Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1580 E. 2022/1617 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1580
KARAR NO: 2022/1617
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/04/2022
NUMARASI: 2022/112 E. – 2022/460 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari satımdan kaynaklı)
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne- kısmen reddine dair verilen hükme karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile ticari bir münasebetinin bulunmadığını, takip dayanağı faturalar incelendiğinde faturaların …Tic.ve San.Ltd.Şti.’ne düzenlenmiş olduğunu, whatsapp yazışmalarının da takip dayanağı olarak gösterildiğini, whatsapp yazışmalarında, borç kabulünü gösteren, davacının davalıya borcu olduğunu kabul ettiğine dair bir yazışmanın söz konusu olmadığını, dava dışı … Gıdanın yapacağı ihracata yönelik yazışmalar olduğunu, bir an için davacı ile ticari münasebeti olduğunu farzetsek bile faturayı davacıya düzenlemesi gerektiğini, takip dayanağındaki faturanın düzenlendiği şirketin farklı takip yapılan tarafın ise farklı olduğunu belirterek , icra dosyasında borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline ve tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; davacı tarafça 08/02/2021 tarihinde Polis Merkezi Amirliği’nde ki ifadesinde “Müşteki firma ile daha önceden alışverişimiz olmuştur, bu sebeple tanırım” şeklindeki beyanda bulunduğunu, davacı taraf kendi ikrarı ile de sabit olduğu üzere davalıdan uluslararası taşımacılık konusunda hizmet aldığını, taşıma işi esnasında davacı ile iletişime geçildiğini davacının hava yükünde alıcının … olacak ve akabinde şirket yetkilisinin ihracatçı kim olacak sorusuna davacı tarafın “… üzerinden yapacağız” şeklinde cevap verdiğini, verilen cevabın bu karşılığı bu işin gerçekte davacıya ait olduğunu ancak resmiyette … isimli firmanın gösterilmiş olduğunu, yapılan ödemelerde de işin gerçek sahibinin davacı … olduğunu farklı şirketleri öne sürmek suretiyle ticareti gerçekleştirmek suretiyle organizasyonu kurduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davacı tarafın bir kısım şirketler adına yetkili temsilci -vekil-vekaletsiz iş görme sıfatları ile hareket edip etmediği iş bu dava konusu olmamakla , davalının sunmuş olduğu taşıma hizmetinden kaynaklı düzenlenen faturaların borçlusu olmadığı açıktır.İş bu sebeple açılan davanın kısmen kabulü ile , davacının Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında takibe konu 15/10/2019 tarihli 7.671,00 USD bedelli ve 01/11/2019 tarihli 5.594,00 USD tutarında ki 2 adet faturadan kaynaklı borçlu olmadığının tespiti ile, şartları oluşmadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine;(T.C.İSTANBULBÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ E.2017/580 K. 2018/137 ) ücreti vekalete yönelik ” Yine, yabancı para veya yabancı paranın Türk Lirası karşılığının tahsili amacıyla açılan davalarda vekalet ücreti, yabancı paranın dava açıldığı tarihteki Türk Lirası karşılığına göre, ancak hüküm tarihindeki tarife hükümleri dikkate alınarak takdir edilecektir “(T.C. YARGITAY 11. H.D.2015/9645 E. 2016/4426 K.) içtihat hükümleri uygulanarak aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.” gerekçesiyle, davanın kısmen kabul- kısmen reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Önceki beyanlarını tekrarla, Mahkemece yazışmalar ile faturalara ilişkin hizmet arasındaki bağlantının kurulamadığından bahsedildiğini, kararın eksik inceleme ile verildiğini, delillerin toplanılmayıp tanıkların dinlenmediğini, müvekkiline ait