Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1672 E. 2022/1266 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1672
KARAR NO: 2022/1266
KARAR TARİHİ: 12/10/2022
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/05/2022
NUMARASI: 2022/92 D.İş. – 2022/93 K.
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
İlk derece mahkemesince verilen ihtiyati haciz kararına karşı, borçlu vekilinin itirazı üzerine itirazın reddine dair ek kararın itiraz eden borçlu vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Dairemize gönderilmiş olan dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekili, talep dilekçesinde özetle; İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/566 Esas, 2022/197 Karar sayılı ve 01/03/2022 tarihli ilamına istinaden borçludan 236.291,09 TL alacaklı olduğunu belirterek, bu alacağı teminen İİK’nın 257 vd maddeleri uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi, ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği 05.04.2022 tarihli değişik iş kararında; “…İncelenen tüm dosya kapsamına ve talebe dayanak belgeler içeriğine göre ihtiyati haciz şartlarının oluştuğu ve alacak ilam niteliğinde belgeye dayalı olduğundan yukarıda yazılı alacak miktarının varlığı ve alacağın vadesinin geldiği, alacağın ilama dayanması nedeniyle İ.İ.K. m 259/2 gereği teminat aranmayacağı anlaşılmakla talebin kabulüne ” gerekçesiyle, ihtiyati hacze karar vermiştir. Bu karara karşı, ihtiyati haciz talep eden vekili tarafından, İİK’nın 265. maddesi uyarınca, süresinde itiraz edilmiştir. Borçlu vekili, itiraz dilekçesinde özetle; menfi tespit davasından istirdat davasına dönüşen davaların kesinleşmeden icraya konulamayacağı açık bir şekilde ortada olduğunu, ihtiyati haciz talep eden taraf söz konusu mahkeme ilamını icraya koyamayacağı için ihtiyati haciz kararının emredici kanun hükümlerini etkisiz hale getirdiğini, işbu sebeple ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, tüm bunlara ek olarak İİK’nın 257. maddesinde ihtiyati haciz şartları sınırlı olarak sayılmış olup somut olayda kanunda belirtilen şartların mevcut olmadığını, zira müvekkilin yerleşim yeri muayyen olup mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisinin de kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunmaya yönelik hiçbir davranışı bulunmadığını, yukarıda ifade edildiği üzere İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/566 E. 2022/197 K. sayılı kararının kesinleşmeden icraya konulamayacağı göz önünde bulundurularak ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, ihtiyati haciz kararına itiraz etmiştir. İlk Derece Mahkemesi, itirazı değerlendirdiği 17/05/2022 tarihli ek kararında; “…İhtiyati haciz talep eden tarafından açılan İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/566 Esas 2022/197 Karar sayılı sırasında kayıtlı davanın menfi tespit talebine ilişkin olsa da yargılama sırasında istirdat davasına dönüşmesi sebebiyle Mahkemece yapılan yargılama neticesinde davacının davasında haklı görülerek hükümde belirtilen miktarın davalıdan istirdadına karar verildiği, menfi tespit davasından dönüşen istirdat davasında verilen hükmün kesinleşmeden icraya konu edilemeyecek türden bir karar olduğunun mahkememizin de kabulün de olduğu, ancak söz konusu mahkeme hükmünün bu niteliğinin ihtiyati haciz kararı verilmesine yasal olarak engel bir durum yaratmadığı, bu hususun ihtiyati haciz kararı verilmesinden sonra kararın icraya konu edilmesi aşamasında düşünülüp tartışılması gereken bir husus olduğu, buna göre Mahkememizin 05/04/2022 tarihli D.İş kararı ile İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/566 Esas 2022/197 Karar sayılı kararı ile hüküm altına alınan para alacağına ilişkin olarak talep edilen ihtiyati haciz talebi bakımından ihtiyati haciz şartlarının oluştuğunun değerlendirildiği (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesinin 2019/1671 Esas 2019/1136 Karar sayılı ilamı), kaldı ki İcra İflas Kanununun 265/1. maddesinde ihtiyati haciz kararı bakımından yapılacak itirazın ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı olabileceğinin sınırlı olarak düzenlendiği, ihtiyati hacze itiraz edenin itiraz sebebinin anılan madde kapsamında da bulunmadığı dikkate alındığında…” gerekçesiyle, ihtiyati hacze yönelik itirazın reddine karar verilmiştir. Bu ek karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ … Tic. Ltd.Şti vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İtiraz dilekçesindeki beyanlarını tekrarlamış ve itirazlarının reddine karar verildiğini, kararın hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, menfi tespit davasından dönüşen istirdat davasında verilen hüküm kesinleşmeden icraya konu edilemeyecek türden bir karar olduğunun mahkemenin de kabulünde olduğunu, ancak ihtiyati haciz talebinin şartlarının oluştuğunun değerlendirildiğini, menfi tespit ve yargılama sırasında menfi tespitten dönüşen istirdat davalarının kesinleşmeden icraya konu edilemeyeceğini ve ihtiyati haciz kararı da verilemeyeceğini, Yargıtay 19. HD’nin 2014/2515 Esas 2014/5283 Karar sayılı, 18.03.2014 tarihli emsal ilamında menfi tespit davası sırasında borcun ödenmesi nedeniyle istirdat davasına dönüşen alacak için karar kesinleşmeden ihtiyati haciz talep edilemeyeceğinin belirtildiğini, ayrıca aynı Dairenin 2017/7950 Esas, 2010/10913 Karar 06.10.2010 tarihli ilamında da menfi tespit davası sırasında borcun