Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1644 E. 2022/1268 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1644
KARAR NO: 2022/1268
KARAR TARİHİ: 12/10/2022
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/07/2022 TARİHLİ ARA KARAR
NUMARASI: 2022/432 E
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında verilen ihtiyati tedbir ara kararına davalının itirazı üzerine verilen ara karara karşı, taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, 05/07/2022 tarihli talep dilekçesinde özetle; 30.06.2022 tarihli 450.000,00 USD tutarlı, … Bankası … çek seri numaralı çek, 30.06.2022 tarihli … Bankası … çek seri numaralı 300.000,00-USD tutarlı çeke ilişkin icra takibinin teminatsız olarak durdurulmasına, mahkeme aksi kanaatte ise davaya konu çek tutarlarının %15’ini aşmamak üzere icra takibinin teminat ile durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir verilmesini, talep etmiştir. İlk derece mahkemesi, ihtiyati tedbir talebini değerlendirdiği 07.07.2022 tarihli kararında; “…Somut durumda, davacılar vekili tarafından dava konusu çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti davasında dava konusu çeklerin karşılığı yapılması gereken taşıma işine ilişkin edimin yerine getirilmediğinden bahisle çeklerin bedelsiz kaldığı iddiasıyla eldeki dava açılmış olup, davacı tarafça dava konusu çekler hakkında yapılacak icra takibi başlatılmışsa takibin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiş olmakla, dava dilekçesinde ileri sürülen hususlar dilekçe ekindeki belgeler birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu çeklerin ihtilaf konusu olması ve uyaptan yapılan kontrolde davalı tarafça davacılar hakkında başlatılmış icra takibi bulunmaması nedeniyle İİK 72/2. maddesindeki yasal koşullar oluştuğundan dava konusu 30.06.2022 tarihli 450.000,00-USD tutarlı … Bankası … çek seri numaralı ve 30.06.2022 tarihli … Bankası … çek seri numaralı 300.000,00-USD tutarlı çeklerden kaynaklı icra takibi başlatılmamışsa İİK 72/2 gereği icra takibinin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesine aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. ” ihtiyati tedbir kararı vermiştir. Bu karara karşı, davalı vekili tarafından, İİK’nın 265. maddesi uyarınca, süresinde itiraz edilmiştir.İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekili itiraz dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde yaklaşık ispata yönelik bilgi ve delil bulunmadığını, davacı iddiaları incelendiğinde taraflar arasında anlaşmaya konu olan iş noktasında müvekkili şirket ile anlaşmaya varıldığı ve bu anlaşma karşılığında dosyada mevcut bulunan çeklerin düzenlendiğinin belirtildiği, çekin kıymetli evrak niteliğine sahip kambiyo senedi olduğunu, bir havalenin ödenmesi için çıkarılan teyit emri ve ödeme aracı olduğunu, mahkemece verilen ihtiyati tedbire konu çeklerin davalının hiçbir surette borçlu olmadığının tespitine mahal bırakmayacak şekilde davacıların borçlu olduğunu göstermekle beraber verilen kararın müvekkili şirket tarafından işbu çeklere yönelik olarak açılan/açılacak icra takiplerinin önüne kötü niyet olarak geçilerek alacağın tahsilini ertelemeye yönelik bir teşebbüs olduğunu, davacıların müvekkili şirkete borçlu olduğunu ve bu çekleri düzenlediklerini, davacı … şirketiyle yapılan ticari iş faaliyetleri ve cari hesaptan kaynaklanan işlerin karşılığı olarak davacı şirkete faturalar düzenlendiğini, usulüne uygun tebliğ edildiğini, davacı şirketin müvekkili şirketin alacağına karşılık olarak … Bayrampaşa şubesindeki çek hesabından müvekkili şirket adına 30.06.2022 tarihli 300.000,00 Dolar bedelinin çeki ve davacı borçlu şirketin … Bankası Kadıköy Hasanpaşa şubesindeki çek hesabından müvekkili şirket adına 30.06.2022 tarihinde 450,000,00 USD bedelli çek keşide ettiğini, ancak söz konusu çeklerin süresinde muhatap bankaya ibraz edildiğinde karşılığının çıkmadığını, iyi niyet kapsamında davacı şirketin borçlarına karşılık yeniden çekler alındığını, imzalanan garanti sözleşmeleri gereğince 2.196.097,30 USD miktarlı ve borçlunun 15.06.2022 tarihinde cari ödemesinden kaynaklanan borcunun yerine getireceğini belirterek ödeme taahhüdünü garanti altına almak için imzalandığını, bu kapsamda borcunu iyi niyetle tahsil edemeyeceğini anlayan müvekkili tarafınca çek bedellerinin tahsili için hukuki işlemler başlatıldığını, ihtiyati tedbir kararının davacının ticari bekası için değil