Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1582 E. 2022/1104 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1582
KARAR NO: 2022/1104
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 13/04/2022 TARİHLİ EK KARAR
NUMARASI: 2021/746 D.İŞ – 2021/737 K.
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
Taraflar arasında görülen haciz talebinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, kararda yazılı nedenlerle verilen ihtiyati haciz kararına karşı, borçlu tarafından yapılan itirazın kabulüne ilişkin verilen ek karararın alacaklı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekili, talep dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile borçlular arasında imzalanan 10.05.2017 tarih ve 730.000,00 EURO bedelli kefalet taahhütnamesi gereğince ticari kredi kullandırıldığını, borçlular …, … ve …’un müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduklarını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine müvekkilince ödenen borcun Ankara …Noterliğinin 18.12.2020 tarihli ihtarıyla istenilmesine rağmen borcun ödenmediğini ileri sürerek, borçluların borcuna yeterli miktarda taşınır, taşınmaz malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi, ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği 07.10.2021 tarihli kararında; “… talep dilekçesine ekli belgelerden ihtiyati haciz talep eden ile davalı şirket arasında Kefalet Taahhütnamesi imzalandığı, diğer borçluların müşterek borçlu müteselsil kefil oldukları istem dilekçesine ekli belgelerden de anlaşılacağı üzere, asıl borçlu ile ihtiyati haciz talep eden arasında imzalanmış bulunan Kefalet Taahhütname çerçevesinde tahakkuk eden alacak tutarları için asıl borçluya Ankara … Noterliğinin 18/12/2020 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi keşide edilerek ödenmeyen ücretlerinden kaynaklanan borcun ihtiyati haciz talep eden şirkete ait … Bankası Aş. hesabına üç gün içerisinde ödenmesine ilişkin ihtarnamenin gönderildiği gönderildiği, ihtarın sonuçsuz kaldığı, bu hali ile gerek asıl borçlu gerekse kefiller yönünden yaklaşık ispat şartının gerçekleştiği nazara alınarak, Kefalet taahhütnamesinden kaynaklanan alacağın muacceliyeti için yeterlidir. Asıl borçluya gönderilen ihtar borçlunun temerrüdüne yol açmaktadır. İncelenen tüm dosya kapsamına ve talebe dayanak Kefalet Taahhütnamesi içeriğine göre; yukarıda yazılı alacak miktarının varlığı ve alacağın vadesinin geldiği anlaşılmakla; bu alacak için borçlu tarafından verilmiş bir rehinde bulunmadığından ihtiyati haciz isteyenin karşı taraf/borçlular hakkındaki talebinin İİK’nun 257. maddesindeki yasal koşulları gerçekleştiği görülmekle talebin kabulüne; ” gerekçesiyle %15 teminat karşılığında borçluların 4.599.545,18 TL’lik mal varlığının ihtiyaten haczine karar verilmiştir. Bu karara karşı, asıl borçlu … A.Ş. vekili ile kefil … mirasçıları tarafından, süresinde itiraz edilmiştir. İlk derece mahkemesince bu borçluların itirazı 17.11.2021 tarihli ek kararla değerlendirilmiş ve borçlu şirketin itirazının süre yönünden reddine, … mirasçılarının itirazının mirasın reddi nedeniyle kabulüne karar verilmiş olup, bu karara yönelik her hangi bir istinaf başvurusu bulunmamaktadır. İhtiyati haciz kararına karşı, borçlu kefil … vekili tarafından, İİK’nın 265. maddesi uyarınca, süresinde itiraz edilmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden borçlu … vekili itiraz dilekçesinde; ihtiyati haciz isteminde bulunan Kredi Garanti Fonu ile … AŞ. arasında düzenlenen kredi sözleşmesi uyarınca kredi kullandırıldığını, borcun ödenmemesi üzerine ihtiyati haciz kararı alınarak İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyada takip yapıldığını, müvekkiline 16.11.2021 tarihinde tebligat yapıldığını, müvekkili için verilen