Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1634 E. 2022/1249 K. 05.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1634
KARAR NO: 2022/1249
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/05/2018
NUMARASI: 2014/941- 2018/565 E.K
DAVANIN KONUSU: Alacak /Menfi Tespit
Taraflar arasındaki alacak / menfi tespit davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen hükme karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyasının, dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca istinafa konu kararın kaldırılarak davanın esası hakkında yeniden hüküm verilmesine dair Dairemizce verilen 10.10.2019 tarihli hükmün, taraf vekillerinin temyizi üzerine Yargıtay 11. HD tarafından bozulması üzerine yeniden esasa kaydı yapılan dava dosyasının, HMK’nın 373/3. maddesi uyarınca duruşmalı olarak yapılan incelemesi sonucunda, dosya incelendi, gereği düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacılar vekili, davasında özetle; müvekkili şirketin tekstil ürünleri ihracat-ithalat ve pazarlama işleri iştigal ettiğini, davalılardan … San.A.Ş.’nin müvekkili şirketten tekstil ürünü satın aldığını, borcuna karşılık olarak müvekkiline vermiş olduğu ve organik bağ içinde bulunduğu davalı … Ltd. Şti.’nin keşide ettiği ve kendisinin ciroladığı 30.03.2014 tarihli 50.000 TL bedelli, 15.04.2014 tarihli 70.000 TL bedelli ve 30.04.2014 tarihli 70.000 TL bedelli 3 adet çekten 30.03.2014 tarihli 50.000 TL bedelli çekin ödendiğini, kalan 2 adet çekin taraflar arasında akdedilen protokol kapsamında davalı … Tekstil…A.Ş.’ye iade edildiğini, buna göre davalı … Tekstil…A.Ş.’nin cari hesaptan dolayı müvekkiline borcunun 322.020,00 TL olduğunu, bunun haricinde müvekkili şirketin davalılardan … Ltd. Şti.’ne de muhtelif ürün satışları yaptığını, karşılığında keşidecisi davalı …Ltd. Şti. olan diğer davalılar ….A.Ş. ile … Ltd. Şti.’nin ciro ettiği 30.03.2014 tarihli 174.000 TL bedelli, 20.04.2014 tarihli 75.000 TL bedelli, 20.04.2014 tarihli 100.000 TL bedelli ve 30.04.2014 tarihli 100.000 TL bedelli çeklerin alındığını, bu çeklerden 30.04.2014 tarihli 100.000 TL bedelli olan dışındaki çeklerin protokol kapsamında iade edildiğini, bu işlemler sonrasında cari hesaptan dolayı müvekkili şirketin davalı … Ltd. Şti.’nden 65.506,10 TL alacaklı olduğunu, dolayısıyla taraflar arasındaki protokole göre, iadeye konu olan çeklerin davalı … Tekstil..A.Ş. ile müvekkili şirket arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan 15.04.2014 tarihli 70.000 TL bedelli ve 30.04.2014 tarihli 70.000 TL bedelli 2 adet çek ve davalı … Ltd. Şti. ile müvekkili şirket arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan 30.03.2014 tarihli 174.000 TL bedelli, 20.04.2014 tarihli 75.000 TL bedelli ve 20.04.2014 tarihli 100.000 TL bedelli 4 adet çek olduğunu, protokol uyarınca, iadeye konu çekler iade edildiğinde, bu çeklerin yerine protokolün 3.7. maddesinde dökümü yapılan her biri 45.000 TL bedelli 31.10.2014, 30.11.2014, 31.12.2014, 31.01.2015, 28.02.2015 ve 31.03.2015 tarihli çeklerin keşide edilerek müvekkiline verilmesinin kararlaştırıldığını, müvekkili şirketin çekleri iade etmesine karşın karşı tarafın protokol gereğince vermesi gereken 28.02.2015 ve 31.01.2015 tarihli her biri 45.000 TL bedelli çekleri müvekkiline teslim etmediği gibi, iadeye konu olan 100.000 TL bedelli çek için protokolün ek madde hükmü gereğince kararlaştırıldığı üzere vermesi gereken ürünü müvekkiline vermediğini, bunun dışında müvekkilinden teminat amaçlı alınan 100.000 TL bedelli senedin de müvekkiline iade edilmediğini, protokole aykırılık durumunda 750.000 TL cezai şartın da kararlaştırıldığını, müvekkili şirket tarafından davalılara 06.06.2014 tarihinde ihtarname keşide edilerek yükümlülüklerini yerine getirmelerinin istendiğini ve fakat davalıların buna yanaşmadığını, davalıların protokol gereğince cari hesap borcundan sorumlu olduklarını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalılardan olan 322.020,00 TL ve 65.506,10 TL alacağın ve bunu karşılayacak miktarda cezai tazminatın sorumlulukları oranında davalılardan müştereken ve müteselsilen 06.06.