şirketlerde bulunan aktifleri azaltma veya kaçırması için alınan bir karara dönüştüğünü, bu karara devam edilmesi halinde müvekkilinin ağır mağduriyetine yol açacağının açık olduğunu, davacıların basiretli tacir gibi davranmadığını iddia ederek ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN İSTİNAFA KONU ARA KARAR ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, itirazı değerlendirdiği 28.07.2022 tarihli ara kararıyla; “…Mahkememiz dosya kapsamı, davalı tarafın itiraz dilekçesi ve davacı tarafın beyanları göz önüne alındığında, Davacının vadesi gelmesine rağmen dava konusu çek bedellerini ödememesi, davalı tarafça çeklerin tahsili yönünden Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/191 Değişik iş dosyasında alınan ihtiyati haciz kararı, davacı yetkilisinin 23/06/2022 tarihli kısmi ikrar mahiyetinde olan maili ve taraflar arasındaki garanti sözleşmeleri nazara alındığında; takibin tamamen durdurulmasının telafisi ağır sonuçlara neden olabileceği, bu durumda icra dosyasına yatacak paraların alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilmesinin daha adil olacağı, zira çeklerin teminat amaçlı verildiğine dair yazılı bir delil olmadığı gibi, malların davacı tarafça geç de olsa teslim alındığı, göz önünde bulundurulduğundan, davalı tarafın itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkememiz ara kararı ile İİK 72/2 maddesi uyarınca icra veznesine yatan paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde değiştirilerek ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiği vicdani kanaat hasıl olmuş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle, davalı tarafın 06/07/2022 tarihli ihtiyati tedbir kararına yönelik itirazının kısmen kabulü ile Mahkemece verilen takibin durdurulmasına yönelik tedbirin kaldırılmasına, bunun yerine, “İcra dosyasına yatacak paranın alacaklıya ödenmemesi” yönünde tedbir konulmasına, daha önce teminat yatırıldığından yeniden alınmasına yer olmadığına, karar verilmiştir. Bu ara karara karşı, HMK’nın 394/5. maddesi gereğince, ihtiyati tedbire itiraz eden davalı vekili ve tedbire itirazın kısmen kabul edilmiş olması nedeniyle davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde ; Önceki beyanlarını tekrarlamış ve müvekkili ile davalı arasında güvene dayalı olarak başlayan iş ilişkisi süresince müvekkilinin daima davalının basiretli bir tacir gibi hareket edeceği inancı ile hareket etmiş ise de davalı tarafın basiretli bir tacir olmaktan çok uzak tutumları ile müvekkili şirketin iflas etmesine sebep olacak kötü niyetli tutumlar sergilediklerini, davalı tarafça müvekkili hakkında çekle ilgili karşılıksız işlemi yapılmasına sebebiyet verme suçundan Bakırköy 12. İcra Ceza Mahkemesinin 2022/91 Esas sayılı dosyasında suç duyurusunda bulunulduğunu, haksız ve hukuka aykırı şekilde çek düzenleme ve çek hesabı açmaktan yasaklama kararı verildiğini, karara itiraz edildiğini, davalı tarafın bedelsiz kalan ve kendilerine cari hesaba teminat oluşturması amacıyla verilen ve bedeli ödenen çekleri halen elinde tutarak müvekkiline iade etmediğini, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu müvekkilin aktiflerini azaltarak para kaçırdığı iddiasının abesle işgal olduğunu, davalının sebep olduğu temerrüt nedeniyle milyonlarca liranın üçüncü şahıs firmalara ceza ardiye bedeli ödediğini, müvekkili şirketin onlarca müşterisini kaybetme ve ticari hayatına büyük bir darbe aldığını iddia ederek, davalı tarafın istinaf başvurusunun reddi ile Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında açılan icranın durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi ile mevcut hacizlerin fekkine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde;Önceki beyanlarını tekrarlamış ve davalı vekili talebini yaklaşık olarak dahi ispat edemeyen davacılar lehine karar verilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırılık teşkil ettiğini, kararın kaldırılması gerektiğini, ihtiyati tedbire konu çekin hiçbir tereddüte yer bırakmayacak şekilde davacıların borçlu olduğunu göstermekle beraber müvekkillerinin çeke yönelik olarak açılacak icra takiplerinin önüne kötü niyet olarak geçerek alacağın tahsilini ertelemeye yönelik bir teşebbüs olduğunu, her somut olayda tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin dikkatlice incelenmesi gerektiğini, mahkeme kararındaki hüküm ve dayandığı kanun maddesinin birbiriyle uyumlu olmadığını, mahkeme