ihtiyati haciz kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, borçlu şirketin mal varlığını kaçırma veya eksiltme girişimi bulunmadığını, şirketin davacıya olan borcuna karşılık olarak, Pendik ilçesinde bulunan bir adet taşınmazın ipotek verildiğini, borcun rehinle temin edilmiş olması nedeniyle ihtiyati haciz kararı verilmeyeceğini, davacının müvekkiline usulüne uygun şekilde temerrüte düşürmediğini ve TBK’nın 586. maddesinde düzenlenen, kefil için ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığını, borçlunun aciz halinde bulunmaması nedeniyle kefile başvurulamayacağını, ibraz edilen kefalet sözleşmesinin azami kefalet süresini içermemesi nedeniyle geçerli olmadığını, müvekkilinin yerleşim yeri bulunması nedeniyle ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığını belirterek, ihtiyati haczin kaldırılmasını istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, itirazı değerlendirdiği 13.04.2022 tarihli ek kararında; “…Talep; ihtiyati haciz kararının kaldırılması istemine ilişkindir.İhtiyati haciz talebi genel kredi sözleşmesine dayalı olup, mahkememizce talebin, kefalet taahhütnamesine dayalı olan para alacağına ilişkin olduğu görülerek 11/04/2022 talebin kabulü ile ihtiyati haciz kararı verilmiş bulunmaktadır.İİK’nun 265.maddesinde, ihtiyati hacze itiraz nedenleri tahdidi olarak sayılmış olup, bunlar; mahkemenin yetkisine, teminata ve ihtiyati haczin dayandığı nedenlere ilişkindir. İİK’nun 257. maddesine göre; rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı borçlunun yedinde veya 3. şahısta bulunan taşınır ve taşınmaz malları ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.Somut olayda; … tarafından yasal süresi içeresinde ihtiyati haciz kararına karşı itirazının kabulüne ve borçlu … yönünden verilen kararın kaldırılmasına…” gerekçesiyle ihtiyati hacze yönelik itirazın kabulü ile itiraz eden borçlu hakkında verilen 07.10.2021 tarihli ihtiyati haczin kaldırılmasına, karar verilmiştir. Bu ek karara karşı, ihtiyati haciz isteyen vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile borçlular arasında imzalanan 10.05.2017 tarih ve 730.000,00 EURO bedelli kefalet taahhütnamesi gereğince borçlu … A.Ş. lehine ticari kredi kullandırıldığını, borçlular …, … ve …’un sözleşmeye 730.000,00 EURO bedel için kefil olduklarını, borçlunun … ile akdettiği sözleşmelerden doğan taahhütlerini yerine getirmediğini ve borcun müvekkilince ödendiğini, borçlu ve kefillere Ankara … Noterliğinin 18.12.2020 tarihli ihtarının keşide edilerek ödenen miktarın iadesinin istenildiğini, borcun ödenmemesi üzerine ihtiyati haciz kararı alınarak takip başlatıldığını, asıl borcun rehinle temin edilmiş olmasının kefiller hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesine engel olmadığını, borçlu kefil … tarafından kurum lehine verilmiş bir ipotek bulunmadığını, borçlunun sözleşmede müteselsil kefil olarak imzasının bulunduğunu, TBK’nın 586. maddesindeki kefilin takibi koşullarının gerçekleştiğini, kefalet sözleşmesinin şekil şartlarına uygun şekilde düzenlendiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, itirazın kabulüne dair ek kararın kaldırılmasına ve ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, İİK’nın 265. maddesi uyarınca ihtiyati hacze itiraza ilişkindir. İlk derece mahkemesince, borçlu …’un itirazının kabulüne dair verilen ek karara karşı, alacaklı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Borçlu … A.Ş. ile alacaklı arasında düzenlenen 10.05.2017 tarihli kefalet taahhütnamesi uyarınca, KGF kefaleti ile … A.