ticari defter ve kayıtlar ile dava dışı … Gıda’ya ilişkin defter ve kayıtlar incelendiğinde arada sadece takibe konu faturalara ilişkin ticari bir işlemin olduğu, başkaca bir işlemin olmadığı ve davacı ile müvekkili yetkilisi arasındaki konuşmalarında bu ticari işleme ilişkin olduğunun görüleceğini, takibe konu faturalarda yer alan hizmet ile konşimentolar karşılaştırıldığında da bu durumun ortaya çıkacağını, davacı tarafça yapılan ödemenin açıklama kısmında … Gıda ibaresinin yer aldığını, davacının … Gıda adına ödeme yaptığının Whatsapp kayıtlarını inkar etmediğini, müvekkili ile … Gıda arasında başkaca bir ticari ilişki bulunmadığını, davacının Afrika’da birçok ülkede ticaretle uğraştığını, ayrıca davacının emniyetteki ifadesinde müşteki firma ile önceden alışverişleri olduğunu, tanıdığını beyan ettiğini, daha önce ticari münasebeti olduğunu, açıkça ikrar ettiğini, takip konusu işlemler öncesinde de bu şirketlerin adının kullanılması suretiyle davacı tarafça birçok ticaret gerçekleştirildiğini, müvekkilinden uluslararası taşımacılık konusunda hizmet satın alındığını, davacı tarafın daha önce gerçekleştirmiş olduğu uluslararası taşımacılık hizmetine ilişkin birçok ödeme gerçekleştirdiğini, görünüşte işlemlerin şirket adına yapılmış olmasına rağmen ödemelerin davacı tarafça yapıldığını, yapılan ödemelerin gerçek sahibinin davacı olduğunu, farklı şirketleri öne sürmek suretiyle ticareti gerçekleştirdiğini, organizasyonu kurduğunu, takibe konu olan alacak miktarının 8.064,06 USD olduğunu, davacının dava dilekçesinde harca esas tutar olarak 113.005,20 TL gösterdiğini, Bakırköy …İcra Müdürlüğünün dosyasında borçlu olmadığının tespiti şeklinde talebini somutlaştırdığını, taleple bağlılık ilkesi gereğince mahkemece talep doğrultusunda karar verilmesi gerekir iken talep edilmeyen konularda hüküm kurulmasının ve vekalet ücretine hükmedilmesinin kabul edilemeyeceğini, 13.265,00 USD üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesinin kabul edilemeyeceğini, ayrıca harcı yatırılmayan tutar yönünden hüküm kurulmasının mümkün olmadığını iddia ederek kararın kaldırılmasına, davanın reddi ile %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK 72/3. maddesi gereğince icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Uyuşmazlık, davacı gerçek kişinin takip konusu edilen ve dava dışı …Ltd. Şti adına düzenlenmiş olan faturalardan ve Whatsapp yazışmalarından dolayı takip konusu borçtan kaynaklı olarak borçlu olup olmadığı ile mahkemece talep aşılarak hüküm kurulmuş olup olmadığına ilişkindir. Dosya kapsamından, davacı şirket tarafından, dava dışı … San.Ltd.Şti adına, 15.10.2019 tarihli 7.671,00 USD bedelli hava navlun bedel, 01.11.2019 tarihli 5.594,00 USD bedelli hava navlun bedeline ait faturalar düzenlendiği, davacı ve davalı yetkilisi arasında gerçekleştirildiği belirtilen bir kısım Whatsapp yazışmalarının mevcut olduğu, davacı gerçek kişi adına düzenlenmiş olan herhangi bir faturanın olmadığı, banka dekont örneklerinde davacının da davacı şirkete ödemelerde bulunduğu ayrıca banka dekontlarının bir kısmının da yine dava dışı şirketler tarafından davacı şirkete gerçekleştirilen ödemelere ilişkin olduğu, davalı şirket tarafından davacı gerçek kişi hakkında Bakırköy …İcra Dairesinin … Esas no’lu dosyasında, 20.11.2020 tarihinde, 8.064,06 USD uluslararası taşıma işinden kaynaklı bakiye alacak ve 381,77 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 8.445,83 USD’nin tahsili talep edildiiği, talep konusunun, 15.10.2019 tarihli 7.671,00 USD bedelli fatura, 01.11.2019 tarihli 5.594,00 USD