ara kararında İİK 72/2.fıkrasına dayanıldığını ancak takibin durdurulmasının telafisi ağır sonuçlara neden olabileceği değerlendirilerek icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasına ilişkin kanun maddesine dayanılarak hüküm tesis edildiğini, mahkemece mevcut deliller çerçevesinde karar verilmesi gerektiğini, gerekçeli karar hakkının yok sayıldığını, hüküm ve gerekçeler arasında büyük bir anlam karmaşası ve çelişki yarattığını, çeklerin varlığının dahi davacıların açıkça müvekkili şirkete karşı borçlu olduklarını gösterdiğini, dava konusu çeklerin bankaya ibraz edildiğinde karşılıklarının çıkmadığını, ödenmeyen çeklerin tahsiline yönelik olarak Bakırköy 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/191 D.İ sayılı dosyasında ihtiyati haciz kararı alındığını bu karar neticesinde Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile ihtiyati haciz kararının işleme konulduğunu, davacılarca borcun kabul edildiği önceki borçların yapılandırıldığı, düzenlenen çeklerin de borçların karşılığı olduğunu gösterir davacı şirket yetkilisi ve hissedarı … tarafından müvekkili şirkete gönderilen mail olduğunu, mahkemece bu husus kısmi ikrar mahiyetinde kabul edilmiş ise de maillerin tam ikrar niteliğinde olduğunu, nedenle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve itirazın kabulü ile ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 72.maddesi hükmü uyarınca icra takibinden önce açılan menfi tespit davası içinde ihtiyati tedbir talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesinin verdiği ihtiyati tedbir kararına itiraz üzerine, itirazın kısmen kabulüne dair verilen ara kararı, her iki taraf vekillerince, yasal süreler içinde istinaf edilmiştir. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355.maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvurusu nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, ticari iş kapsamında verilen dava konusu iki adet çek nedeniyle davalı tarafça edimlerin yerine getirilmediği, ürünlerin teslim edilmediği iddiasına dayalı olarak bedelsiz kaldığı iddia edilen çekler nedeniyle açılan menfî tespit davasında çeklerle ilgili olarak başlatılan icra takibi sonucunda icra dosyasına yatacak paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyatî tedbir kararı verilip verilmeyeceği noktasında toplanmaktadır. Menfi tespit davası, İİK’nın 72. maddesinde düzenlenmiş olup bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ise ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesini isteyebilir. Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfî tespit davasında amaç, bir hukukî ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitidir. 6100 sayılı HMK’nın 389 ve devamı hükümlerinde geçici hukuki himayenin bir türü olan ihtiyati tedbirlere ilişkin düzenleme genel nitelikte olup İİK’nın 72. madde hükmünde menfi tespit davaları hakkındaki tedbirlerin özel olarak düzenlenmiş olması, bu davada, HMK’nın 389 ve devamı madde hükümlerinin uygulanmasına engel teşkil etmeyecektir. HMK’nın 390/3.maddesinde yer alan ”Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklindeki hükümle ihtiyati tedbire karar verebilmek için yaklaşık ispat gerekli ve yeterli görülmüştür. Yukarıdaki hukuki açıklamalara göre somut olaya gelindiğinde, ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbire itiraz üzerine verdiği kararın, mahkemenin takdir yetkisi kapsamında dosya kapsamıyla uyumlu olduğu, usul ve yasaya uygun olduğu, tarafların istinaf sebeplerinin yargılama içinde ispat faaliyetine konu edileceği, mevcut aşama itibariyle konulan ihtiyati tedbirin tarafların hak ve menfaat dengesine uygun olduğu kanaatine varılmıştır. Açıklanan gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, her iki taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1 ve 394/5 maddeleri uyarınca, her iki taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin ve başvuru harcının Hazineye gelir kaydına, 3-Davalı tarafından yatırılan istinaf peşin ve başvuru harcının Hazineye gelir kaydına, 4-Taraflarca istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendilerinin üzerinde bırakılmasına, 5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 6-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve 394/5 maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.12.10.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve 394/5 maddeleri uyarınca karar kesindir.