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, teminat amaçlı verilmiş olan 30.04.2014 tarihli 100.000 TL bedelli senedin iadesine, iade edilmezse iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacılar vekili, 29.12.2014 tarihli dilekçesinde, davada fazlaya ilişkin haklar kapsamında cezai şart alacağını şimdilik dava konusu etmediklerini beyan etmiştir. İlk derece mahkemesince, dava konusu 100.000 TL bedelli senet yönünden harç ikmal ettirilmiştir. Davalılar ….Ltd. Şti. ve … vekili, savunmasında özetle; iddiaların gerçeği yansıtmadığını, davanın tamamen davacılar ile müvekkili davalılar dışındaki diğer davalıların müvekilli davalılara olan borçlarından kurtulup danışıklı ve muvazaa yoluyla menfaat teminine yönelik olduğunu, müvekkillerinde davacıya ait herhangi bir teminat senedi veya çekinin bulunmadığını, sureti sunulan belgelerdeki imzanın inkar edildiğini, belge asılların sunulmadığını, talebin belirsiz olup açıklattırılması gerektiğini, davanın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Diğer davalılar vekili, savunmasında özetle; davacılardan …’ın taraflar arasında akdedilen protokolde ve davacı şirket tarafından davalı … Endüstriyel…Ltd. Şti.’ne verilen senette kefil olarak yer aldığını, cari hesap alacağı ve bizzat keşide etmiş olduğu senet bulunmayan bu davacının davada aktif husumet ehliyetinin olmadığını, müvekkili … A.Ş.’nin davacı şirket ile olan tüm cari hesap borcunun imzalanan protokol uyarınca, diğer davalı … Ltd. Şti.’ne devrettiğini, ayrıca davacının davalı … Ltd. Şti.’nden 65.506,10 TL alacaklı olduğunu iddia etmiş ise de bu borca müvekkilerinin kefaleti bulunmadığını, protokolden sonra imzalanan borcun nakli sözleşmesinde müvekkili …’nin imzasının olmadığını, müvekkilinin protokoldeki kefalete ilişkin sorumluluğunun borcun nakli sözleşmesi ile değiştiğini, bu sözleşmeye yazılı onayı alınmayan müvekkilli … yönünden davanın reddi gerektiğini, protokole aykırı davrananın bizzat davacı olduğunu, iade etmesi gereken çeki tahsil ettiğini, bu durumda davacı şirketin protokol kapsamında yükümlülüklerini yerine getirmediğinden sözkonusu teminat senedini iadesini de isteyemeyeceğini belirterek, davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve toplanan deliler sonucunda; davanın dayanağı olan 26/03/2014 tarihli protokollerin altında bulunan imza bir kısım davalılar tarafından inkar edilmiş ise de imza yönünden isticvap davetiyesinin tebliğ edilmesine rağmen duruşmaya gelmeyerek imzayı kabul ettikleri, tarafların kabulünde olan bu sözleşmeye göre bir kısım çek alışverişinin taraflar arasında oluştuğu, asıl ticari ilişkinin davacı şirket ile davalı … Tekstil A.Ş. arasında bulunduğu, 2. Protokolün 1. maddesinde belirtilen faturalardan doğan … A.Ş.’nin cari hesap borcunun diğer davalılardan …. Ltd. Şti.’ne temlik edildiği, bu sözleşmenin TBK’nın 201. maddesi kapsamında borca katılma olmayıp TBK’nın 196. maddesine göre borcun nakli niteliğinde bulunduğu, 322.020,00 TL ‘nin …’den nakledilen borç olduğu, 65.506,00 TL’nin ise … Ltd. Şti.’nin davacı şirkete olan borcu olduğu, davacı defterlerinin sahibi lehine delil niteliğinde olup, davalı …’nin defterlerini ibraz etmediği, davalı … Tekstil ‘in davacıya olan 13.561,31 TL borcunun davalı … Tekstil’e 13.560,89 TL olarak virman ettiği, bu hususun tarafların defterlerinde kayıtlı olduğu, ayrıca cari hesap bakiye borcu olarak … Şirketi’ne …’in toplamda 375.965,00 TL virman yaptığı, böylece ticari kayıtları düzenlediği, dolayısıyla söz konusu cari hesap borcundan, borcu nakli yoluyla devralan davalı … Şiketi’nin sorumlu olduğu, diğer davalıların bu alacak yönünden sorumluluğunun bulunmadığı, davaya konu senet yönünden ise sözleşmede belirtilen ve 26/04/2017 tarihli ek raporda açıklandığı üzere 30/04/2014 tarihli 100.000,00 TL’lik çekin davacı şirket tarafından tahsil edilmesi nedeniyle teminat senedinin iadesinin söz konusu olamayacağı gerekçeleriyle, davacı şirketin davalı … Tekstil ve Tic. Ltd. Şirketi aleyhine açtığı davanın kısmen kabulü ile 373.965,21 TL’nin dava tarihi olan 02/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalı … Ltd.Şti. aleyhine açılan 100.000,00 TL’lik senet iptaline ilişkin davanın ve diğer davalılar aleyhine açılan davanın reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacılar vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; -HMK hükümlerine aykırı olarak hazırlanmış çelişkili bilirkişi raporuna göre karar verilmesinin usule ve yasaya aykırı olduğunu, -Müvekkilinin protokoldeki yükümlülüklerini yerine getirdiğini, protokol kapsamında teminat amaçlı olarak verilen senedin iadesi gerektiğini, zira protokol m. 3.2’ye göre, iade edileceği yazılı 100.000 TL miktarlı çekin yerine yeni bir çek vermek mümkün görülmediğinden davalılar bunun müvekkil şirkette kalmasını, ödemesinin ise ek maddeye göre yapılmasını kararlaştırdıklarını, çek bedelinin ödenmesi için malın davalılar tarafından müvekkiline belirtilen süre içinde verilirse mal satılsın veya