Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1758 E. 2022/1288 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1758
KARAR NO: 2022/1288
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 05/07/2022 – 01.08.2022
NUMARASI: 2017/208 Esas
DAVA: Tapu İptali ve Tescil
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında ilamda yazılı nedenlerle ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, talep dilekçesinde özetle; 14.02.2022 tarihli ek bilirkişi raporunda, 05.03.2021 tarihli kök raporda ki gibi bilirkişi heyeti sonuç ve kanaatinde herhangi bir değişikliğe gitmediğinin devamında taraflarınca ihtiyati tedbir talebinde bulunulduğunu, , HMK 389. Maddesi gereği dava dışı kişiler adına kayıtlı gayrimenkuller üzerinde tedbir konulmasının mümkün olamayacağından mahkemece taleplerinin reddedildiğini, ret kararının ardından, 29.04.2022 tarihli mahkeme ara kararında HMK 389.maddesi yok sayılarak 3.kişiye ait gayrimenkul üzerine tedbir kararı verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sırasında 05.07.2022 tarihli ara kararla; “…Mahkememiz dosyası ile birleşen İstanbul 15 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/315 esas sayılı dosyasında … davalıdır ve dava konusu da … ada , … nolu parseldir, dolayısı ile dava konusu olan parsel uyuşmazlık konusu olduğu gibi …’de üçüncü kişi konumunda olmayıp, bizzat davalı konumundadır. Davacı vekilinin 30/06/2022 tarihli dilekçesinde, talep ettiği tedbirler ise uyuşmazlık konusu değildir, bir kısım tedbirler yönünden ise üçüncü kişinin haklarını etkileyecek niteliktedir, HMK 389 maddesine göre tedbir verilmesi mümkün olmadığı…” gerekçesiyle, ihtiyati tedbirin reddine karar verilmiştir. Bu ara kararın tebliği aşamasında davacı vekilince 29.07.2022 tarihli dilekçe ile tekrar ihtiyati haciz talep edilmiş, talep dilekçesinde özetle; 22.04.2022 tarihli ıslah dilekçesine konu 31.070.067,50 TL tutarındaki alacak talebine ilişkin olarak 2004 sayılı İİK’nın 257. vd. Maddeleri uyarınca ihtiyati haciz talebinde bulunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sırasında 01.08.2022 tarihli ara kararla; “…İhtiyati haciz talebine konu alacak iddiasına ilişkin yargılama mahkememiz huzurunda derdest olup, dosya ek rapor alınmak üzere bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir. Ek raporun henüz düzenlenmediği anlaşılmaktadır. Talep eden, dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporlarına ve ıslah dilekçesine dayanmaktadır. Mahkememizce, dosya kapsamında mevcut bulunan bilirkişi raporları hükme elverişli görülmediği için ek rapor isteminde bulunulmuştur. Dolayısıyla alacağın varlığına ilişkin yaklaşık ispatın gerçekleştiğinin söylenemeyeceği, alacağın varlığı ve miktarı ile muaccel olup olmadığı hususlarının yargılamayı gerektirdiği, karşı tarafın mallarını kaçırmaya yönelik işlemler yaptığına yönelik bir emarenin bulunmadığı, karşı yanın belirli bir adresinin olduğu anlaşılmakla şartları oluşmadığı…” gerekçesiyle, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Bu her iki ara karara karşı, davacı vekil ve davacı … tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, ihtiyati tedbirin reddi kararına karşı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İhtiyati tedbir talebindeki beyanlarını aynen tekrarla; her ne kadar tedbir talebi konulmasını istedikleri taşınmazların dava konusu olmaması sebebiyle talepleri reddedilmiş ise de talep dilekçesinin içeriğinin esasen ihtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbire ilişkin olup İİK257/2 maddesinde borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeye, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa dava konu olmasa da belirtili taşınmazlar, hisseler ve denetim kayyımı hakkında ihtiyadi tedbir kararı verilmesinin mümkün olduğunu, nitekim Yargıtayın Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin, 2015/12121 Esas – 2015/11118 Karar sayılı ilamı ve benzeri kararlarında da ihtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbir kararı verilebileceğinin belirtildiğini, davalı …’ın dosya