bedelli fatura ve Whatsapp konuşmalarına istinaden uluslararası taşımacılık işlemlerinden kaynaklı alacak olarak gösterildiği, takibe konu edilen iki ayrı fatura toplamının 13.265 USD olduğu, ancak davalı şirket tarafından fatura bedellerinin tamamı değil kısmen takibe konu edildiği ve takipte de uluslararası taşıma işinden kaynaklı bakiye alacak talebi olarak istemin açıklandığı, dava dilekçesinde ise harca esas değer olarak 113.005,20 TL’nin gösterildiği ve dava dilekçesinin konu ve sonuç bölümünde ise Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas no’lu dosyasında borçlu olmadığının tespiti ve takibin iptali talep edildiği, dava tarihi itibariyle geçerli olan döviz kuru üzerinden takip konusu alacak toplamı 8.445,83 USD’nin Türk Lirası karşılığının harca esas değer olarak gösterilerek harcının karşılanarak işbu davanın açılmış olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece dosya üzerinde yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak kabul kararında davacının dava dilekçesinde talep konusu yapmamış olduğu takibe dayanak iki ayrı faturanın tamamı yazılmak suretiyle borçlu olmadığının tespiti ile birlikte kabul edilen bedeller üzerinden ise vekalet ücreti ve yargılama giderlerine karar verilmiştir. TTK 21.madde de “…(1) Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir. (2) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır. (3) Telefonla, telgrafla, herhangi bir iletişim veya bilişim aracıyla veya diğer bir teknik araçla ya da sözlü olarak kurulan sözleşmelerle yapılan açıklamaların içeriğini doğrulayan bir yazıyı alan kişi, bunu aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde itirazda bulunmamışsa, söz konusu teyit mektubunun yapılan sözleşmeye veya açıklamalara uygun olduğunu kabul etmiş sayılır. ” belirtilmiştir. Diğer taraftan Vergi Usul Kanunu’nun 230.maddesinde ise “Faturada en az aşağıdaki bilgiler bulunur: Faturanın düzenlenme tarihi seri ve sıra numarası; Faturayı düzenleyenin adı, varsa ticaret unvanı, iş adresi, bağlı olduğu vergi dairesi ve hesap numarası; Müşterinin adı, ticaret unvanı, adresi, varsa vergi dairesi ve hesap numarası; Malın veya işin nev’i, miktarı, fiyatı ve tutarı; (Değişik: 4/12/1985-3239/19 md.) Satılan malların teslim tarihi ve irsaliye numarası, (Malın alıcıya teslim edilmek üzere satıcı tarafından taşındığı veya taşıttırıldığı hallerde satıcının, teslim edilen malın alıcı tarafından taşınması veya taşıttırılması halinde alıcının taşınan veya taşıttırılan mallar için sevk irsaliyesi düzenlemesi ve taşıtta bulundurulması şarttır. Malın, bir mükellefin birden çok iş yerleri ile şubeleri arasında taşındığı veya satılmak üzere bir komisyoncu veya diğer bir aracıya gönderildiği hallerde de, malın gönderen tarafından sevk irsaliyesine bağlanması gereklidir. Bu bentte yazılı irsaliyeler hakkında fiyat ve bedel ile ilgili bilgiler hariç olmak üzere, bu madde hükmü ile 231 inci madde hükmü uygulanır. İrsaliyelerde malın nereye ve kime gönderildiği ayrıca belirtilir. Şu kadar ki nihai tüketicilerin tüketim amacıyla perakende olarak satın aldıkları malları kendilerinin taşıması veya taşıttırması halinde bu mallara ait fatura veya perakende satış fişinin bulunması şartıyla sevk irsaliyesi aranmaz.” ifadelerine yer verilmiştir. Takip konusu alacağın varlığını ispat külfeti davalı üzerindedir. HMK’nın190. maddesinde ispat yükünün, kanunda aksine bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu düzenlenmiştir. Davalı tarafça, dava dışı şirket adına düzenlenen fatura bedellerinden davacı gerçek kişinin sorumlu olduğuna dair