Ş. tarafın borçlu şirkete 730.000 EURO kredi kullandırılmış olup, kefalet taahhütnamesinde …’un imzası bulunmaktadır. Düzenlenen sözleşmede, kefilin sorumlu olacağı miktarın el yazısıyla yazıldığı, kefalet tarihi ve müteselsil kefil ibaresinin bulunması nedeniyle, sözleşmenin yazılış şekil şartlarını taşıdığı ve geçerli bir kefalet sözleşmesinin bulunduğu anlaşılmıştır. Kefalet sözleşmesinde TBK’nın 583. maddesinde yazılı olan unsurların sözleşmede bulunması yeterli olup, ayrıca kefaletin kaç yıl süre ile kurulduğuna ilişkin azami bir sürenin sözleşmede öngörülmesi gerekmemektedir. Kredi Garanti Fonu kefaleti ile borçlu şirkete kullandırılan kredi için Pendik/ Kurtköy ilçesi … ada … parsel üzerinde 10.05.2017 tarihinde KGF lehine ipotek tesis edilmiştir. İpotek akit tablosunun incelenmesinde, taşınmazın asıl borçluya ait olduğu ve borçlunun doğmuş ve doğacak borçları için taşınmaz üzerinde 5.000.000 TL limitli ikinci derecede ipotek tesis edildiği anlaşılmıştır. İİK’nın 45. maddesi gereğince, rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı yalnız rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilir. Ancak rehin tutarı borcu ödemeye yetmezse, alacaklı kalan alacağını iflas veya haciz yoluyla takip edebilir. Somut olayda ipotek, kefilin kefalet borcu verilmemiş olup, asıl borçlunun borcu için verildiğinden kefil yönünden, borcun rehinle temin edildiğinden söz edilemez. TBK’nın 586. maddesi uyarınca kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir. Hesabın kat edilmesi, kredi sözleşmelerinden kaynaklanan alacağın muacceliyeti için yeterlidir; ayrıca ihtarın tebliğ edilmiş olması aranmaz ise de asıl borçluya gönderilen ihtar, borçlunun temerrüdünün yanı sıra, TBK’nın 586. maddesinde öngörülen müteselsil kefilin takibi koşullarının gerçekleşmesi bakımından da gerekli bir unsurdur. Sunulu belgelerde, kredi borcunun ödenmemesi üzerine, hesabın kat edilerek asıl borçlu şirkete, kredi sözleşmesinde yer alan adresine gönderildiği, talep dilekçesine ekli belgelerden kat ihtarının borçlu şirkete tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Kaldı ki ihtar tebliğ edilmese dahi İİK’nın 68/b maddesinin 1.fıkrası uyarınca, asıl borçluya hesap kat ihtarının tebliğ edilmiş sayılması gerekir. Somut olayda TBK’nın 586. ve İİK’nın 257. maddeleri uyarınca, borçlu kefil … açısından ihtiyati haciz ile koşullar oluşmuştur. Kefilin, kefalet sözleşmesinden doğan borcunu teminen verilmiş bir ipoteğin de bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, borçlu kefil tarafından ihtiyati hacze yapılan itirazın reddine karar verilmesi gerekirken, itirazın kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından, alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK’nın 353/1.b.2. ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca, alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesin, borçlu …’un itirazının kabulüne ilişkin 13.04.2022 tarihli ek kararının kaldırılmasına, bu borçlunun ihtiyati hacze itirazı hakkında Dairemizce yeniden karar verilmesine, bu doğrultuda;1-Borçlu … vekilinin ihtiyati hacze itirazlarının İİK’nın 265. maddesi uyarınca reddine, 2-Kaldırma ve itirazın reddi kararımızla birlikte ilk derece mahkemesinin borçlu … hakkında verdiği 07.10.2021 tarihli ihtiyati haciz kararı geçerliliğini koruyacağından, Dairemizce yeniden ihtiyati haciz kararı verilmesine yer olmadığına,3-Alacaklı tarafça yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; 80,70 TL istinaf harcının talep halinde alacaklı vekiline iadesine, 4-Alacaklı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf başvuru harcı gideri ile 72,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 293,30 TL kanun yolu giderinin, itiraz eden borçludan alınıp alacaklıya verilmesine,5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.2. ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 15.09.2022 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve İİK 265/son maddeleri uyarınca karar kesindir.