içerisinde bulunan bilirkişi raporları ve diğer deliller ile yaklaşık olarak ispat edilen zararı ödememek adına mal kaçırmış olduğunu, bu durumda İİK 257/2. maddesi ve Yargıtay İçtihatları göz önünde bulundurulduğunda karar verilmesi gerektiğini, ret kararının hukuka aykırı olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve talepleri gibi ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz kararı verilmesini istemiştir.Davacı …, ihtiyati haczin reddi kararına karşı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İhtiyati haciz talebindeki beyanlarını aynen tekrarla; ilk derece mahkemesince, davalıların taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını kaçırmaya yönelik davranışlarda ve bu maksatla haklarımı ihlal eden hileli işlemlerde bulunmadığı yönündeki ret gerekçesinin, dosyaya yansıyan maddi vakıalar karşısında açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu, hâl böyle iken, dosya kapsamına ve davalı borçluların durumuna göre davaya konu borç para borcu olup, borcun rehinle temin edilmediği ve vadesinin geldiği –aksi kabulde dahi İİK.m.257/2’de gösterilen koşulların da gerçekleştiği , ihtiyati haciz kararı verilmesinin yasal koşullarının oluştuğu sabit olup, ilk derece mahkemesinin aksi yöndeki gerekçelerle tesis ettiği 01.08.2022 tarih ve 2017/208 E. sayılı ihtiyati haciz isteminin reddine dair ara karar da usul ve yasaya aykırı olduğundan, 01.08.2022 tarih ve 2017/208 E. sayılı kararın istinaf incelemesi neticesinde kaldırılması ile davaya konu alacağın tahsil imkânının ortadan kalkmasını engellemek ve davaya konu alacağı garanti altına almak amacıyla teminatsız veya uygun görülecek teminat karşılığında, davalı … ve davalı …’ın, davaya konu alacağı (ıslah ile artırılan dava değeri 31.070.067,5-TL) karşılayacak miktarda haczi caiz taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının borca yeter miktarının İİK’nun 257/1 maddesi uyarınca ihtiyaten haczine ve ihtiyati haciz kararının İİK’nun 261. maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin mahkemenin yargı çevresi içerisinde bulunan icra dairesine ibrazla yerine getirilmesine karar verilmesi gerektiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve talepleri gibi ihtiyati haciz kararı verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, asıl davada istenilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararlarının istinafına ilişkindir. Dava, davacının taraflar arasındaki 31.10.2016 tarihli protokolden dönme talebinin kabulü ile, davalı … a devredilen davalı şirketin %50 hissesinin davacı adına tescili, protokol nedeniyle yapılan ödeme ve devir masraflarının tahsili, talebin kabul edilmemesi halinde ise terditli olarak protokol uyarınca davacıya devri gereken ancak üçüncü kişilere devredilen taşınmazların tapularının iptali ile davacı adına tesciline, elden çıkarılmış olanların rayiç değerinin davalılardan tahsili, protokol uyarınca ödenmesi gereken KDV alacağının tahsili, protokol uyarınca …+ŞEKİL markasının davacıya devrine, 4417 adalar projesine ilişkin ortaklık kurulmaması nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. 30.06.2022 tarihinde Davacı … vekili tarafından dava dışı taşınmazlar yönünden ihtiyati tedbir talebinde bulunulduğu, bu talebinin 05.07.2022 tarihli ara karar ile reddedildiği, bu red kararına karşı 25.07.2022 tarihinde istinaf başvurusunda bulunulduğu, istinaf tebliğ işlemleri devam ettiği sırada davacı vekilince bu kez 29.07.2022 tarihli dilekçesi ile ihtiyati haciz talebinde bulunulduğu, mahkemece ihtiyati haciz talebinin de reddedildiği, bu kez davacı vekilince 10.08.2022 tarihli istinaf başvuru dilekçesi ile 01.08.2022 tarihli ihtiyati haczin reddine dair verilen ara karara karşı istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince verilen 05.07.2022 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine dair karara karşı istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan asıl davada, dava dilekçesinde açıklanan talep konusu hakların elden çıkarılmış olması ve elden çıkarılan hakların değerleri nispetinde tazmin/tahsil yoluna gidilmesi halinde verilecek kararın ve alacağın yasal teminatını teşkil etmek üzere dava dilekçesinde belirtilen davalı şirket adına kayıtlı bir kısım taşınmazlar üzerine ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir konulmasının talep edildiği anlaşılmış, ilk derece mahkemesince 03.03.2022 ve 09.04.2022 tarihli ara kararlar ile reddedilmiştir. Bu kez davacı vekilince 30.06.2022 tarihli dilekçe ile davalılar adına kayıtlı taşınmazların devrinin önlenmesi için, davalı … ın dava dışı … A.