Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1754 E. 2022/1280 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1754
KARAR NO: 2022/1280
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/06/2022
NUMARASI: 2022/290 E. – 2022/402 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
Taraflar arasındaki menfi davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle mahkemenin yetkisizliğine dair verilen karara karşı, davalı … vekili ile davalı … Tic A.Ş. yetkilisi tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalılardan … Ticaret Anonim Şirketi’nin, 14.01.2009 tarihli Kahramanmaraş … Noterliğinin 14.02.2009 tarihli “Düzenleme Ticari İşletme Rehni Sözleşmesi” ile bir kısım makinelerini rehnettiğini, anılan davalının tekstil sektöründen çekilerek enerji sektörüne daha fazla yatırım yapma kararı alarak bu amaçla kurulan bir şirkete ortak olduğunu, davalının tekstil ticaretini terk etmesi nedeniyle 01.05.2012 tarihli fatura ile rehin sözleşmesine konu makinelerin 4.720.000,00 TL bedelle müvekkiline satıldığını, müvekkilince satım nedeniyle her biri 675.000,00 TL bedelli toplam 4.725.000,00 TL tutarında yedi adet çekin davalı şirkete verildiğini, davalı şirketin bu çekleri 10.05.2012 tarihinde davalı bankaya teslim ettiğini, davalı bankaya ait çek tevdi bordosundan da çeklerin, davalı şirketin makine kredisinin teminatı olarak alındığının belirtildiğini, eklerin vadesinde ödendiğini ve müvekkilinin davaya konu rehinli makinelerden dolayı borcu kalmadığını, buna rağmen rehin kaydının terkin edilmediğini, müvekkilinin rehinli makineleri satın alarak bedelini çekle davalı bankaya ödemesi nedeniyle rehin borcu bulunmadığını, davalı banka ile davalı … arasındaki temlik sözleşmesi ile bu kredi alacağının da temlik edildiğini, ancak temlik sözleşmesinin rehinli makineler bakımından geçersiz olduğunun tespiti ile rehinin terkinine karar verilmesi gerektiğini, davalı … Ticaret Anonim Şirketi’nin hissedarlarının ortağı olduğu … Anonim Şirketi’nin hissedarı ve yönetim kurulu üyesi davalı …’ın, davalı şirketten başka dokuz kişinin tüm borçlarını 18.03.2022 tarihinde temlik aldığını, temlik edilen 18.197.509,27 TL alacağın bu miktarın oldukça altında bir bedelle davalıya temlik edildiğini, rehinli makinelerin borçlarının ödenmesine rağmen bu miktarın davalı şirketin borcundan düşülerek rehininin kaldırılmadığını, şirket rehin borçlusuymuş gibi, olmayan bir alacağı temlik edildiğini, davalılardan …’ın, rehinli makinelere ait borçların davacı tarafından ödendiğini bildiğini halde kötü niyetli olarak olmayan alacağı temlik aldığını ve temlik sözleşmesinin muvazaalı olduğunu, müvekkilinin borcu ödediğinin bilinmesine rağmen iflas halindeki banka ile muvazaalı bir şekilde anlaşarak, banka ve kamunun zarara uğratıldığını, davalının on farklı kişinin banka borcunu temlik almasına rağmen sadece müvekkili hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında başlatılan takibi devam ettirerek, makinelerin yazılımlarını muhafaza altına aldığını, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün 25.04.2022 tarihli kararı ile İİK’nın 150/e maddesi uyarınca süresi içinde satış avansı yatırılmadığı gerekçesi ile takibin düşmesine ve muhafaza altına alınan çiplerin davacıya teslimine karar verildiğini, hali hazırda davaya konu edilen rehin alacağı için açılmış, herhangi bir icra takibi bulunmadığını ileri sürerek, Kahramanmaraş … Noterliğinin 14.02.2009 tarihli işlemiyle yapılan rehin sözleşmesine konu makinelerin, davalı şirketçe düzenlenen fatura ile müvekkilince satın alındığı ve makine borçlarının ödendiğinin tespitine, sözleşme kapsamında davacı veya davalı şirketin rehin alacaklısı bankaya borçlu olmadığının tespitine, bankanın ödenen borcu temlik yetkisinin bulunmadığının ve temlik sözleşmesinin hükümsüzlüğünün tespitine, ticari işletme rehininin tescilinin terkini ile ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili, savunmasında özetle; yetkili mahkemenin müvekkilinin yerleşim yeri olan Kahramanmaraş Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davada