satılmasın müvekkilince verilecek mal bedeli ile çekin ödeneceğinin, mal verilmez ise çekin davalılar tarafından ödeneceğinin belirtildiğini, teminat senedi verilmesinin amacının müvekkili şirketin malı alıp da bedelini açık hesaba saymasını önlemek olduğunu, mal verilmediğinden teminat senedinin de sebebinin kalmadığını, -Protokol kapsamında, müvekkili şirkete olan borcun tasfiyesinin amaçlandığını, bu borcun tasfiyesi içinde hem şahıslar hem de şirketlerin birbirlerine kefil ve borçlu olmayı kabul ettiklerini, mahkeme müteselsil kefaletin geçerli ya da geçersizliğine ilişkin hiç bir açıklamada bulunmadan bu kişileri sorumsuz saymış olmasının doğru olmadığını, protokol başlıklı belge ile davalı … de ayrıca, … Şirketinin davacı müvekkil şirketin cari hesap borcuna da TBK. m. 201 uyarınca borca katılma sözleşmesi ile katıldığını, bu protokolde yapılanın bir borç nakli olmadığını, gerek ilk protokol gerekse ikinci protokol birlikte incelendiğinde, ikinci protokolün birinciyi tamamlayarak, hem iade dilen 589.000,00 TL miktarlı çeklerin karşılığının ödenmesi, hem de taraflarca organik bağ içinde oluşturulmuş cari hesap borçlarına olan kefalet ve borçlanma iradesinin yazıya dökülmesinden ibaret olduğunu, -Yargılama giderlerine de yanlış hükmedildiğini, asıl talep için diğer davalılar ne açık hesap ne de sözleşme gereği sorumlu olmayacakları sebebiyle karar oluşturulduğundan bu kişiler hakkında pasif husumet ehliyeti yokluğundan davanın reddedilmesi gerektiğini, bu durumda maktu vekalet ücretine hükmedileceği için bu şekilde karar verilmesinin yanlış olduğunu, objektif dava yığılması olmadığından her talep için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin ve dolayısıyla senede ilişkin talep için ayrıca harç alınmasının ve yine buna ilişkin olarak yargılama giderlerine de ayrıca hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Davacılar, davalılardan … San.A.Ş. ile … Ltd. Şti.’nin davacı şirketten satın almış olduğu mallara karşılık olarak davalı … Ltd. Şti.’nin keşidecisi, diğer davalıların da cirantası olduğu muhtelif tarihli ve bedelli çeklerin davacı şirkete verildiğini, taraflar arasında imzalanan protokolde, bu çeklerden tahsil edilmeyenlerin iade edilerek karşılığında protokolde dökümü yapılan çeklerin verilmesinin kararlaştırıldığını, protokole konu çeklerin iade edilmesine karşın karşı tarafın edimlerini yerine getirmediği gibi teminat amaçlı alınan senedin de iade edilmediğini, davacı şirketin cari hesaptan dolayı davalı … Tekstil A.Ş.’den 322.020,00 TL, davalı … Ltd. Şti.’nden ise 65.506,10 TL alacaklı olduğunu, bu borçtan davalıların birlikte protokol kapsamında sorumlu olduğunu iddia ederek toplam 387.526,00 TL alacağın davalılardan tahsilini ve 30.04.2014 tarihli 100.000 TL bedelli teminat senedinden dolayı borçlu olmadığının tespiti ile senedin iadesini istemiş, davalılardan … A.Ş., … ve … Ürünleri Ltd. Şti. vekili, davalı … Tekstil A.Ş.’nin davacı şirkete olan borcunu imzalanan ek protokol uyarınca, diğer davalı … Ltd. Şti.’ne devrettiğini, bu belgede davacı …’nin imzası ve onayı olmadığından protokoldeki kefalete ilişkin sorumluluğunun ortadan kalktığını, ayrıca protokolde davalıların davalı … Ltd. Şti.’nin borcuna karşılık kefaletlerinin bulunmadığını, protokole aykırı davrandığından davacının teminat senedini iadesini isteyemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiş, diğer davalılar ise iddiaları gerçeği yansıtmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince, yukarıda belirtilen gerekçe doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi için mahkememize gelen dava dosyası, … Esas numarasını almıştır. Anılan dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, Mahkememizden verilen 30.10.2019 tarih ve 2018/1532 Esas – 2019/1291 Karar sayılı karar sayılı hükümle, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca kısmen kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda; “…1-Müktesep hak ve aleyhe karar verme yasağı kapsamı dahilinde, davacı şirketin davalı … Ltd. Şti. aleyhine açtığı davanın kısmen kabulü ile 373.965,21 TL’nin dava tarihi olan 02/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 2-Davalılar …, … Ltd. Şti., … San. A.