Ş deki hisselerinin devrinin önlenmesi için ve dava dışı … A.Ş ye kayyım atanması yönünde ihtiyati tedbir talep edilmiş, ilk derce mahkemesince 05.07.2022 tarihli ara karar ile talep reddedilmiş, davacı vekilince iş bu ara karara karşı istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK’nın 389/1.maddesinde” (1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir… ”; 390/3. maddesinde “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır”; 391/1.maddesinde” Mahkeme, tedbire konu olan mal veya hakkın muhafaza altına alınması veya bir yediemine tevdii ya da bir şeyin yapılması veya yapılmaması gibi, sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verebilir” düzenlemelerine yer verilmiştir. Yukarıda yer verilen yasal düzenleme kapsamında, ilk derece mahkemesi kararında da işaret edildiği üzere, ihtiyati tedbir ancak uyuşmazlık konusu hakkında verilebilecek olup aynı Yasa’nın 390/3. maddesi gereğince tedbir talep eden tarafın davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesi gerekir. İhtiyati tedbir talebine konu edilen davalılar adına kayıtlı taşınmazlar, davalı … un dava dışı … A.Ş deki hisseleri dava konusu değildir. Yine kayyım atanması talep edilen … A.Ş ise eldeki davada taraf dahi değildir. Buna göre mahkemece ihtiyati tedbir isteminin reddi kararı isabetli olup, aksi yöndeki davacı vekili istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. 01.08.2022 tarihli ihtiyati haczin reddine ilişkin ara karara yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde; İhtiyati haciz İİK’nın 257 ve devamı maddelerinde düzenlenen bir geçici hukuki koruma kurumu olup, yargılamadan önce talep edilebileceği gibi derdest bir dava içinde de istenmesi mümkündür. Talep edenin alacağını, yukarıda açıklandığı üzere taraflar arasında imzalanan protokol (sözleşme) hükümlerine dayandırdığı, ilk derece mahkemesi kararında da işaret edildiği üzere davada sunulan bilirkişi raporlarının hükme elverişli görülmemesi nedeniyle, ek rapor alınması için dosyanın bilirkişi kuruluna tevdi edilmiş olduğu da gözetildiğinde, mevcut aşamada sunulan deliller kapsamında İİK’nın 258. maddesi uyarınca alacağın varlığı ve miktarının yaklaşık olarak ispat edilmemesi nedeniyle ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.Yine dosya kapsamındaki delillerle davalıların mal kaçırdığı ve davalı şirketin içinin boşaltıldığı sonucuna ulaşılamadığı da gözetildiğinde İİK 257/2 maddedeki koşulların sabit görülmesi de olanaklı değildir. Bu nedenle davacı vekilinin aksi yöndeki istinafı da yerinde görülmemiştir.İhtiyati haciz , belirtildiği üzere İİK 257 vd maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenleme kapsamında mahkeme gerekçesinde ifade edilen ihtiyati haciz isteminin yargılamayı gerektirdiği kabulü, geçici hukuki korumanın düzenleme şekline ve amacına uygun düşmemekle birlikte sonuca etkili görülmediğinden talep eden vekilinin istinaf başvurusunun bu nedenlerle ve HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3. Ve İİK 258/ 3 maddeleri uyarınca reddine ilişkin aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1, HMK’nın 391/3. Ve İİK 258/3 maddeleri uyarınca, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin ve ihtiyati haciz talep eden davacı asilin istinaf başvurularının esastan reddine, 2-Davacı tarafça yatırılan istinaf başvuru ve karar harçlarının Hazineye irat kaydına,3-Davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 13.10.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f maddesi uyarınca karar kesindir.