Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/158 E. 2022/257 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/158
KARAR NO: 2022/257
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2020/66 Esas
TARİHİ: 07.12.2021 tarihli ara karar.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen haksız rekabetin tespiti, meni, tazminat davası içinde ilk derece mahkemesince verilen ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ara kararına karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalı şirketlerin vergi mevzuatına aykırı olacak şekilde vergi ödemediğini, bu şekilde önemli bir maliyet avantajı elde ettiklerini, müvekkilin vergi ödemekle birlikte bu suretle müvekkilinin maliyetinin arttığını ve bunu doğrudan fiyatına yansıtmak zorunda kaldığını, davalı şirketlerin Türkiye’de elde ettikleri gelirler için hem Kurumlar Vergisi ödemediklerini hem de KDV mükellefi olmalarına rağmen KDV’siz satış yaptıklarını, davalı …’in merkezinin bulunduğu yer olan Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı ile Türkiye Cumhuriyeti arasında anlaşma bulunduğunu, bu anlaşma doğrultusunda diğer davalı …’nın yeri itibariyle davalı …’in şubesi olduğunu ve iki şirket arasında ticari temsil ilişkisi bulunduğunu, şu halde davalı … Interactive’in diğer davalı …’yı iş yeri olarak kullandığını, Türkiye’den gelir elde etmesine rağmen vergisini ödemediğini, davalı şirketlerin Katma Değer Vergisi mükellefi olmasına rağmen KDV’siz satış yapmak suretiyle haksız rekabete sebebiyet verdiklerini, davalı …’in piyasaya sürmediği hizmeti ön sipariş uygulaması ile uygun fiyata satmakta olduğunu, bu şekilde tüketicilerin karar verme özgürlüğünün açıkça kısıtlandığını, çünkü tüketicilerin hizmetin ön sipariş yöntemi ile alınmasını kendi yararlarına olduğunu, zira hizmetin çıktıktan sonra satın alınmasının daha pahalı olacağını düşündüklerini, dolayısıyla davalı şirketlerin ön sipariş uygulamasıyla dürüstlük kurallarına aykırılık teşkil edecek şekilde hizmette son derece uygun fiyata sattıklarını, davalı …’in muterif ürünleri çok uygun bir fiyata satarak tüketicilerin sattığı tüm ürünlerin ucuz olduğu sanısını oluşturmak suretiyle aldattığını ve dürüstlük kurallarına aykırı davrandığını, davalı …’nin bazı ürünlerde %80’e varan fiyat indirimleri yaptığını, davalı şirketlerin haksız rekabet teşkil eden diğer bir davranışının da “…” adını verdikleri uygulama olduğunu, bu uygulamanın amacının iki kişinin anlaşarak … üzerindeki oyunun ücretini yarı yarıya ödeyerek satın almak olduğunu, bu kampanya ile davalı şirketlerin esasen maliyet fiyatının altında satış uygulamasını örtmeye çalıştıklarını belirterek; HMK’nın 389 vd. maddeleri gereğince İngiltere menşeili davalı …’in Türkiye’deki alıcılara satış yaptığı https://…com /tr-tr internet sitesi ve … başta gelmek üzere, bu adres veya başka bir adres üzerinden Türkiye’deki satış faaliyetlerinin takdiren teminatsız olarak durdurulmasına, ihtiyati tedbir kararının icrasının mümkün olan en kısa süre zarfında sağlanabilmesi için Bilgi Teknolojileri Kurumu’na yazı yazılmasına veya işlemlerin hızlandırılabilmesi için bu konuda elden takip yetkisi verilmesine, davalı şirketlerin eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, davalı şirketlerin eylemlerinin menine, davalı şirketlerin haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin bir sonucu olarak oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla, HMK’nın 107. maddesi gereğince şimdilik 10.000 TL tazminatın, haksiz eylemin işlendiği tarihten itibaren işletilecek ticari avans faiziyle birlikte davalı şirketlerden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili; davacının Kurumlar Vergisi ve KDV ödenmediğine dair beyanlarına ilişkin olarak bir kurumun Kurumlar Vergisi ve KDV’sini eksik ödediğine dair emare varsa Gelir İdaresi Başkanlığına ihbarda bulunulması gerektiğini, davacının müvekkili şirketin stopaj kesintisi yapıp yapılmadığı tespitine yönelik Hazine ve Maliye Bakanlığına müzekkere yazılması talebine yönelik olarak