Ş. ve … hakkındaki davanın kısmen kabulü ile 90.000 TL’nin, dava tarihi olan 02/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte ve (1) no.lu bentte tazminata mahkum edilen … Ltd Şti ile müteselsil olmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, bu davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 3-Fazlaya ilişkin taleplerin reddine, 4-Davacıların menfi tespit isteminin kabulü ile; keşidecisi … Ltd. Şti., aval vereni …, lehtarı … Endüstriyel…Ltd. Şti. olan, 26.03.2014 tanzim ve 30.04.2014 vade tarihli, 100.000 TL bedelli senetten dolayı davacıların, davalı … Endüstriyel…Ltd. Şti’ne borçlu olmadığının tespitine,…” karar verilmiştir. Mahkememizin bu hükmünün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 18.01.2022 tarih ve 2020/4341 Esas, 2022/395 Karar sayılı ilamıyla, mahkememizin anılan hükmü bozulmuştur. Yargıtay bozma ilamında; “…Karara karşı, davacılar vekili istinaf kanun yoluna başvuruda bulunmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, davalıların borçtan sorumluluklarının protokol hükümleri ile sınırlı olduğu, bu durumda taraflar arasındaki protokolün 3.7 maddesine göre, davacıya verilmesi gereken çeklerden 31.01.2015 ve 28.02.2015 tarihli 45.000.- TL bedelli 2 adet çekin verilmediğinden sözleşmeye aykırılıktan ötürü davacıya karşı teslim edilmeyen bu çeklere isabet eden 90.000.- TL tutarından sorumlu olduklarının kabul edilmişse de; ilk derece mahkemesinin kararına karşı, yalnızca davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğundan, usuli kazanılmış haklar ve aleyhe hüküm verme yasağı gözetilerek, ilk derece mahkemesince kabul edilen 373.965,21 TL’nin tamamından davalı … Ltd. Şti.’nin ve bu tutardan tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla diğer davalıların 90.000 TL ile sınırlı olarak sorumlu tutulmalarına ve teminat senedinden kaynaklanan borç içinse Protokolde başlangıçta iadeye konu çeklerden olan ve fakat protokolün sonuna eklenen ek madde uyarınca, diğerlerinden farklı bir düzenlemeye tabi tutulan 30.04.2014 tarihli 100.000 TL bedelli çeke ilişkin olarak, davacı şirkete verilmesi gereken emtianın teslim edilmediğinden bu çek bedelinin davacı tarafça tahsil edilmesinde sözleşmeye aykırılık olmadığı gibi, davalılar tarafından ek madde uyarınca, davacıya emtia verildiği ileri sürülmediği ve bu yönde herhangi bir delil de dosyaya sunulmadığı gerekçesiyle karşılıksız kalan dava konusu teminat senedinden dolayı davacıların borçlu olmadığının kabulü, dava konusu teminat senedinin davalı … Endüstriyel Ltd. Şti.’nin elinde olduğu sabit olduğundan, dava konusu senet yönünden bu davalı hakkındaki davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davacılar; … Tekstil Ltd. Şti. ve … dışındaki davalılar vekili tarafından temyiz etmiştir. (I) İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön bulunmamasına göre davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. (II) Davalılardan … Endüstriyel Tekstil Ürün Sanayi ve Ticaret Limited Şirket, … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. ve … vekilinin temyiz taleplerine gelince, mahkemece iki adet teslim edilmeyen 45.000,00TL’lik çekler bakımından toplam 90.000,00 TL’nin tüm davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmişse de, dava dilekçesi bütün olarak gözönüne alındığında açık, gizli veya harçlandırılmış bu çeklerle ilgili davanın bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle talep aşılarak iki çek bedeli yönünden toplam 90.000,00 TL’nin temyiz eden davalılardan tahsiline karar verilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda; (I) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin tüm temyiz istemlerinin reddine, (II) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davalılar lehine BOZULMASINA…”, denilmiştir. Bozma üzerine dava dosyası yukarıdaki yeni esasına kaydedilmiş ve mahkememizce HMK’nın 373/3. maddesi uyarınca duruşma açılmış; taraf vekillerinin beyanı alındıktan sonra, HMK’nın 377/5. maddesi uyarınca, Dairemizin bozulun hükmünde direnilmesine karar verilmiştir.
DİRENME GEREKÇESİ Dairemizin, bozulan karar gerekçesinde de belirtildiği üzere; Dosya kapsamında bulunan ve aslı mahkeme kasasında muhafaza edilen 26.03.2014 tarihli “Protokol”başlıklı belgenin tarafları, … Endüstriyel..Ltd Şti (kısaca …), …AŞ ( kısaca …), …Ltd Şti ( kısaca ) ve … Tekstil..Ltd Şti (kısaca …) olup, sözleşmeyi 1. kefil olarak imzalayan davalı …’nin, protokolden dolayı … ve … şirketlerinin ve …’ya karşı doğmuş ve doğacak her türlü borçlarının 800.000 TL kısmına kadar kefil olmayı, 2. kefil olarak sözleşmeyi imzalayan …’in protokolden dolayı …’un … ve/veya … şirketlerine karşı doğmuş ve doğacak her türlü borçlarının 800.000 TL kısmına kadar kefil olmayı, 3. kefil olarak sözleşmeyi imzalayan …’ın …’nın protokolden dolayı … karşı doğmuş ve doğacak her türlü borçlarının 800.000 TL kısmına kadar kefil olmayı üstlendiği