Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1664 E. 2022/1264 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1664
KARAR NO: 2022/1264
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/06/2022
NUMARASI: 2022/573 E.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
Taraflar arasındaki alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen ara karara karşı, ihtiyati haciz talep eden davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz talep eden davacı vekili, talep dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 06/09/2021 tarihli … numaralı taşıma sözleşmesinin imzalandığını, bu sözleşmeye göre Limak İskenderun Limanından 06/09/2021 – 10/09/2021 tarihleri arasında yüklenecek malların müvekkili şirkete ait araçlar tarafından Mogolev’e taşınacağını, sözleşmeye göre taşıma bedelinin araç başına 3.800,00-USD olduğu, bu tutarın %50’sinin avans olarak ödeneceğinin taraflarca üstlenildiğini, müvekkili şirketin üzerine düştüğü edimleri yerine getirdiğini, taşıma sözleşmesinin yapılmasından sonra davalı şirketin talimat ile yüklerin Odessa/Ukrayna’ya taşınmasını istediğini, bu hususta gerekli gemi ödemesinin yapılacağının bildirildiğini, ancak davalı tarafından ödemelerin yapılmaması nedeniyle müvekkili şirkete ait araçların yaklaşık 10 gün kadar bekleme durumunda kaldığını, Ukrayna kanunları gereği araçların gümrükten çıkamadığını, çıktıkları takdirde ceza ödemek durumunda kaldıklarını, davalı tarafın taahhüt ettiği ödemeleri yapmaması sebebiyle müvekkili şirketin ilgili ülke resmi kurumları ile görüşme yaptığını ve ödemeleri yaparak araçların çıkmasını sağladığını, müvekkili şirketin beklenen günler için araç şoförlerine ödeme yapmak durumunda kaldığını iddia ederek, araçların beklemesi nedeniyle oluşan zararının giderilmesi için şimdilik 3.000,00-USD ile yapılan nakliye işi bedeli 5.700,00-USD’nin faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini, davalının mal kaçırma ve adres değiştirme ihtimaline karşı davalının borca yeter miktarda menkul, gayrimenkul ve 3.kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesi, ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği 30.06.2022 tarihli ara kararında; “İncelenen tüm dosya kapsamına göre; davacı vekili her ne kadar davalının mal kaçırma ve adres değiştirme ihtimali olduğunu belirterek alacak haklarını zarara uğratmak amacıyla hareket ettiğini belirtmişse de, bu hususta dosyaya yaklaşık ispata yarar herhangi bir kanıt sunmamıştır. Alacağın mevcudiyeti ve miktarı, sözleşmeye aykırılık iddiasının tartışılması sonucunda ortaya çıkacağından, şu halde muaccel bir alacağın varlığından söz edilmesi de olanaklı değildir. Davacının alacağının varlığını yaklaşık ispat düzeyinde kanıtlayamadığı değerlendirildiğinden ” gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar vermiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından, İİK’nın 265. maddesi uyarınca, süresinde itiraz edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati haciz talep eden davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde ; müvekkili ile davalı arasında yapılan 06.09.2021 tarihli … numaralı taşıma sözleşmesine istinaden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile ödenmeyen nakliye, resim harç ve bekleme bedelleri toplamı 8.700,00 USD nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte müvekkile ödenmesi talebi ile dava açılmış olup davalı tarafın menkul, gayrimenkulleri ile 3.şahıslardaki hak ve alacaklarının haczi, menkullerin muhafazası için ihtiyati haciz kararı verilmesini talep edildiği, somut durumda İİK 257.madde hükmünde belirtilen şartların oluşmuş olup müvekkilinin zarar görmemesi açısından ve borçlunun mal kaçırma ve adres değiştirmesi söz konusu olduğundan teminatsız olarak mahkemenin aksi kanaatte olması halinde ise uygun görülecek teminat karşılığı, borçlunun, borca yeter miktarda menkul, gayrimenkulleri ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının haczi, menkullerin muhafazası için yargılama süresince ihtiyati haciz talep etme zarureti hasıl olduğu, müvekkil şirket taşıma bedeli ile sözleşme ile belirlenen bekleme ücretleri ve diğer ödenen resim ve harçları ödenmemesi sebebiyle zarara uğradığını, belirtilen ve resen takdir edilecek sebepler doğrultusunda istinaf başvurusunun kabulü ile Bakırköy 4.Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/573E. Sayılı ve 30.06.2022 tarihli ara kararın istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına, davalı tarafın menkul, gayrimenkulleri ile 3.şahıslardaki hak ve alacaklarının haczi, menkullerin muhafazası için ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, derdest dava dosyası içinde İİK’nın 257 vd. maddeleri uyarınca talep edilen ihtiyati haciz talebinin reddine dair ara karara karşı İİK’nın 258/2. maddesi gereğince istinaf talebine ilişkindir. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosya kapsamından, 10.09.2021 tarihli Tedarikçi Bilgi Formu’nun 06.09.2021 tarihli taşıma sözleşmesi örneğinin ve eklerinin Mark Muhasebe tarafından gerçekleştirildiği anlaşılan Whatsapp yazışma örneklerinin, Transit Refakat Belgesi örneğinin davalı şirket tarafından davacı şirket adına düzenlenen 10.09.2021 tarihli e-fatura örneğinin nakliye bedeline ilişkin e-fatura örneklerinin dosya içerisinde mevcut olduğu, dosyada başkaca herhangi bir bilgi ve belgenin olmadığı anlaşılmıştır. Uyuşmazlık, davacı şirketin ihtiyati haciz talebinin ve mahkeme kararına itirazlarının yerinde olup olmadığına ilişkindir. İİK’nın 257. maddesinde ihtiyati haciz şartları düzenlenmiştir. Maddede, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının, borçlunun yedinde veya üçüncü şahıstan olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği belirtilmiş, maddenin 2. fıkrasında ise, 2 bent halinde, vadesi gelmemiş borçlardan dolayı, borçlunun muayyen yerleşim yerinin olmaması, borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadı ile mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz istenebileceği düzenlenmiştir. İİK’nın 258. hükmüne göre, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması yeterlidir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gerekenin, alacağın usul kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesi yeterli kabul edilmektedir. Öte yandan, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın yargılamayı gerektirmemesi şeklinde bir koşulda kanunda öngörülmemiştir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı sona erdirmek değildir. İhtiyati hacizde amaç, ihtiyati tedbire benzer şekilde, Anayasa’nın 2. maddesinde yer alan ” hukuk devleti ” ilkesinin bir gereği olarak bireylere etkin hukuki himaye sağlamaktır. İİK’nın 257. maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın muaccel ve rehinle temin edilmemiş olması gerekmektedir. Borçlu vekili tarafından ileri sürülen itiraz nedenleri esas uyuşmazlık ile birlikte değerlendirilmesi gereken itiraz nedenleri olup, işbu yargılamada İİK’nın 257. maddesi kapsamında oluşan ihtiyati haciz şartlarını ortadan kaldırır nitelikte değildir. İİK’nın 258/2. maddesinde ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için kanaat getirilecek delillerin dosyaya ibrazı yeterli görülmektedir. Geçici hukuki koruma niteliğinde olan ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yukarıda yer verildiği üzere, işin yargılamayı gerektirdiğine dair bir gerekçenin yasanın amacına ve uygulamasına uygun düştüğünden söz etmekte mümkün değildir. Bu nedenle ve özellikle geçici hukuki koruma niteliğindeki ihtiyati haciz kararında davanın esasına dair değerlendirme yapılamayacağından ve dosyaya ihtiyati haciz talep eden davacı tarafça ihtiyati haciz kararı verilebilecek kapsamda kanaat getirilecek delillerin ibraz edilmiş olmasının kabulü mümkün görülmediğinden ve davacının borçlu şirketin mal kaçırma veya adres değiştirmesi gibi iddialarını ise teyit edici herhangi bir bilgi ve belge olmadığından soyut olduğundan mahkemece ihtiyati haciz talebinin red kararında bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, İİK’nın 258/2. ve HMK’nın 353/1.b.1. maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin verdiği ihtiyati haciz kararının reddine dair verilen ara karar isabetli bulunduğundan, ihtiyati haciz talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerektiğinden aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca, ihtiyati haciz talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davcı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve karar harçlarının Hazineye irat kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 14.10.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca karar kesindir.