ise ödemeyi alan tarafın stopaj uygulamasının vergi tekniği açısından zaten mümkün olmadığını ve stopajlı bir satıştan bahsedilmesinin de zaten imkansız olduğunu, davacının kendisinin de müvekkili şirketin … işletmediğini, … isimli dijital platform üzerinden tüketiciye satılan konsol oyunlarının …’daki perakendecisi olmadığını gayet iyi bildiğini, bu sebeple davacının Hazine ve Maliye Bakanlığına müzekkere yazılmasına dair taleplerinin somut uyuşmazlıkla ilgisi olmadığından reddedilmesi gerektiğini, davacının replik ve düplik dilekçelerinde yer almayan Rekabet Kurulu Başkanlığına müzekkere yazılmasına ilişkin taleplerinin de reddi gerektiğini belirterek, bahsi geçen sebeplerle davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı … A.Ş. vekili, savunmasında özetle; müvekkili şirketin merkezi Ümraniye’de olduğundan uyuşmazlığın çözümünde İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yetkili olduğunu, yetki itirazlarının bulunduğunu, … A.Ş.’nin diğer davalı ile yönetimsel bir bağı bulunmadığını, yine müvekkilinin dava konusu … veya … ile herhangi bir faaliyet yürütmediğini, müvekkilinin yalnızca … oyun konsolları ile aksesuarlarını fiziksel ortamdaki bazı oyunlarının Türkiye ithalatçısı ile dağıtımcısı olduğunu, müvekkilinin Türkiye kanunlarına göre kurulmuş bir tüzel kişilik olduğunu ve kanuni yükümlülüklerini yerine getirdiğini, müvekkili şirketin nezdinde mevcut olan verilere göre müvekkili şirketin fiziksel ortamda piyasaya sunulan oyunlarda pazar payını davacının çok altında olduğunu, fiziksel oyunlar bakımından hakim konumda olanan esasen davacının kendisi olduğunu, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili, 17.11.2021 tarihli dilekçesiyle ihtiyati tedbir talebini tekrarlayarak; ihtiyati tedbir karar verilmemesi halinde yüksek pazar gücüne sahip davalıların müvekkil şirketin pazar dışına itme amacına ulaşabileceklerini, bunun sonucunda müvekkil şirketin ya da başka bir teşebbüsün pazara girmesinin neredeyse imkansız olacağını, davalı şirketleri bünyesinde barındıran … grubunun geliştirdiği iş modelinin zaten pazarda tek olma stratejisi üzerine kurulduğunu, Gelir İdaresi Başkanlığına yazılan müzekkere cevabında davalıların vergi sorumluluklarını yerine getirmediklerinin açık olduğunu, bu müzekkere cevabının haklılıkları açısından yaklaşık ispatı sağlamayı yeterli olduğunu, bu nedenle ihtiyati tedbir talebinin kabulü gerektiğini belirterek, ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN İSTİNAFA KONU ARA KARARI İlk derece mahkemesi, ihtiyati tedbir talebini değerlendirdiği 07.12.2021 tarihli ara kararında; ” …Davacı vekili 17/11/2021 tarihli dilekçesi ile; müvekkil şirketin ileride telafisi mümkün olmayan zararlara muhatap olmasını ve mevcut zararların daha da artmasını önleyebilmek amacıyla HMK md. 389 vd. hükümleri gereğince İngiltere menşeili davalı …’in Türkiye’deki alıcılara satış yaptığını tespit ettikleri https://…com/tr-tr internet sitesi ve … başta gelmek üzere, davalı …’in (doğrudan ve/veya … veya diğer bir bağlı ortaklığı ve/veya ticari temsilcisi aracılığıyla) Türkiye’deki kullanıcılara doğrudan konsol oyunu satışı yaptığı bu adres veya başka bir adres üzerinden Türkiye’deki satış faaliyetlerinin takdiren teminatsız olarak durdurulmasına karar verilmesini talep etmiş olmakla; Geçici hukuki korumalardan olan ihtiyati tedbir HMK’nun 389 ve devam eden maddelerinde düzenlenmiş olup, açılan dava sırasında bir ihtiyati tedbir kararının, ancak ihtiyati tedbir kararı verilmesi istenilen hususun uyuşmazlık konusu olması halinde verilebileceği HMK’nun 389 maddesinde düzenlenmiştir. Bu itibarla Mahkemece asıl uyuşmazlığı çözecek nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilmesine hukuken imkan bulunmadığı gibi taraflar arasındaki uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiğinden ve ihtiyati tedbir kararı ancak uyuşmazlık konusu hakkında verilebileceği Yargıtay içtihatlarıyla da benimsenmiş olup istemde HMK 389 ve devamı madde hükümlerinde ön görülen koşullar gerçekleşmediğinden