görülmüştür. Sözkonusu protokolün “Konu” başlıklı 2. maddesinde; “Keşidecisi …, cirantaları ise sırasıyla …, … ve …olan bir kısmı …’a teminat amacıyla (3.2’de belirtilenler) ciro edilmiş olan aşağıda madde 3,2. de dökümü bulunan çeklerin …’ye iadesi ve 3.1. de belirtilen çeklerin ödenmesi ile ilgili tarafların karşılıklı hak ve yükümlülüklerini düzenlemek amacıyla akdedilmiştir.” denilmiş, 3.1 maddesinde, protokol hükümleri başlığı altında, 22.03.2014 tarihli 174.000 TL, 30.03.2014 tarihli 50.000 TL ve 10.04.2014 tarihli 100.000 TL bedelli çeklerin … tarafından …’ya (veya ibraz eden hamiline) ödeneceğinin kararlaştırıldığı, 3.2. maddesinde, …’nın elinde bulunan keşidecisi … olan 30.03.2014 tarihli 174.000 TL bedelli çekin 25.03.2014 tarihinde ve dökümü yapılan 5 adet (15.04.2014 tarihli 70.000 TL; 20.04.2014 tarihli 75.000 TL bedelli; 20.04.2014 tarihli 100.000 TL; 30.04.2014 tarihli 100.000 TL ve 30.04.2014 tarihli 70.000 TL bedelli) … çekini 28.03.2014 tarihinde toplu olarak ya da çek vadelerinden 7 gün önce …’ye iadesinin düzenlendiği, 3.3 maddesinde, …’nın 3.2 maddesindeki çeklere karşılık herçek için ayrı ayrı olmak üzere çek tarihine ve tutarına eşit olmak üzere …’ye altı adet senet keşide edeceğini, 3.2’deki yükümlülüklerini yerine getirmesi durumunda … tarafından senetlerin iade edileceğinin, 3.7 maddesinde, …, … ve … üzerinden …’ye iade edeceği toplamda altı adet 589.000 TL tutarındaki çeklerin yerine, … keşideli çekleri … ciro yapmak suretiyle … cirosuyla cari hesap karşılığı olarak …’ya sözleşmedeki şartların yerine getirilmesi durumunda, her biri 45.000 TL tutarlı, 31/10/2014, 30/11/2014 , 31/12/2014, 31/01/2015, 28/02/2015, 31/03/2015 keşide tarihli toplamda 270.000 TL tutarında altı adet çeki Protokol’ün 3.8 maddesinde belirtildiği şekilde verileceğinin, 3.8 maddesinde ise (sözleşmede madde numarası sehven 3. 6 olarak gösterilmiş), çeklerin takas şekli belirlenmiş, buna göre, madde 3.1.i satırında belirtilen 22.03.2014 tarihli 174.000 TL bedelli çekin ödendiğinde, madde 3.2’de yer alan 30.03.2014 tarihli174.000 TL bedelli çekin iade edileceği,3.2 maddesinde, 15.04.2014 tarihli 70.000 TL ve 20.04.2014 tarihli 75.000 TL bedelli iki adet çekin iade edildiğinde, 30.10.2014 tarihli 45.000 TL ve 30.11.2014 tarihli 45.000 TL bedelli çekin verileceği, 3.2 maddesindeki 20.04.2014 tarihli 100.000 TL bedelli çekin iadesinde 31.12.2014 tarihli 45.000 TL bedelli çekin verileceği, 3.2 maddesindeki 30.04.2014 tarihli 100.000 TL ve 30.04.2014 tarihli 70.000 TL bedelli iki adet çekin iadesinde ise, 31.01.2015 tarihli 45.000 TL, 28.02.2015 tarihli 45.000 TL ve 31.03.2015 tarihli 45.000 TL bedelli çeklerin verileceği, çek takaslarının aynı anda yapılacağı,Sözleşmenin sonunda yer alan Ek Maddede ise “Madde 3.2’de iv.nolu satırda yer alan 30/4/14 tarihli. … Bankası, Taksim Şubesi, … nolu hesap, 2624013 Nolu 100.000.-TL bedelli çekin çözümü için; … tarafından temin edilerek …’ye verilecek 36/1 Penye Ham iplikten KDV dahil 100.000.-TL.’ye isabet edecek miktar kadar iplik en geç 23/04/2014 tarihine kadar …’ya teslim edilecektir. Söz konusu satışın karşılığı …tarafından ipliğin satışının yapıldığı firmanın banka hesabına en geç 29/04/2014 tarihinde ödenecektir. Dolayısıyla 2624013 nolu çek …tarafından iade edilmeyecektir.” denilmiştir. Fatura Alacaklısı …Tekstil… Ltd. Şti., borcu temlik edeni ….A.Ş., borcu temlik alanı …. Ltd. Şti. olan 26.03.2014 tarihli “Protokol” başlıklı belgede; 26.03.2014 tarihinde … Ltd. Şti., …Tekstil Ltd. Şti. ve … A.Ş. arasında yapılan üçlü protokole ek olarak ve ordaki protokol şartları da geçerli olmak kaydıyla aşağıdaki şartlar imza altına alınmış, …Tekstil Ltd. Şti. tarafından … A.Ş.’ye kesilen 24.10.2013 tarihli 184.535,77 TL (93.492,64 Usd) ve 25.11.2013 tarihli 187.238,71 TL ( 94.862,05 Usd) bedelli 2 adet satış faturasından doğan … Tesktil AŞ’ye ait cari hesap borcunun … Tekstil Ltd. Şti.’ne temlik edildiği, …Ltd. Şti.’nin de cari hesap borcunu kabul ettiği, bu faturalara istinaden … firmasından …’ya verilen 50.000 TL bedelli çekin borçtan düşüleceği belirtilmiştir. Davacı …Tekstil Ltd. Şti.’nin keşidecisi, davacı …’ın aval vereni, davalı … Endüstriyel…Ltd. Şti. lehtarı olduğu 26.03.2014 tanzim 30.04.2014 vadeli 100.000 TL bedelli senette; “İş bu senet 26.03.2014 tarihinde …ile … arasında imzalanan protokolün 3.3 maddesince düzenlenen teminat senedidir, 3. şahıslara devir, temlik ve ciro edilemez. Protokoldeki ek madde hükümleri yerine getirildiğinde iade edilecektir.” denilmiştir. Somut olayda, taraflar arasında akdedilen