Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1567 E. 2022/1129 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1567
KARAR NO: 2022/1129
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI: 2020/566 ESAS
TARİHİ: 16.05.2022 TARİHLİ ARA KARAR
DAVA-TALEP: Tazminat (İhtiyati Hacze İtiraz)
Taraflar arasındaki tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında ilamda yazılı nedenlerle ihtiyati hacze itirazın reddine dair verilen ara karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz kararına itiraz eden davalı vekili, itiraz dilekçesinde özetle; muris …’e dava dilekçesi ve eklerinin yasa ve usule aykırı tebliğ edildiğinden, taraflarınca davadan 06.12.2021 tarihinde öğrenildiğini, bu nedenle ihtiyati hacze süresi içerisinde 10.12.2021 tarihinde itiraz edildiğini, davacı tarafından ikame edilen işbu davada davacı, yalnızca ihtiyati tedbir talebinde bulunmuş, ihtiyati haciz talebinde bulunmadığını, ancak, mahkemece muris aleyhine ihtiyati haciz kararı verilerek, talebe bağlılık ilkesi ihlal edildiğini, İİK mad. 257 açık hükmünden de anlaşılacağı üzere, ihtiyati hacze karar verilebilmesi için öncelikle bir alacak ve borç ilişkisinin bulunması gerektiğini, bu alacak/borç ilişkisinin para alacağı olması, rehinle güvence altına alınmamış olması ve vadesinin gelmiş olması gerektiğini, mahkemece denetim raporu ile alacağın yaklaşık olarak ispat edildiği gerekçesiyle ihtiyati haciz kararı verildiğini, söz konusu raporun, davacı müflis bankanın çalışanı tarafından hazırlanmış, objektiflikten uzak taraflı bir rapor olmasının yanında, ortada müvekkilinin tazminat sorumluluğunu doğuran bir işlem veya henüz vadesi gelmiş, muaccel olmuş bir borç da bulunmadığını, murisin, imzası bulunan Yönetim Kurulu kararıyla kullandırılan tüm krediler ve teminata bağlama işlemleri bankacılık mevzuatı ile bankacılık usul ve prensiplerine uygun olarak yapılmış olup, murisin herhangi bir kusuru, kastı, ihmali söz konusu olmadığını, ortada, murisin sorumluluğunda olan bir zarar olmadığından, vadesi gelmiş, muaccel bir para alacağı da bulunmadığından, hukuka aykırı olarak verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılması İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/91 esas sayılı dosyasında İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi tarafından verilen ve işbu talebe emsal teşkil edecek 2021/2240 esas, 2022/56 numaralı kararında İstinaf Mahkemesince yapılan değerlendirmeler göz önüne alınarak, muris … aleyhine verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince, ihtiyati hacze itirazın değerlendirildiği 16.05.2022 tarihli ara kararla; “…İhtiyati hacze itiraz İİK 265. maddesinde düzenlenmiştir. İİK 265. maddesinde ihtiyati hacze itiraz nedenleri sınırlı olarak sayılmış ve bunların ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve alınan teminata ilişkin olabileceği belirtilmiştir. Ayrıca itiraz süresinin de borçlunun huzurunda yapılan hacizlerde hacizin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının borçluya tebliğ tarihinden itibaren yedi gün olduğu açıklanmıştır.İİK’nun 265. maddesinde borçlunun kendisi dinlenilmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı itiraz edebileceği hükme bağlanmıştır. Borçlunun itiraz sebebi olarak ileri sürdüğü hususlar İİK’nun 265. maddesinde sınırlı olarak sayılmış olup denetim raporu ile yaklaşık olarak ispat edilen alacak yönünden verilen ihtiyati haciz kararına- İİK 265. madde kapsamında bulunmadığı…” gerekçesiyle, ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmiştir. Bu ara karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati hacze itiraz eden davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İİK’nın 257. maddesinde belirtildiği üzere, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için öncelikle bir para borcu bulunması gerektiğini, iş bu para borcunun rehinle temin edilmemiş olması ve alacağın vadesinin gelmiş olması gerektiğini, ayrıca alacaklı tarafından mahkemeye teminat yatırılmış olması gerektiğini, Müvekkillerinin herhangi bir para borcu olmayıp bu nedenle vadesi gelmiş bir alacak bulunduğundan söz edilemeyeceğini, vadesi gelmemiş bir alacağın ihtiyati hacze konu olabilmesi için İİK’nın 257.maddesinde belirtilen hallerin var olması gerektiğini, borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa, borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa, vadesi gelmemiş borçları hakkında ihtiyati haciz sebebi sayılabilmesi için alacaklının alacağını elde edebilmesini tehlikeye sokması veya güçleştirmesi gerekeceğini, borçlunun, bu madde kapsamındaki davranışlarının yükümlülüklerinden kurtulmak maksadıyla olduğunu isbatın alacaklıya düştüğünü, Mahkemece ne gibi endişeler olduğu ve bu endişe sebebiyle ihtiyati haciz kararı verildiğinin gerekçesiz olarak verildiğini, kanunda öngörülen yaklaşık ispat koşulunun olayda gerçekleşmediğini, İstanbul Bölge Adliye Mah. 14. Hukuk Dairesinin 2021/2240 E.