Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1576 E. 2022/1176 K. 27.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1576
KARAR NO: 2022/1176
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/02/2022
NUMARASI: 2021/239 Esas – 2022/128 Karar
DAVANIN KONUSU: Şirket ortağının inceleme ve bilgi alma hakkının kullanılması
Taraflar arasında görülen bilgi alma ve inceleme hakkının kullanılmasına dair davanın ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda davanın reddine dair verilen hükme karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin yönetim kurulu üyelerinin seçimine dair 03.04.2015 tarihli genel kurul kararının iptaline karar verildiğini, davalı şirketin ortağı olan müvekkilinin davalı şirket yönetim kurulu üyelerinin 03.04.2015 ila 03.04.2018 tarihleri arasındaki karar ve işlemlerini incelemek ve bunlardan varsa haklarını haleldar edenleri tespit edebilmek amacıyla TTK’nın 437. maddesi uyarınca davalı şirkete başvuruda bulunduklarını ve ilgili defter ve kayıtların incelenmek üzere hazır edilmesini talep ettiklerini, ancak davalı tarafça müvekkillerinin talebinin reddedildiğini belirterek, davalı şirket yönetim kurulu üyelerinin 03.04.2015 ila 03.04.2018 tarihleri arasındaki üç yıllık sürede almış oldukları kararlar ile gerçekleştirdikleri işlemlerin incelenebilmesi amacıyla anılan döneme ait yönetim kurulu karar defterleri ile yönetim kurulu kararına lüzum bulunmaksızın imza yetkilisi sıfatıyla gerçekleştirdikleri işlemleri gösteren tüm bilgi ve belgeler üzerinde pay sahipliği sıfatı uyarınca müvekkillerinin TTK’nın 437. maddesi uyarınca bilgi edinme ve inceleme hakkını kullanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; davacıların İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/682 esas sayılı iptal davasına konu olan ve müvekkili şirketin 2014 mali yılına ilişkin 03/04/2015 ve 04/05/2015 tarihli genel kurulları dahil tüm mali yılları ( 2014-2015-2016-2017-2018-2019-2020) ilişkin bilgi edinme ve inceleme haklarını kullandıklarını, talebin kesin olarak reddedildiğini, davacı tarafın aynı mali yıllara ilişkin tekrar tekrar talepte bulunduğunu bu nedenle davacı tarafın bu davayı ikame etmesinde hukuki yararının bulunmadığını ve HMK’nın 303, 114, ve 115/2.maddeleri uyarınca davanın usulden reddi gerektiğini, ayrıca bilgi edinme ve inceleme istenilen hususların genel kurulda dile getirilmeden veya bu hususta bir yönetim kurulu kararı bulunmadan doğrudan TTK’nın 437/5 maddesine dayanılarak dava ikame edilemeyeceğini, yasal ön şart gerçeklemeden ikame edilmiş olması sebebiyle de davanın reddi gerektiğini, ayrıca genel kurul kararlarının iptali davalarında hükmün kesinleşmesinin infazın ön koşulu olduğunu, kararın henüz kesinleşmediğini, davacıların bilgi edinme ve inceleme talebini şirket sırlarının açığa çıkarılarak şirket menfaatlerinin tehlikeye düşmesine sebep olacağından kabul edilemez olduğunu, ayrıca davacıların asıl gayesinin bilgi edinme olmadığını, dava sebebi yaratarak ve açılacak yeni davalarla şirket ve yönetim kurulunu baskı altına almak olduğunu, açıklanan tüm bu nedenlerle davanın usul ve esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECECMAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, olayda kesin hüküm bulunmadığı gerekçesiyle davalının kesin hüküm itirazı reddedilerek işin esası incelenmiş ve “…TTK md. 437/4 de yer alan ‘pay sahibinin sorusunu ilgilendiren kısımlarının incelenebilmesi için’ ifadesi ve aynı maddenin gerekçesinde yer verilen ‘Ancak kanun inceleme hakkını kaynak kanundan farklı olarak bir soru bağlamında tanımıştır.’ ifadesi ile incelemenin konusu soru ile sınırlı olmak kaydıyla şirketin defterleri ile diğer kayıt ve yazışmaları olarak belirlenmiştir. Davacı taraf ise anılan fıkraya aykırı olarak genel kurul dışında ve inceleme hakkını soru ile sınırlamayarak genel inceleme talebinde bulunmuştur. Bilgi alma ve inceleme talebinin yasaya uygun kullanılmaması nedeniyle davanın reddine karar vermiştir.” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin bilgi alma hakkını TTK’nın 437. maddesine uygun olarak kullandığını, ilk derece mahkemesinin karar gerekçesinin aksine, bilgi alma hakkının soru sorma şekline kullanılmasının zorunlu olmadığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili istinafa cevabında özetle; öncelikle ilk derece mahkemesi kararının TTK’nın 437/5. maddesi uyarınca kesin nitelikte olup istinaf edilebilen kararlardan olmadığını, bu nedenle başvurunun reddi gerektiğini, ayrıca ilk derece mahkemesinin davanın reddine dair kararanın esas yönünden de hukuka uygun olup davacı tarafından ileri sürülen istinaf nedenlerinin yerinde olmadığını belirterek, istinaf başvurusunun usul ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 437. maddesi uyarınca şirket ortağının bilgi alma ve inceleme hakkının kullanılması talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355.maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davcının talebinin, hukuki niteliği itibariyle TK’nın 437. maddesi uyarınca bilgi alma ve inceleme hakkının kullanılmasına ilişkin olduğu konusuna ihtilaf yoktur. Bu niteleme, hem tarafların hem de ilk derece mahkemesinin kabulündedir. TTK’nın 437. maddesinin 5. fıkrasının son cümlesi uyarınca uyarınca, bilgi alma ve inceleme hakkının kullanılması talebi hakkında asliye ticaret mahkemesinin verdiği karar kesindir. Bu açık kanuni düzenlemeye göre, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kesin nitelikte olup istinafı kabil kararlardan olmadığı anlaşılmaktadır. HMK’nın 346. maddesi gereğince kesin karara yönelik istinaf başvurusu ile ilgili ilk derece mahkemesince karar verilebileceği gibi, bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeden istinaf incelemesine gönderilen dava dosyaları ile ilgili olarak, aynı Kanun’un 352/1.b maddesi gereğince istinaf mahkemesince karar verilmesi mümkündür. Bu açıklamalar ışığında, kanun yolu başvurusuna konu edilen kararın, TTK’nın 437/5 maddesi uyarınca kesin nitelikte olması nedeniyle, istinafı kabil bir karar olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmektedir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-TTK’nın 437/5 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi tarafından verilen karar kesin olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin HMK’nın 346 ve 352/1.b maddeleri uyarınca reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye irad kaydına; peşin istinaf karar harcının, talep halinde davacıya iadesine, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 27.09.2022 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin karar verildi.
KANUN YOLU: TTK’nın 437/5. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin kararı kesin olduğundan, iş bu karar kesindir.