Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/181 E. 2022/246 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/181
KARAR NO: 2022/246
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24.11.2021 tarihli ara karar
NUMARASI: 2021/727 E.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında davacı vekili tarafından talep edilen ihtiyati haczin, kararda yazılı nedenlerle reddine dair verilen ara kararının davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz talep eden davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 01.10.2018 tarihli “2019 Yılı Yaz-Kış Sezonu Kontenjan Sözleşmesi” ve 27.08.2019 tarihli “2020 Yılı Yaz-Kış Sezonu Kontenjan Sözleşmesi” ve bunların eki niteliğindeki ek protokol ile avans sözleşmeleri imzalandığını, davalının anılan sözleşme ve protokollere aykırı eylemlerde bulunarak, sözleşmeyi haksız şekilde feshettiğini, müvekkilince keşide edilen 23.11.2019 tarihli ihtarla davacının feshinin haksız olduğu, işletmeyi devir alan ihbar olunanın da ticari işletmenin devri nedeniyle borçlardan sorumlu olduğunun bildirildiğini, davalının sözleşme gereği edimlerini yerine getirmemesi ve borcunu ödenmemesi üzerine, İstanbul …İcra Müdürlüğünün … E sas sayılı dosyasında başlatılan takibe yönelik itirazının haksız olduğunu ileri sürerek, teminatsız veya uygun bir teminat karşılığında dava konusu borç karşılanıncaya kadar davalının doğmuş ve doğacak kira alacağına, menkul ve gayrimenkul malları ile 3.şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği 24.11.2021 tarihli ara kararıyla; “…Davacı vekili dava dilekçesi ile birlikte ihtiyati haciz talebinde bulunmuş olmakla; dava dilekçesinin incelenmesinde dava konusu alacak ile ilgili olarak İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalı tarafın işbu takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu, bu sebeple davacının mahkememizde görülen işbu itirazın iptali davasını açtığı görülmüş olup, ihtiyati hacze konu alacak ile ilgili olarak daha önce icra takibi yapılmış olması ve davalı tarafın itirazı üzerine takibin durmuş olması ve alacağın çekişmeli hale gelip talebin yargılamayı gerektirdiğinin anlaşılması karşısında…” gerekçesiyle, davacı tarafın ihtiyati haciz talebinin reddine, karar verilmiştir. Bu ara karara karşı, ihtiyati haciz talep eden davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati haciz talep eden davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kararın İİK’nın 257 ve 258. maddelerine, Yargıtay içtihatlerına ve bölge adliye mahkemelerinin yerleşik uygulamalarına açıkça aykırı olduğunu, para borcunun varlığı konusunda mahkemeye yeterli kanaat sağlayacak delillerin sunulması halinde geçici hukuki koruma talebinin kabulü gerektiğini, dava konusunun vadesi gelmiş bir para alacağı olduğunu ve bu alacağın varlığına ilişkin olarak bizzat davalı borçlu tarafından hazırlanarak imzalanmış mutabakatname ve pek çok ihtarnamelerin dosyada bulunduğunu, bir çok emsal kararda da ihtiyati haciz için mahkemeye alacağın varlığına ve haciz sebeplerine ilişkin kanaat oluşturulmasının yeterli olduğunun belirtildiğini, tarafların mutabık olduğu 7.000.000,00 TL’yi aşan alacağın tahsil edilememesinin davacıyı ekonomik olarak zor duruma sokacağını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin ihtiyati haczin reddine dair istinafa konu ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE İstinaf incelemesine konu talep, taraflar arasındaki otel kontenjan ve konaklama sözleşmeleri uyarınca başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davası içinde İİK’nın 257 vd. maddeleri uyarınca ihtiyati hacze ilişkindir. İlk derece mahkemesince ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş; bu konudaki ara karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı vekili, dava dilekçesi ekinde, taraflar arasında düzenlendiği ileri sürülen 01.10.2018 ve 27.08.2019 tarihli sözleşmeler ve ek protokoller ibraz etmiştir. Anılan sözleşmelerde davalı şirketin kaşesi üzerine imza atıldığı görülmektedir. Diğer yandan, 11.11.2019 tarihli, şirket kaşesi üzerine atılan imza ile gönderilen ve sayın yetkili ibareleri ile başlayan yazıda, davalının hak sahipliğinde bulunan … ve … otellerine 12.11.2019 tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde ihbar edilen şirkete kiraya verildiği ve işletmecilik faaliyetinin ihbar olunan tarafından sürdürüleceği belirtilmiştir. Davacı tarafından