menfi tespit, rehin sözleşmesinin iptali, işletme rehinin hükümsüzlüğü, rehin terkini gibi birden fazla talep bulunduğundan, harcın mahkemece dikkate alınması gerektiğini, zorunlu arabuluculuk şartı yerine getirilmeden açılan davanın usulden reddi gerektiğini, müvekkilince yapılan temlikin iptalinde davacının hukuki yararı bulunmadığını, davacının temlikte taraf olmadığı gibi herhangi bir haciz tehdidi altında da bulunmadığını, davacının tüzel kişilik olarak bu borçtan sorumlu olmadığını, davacının makineleri rehinli olduğunu bilerek satın aldığını, … Ticaret Anonim Şirketinin, … Bankası Anonim Şirketi’ne borcunun olmadığı yönündeki istemde hukuki yarar bulunmadığını, menfi tespit davasının ancak borçlu tarafından açılabileceğini, davacının, davalı adına menfi tespit talep edemeyeceğini, temlik sözleşmesinin iptali talebinin kabul edilemeyeceğini, müvekkilinin, temliknameyi icraya koyarak davacının hesaplarına haciz koyamayacağını, rehinli makineler haricinde bir makineye veya mal varlığına haciz uygulanamayacağını, rehinin kaldırılmasının ancak borçlu-davalı şirketçe talep edilebileceğini, davacının ticari işletme rehin sözleşmesinin tarafı olmadığını, rehin sözleşmesinde borç ve hakların ayrıntılı şekilde düzenlendiğini, davacının bilerek rehinli makineleri satın aldığını, davacının bazı borçları için bankaya teminat çeki verdiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Müflis … Bankası Anonim Şirketi İflas İdaresi vekili savunmasında özetle; alacağın davalı …’a temlik edilmiş olmasıyla davalı müflis bankanın alacaklı sıfatının sona erdiğini, davacının temlik ilişkisinin dışında olduğunu, müvekkiline menfi tespit davası yöneltilemeyeceğini, yetkili mahkemenin Kahramanmaraş Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, iptali istenilen temlik sözleşmesinin 18.197.509,27 TL olmasın rağmen eksik harç ödendiğini, temlik sözlemesinin tarafı olmayan davacının, bu sözleşmenin iptalini talep edemeyeceğini, temlik ile yalnız ticari işletme rehininin değil, teminattaki ipoteklerin de temlik edildiğini, temlik hükümlerinde sözleşmenin geçerli olabilmesi için borçlunun bile rızası aranmazken, temlik ilişkisinin dışında bir üçüncü kişinin temlikin iptalini talep etmesinin hukuken mümkün olmadığını, rehin borçlusuyla anlaşarak emtiayı satın alan davacının, müvekkiline veya temlik alacaklısına bir talep yöneltemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Davalı … Ticaret Anonim Şirketi, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davacı tarafça dava açılması üzerine, davalılar … vekili ile Müflis … Bankası Anonim Şirketi İflas İdaresi vekili tarafından, süresi içinde dosyaya sunulan cevap dilekçeleri ile yetki ilk itirazında bulundukları, açılan dava ile ilgili olarak Kahramanmaraş Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır. 6100 Sayılı HMK’nun 138/1. Maddesi; ‘Mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir; gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebilir.’ hükmünü içermektedir. Bu nedenle, açılan dava üzerine davalılar … vekili ile Müflis … Bankası Anonim Şirketi İflas İdaresi vekili tarafından, süresi içinde dosyaya sunulan cevap dilekçeleri ile yetki ilk itirazında bulunulduğundan 6100 Sayılı HMK’nun 138/1. Maddesi gereğince, yetki itirazı ile ilgili olarak dosya üzerinden değerlendirme yapılmıştır. Dava dilekçesi, ticaret sicil kayıtları ve diğer belgelerin incelenmesinden davalı …’ın yerleşim yerinin, ‘… Mah. … Sk. No: … İç Kapı No: … Onikişubat/Kahramanmaraş’, davalı (İflas Nedeniyle) Tasfiye Halinde … Bankası Anonim Şirketi’nin yerleşim yerinin, ‘… Mahallesi, … Cad., No: …, …, … Blok, Ümraniye/İstanbul’, davalı … Ticaret Anonim Şirketi’nin yerleşim yerinin, ‘… Mh. … Bulv. … Apt. No: … Onikişubat/Kahramanmaraş’ olduğu, bu anlamda davalılardan hiç birinin yerleşim yerinin Mahkememiz yetki alanında bulunmadığı anlaşılmıştır. 6100 Sayılı HMK’nun 6/1. maddesi gereğince, genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. 