ödenmesi nedeniyle istirdat davasına dönüşen alacak kalemleri için ihtiyati haciz talep edilemeyeceğinin belirtildiğini, mahkemenin hiçbir gerekçe göstermeden ihtiyati haciz şartlarının oluştuğuna dair hatalı ve hukuka aykırı değerlendirme yapıldığını, ihtiyati haciz şartlarının hiçbir şekilde oluşmadığını, tüm itirazlarının ihtiyati haciz sebeplerinin oluşmadığına yönelik olduğunu, ilk derece mahkemesinin itirazın reddine dair ek kararın ve gerekçelerinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, itirazın reddine dair ek kararın kaldırılmasına, itirazlarının kabulüne ve ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, İİK’nın 265.maddesi uyarınca ihtiyati hacze itirazın reddi kararının istinafına iilişkindir. İlk derece mahkemesince borçlu vekilinin ihtiyati hacze itirazının reddine dair verilen ek karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosya kapsamından, ihtiyati hacze konu edilen kararın İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/566 Esas, 2022/197 Karar ve 01.03.2022 tarihli kararı olduğu, söz konusu kararın henüz kesinleşmemiş olduğu, karar örneğinden davacının ihtiyati haciz talep eden şirket, davalının ise aleyhine ihtiyati haciz talep edilen şirket olduğu, dava tarihinin 26.10.2020, davanın menfi tespit davası şeklinde açıldığı, mahkemece davacının davalı yana borçlu olmadığı, icra dairesine ödenen bedelin tarafın istirdatına karar verildiği, davanın yargılama sırasında istirdat davasına dönüşmüş olmakla kanun maddesinde istirdat davaları için taraflar lehine ve aleyhine tazminata hükmedileceğine dair düzenleme bulunmadığı, davacının davalı yana çek nedeniyle borçlu olmadığı, yargılama sırasında çek bedelinin icra dosyasına ödenmiş olduğu, davanın 2004 sayılı İİK’nın 72/6.maddesi gereğince istirdat davasına dönüştüğü gerekçesiyle davanın kabulüne, İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına konu 150.000,00 TL bedelli çek nedeniyle davalı yana borçlu olmadığının tespitine, icra dosyasına 07.12.2020 tarihinde ödenen 140.621,24 TL’nin 07.12.2020 tarihinden itibaren, 16.12.2020 tarihinde ödenen 72.560,77 TL’nin 16.10.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verildiği, ihtiyati haciz talep eden vekilince karar tarihinden itibaren yaklaşık bir ay sonra söz konusu ilama dayanarak işbu ihtiyati haciz talebinde bulunmuş olduğu anlaşılmıştır. İhtiyati haciz talep edebilme koşulları İİK’nın 257. maddesinde gösterilmiş olup bunlar alacağın muaccel olması ve alacakla ilgili rehnin bulunmamasıdır. Sözü edilen maddede bunun dışında her hangi bir koşul öngörülmemiştir. Somut olayda; itiraz edilen ihtiyati haczin dayanağının henüz kesinleşmemiş mahkeme ilamı olup, bu durum ihtiyati haciz istenilmesine engel teşkil etmez. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK’nın 257. maddesindeki yazılı koşulların değerlendirilmesi gerekir. Ne var ki Yargıtay 19.HD’nin 2010/7950 Esas, 2010/10913 Karar ve 06.10.2010 tarihli ilamında belirtildiği üzere; menfi tespit davası sırasında borcun ödenmesi sebebiyle istirdat davasına dönüşen alacak kalemleri için karar kesinleşmeden ihtiyati haciz talep edilemez. Somut olayda, yukarıda yer verilen mahkeme ilamında açıkça yargılama sırasında çek bedelinin icra dosyasına ödenmiş olduğu, davanın İİK’nın 72/6. maddesi gereği istirdat davasına dönüştüğü belirtilmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2018/8-55 Esas, 2020/130 Karar sayılı kararı, Yargıtay 12 HD’nin 2011/1171 Esas, 2011/16116 Karar ve 20.09.2011 tarihli ilamında da benzer hususa yer verilmiştir. Bu durumda mahkemece ihtiyati hacze konu edilen menfi tespit davası sırasında borcun ödenmesi neticesinde istirdat davasına dönüşen alacak kalemleri nedeniyle aleyhine ihtiyati haciz kararı verilen tarafın İİK’nın 265. maddesi gereğince ihtiyati haciz kararına yaptığı itirazının kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken dosya kapsamında uygun olmayan gerekçeye binaen itirazın reddine karar verilmiş olması isabetli görülmemiştir. Yukarıda açıklanan gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.2. ve İİK’nın 265. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, borçlu vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; HMK’nın 353/1.b.2 ve İİK’nın 265/5. maddeleri uyarınca ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; İlk Derece Mahkemesinin ihtiyati hacze itirazın reddine dair verdiği 17.05.2022 tarihli ek kararın KALDIRILMASINA, ihtiyati hacze itiraz hakkında Dairemizce yeniden karar verilmesine, bu doğrultuda; 1-İİK’nın 265. maddesi uyarınca ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekilinin ihtiyati hacze itirazının kabulüne, ilk derece mahkemesinin itiraza konu 05.04.2022 tarihli ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, 2-İstinaf eden borçlu vekili tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; 80,70 TL istinaf peşin karar harcının talep halinde iadesine, 3-İstinaf eden borçlu vekili tarafından harcanan 220,70 TL harç giderinin ve 120,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 340,70 TL’nin ihtiyati haciz talep edenden alınıp, ihtiyati hacze itiraz edene verilmesine, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.2.ve İİK’nın 265/5. maddeleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 12.10.2021 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve İİK’nın 265/5 maddeleri uyarınca karar kesindir.