ihtiyati tedbir isteminin bu aşamada reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmış olup…” gerekçesiyle, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İhtiyati tedbir kararı verilmesinin, davalı şirketler ile rakip olan müvekkil şirketin daha büyük ticari kayıplara maruz kalmasının ve pazardan dışlanmasının engellenmesi ve bu sayede ilgili pazardaki konumunu daha fazla güçlendirecek olan davalı şirketlerin eylemleri dolayısıyla tüketicilerin zarara uğramaması bakımından hayati öneme sahip olduğunu, mahkeme tarafından ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olmasının, pazarın her seviyesinde son derece yüksek pazar gücüne sahip olan davalı şirketlerin, davacının pazar dışında bırakma amacına ulaşmasını sağlayacağını, zaten davalı şirketleri bünyesinde barındıran …’nun geliştirdiği iş modeli pazarda tek olma stratejisi üzerine kurulduğunu, Huzurdaki davada birbirini ayrı ayrı ve tamamlayıcı olarak destekleyen üç ayrı haksız rekabet halinin mevcut olduğunu, bunlardan en önemlisinin davalı şirketlerin vergi ödememesi olduğunu, davalı şirketler bununla da yetinmeyip sürekli olarak düzenlediği kampanyalarla ve çok düşük fiyattan satışa sundukları konsol oyunlarıyla müvekkilinin pazarda tutunmasını engellediğini, bahsi geçen eylemlere bütüncül olarak bakıldığında bu tür sistematik olarak işlenen bir haksız rekabet haliyle -ayrıca ispatına gerek ve ihtiyaç olmaksızın- zararın var olduğunun kabul edilmesi gerektiğini ve zarar miktarının hesaplanması safhasına geçilmesi gerektiğini, nitekim müvekkilinin üç yıl içerisinde kaybettiği pazar payı oranının da bu durumu çok net bir şekilde ortaya koyduğunu, Basına da yansıyan …com hakkında verilen ve istinaf incelemesini tamamlayarak hukuka uygun bulunan ihtiyati tedbir kararının da bu konuda verilen önemli bir örnek olduğunu, …com dosyasından farklı olarak, huzurdaki davanın davalılarının bir acente değil, doğrudan kendi adına hareket eden bir ticaret şirketi olduklarını, buradaki doğrudanlık ve vergi ödememe eyleminin yıkıcılığı, …com’un eyleminin daha da ötesinde olduğunu, koşulları mevcut olmasına rağmen tedbir kararı verilmezse davalı şirketlerin haksız rekabet teşkil eden davranışlarına devam edeceklerini, Haksız rekabetle mücadelede bu şekilde ilkesel bir karar verilmesinin son derece önemli olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddine dair istinafa konu ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, açılmış haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve maddi tazminat davası içinde TTK’nın 61 ve HMK’nın 389 vd. maddesi uyarınca ihtiyati tedbire ilişkindir. İlk derece mahkemesince davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ara karar verilmiş; bu ara karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava, TTK’nın 54 ve devamı maddeleri gereğince açılmış haksız rekabet davasıdır. TTK’nın ihtiyati tedbirler başlıklı 61/1. maddesinde, ”Dava açma hakkına haiz bulunan kimsenin talebi üzerine mahkeme, mevcut durumun olduğu gibi korunmasına, 56. maddenin birinci fıkrasının b ve c bentlerinde öngörüldüğü gibi haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, haksız rekabetin önlenmesine ve yanlış veya yanıltıcı beyanların düzeltilmesine ve diğer tedbirlere, hukuk usulu muhakemeleri kanunun ihtiyati tedbir hakkındaki hükümlerine göre karar verilebilir ” düzenlemesi yer almaktadır. Buna göre bu tür davalarda talep edilebilecek ihtiyati tedbir talepleri öncelikle TTK’nın 61. maddesine göre değerlendirilmelidir. Burada hüküm bulunmayan konularda, tamamlayıcı hüküm olarak HMK’nın 389 vd. maddelerinden yararlanılmalıdır. Haksız rekabetin koşullarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, iddiaya konu eylemlerin sabit olup olmadığı konularındaki nihai değerlendirme, elbette devam etmekte olan yargılama sonunda verilecek esas hükümle ortaya çıkacaktır. HMK’nun 389. maddesine göre, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı yada tamamen imkansız hale geleceğinin veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi halinde ihtiyati tedbir kararı verilebileceğinin düzenlendiğini, HMK’nun 390. maddesine göre tedbir talep eden taraf, davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Davacı davanın esası yönünden haklılığını yaklaşık olarak ispat edecek delil olarak davalı şirket …’in (veya herhangi bir bağlı ortaklığının) kurumlar vergisi ödeyip ödemediğinin tespiti amacına matuf olmak üzere, Hazine ve Maliye Bakanlığı ilgili birimi tarafından hazırlanan ayrıntılı döküm ve/veya yazı/belge sureti, davalı şirket …’in (veya herhangi bir bağlı ortaklığının) ticari faaliyetlerinde stopaj kesintisi yapıp yapmadığının tespiti amacına matuf olmak üzere, Hazine ve Maliye Bakanlığı ilgili birimi tarafından hazırlanan ayrıntılı döküm ve/veya yazı/belge sureti, davalı şirket …’in (veya herhangi bir bağlı ortaklığının) katma değer vergisi ödeyip ödemediğinin tespiti amacına matuf olmak üzere, Hazine ve Maliye Bakanlığı ilgili birimi tarafından hazırlanan ayrıntılı döküm ve/veya yazı/belge sureti, davalı şirketlerin birbirleriyle olan ilişkisini/bağlantısını gösteren belge suretleri, davalı şirket …’in (veya herhangi bir bağlı ortaklığının) yaptıkları satışlarda KDV ödemediklerini belgeleyen ekran görüntüleri, ilgili hizmetlerin satış fiyatı ve tarih bilgilerini tevsik eden belge suretleri, ön sipariş uygulamasıyla dürüstlük kuralına aykırı bir şekilde son derece uygun fiyata satılan hizmetlerin ve buna ilişkin detayların yer aldığı sunum çıktısı, muadillerine göre çok daha ucuza satılan hizmetlerin satış fiyatı, satış tarihi ve müvekkilim şirketin satış fiyatını karşılaştırmalı olarak gösteren sunum çıktısı, muhatabın … Olduğunu Gösterir Ekran Görüntüleri, … Hizmetinin Doğrudan … Tarafından Sunulduğunun Beyan Edildiği Açıklamanın Yer Aldığı Ekran Görüntüleri, … Limited’in Tamamen … Ait Olan Bağlı Bir Kuruluş Olduğu Beyan Edilen Ekran Görüntüleri; şeklinde belgelere dayanmıştır. İlk derece mahkemesince yazılan müzekkereye cevaben Gelir İdaresi Başkanlığının 31.03.2021 tarihli yazısında … şirketini 17 seri no’lu KDV uygulama tebliğine istinaden 3 no’lu KDV mükellefiyet kaydının yapıldığını, firmanın söz konusu tebliğe istinaden Türkiye’de KDV mükellefi olmayan gerçek kişilere bir bedel karşılığında elektronik ortamda hizmet sunanlar, bu hizmetlere ilişkin KDV’yi özel KDV mükellefiyeti tesis ettirmek suretiyle 3 no’lu KDV beyannamesiyle devam edecekleri belirtildiğinden söz konusu firmanın KDV ve Kurumlar Vergisine tabi bulunmadığı belirtilmiştir. Yine Gelir İdaresi Başkanlığının 12.07.2021 tarihli müzekkere cevabında … Limited’in Kurumlar Vergisi, Katma Değer Vergisi, Dijital Service Tax/Dijital Hizmet Vergisi ve Value Added Tax/ Katma Değer Vergisi 3 mükellefiyetlerinin bulunduğunun, bununla birlikte Kurumlar Vergisi ve Katma Değer Vergisi beyanında bulunmadığının tespit edildiği belirtilmektedir. Ancak, haksız rekabetin koşullarının olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, iddiaya konu eylemlerin sabit olup olmadığı konularındaki nihai değerlendirme, elbette devam etmekte olan yargılama sonunda verilecek esas hükümle ortaya çıkacaktır. Dosyanın mevcut durumu itibariyle haksız rekabet koşullarının mevcut olup olmadığı ve savunmada ileri sürülen konular ispata muhtaç durumdadır. Bu hususlar, yargılama içinde toplanıp incelenecek deliller ışığında yargılama sırasında ortaya çıkacaktır. Ara karar tarihi itibariyle HMK’nın 390/3. maddesinde belirtilen yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden ve değişen durumlara göre ilk derece mahkemesinden yeniden tedbir talep edilmesi de mümkün olduğundan, ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ilk derece mahkemesi kararı, sonucu itibariyle isabetli bulunmuş ve istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1 ve HMK’nın 391/3. maddeleri uyarınca, ihtiyati tedbir talep eden davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.07.03.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve 391/3. maddeleri uyarınca karar kesindir.