bu ihtara karşı Beyoğlu … Noterliğinin 23.01.2019 tarihli ihtarı keşide edilerek davalı ve ihbar olunana ihtarname gönderilmiş ve feshin haksız olduğu bildirilmiştir. Davacı tarafından sunulan ve davalı şirket kaşesi üzerinden imza atılmış olan 27.12.2019 tarihli “Mutabakatname” başlıklı belgelinin 5. maddesinde, davacının davalıdan 475.575,59 EURO alacağı bulunduğu, bu alacağın 317.576,59 EURO’sunun kesin olduğu belirtilmiştir. İlk derece mahkemesinin ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği tarih itibariyle anılan belgelerin dosyada bulunduğu, henüz davalı tarafından cevap dilekçesinin sunulmadığı anlaşılmıştır. UYAP sisteminde bulunan cevap dilekçesinin incelenmesinde, mutabakatname ve sözleşmelerin şirket yetkilileri tarafından imzalanmadığı savunulduğu, sözleşmelerin şirket yetkilisi olmayan … tarafından imzalandığı, o tarihlerde şirketin temsil ve ilzam yetkisinin …’de olduğu savunulmuştur. İİK’nın 258/1 maddesi hükmüne göre, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin alacağın varlığı ve miktarı hakkında kanaat getirmiş olması yeterlidir. Mahkemenin, alacağın varlığına ve miktarına kanaat getirmesinden anlaşılması gereken husus, alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğuna dair iddiasını yaklaşık olarak ispat etmesi yeterlidir. Bu hukuki açıklamadan sonra somut olaya gelindiğinde; alacaklı vekili sözleşme, mutabakatname, ihtar ve cevabi ihtar yazısına dayanarak ihtiyati haciz isteminde bulunuştur. Sözleşme, mutabakatname ve fesih ihtarında davacı şirketin kaşesi üzerine atılmış imzalar bulunmaktadır. Bu belgeler alacağın varlığına kanaat oluşturacak nitelikte olup, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi dikkate alındığında, sözleşme ve mutabakatnamenin şirket yetkilileri tarafından imzalanıp imzalanmadığı, bu imzaların dvalı şirketi bağlayıp bağlamadığı hususları, taraflar arasındaki ticari ilişkinin kapsamı içinde esas hakkındaki yargılamada değerlendirilecektir. HMK’nın 209/3. maddesi gereğince, sahtelik iddiasının geçici hukuki koruma tedbirine engel olmayacağı ve mevcut belgelerle yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince, alacağın yaklaşık olarak ispat edilmesi nedeniyle mutabakatnamede kesin olduğu belirtilen 317.576,59 EURO (dava tarihindeki TCMB efektif satış kuru 11,8016 üzerenden hesaplanan 3.747.911,88 TL) alacak için ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, ihtiyati haciz talebinin tümüyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu miktar üzerinden kabulü gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.2 ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıdaki çerçevede kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararının kaldırılarak, ihtiyati haciz talebi hakkında Dairemizce yeniden karar verilmesine, neticede ihtiyati haciz talebinin kısmen kabulüne dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; HMK’nın 353/1.b.2 ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; İlk Derece Mahkemesinin ihtiyati haciz talebinin reddine dair verdiği 24.11.2021 tarihli ara kararın kaldırılmasına, ihtiyati haciz talebi hakkında Dairemizce yeniden karar verilmesine, bu doğrultuda; 1-İİK’nın 257 vd. maddeleri uyarınca davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin teminat karşılığı kısmen kabulü ile 3.747.911,88 TL alacağı karşılamaya yeter miktardaki davalıya ait taşınır ve taşınmaz mallarla üçüncü kişilerdeki hak ve alacakların İİK’daki tahditler dairesinde ihtiyaten haczine, 2-İİK’nın 259. maddesi uyarınca takdiren %15 oranında belirlenen 562.186,78 TL nakdi teminat ilk derece mahkemesi veznesine yatırıldığında ya da aynı tutarda kesin ve süresiz banka teminat mektubu ibraz edildiğinde, kararın infazı için bir suretinin ilk derece mahkemesi tarafından, davacı vekiline verilmesine, 3-Kararın yetkili icra müdürlüğünce infazına, 4-Davacı vekili tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; 59,30 TL istinaf peşin karar harcının talep halinde davacı tarafa iadesine, 5-Davacı vekili tarafından istinaf başvurusu sırasında yapılan yargılama giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 6-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.2 ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 03.03.2022 tarihinde, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU:HMK’nın 362/1.f ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca karar kesindir.