- 2022/56 K. sayılı, 20/01/2022 tarihli emsal kararında, davacı müflis bankanın ihtiyati tedbir talebini reddine, ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verildiğini, işbu ihtiyati haciz kararı üzerine davalılarca itiraz edilmiş olup itiraz neticesinde ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verildiğini, akabinde davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve ihtiyati hacze itirazın kabulüne karar verilmesini verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, İİK’nın 265. maddesi uyarınca, dava içinde verilen ihtiyati hacze itiraza ilişkindir. İlk derece mahkemesince, itirazın reddine dair verilen ara karara karşı, davalı … Mirasçıları vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. İİK’nın 257. maddesi uyarınca, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı ancak borçlunun muayyen yerleşim yerinin olmaması ya da taahhütlerinden kurtulmak amacıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz kararı verilebilir. Davacı vekili dava dilekçesi neticei talep kısmında “öncelikle hak alacak ve mal varlıklarına dava sonunda verilecek kararın kesinleşmesine kadar teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasına” diyerek talebini bildirmiş olup, talep içeriği de gözetildiğinde davalıların belirli bir taşınmaz ve ya menkulüne ilişkin talepte bulunmadığı, açtığı alacak davası kapsamında İİK’nın 257. maddesinde ifade edilen davalıların hak alacak ve mal varlıklarına tedbir konulmasını talep ettiği anlaşıldığından ve bu talebin hukuki nitelemesi mahkemeye ait olup, ihtiyati haciz talebi olarak değerlendirmesi gerektiğinden, davalı … Mirasçısı … vekilinin davacının tedbir talebinde bulunmasına rağmen mahkemece HMK’nın 26. ve İİK’nın 257. maddesine aykırı olarak ihtiyati haciz kararı verildiği yönündeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Davalılar vekilince alacaklı yanca mahkemeye teminat yatırılması gerektiği ileri sürülerek karar istinaf edilmiştir. Bankacılık Kanunu’nun 109. maddesi düzenlemesi dikkate alındığında ve davalı vekili tarafından ihtiyati hacize itiraz dilekçesinde teminat yönünden itiraz ileri sürülmeyip, bu hususun istinaf aşamasında ileri sürüldüğü de gözetildiğinde, HMK’nın 357. maddesindeki sınırlama nedeniyle, teminata ilişkin istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. İİK’nın 258/1. maddesinin ikinci cümlesinde “Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebebi hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.” şeklinde yapılan düzenleme ile alacaklının ihtiyati haciz talep edebilmesi ve ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın varlığı ve istenebilir olduğunun tam ve kesin olarak ispat edilmesi gerekliliği aranmamış, bu konuda mahkemeye kanaat getirecek delillerin sunulması yeterli kabul edilmiştir. Buna göre davalı vekilinin ihtiyati haciz kararının İİK 257 maddesindeki koşullara aykırı olduğu yönündeki istinaf nedeni de yerinde görülmemiştir.İstinaf eden vekillerinin diğer istinaf ve itiraz nedenlerinin İİK’nın 265. maddesindeki sınırlı itiraz sebepleri kapsamında bulunmadığı anlaşılmakla, itirazın reddine dair ilk derece mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmamıştır.Açıklanan bu gerekçelerle, ihtiyati hacze itiraz eden davalılar vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca, istinaf eden davalılar vekilinin istinaf başvurusunun reddine, 2-Davalılar tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye gelir kaydına, 3-Davalılar tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 15.09.2022 tarihinde, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU:HMK’nın 362/1.f ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca karar kesindir.