6100 Sayılı HMK’nun 6/1. Maddesi kapsamında yapılan değerlendirmeye göre, davalı …’ın, dava açıldığı tarihteki yerleşim yerinin Kahramanmaraş olması nedeniyle bu davalı yönünden yetkili mahkememin Kahramanmaraş Mahkemeleri olduğu açıktır. İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/11/2017 tarih ve 2017/41 E., 2017/942 E. Sayılı kararı ile, … Bankası A. Ş.’nin iflasına ve iflas tasfiyesinin TMSF tarafından yapılmasına karar verildiği, iflas tasfiyesinin İstanbul … İflas Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası üzerinden yapıldığı, TMSF tarafından iflas idaresi oluşturulduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafça dava dilekçesi ile, davalı … Bankası A. Ş.’nin iflasına İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce karar verilmesi ve iflas tasfiyesinin İstanbul … İflas Müdürlüğü dosyası üzerinden yapılması nedeniyle yetkili Mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olduğunu belirtmiştir. 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu 142/2. maddesi; ‘Fon, Fon bankaları ve faaliyet izni kaldırılan bankaların iflas ve tasfiye idareleri tarafından muamele merkezi veya ikametgâhı İstanbul ili sınırları içinde olan kişiler aleyhine açılacak hukuk davaları ile borçlular hakkında açılacak iflas davalarına İstanbul (1) ve (2) numaralı asliye ticaret mahkemesi tarafından bakılır.’ hükmünü içermektedir. Davalı … Bankası A. Ş. hakkındaki iflas davası, söz konusu özel düzenleme nedeniyle İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmüş bulunmaktadır. 5411 Sayılı Kanunun 142/2. maddesi hükümleri dikkate alındığında, hangi davalara ilişkin olarak özel düzenleme getirildiği açık olup, davalı konumunda olan ve iflas davasıyla bir ilgisi bulunmayan davalı Müflis … Bankası A. Ş. aleyhine açılan eldeki davada, 5411 Sayılı Kanunun 142/2. maddesi gereğince yetkili mahkemenin belirlenmesi söz konusu olmayacaktır. Yine davacı vekili cevaba cevap dilekçesi ile, iflas idaresine karşı açılacak davalarda yetkili mahkemenin iflas idaresinin bulunduğu yer mahkemesi olması nedeniyle İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu belirtmiştir. Eldeki davanın konusunun menfi tespit, temlikin geçersizliğinin tespiti ve rehinlerin fekki olması karşısında, 2004 Sayılı İİK’nun 191 ve devamı, 230 ve davamı maddelerinde belirtilen alacak, kayıt-kabul, sıra cetveline itiraz davaları hakkında uygulama yeri olan iflas idaresinin bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olması durumunun eldeki davada söz konusu olmayacaktır. Ayrıca tacir olan taraflar … Bankası A. Ş. ile … Ticaret Anonim Şirketi arasında düzenlenen ‘Düzenleme Ticari İşletme Rehni Sözleşmesi’nin 10. maddesi ile, bu sözleşmeden doğacak ihtilaflarda Kahramanmaraş Mahkeme ve icra dairelerinin yetkili kılındığı anlaşılmıştır. Bu nedenlerle, davalı (İflas Nedeniyle) Tasfiye Halinde … Bankası A. Ş.’nin yerleşim yerinin mahkememiz yetki alanı dışında bulunması, davalı iflas idaresi vekilince, yetkili mahkemenin Kahramanmaraş Mahkemeleri olduğu yönünde yetki itirazında bulunulması, ticari işletme rehni sözleşmesi ile Kahramanmaraş Mahkemelerinin yetkili kılınması, 5411 Sayılı Kanunun’un 14/2. Maddesi ile, 2004 Sayılı İİK’nun 191 ve devamı, 230 ve devamı maddeleri gereğince açılmış bir davanın söz konusu olmaması, genel hükümler çerçevesinde değerlendirme yapılması gerekmesi hususları dikkate alınarak, davalı Müflis … Bankası A. Ş.’nin yetki itirazının kabulüne karar verilmiştir. Davalı … Anonim Şirketi tarafından davaya cevap verilmemiş ve yetki itirazında bulunulmamışsa da, ticaret sicil kayıtlarına göre bu davalı şirketin de yerleşim yerinin Kahramanmaraş olması, Mahkememizin yetki sınırları içinde kalmaması, İşletme Rehni Sözleşmesinin tarafı olması, temlik edilen alacaklar içinde … Ticaret Anonim Şirketi’nin borçlarının da bulunması, açılan davadaki talebin niteliği dikkate alınarak, davalı … Ticaret Anonim Şirketi hakkında açılan davanın da diğer davalılar hakkında açılan davalarla birlikte görülmesi gerektiği anlaşıldığından, bu davalı yönünden