protokol gereğince, davacı tarafından protokolde iadesi öngörülen toplam 6 adet çekten 30.03.2014 tarihli 174.000 TL, 20.04.2014 tarihli 75.000 TL, 20.04.2014 tarihli 100.000 TL, 15.04.2014 tarihli 70.000 TL ve 30.04.2014 tarihli 70.000 TL bedelli 5 adet çekin iadesinin yapıldığı, 30.04.2014 tarihli 100.000 TL bedelli çekin ise, protokolün ek maddesindeki düzenlemeye tabi olduğu, bu çek bedelinin davacı tarafından tahsil edildiği, protokol gereğince davacıya verilmesi gereken çeklerden 28.02.2015 ve 31.01.2015 tarihli her biri 45.000 TL bedelli 2 adet çekin verilmediği gibi, teminat senedinin de davacıya teslim edilmediği dosya kapsamıyla ihtilafsızdır. Uyuşmazlık, taraflar arasındaki protokolün borcun yenilenmesi olarak kabul edilip edilmemesi noktasında toplanmaktadır. TBK’nın 133. maddesine göre, yeni bir borçla mevcut bir borcun sona erdirilmesinin, ancak tarafların bu yöndeki açık iradesi ile olacağı, özellikle mevcut bir borç için kambiyo taahhüdünde bulunulması veya yeni bir alacak senedi veya yeni bir kefalet senedi düzenlenmesinin, taraftarın açık yenileme iradeleri olmadıkça, yenileme sayılmayacağı açıktır. Başka bir ifadeyle, taraflar yeni bir borç meydana getirirken eskisini ortadan kaldırma iradesine sahip olmalıdırlar; aksi takdirde taraftarın ya ikinci ve bağımsız bir borcu kurduğu, ya da taraftarın birinci borçta bir takım değişiklikler yapılmasını istedikleri anlaşılır. Taraflar arasında ikinci bir borç ilişkisinin kurulması veya mevcut bir borcu değiştiren yeni bir işlemin yapılması yenileme için birer karine sayılamaz. Şüphe ve tereddüt halinde asıl borç ilişkisinin devam ettiği, taraftarın buna son vermek istemedikleri kabul edilecektir. Borcun yenilenmesi dar anlamda borcu sona erdiren nedenlerden biridir. Kambiyo senedine bağlı bir borcun süresi salt yeni bir senet ile uzatılırsa bu yenileme değildir. Ne var ki, eski bononun iadesi karşılığında daha uzun süresi yeni bir kambiyo senedinin düzenlenip verilmesi yenileme mahiyetindedir. Zira kambiyo hukuku kurallarına göre eskisinin yerine geçmek üzere yeni bir senedin imzalanması, eskisinden tamamen bağımsız bir borç doğurur. Bu değerlendirmeler ışığında somut olaya gelince, taraflar arasındaki protokole göre, davacının çeklerden dolayı alacaklı olduğu, muhtelif tarihli ve bedelli toplam 589.000 TL tutarındaki çeklerden 30.04.2014 tarihli 100.000 TL bedelli çek dışındaki çeklerin iadesi karşılığında her biri 45.000 TL bedelli sıralı 6 adet olmak üzere toplam 270.000 TL tutarında çek verilmesinin öngörüldüğü, sözleşme metninde yenileme ibaresi açıkça bulunmasa bile, borç miktarının azaltıldığı, yeni borçluların dahil edilerek tahsil olanağının güçlendirildiği, yeni vadeler belirlendiği, protokolün ihlali halinde önceki borcun avdet edeceğine dair bir koşulun getirilmediği dikkate alındığında, tarafların borcu yenileme iradelerinin bulunduğu gibi, borcun yenilenmesi olarak kabul edilemeyeceği şeklinde protokolde herhangi bir hükme de rastlanılmadığı gözetildiğinde, protokolün yenileme sözleşmesi olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır (Bkz. Yargıtay 19 HD, 03/10/2018 tarih, 2016/19520 -2018/4773 E.K sayılı emsal ilamı). Nitekim Yargıtay bozma ilamında, taraflar arasındaki protokolün yenileme niteliğinde olduğuna dair mahkememiz gerekçesi benimsenmiş ve bu husus bozma sebepleri arasında yer almamıştır. Bu durumda, protokolün, borcun yenilenmesi sözleşmesi olduğu hususunda çekişme kalmamıştır. Hal böyle olunca, yenilemenin bir sonucu olarak, davalıların borçtan sorumluluklarının protokol hükümleri ile sınırlı olduğu tartışmasızdır. Bu hususlar, bozma kararı kapsamı dışındadır. Yenilemenin bir sonucu olarak, taraflar arasındaki protokolün 3.7 maddesine göre, davacıya verilmesi gereken çeklerden 31.01.2015 ve 28.02.2015 tarihli 45.000 TL bedelli iki adet çekin verilmediğinden sözleşmeye aykırılıktan ötürü davacıya karşı teslim edilmeyen bu çeklere isabet eden 90.000 TL tutarından davalıların sorumlu olduklarına dair mahkememizin hükmü Yargıtayca bozulmuştur. Yargıtay bozma kararında, “…Davalılardan … Endüstriyel Tekstil Ürün Sanayi ve Ticaret Limited Şirket, … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. ve … vekilinin temyiz taleplerine gelince, mahkemece iki adet teslim edilmeyen 45.000,00TL’lik çekler bakımından toplam 90.000,00 TL’nin tüm davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmişse de, dava dilekçesi bütün olarak gözönüne alındığında açık, gizli veya harçlandırılmış bu çeklerle ilgili davanın bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle talep aşılarak iki çek bedeli yönünden toplam 90.000,00 TL’nin temyiz eden davalılardan tahsiline karar verilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.” denilmiş ise de Mahkememiz bu görüşe katılmamış, önceki hükümde direnilmiştir. Çünkü, ortada, davalılar tarafından düzenlenerek davacıya verilmiş bir çek bulunmamaktadır. Yenileme niteliğindeki protokol kapsamında, davcıya yapılması kararlaştırılan ödemelerin çeklerle yapılmasına karar verilmiştir. Burada söz konusu olan, temel ilişkiden ve taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinden bağımsız bir çek alacağı olmayıp, protokolle taksitlere bağlanan ve çek verilmek suretiyle ödenmesi kararlaştırılan ödemelerin yapılmamış olması olgusudur. Yani, protokole bağlanan ve çek verilerek ödenmesi gereken iki takside ilişkin ve her biri 45.000 TL olması gereken iki adet çekin hiç verilmemesi ve böylece protokole bağlanarak yenilendiği halde ödenmemiş olmasından kaynaklı bir alacak söz konusudur. Bu neden, iki adet çekle ödenmesi gereken bu alacak, davaya konu protokolle belirlenen bir alacak olup, eldeki davanın ve talebin içinde doğal olarak yer almaktadır. Yani, mahkememizce tahsiline karar verilen 90.000 TL alacak, davacının dava dilekçesindeki 322.020,00 TL+ 65.506,10 TL’nin içindedir. Bu husus dosya kapsamından ve talep içeriğinden açıkça anlaşılmaktadır. Protokolün 3.7.maddesinde, davacı şirketin elinde olup protokol kapsamında davalı tarafa iade edilen altı adet toplam 589.000 TL tutarlı çeklere karşılık olarak; … keşideli olarak ve …. Şirketi tarafından ciro edilmiş, her biri 45.000 TL bedelli altı adet çekin, “…cari hesap karşılığı olarak” davacıya verilmesinin kararlaştırıldığı, yani protokolle yenilenen cari hesap borcunun, bu çeklerle ödenmesinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. Buna göre, bu çeklerin cari hesap borcunu ödemek amacıyla verileceğinin kararlaştırıldığı açıktır. Bu nedenle, eldeki davada, protokol uyarınca çek verilerek ödenmesi karalaştırılan 90.000 TL cari hesap borcunun ödenmemiş olması nedeniyle, bu tutar, dava dilekçesindeki alacak talebinin içinde yer almaktadır. Bozmaya konu edilen iki adet çek bedelinin, dava dilekçesindeki alacak talebinin içinde yer alan bir kalem olduğu hususu, davacının maddi hatanın düzeltilmesi talebiyle Yüce 11.HD’ye başvurusu üzerine verilen 25.04.2022 tarihli karara muhalif kalan sayın Yargıtay Üyesi tarafından da açıklanmıştır. Tüm bu açıklamalara göre, davacının protokol kapsamında 90.000,00 TL alacağının hüküm altına alınması gerekmiştir. Ne var ki, ilk derece mahkemesinin kararına karşı, yalnızca davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğundan, usuli kazanılmış haklar ve aleyhe hüküm verme yasağı gözetilerek, ilk derece mahkemesince kabul edilen 373.965,21 TL’nin tamamından davalı … Ltd. Şti.’nin ve bu tutardan tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla diğer davalıların 90.000 TL ile sınırlı olarak sorumlu tutulmalarına karar vermek gerekmiştir. Diğer uyuşmazlık, teminat senedinden kaynaklanmaktadır. Protokolde başlangıçta iadeye konu çeklerden olan ve fakat protokolün sonuna eklenen ek madde uyarınca, diğerlerinden farklı bir düzenlemeye tabi tutulan 30.04.2014 tarihli 100.000 TL bedelli çeke ilişkin olarak, davacı şirkete verilmesi gereken emtianın teslim edilmediğinden bu çek bedelinin davacı tarafça tahsil edilmesinde sözleşmeye aykırılık olmadığı gibi, davalılar tarafından ek madde uyarınca, davacıya emtia verildiği ileri sürülmediği ve bu yönde herhangi bir delil de dosyaya sunulmadığı gözetildiğinde, karşılıksız kalan dava konusu teminat senedinden dolayı davacıların borçlu olmadığının kabulü gerekir. O halde, dava konusu teminat senedinin davalı … Endüstriyel…Ltd. Şti.’nin elinde olduğu dosya kapsamıyla sabit olduğundan, dava konusu senet yönünden bu davalı hakkındaki davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir. Esasen menfi tespit talebine ilişkin olarak mahkememizce verilen hüküm, Yargıtay bozma kararının kapsamı dışında olup bu konuda Yüce 11. Daire ile Mahkememiz arasında görüş ayrılığı bulunmamaktadır. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 373. maddesi uyarınca bozma kararı üzerine duruşmalı olarak yapılan inceleme sonucunda, Mahkememizin 2018/1532 Esas – 2019/1291 Karar sayılı, 10.10.2019 tarihli hükmünde direnilmesine, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Dairemizin 2018/1532 Esas – 2019/1291 Karar sayılı, 10.10.2019 tarihli hükmünde direnilmesine, bu doğrultuda; HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu 2014/941 E.