Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1797 E. 2022/1363 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1797
KARAR NO: 2022/1363
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/06/2022
NUMARASI: 2022/190 E. – 2022/471 K.
DAVANIN KONUSU: Şirketin İhyası
Taraflar arasındaki ihya davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı tasfiye memuru tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin alacağı tahsil amacıyla borçlu … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takip başlatıldığını, şirket adına kayıtlı araç ile taşınmazın haczedildiğini, satış işlemleri yürürken Covid salgını nedeniyle takip edilmeyen dosyanın işlemden kaldırıldığını, İİK 78/son maddesi gereği dosyanın yenilenmesinin talep edildiğini, imha süresi dolmayan dosyanın sehven imha edilmesi nedeniyle icra dosyasının ihyası talebiyle İstanbul 13.İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/476 Esas sayılı dosyasında dava açıldığını, yargılama sırasında şirketin kaydının terkin nedeniyle kapatıldığının belirlenmesi üzerine ihya davası açılması gerektiğini ileri sürerek, borçlu şirketin ek tasfiye ve ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir. Davalı … vekili, savunmasında özetle; TTK’nın 32. ve Ticaret Sicili Yönetmeliğinin 34.maddesi gereğince tasfiye işlemlerinin yürütüldüğünü, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun tasfiye memurunda olduğunu, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığından yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. Davalı … vekili, savunmasında özetle; kayden haczi şerhi işlenmiş olan taşınmazın tasfiye edilen şirkete ait olmadığını, taşınmazın … Limited Şirketine ait olduğunu, şirketin aktifinde böyle bir taşınmaz bulunmadığı gibi, hali hazırda şirketin aktif veya pasifinde bir mal varlığının bulunmadığından ihya davası açılmasında, davacının hukuki yararı bulunmadığını, şirketin usulüne uygun olarak terkin edildiğini, müvekkilinin tasfiye işlemleri ile ilgili görevini eksiksiz olarak yerine getirdiğini, davanın açılmasına sebebiyet vermediğini ve herhangi bir hukuki sorumluluğu bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davanın; sicilden tasfiye sonucu terkin edilen TASFİYE HALİNDE … SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ (Sicil No:…)’nin sicil kaydının yeniden ihyası talebinden ibaret olduğu anlaşılmıştır. Şirketin ticaret sicilinden silinmesi işlemi kurucu değil, açıklayıcı nitelik taşır. İncelenen dosyalar kapsamına göre; sicilden tasfiye sonucu terkin edilen TASFİYE HALİNDE … SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ (Sicil No:…) aleyhine açılmış derdest dava bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının ihya davası açmakta hukuki menfaati olup, tüzel kişiliğin ihyasının talep edilmesi olanaklı bulunduğundan; İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’nun … sicil numarasında kayıtlı TASFİYE HALİNDE … SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ ‘nin sicil kaydının yeniden ihyasına, tasfiye memuru olarak …’ın atanmasına karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla;” gerekçesiyle davanın kabulü ile …nün … Sicil Nosunda kayıtlı Tasfiye Halinde … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin sicil kaydının İstanbul 13 İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/476 E Sayılı Dosyası ile sınırlı olmak üzere ihyasına, davalı tasfiye memurunun ek tasfiye için tasfiye memuru olarak atanmasına, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı tasfiye memuru vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı tasfiye memuru vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkeme gerekçeside davacının, ihya edilen şirketten alacaklı olması nedeniyle ihya kararı verildiğinin belirtildiğini, oysa usulüne uygun yapılan çağrıya rağmen davacının alacak bildiriminde bulunmadığını, şirketin 10.04.2012 tarihinde tasfiyeye girdiğini, tasfiye kararının usulüne uygun şekilde 20.07.2012 tarihinde tescil ve ilan edildiğini, alacaklılara üç kez ilanla çağrıda bulunulduğunu, son ilandan bir yıl geçtikten sonra 17.12.2013 tarihi itibariyle şirketin aktif veya pasif malvarlığı ve herhangi bir borcu kalmadığından şirketin tasfiyesinin 23.12.2013 tarihinde tescil edilerek sicil kaydının terkin edildiğini, tasfiye sürecinde derdest bir takip dosyası bulunmadığını, salt başlatılan bir takip nedeniyle ihya kararı verilmesinin hatalı olduğunu, haczedildiği bildirilen taşınmazın şirkete ait olmadığını, taşınmazın benzer unvanlı başka bir şirkete ait olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, TTK’nın 547. maddesi uyarınca, tasfiye sonucu sicilden resen terkin edilmiş olan şirketin ek tasfiye işlemleri için ihyası istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı tasfiye memuru vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Tasfiye ile terkin olunan şirket aleyhinde davacı tarafından İstanbul 13.İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/476 Esas dava dosyasında, icra dosyasının ihyası talibiyle dava açıldığı ve terkin öncesi dava dışı şirket aleyhine takip başlatıldığı anlaşılmaktadır. …nden gönderilen sicil kayıtları incelendiğinde; … sicil nosunda kayıtlı Tasfiye Halinde … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin tasfiyesinin 23.12.2013 tarihinde sona erdiği ve bu tarihte şirketin sicil kaydının terkin edildiği görülmüştür. Tasfiye memurunun davalı … olduğu anlaşılmaktadır. Davalı tasfiye memuru vekilince, tasfiyenin kapatılması ve terkin işlemlerinde usulsüzlük olmadığı davanın reddi gerektiği gerekçesiyle istinaf talebinde bulunmuştur. Somut olayda, davacı tarafından tasfiye halindeki şirket aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takibi ve bu takiple bağlantılı İstanbul 13. İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/476 Esas sayılı dosyasının bulunduğu, icra takip dosyasında işlemlerin yürütülüp sonuçlandırılması ve yargılamada taraf teşkilinin sağlanması bakımından tasfiye sonucu terkin olan şirketin ihyasını talep etmekte hukuki yarar bulunmaktadır. TTK’nın 547. maddesi uyarınca, tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olması halinde, ilgililerin şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden bu ek işlemlerin sonuçlandırılıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilecekleri, mahkemenin talebi yerinde görmesi halinde tasfiye memurları veya yeni bir veya birkaç tasfiye memuru atayarak tescil ve ilan ettirecektir. Mahkemece, yasal şartların oluşması nedeniyle şirketin ihyasına ve davalının tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Tasfiyenin kapatılması için tüm tasfiye işlemlerinin eksiksiz yapılmış olması, tasfiye halindeki şirketin taraf olduğu tüm uyuşmazlıkların neticelenmiş olması gerekir. Bu nedenle tasfiye memuru vekilinin, müvekkilince şirketin tasfiyesinin usulüne uygun yapılmış olduğu, ihya için gerekli koşulların bulunmadığı yönündeki istinaf nedenleri yerinde değildir. Tasfiye sonucu terkin edilen şirketin ihyası için TTK’nın 547. maddesinde zamanaşımı veya hak düşürücü süre öngörülmediğinden ve mahkemece icra mahkemesi dosyası ile sınırlı şekilde ihya kararı verilmesi eksik olup, bu dosya ile bağlantılı olan takip dosyası ile ilgili de ihya kararı verilmesi gerekir. Davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf nedenleri yerinde olmamakla birlikte, ilk derece mahkemesi kararında belirlenen eksikliğin HMK’nın 33 ve 355. Maddeleri gereğince kamu düzeninden olması nedeniyle re’sen düzeltilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Yargılama giderleri takdir edilirken, istinaf başvurusuna sadece davalı tasfiye memurunca yapıldığı gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararındaki yargılama giderleri ve vekalet ücretine ilişkin hüküm tekrar edilmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, davalı vekilinin istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmemekle birlikte, kararın HMK’nın 33, 355. maddesi gereğince resen düzeltilmesi gerektiğinden, HMK’nın 353.1.b.2 maddesi gereğince kararın düzeltilmek üzere kaldırılmasına ve davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Davalı tasfiye memurunun istinaf nedenleri yerinde görülmemekle birlikte, HMK’nın 33, 355 ve 353/1.b.2.maddeleri uyarınca, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının resen düzeltilmek üzere kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda; 1-Davanın kabulü ile …nün … sicil nosunda kayıtlı iken tasfiye sonucu sicil kaydı terkin edilmiş olan TASFİYE HALİNDE … SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’nin sicil kaydının, İstanbul 13. İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/476 Esas sayılı dosyası ve bu dosyanın bağlantılı olduğu İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının ve bu dosyanın yenilenmesi suretiyle oluşturulacak takip dosyasının yürütülmesi ve sonuçlandırılması ve bu uyuşmazlık kapsamında ortaya çıkacak hukuki ihtilafların görülmesi ve infazı işlemleriyle sınırlı olarak İHYASINA, 2-Ek tasfiye işlemlerini yapmak üzere önceki tasfiye memuru …’ın atanmasına, ücret takdirine yer olmadığına,3-Kararın Ticaret Sicil Müdürlüğünde tesciline ve Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilanına, 4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli harç peşin olarak alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,5-Davalı … yasal hasım olup davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden, aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 6-Davacı yanca yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,7-Gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde HMK’nın 333.maddesi uyarınca taraflara iadesine,8-İstinafa aşamasındaki harç yargılama giderleri yönünden;a-Davalı tarafça yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının Hazineye gelir kaydına; 80.70 TL istinaf karar harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine, b-Davacı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 9- Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine, 10-Kararın kesinleşmesinden sonra dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20.10.2022 tarihinde, oy birliğiyle ve temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU:HMK.’nın 361.maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.