de Mahkememizin yetkisizliğine, Kahramanmaraş Mahkemelerinin yetkili olduğuna karar verilmiştir. Mahkememizin yetkisizliğine karar verilmesi nedeniyle, davalı tarafların, hukuki yarar, husumet yokluğu, harç eksikliği, arabuluculuk tutanağının sunulmaması gibi usulü yönelik talepleri ile ilgili olarak görevli ve yetkili mahkemece değerlendirme yapılmasının daha uygun olacağı düşünülerek, bu hususlarda değerlendirme yapılmamıştır. Yine açılan davada Mahkememizin yetkisizliğine karar verilmesi nedeniyle, Mahkememizin 29/04/2022 tarihli ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.” gerekçesiyle, mahkemenin yetkisine ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nın 114/1-ç ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine, talep halinde dosyanın yetkili Kahramanmaraş Nöbetçi Asliye Ticaret mahkemesine gönderilmesine, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalılar … vekili ile davalı … San.Tic.AŞ. yetkilisi tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı … vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı tarafça müvekkili ve diğer davalılar aleyhine açılan davada harcın eksik alındığını, davada birden çok talebin bulunduğunu ve her bir talep yönünden ayrı ayrı harç alınması gerektiğini, her bir talebi yönünden ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiğini, davaların yığılması halinde her bir talep için ayrı ayrı harç alınarak taleplerin incelenmesi gerektiğini, mahkemece gerekli harçlar tamamlanmadan yetkisizlik kararı dahi verilemeyeceğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı … Tic.Ltd.Şti temsilcisi, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yetkinin kesin olmadığı davalarda davalı yanca süresi içinde ve usulüne uygun yetki itirazı bulunmaması halinde davanın açıldığı mahkemenin yetkili hale geleceğini, davalı olarak mahkemenin yetkisine itiraz edilmemesi nedeniyle mahkemenin kendileri yönünden yetkili hale geldiğini, rehin sözleşmesinden kaynaklanan borçlarının bulunduğunu ve bu borcun en doğru şekilde TMSF kayıtlarından belirlenebileceğini, diğer ipotek dosyalarının da İstanbul’da olması nedeniyle İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu, rehin sözlemesinde Kahramanmaraş mahkemelerinin yetkili olduğunun kabul edilmesine rağmen davacının temlikin iptalini talep ettiğini, bu talep yönünden en sağlıklı incelemenin TMSF’nin kayıtlarının incelenerek yapılabileceğini, davacı ve davalı şirketin Kahramanmaraş’ta güçlü çevrelerinin bulunması nedeniyle adalete en uygun sonucun İstanbul Mahkemelerinde yapılacak yargılama ile elde edilebileceğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davalı şirket ile banka arasında düzenlenen ticari işletme rehni kapsamında davalı şirketin borçlu olmadığının tespitine, davalı şirketçe davacıya satılan rehinli emtianın borcunun ödendiğinin tespitine, davalı banka ile davalı … arasında düzenlenen temlik sözleşmesinin muvazaa nedeniyle iptali ile ticari işletme rehini kapsamında rehinli olan satıma konu makineler üzerindeki rehinin ödeme ile sona erdiğinin tespiti taleplerine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, mahkemenin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine ve doyanın yetkili mahkemeye gönderilmesine karar verilmiş; bu karara karşı, bir kısım davalılarca, yasal süreler içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı, Kahramanmaraş … Noterliğinin 14.02.2009 tarihli işlemiyle yapılan düzenleme şeklindeki ticari işletme rehini sözleşmesine konu edilen makinelerin müvekkilince satın alındığını, düzenlenen fatura borcunun çekle ödendiğini, düzenlenen çeklerin davalı bankaca makine rehini sözleşmesi kapsamında alınarak tahsil edilmesi nedeniyle sözleşme kapsamında davacı veya davalı şirketin rehin alacaklısı bankaya borçlu olmadığının tespitine, bankanın olmayan bir borcu temlik etme hakkı ve yetkisi olmadığının tespitine, bankaca yapılan temlik sözleşmesinin hükümsüz olduğunun tespiti ile ve iptaline, 10.01.2009 tarih ve 2009/149 sayı ile Kahramanmaraş Ticaret Sicil