- 2018/565 K. sayılı, 24/05/2018 tarihli kararının kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda; 1-Müktesep hak ve aleyhe karar verme yasağı kapsamı dahilinde, davacı şirketin davalı … Ltd. Şti. aleyhine açtığı davanın kısmen kabulü ile 373.965,21 TL’nin dava tarihi olan 02/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 2-Davalılar …, … Ltd. Şti., … San. A.Ş. ve … hakkındaki davanın kısmen kabulü ile 90.000 TL’nin, dava tarihi olan 02/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte ve (1) numaralı bentte tazminata mahkum edilen … Ltd. Şti. ile müteselsil olmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, bu davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 3-Fazlaya ilişkin alacak taleplerinin reddine, 4-Davacıların menfi tespit isteminin kabulü ile; keşidecisi …Tekstil Ltd. Şti., aval vereni …, lehtarı … Endüstriyel…Ltd. Şti. olan, 26.03.2014 tanzim ve 30.04.2014 vade tarihli, 100.000 TL bedelli senetten dolayı davacıların, davalı … Endüstriyel…Ltd. Şti’ne borçlu olmadığının tespitine, 5-a)Kabul edilen alacak davası yönünden alınması gerekli 25.545,56 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 6.618,00 TL’nin düşümü ile bakiye 18.927,56 TL harcın – davalılar …, Ltd Şti, … San. A.Ş. ve …’in sorumluluğu 6.147,90 TL ile sınırlı olmak kaydıyla- davalılardan tahsiline, Hazineye gelir kaydına, b)Kabul edilen menfi tespit davası yönünden alınması gerekli 6.831,00 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 1.710,00 TL’nin düşümü ile bakiye 3.411,00 TL harcın davalı … Ltd. Şti.’nden alınarak Hazineye gelir kaydına, c)Davacılar tarafından yatırılan 25,20 TL başvuru harcı ve 6.618,00 TL peşin harç olmak üzere toplam 6.643,20 TL’nin davalı … Ltd. Şti.’nden alınarak davacılara ödenmesine, d)Davacılar tarafından menfi tespit davası için yatırılan 1.710,00 TL peşin harcın davalı … Ltd. Şti.’nden alınarak davacılara ödenmesine, 6-Davacılar tarafından bilirkişi ücreti ve tebligat gideri olmak üzere sarfedilen (Ayrıntısı Uyap’ta kayıtlı) toplam 1.954,15 TL yargılama giderinin kabul (%96) ve red oranına göre belirlenen 1.875,98 TL’nin -davalılar …, … Ltd Şti, … San. AŞ ve …’in sorumluluğu 449,42 TL ile sınırlı olmak kaydıyla- davalılardan alınarak davacılara verilmesine, 7-Davacılar kendilerini vekille temsil ettirmiş olmakla kabul edilen alacak davası bakımından Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca taktir olunan 28.387,90 TL nispi ücreti vekaletin -davalılar …, … Ltd Şti, … San. A.Ş. ve …’in sorumluluğu 14.400,00 TL ile sınırlı olmak kaydıyla- davalılardan alınarak davacılara verilmesine, 8-Davacılar kendilerini vekille temsil ettirmiş olmakla, kabul edilen menfi tespit davası bakımından Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca taktir olunan 16.000,00 TL nispi ücreti vekaletin davalı … Ltd. Şti.’nden alınarak davacılara verilmesine, 9-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirmiş olduklarından, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, reddedilen tutar üzerinden hesaplanan 44.463,35 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak, davalı … Şirketine ödenecek tutar 2.180 TL’yi aşmamak kaydıyla, davalılara eşit miktarlarda verilmesine, 10-İstinaf aşamasındaki harç ve yargılama giderleri yönünden; a-Davacılar tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına, 35,90 TL maktu istinaf harcının talep halinde davacılara iadesine, b-Davacılar tarafından harcanan 98,10 TL istinaf başvuru harcı, tebligat ve posta gideri 111,00 TL olmak üzere toplam 209,10 TL istinaf yargılama giderinin, davalı …Şirketi dışındaki davalılardan alınarak davacılara verilmesine, c-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, d-İstinaf incelemesi duruşmalı yapıldığından ve tek duruşma icra edildiğinden, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 5.500,00 TL maktu avukatlık ücretinin, davalı … Şirketi dışındaki davalılardan alınıp davacılara verilmesine, e-İstinaf incelemesi duruşmalı yapıldığından ve tek duruşma icra edildiğinden, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 5.500,00 TL maktu avukatlık ücretinin, davacıdan alınıp, davalı … Şirketi dışındaki davalılara verilmesine, 11-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine, 12-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair, Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/10/2022
KANUN YOLU:HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın, taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açıktır.