geçerli bir delil ibraz edilememiştir. Dava dışı şirket adına yapılan ödemeler borcun üstlenildiği ve/veya benimsendiği anlamına gelmeyecektir. Davalı açıkça yemin deliline dayanmamıştır. Davacı gerçek kişinin de ayrıca tacir olması ispat yönünden sonuca etkili olmayacaktır. Diğer taraftan, davacının takibe konu yaptığı Whatsapp yazışmaları takip konusu alacağın varlığını ispata yeterli değildir. Davaya dayanak olarak gösterilen takip konusu faturalar, tarafların kabulünde olduğu üzere, dava dışı şirket adına düzenlenmiştir. Davacı gerçek kişinin dava dışı şirket adına ödemeler yapmış olması veya bir kısım yazışmalarda bulunması, davacının söz konusu faturalardan dolayı borçlu olduğunun kabulü için yeterli değildir. Takip konusu faturalar dava dışı şirket adına düzenlenmiştir. Takibe konu edilen faturadaki muhatap şirketin dava dışı şirket olması da göz önünde bulundurulduğunda, davacının borçlu olduğunun kabulü mümkün değildir. Bu nedenle mahkemenin davacının takip nedeniyle borçlu olmadığının tespiti isabetlidir. Ne var ki yukarıda ifade edildiği üzere, mahkemece, dava dilekçesindeki davacı talebinden farklı ve talepten fazlaya karar verilmiş olması isabetli olmamıştır. HMK’nın 26. maddesinde, yargılamaya hâkim ilkelerden taleple bağlılık ilkesi düzenlenmiştir. Buna göre hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup ondan fazlasına veya başka bir şeye hükmedemez. Somut olayda davacı, davasını, takip konusu 8.445,83 USD’nin dava tarihindeki TL karşılığı olan 113.005,20 TL harca esas değer göstermek suretiyle Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Yukarıda yer verildiği üzere, mahkemece, takip konusu olarak gösterilen 5.594 USD ve 7.671 USD faturalardaki alacak miktarlarının tamamının takibe konu edildiği ve dava açıldığı kabul edilerek hüküm kurulmuştur. Hüküm, bu anlamda usule aykırı olmuştur. Ayrıca kabul edilen miktarlar üzerinden davalı aleyhine fazla miktarda harca ve vekalet ücretine karar verilmesi de isabetli olmamıştır. Ne var ki söz konusu hata yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile hükmün taleple bağlılık ilkesi kapsamında düzeltilmesi gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-İİK’nın 72. maddesi uyarınca menfi tespit talebinin kabulü ile davacının, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında başlatılan takipte talep edilen toplam 8.445,83 USD alacak yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine, 2-Davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,3-492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 7.719,38 TL karar harcından peşin alınan 1.929,85 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.789,53 TL’ nin davalıdan alınarak Hazineye irad kaydına,4-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 80,70 TL başvurma harcı,1.929,85 TL peşin harç, 11,50 TL vekalet harcı, 43,70- TL yargılama gideri olmak üzere toplam 2.065,75 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesaplanan 17.950,78 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,6-İstinaf aşamasındaki harç ve yargılama giderleri yönünden;a-Davalı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; davalı tarafından yatırılan 1.929,85 TL istinaf nispi karar harcının, talep halinde, ilk derece mahkemesince davalıya iadesine,b-Davalı tarafından harcanan kanun yolu giderlerinin, kararın niteliğine göre takdiren davalı üzerinde bırakılmasına,7-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 01.12.2022 tarihinde, oy birliği ile ve temyiz yolu açık olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.