Memurluğunda tescil edilen işletme rehini tescilin hükümsüzlüğüne ve terkinine ve ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacının talebi, HMK’nın 110. maddesinde düzenlenen davaların yığılması şeklinde ileri sürülmüş olup, dava değeri üzerinden harcın ödenmesi esastır. Genel olarak, menfi tespit ve rehin sözleşmesine konu emtiaların davacı tarafından satın alınarak borçlarının ödendiği ve bu kapsamda, temlikin buna ilişkin kısmının iptali talep edildiğinden, yetkili mahkemece her zaman dava dilekçesi açıklattırılarak, menfi tespit iptal istemi miktar belirlendikten sonra harcın tamamlanarak davaya devam edilebileceği anlaşılmakla, davalı … vekilinin istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmemiştir. HMK’nın 6. maddesine göre genel yetkili mahkeme, davanın açıldığı tarihte davalının yerleşim yeri mahkemesidir. Diğer yandan, İİK’nın 72/son maddesinde menfi tespit ve istirdat davaları takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Somut olayda, davacı ve davalıların hiçbirinin yerleşim yerinin İstanbul Adliyesi sınırları içerisinde bulunmaması nedeniyle, mahkemenin genel yetki hükümlerine göre yetkili olmadığı anlaşılmaktadır. Diğer yandan, yetki itirazında bulunan …’ın, davalı şirketin ve davacı şirketin yerleşim yerleri Kahramanmaraş ilinde olup, bu mahkeme davalıların yerleşim yeri itibariyle genel yetkili mahkemedir. Davalı banka yönünden de İstanbul Mahkemeleri yetkili olmayıp, iflas masasına karşı açılmış bir alacak davası veya kayıt kabul davası bulunmadığından, İİK’daki yetkiye ilişkin hükümler uygulanamaz. HMK’nın 166. maddesi gereğince davalılara karşı ileri sürülen talepler arasında birleştirmeyi gerektirecek derecede sıkı irtibat bulunması nedeniyle tüm davalılar yönünden yetkisizlik kararı verilmesi yerindedir. Mahkemeler, hâkimlik teminatı ve bağımsızlık ölçülerine göre Anayasa’yla teminat altında bulunduğundan, yargısal faaliyetleri sırasında tarafların sosyal statüsünün yargılamayı yapacak mahkemenin belirlenmesinde bir etkisi bulunmamaktadır. Bu nedenle ilk derece mahkemesince verilen karar sonucu itibariyle doğrudur. Ancak, somut olayda dava şartı niteliğinde kesin yetki kuralı bulunmadığından, ilk derece mahkemesince mahkemenin yetkisizliğine karar verilmesi gerekirken, sanki kesin yetki varmış gibi dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi usule aykırı olmuş ise de bu husus eleştirilmekle yetinilmiştir. Sonuç olarak, ilk derece mahkemesince dava dosyasının HMK’nın 20.maddesi çerçevesinde yetkili mahkemeye gönderilmesine karar verildiğinden, istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir. İlk derece mahkemesince, yetkisizlik kararıyla birlikte, daha önce verilen ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verilmiştir. Davacı vekilince Dairemizden tedbir kararı verilmesi talep edilmiş ise de, uyuşmazlığa bakacak ilk derece mahkemesince tedbir talebinin değerlendirilmesi ve iki dereceli yargılama sistemine uygun şekilde denetime elverişli bir karar verilmesinin tarafların iddia savunma haklarının kullanılması açısından yerinde olduğu, istinaf aşaması itibariyle acilen tedbir kararı verilmesini gerektiren bir durumun bulunmadığı kanaatine varıldığından, Dairemizce tedbir kararı verilmesi yönündeki davacı vekilinin talebi reddedilmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davalı … vekilinin ve Davalı … Tic.Ltd.Şti. temsilcisinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca, davalı … vekilinin ve … Tic.Ltd.Şti temsilcisinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine, 2-Davalı tarafça yatırılan istinaf başvuru ve karar harçlarının Hazineye gelir kaydına, 3-Davalı tarafça yapılan kanun yolu giderlerinin kendilerinin üzerinde bırakılmasına, 4-Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine, 5-Gerekçeli kararın, HMK’nın 20. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 6-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.12.10.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.c maddesi uyarınca karar kesindir.