarın 19.10.2017 tarihinde belirlenmesine rağmen, hasarın Beykoz … Noterliğinin 23.11.2017 tarihli ihtarı ile akdi taşıyıcıya bildirilmesi nedeniyle, CMR’nin 30/1-3. Maddelerinde belirlenen sürelerde hasar ihbarı yapılmaması nedeniyle, yükün hasarsız şekilde alıcısına teslim edildiği konusunda taşıyıcı lehine karine oluşmuş olup, bu karinenin aksinin davacı tarafından ispat edilmemesi nedeniyle, davacı vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir. Ancak hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/3-4.maddelerinde, ” (3) Maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez. (4) Maddi tazminat istemli davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur. ” düzenlemesi bulunduğundan ve davacının maddi tazminat talebi tümden reddedilmesine rağmen, tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre 5.100,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nispi vekalet ücretine hükmedilmesi yerinde olmadığından davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının vekalet ücreti yönünden düzeltilmek üzere kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden düzeltilmek üzere kaldırılarak, davanın esası hakkında yeniden hüküm verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının vekalet ücreti yönünden düzeltilmek üzere kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, bu doğrultuda; 1-Davanın hasar ihbarına ilişkin hak düşürücü süre nedeniyle REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL red karar harcının, 1.185,33 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 1.126,03‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ye göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine, 5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca veArabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.096,27 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, 6-İstinaf aşamasındaki harç ve yargılama giderleri yönünden; a-Davacı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına, 80,70 TL karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, b- Davacı tarafından harcanan 220,70 TL istinaf başvuru harcı, ayrıntısı UYAP’ta kayıtlı olmak üzere 43,0 TL posta gideri toplamı 263,70 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 7-Artan gider avansının yatıranlara iadesine, 8-Gerekçeli kararın, ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 9-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 30.06.2022 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava değerine göre karar kesindir.