Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1566 E. 2022/1362 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1566
KARAR NO: 2022/1362
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/05/2022
NUMARASI: 2022/491 E. – 2022/533 K.
DAVANIN KONUSU: Şirketin İhyası
Taraflar arasındaki şirketin ihyası davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı tasfiye memuru tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sırasında kayıtlı … San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin tasfiye kararı alınarak 10.02.2017 tarihinde sicilden terkin edildiğini, şirket çalışanının 09.03.2010 tarihinde geçirdiği kaza sonucu vefat etmesi nedeniyle Bakırköy 20.İş Mahkemesinin 2016/255 Esas sayılı dosyasında devam eden davaya rağmen şirketin tasfiye edilmesinin usule aykırı olduğunu, anılan dosyadaki alacağın tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki takibin terkin nedeniyle yürütülemediğini ileri sürerek, şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… davacı tarafından dava konusu şirket aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyası ile takip başlatıldığı, dava konusu şirketin tasfiye nedeniyle sicilden terkin edildiği, davacı tarafın işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu dikkate alınarak, dava konusu şirketin TTK 547.md gereğince ihyasına ve tasfiye memuru olarak da sicil kaydında tasfiye memuru olarak ismi yer alan …’ın görevlendirilmesine; şirket aleyhine açılmış ve derdest dava bulunduğu halde tasfiye işlemini sonlandıran tasfiye memuru kusurlu davrandığından ve davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak…” gerekçesiyle davanın kabulü ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı iken tasfiye sonucu sicil kaydı terkin edilmiş olan Tasfiye Halinde … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin İstanbul … İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyasına münhasır olmak üzere TTK’nın 547. maddesi gereğince ihyasına, tasfiye memuru olarak şirketi tasfiye eden …’ın görevlendirilmesine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı tasfiye memuru vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemece, toplanacak delil olmadığından bahisle dosya üzerinden karar verilmesine rağmen müvekkilinin hasım olarak gösterildiğini, dava dilekçesinin müvekkiline ve diğer davalıya tebliğ edilmeden yargılama yapılarak, müvekkilinin yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu, müvekkilin adil yargılanma hakkının alenen ihlal edildiğini; Müvekkilinin, şirketi 14.02.2017 tarihinde tasfiye ettiğini, beş yıllık hak düşürücü süre de geçtiğinden davanın reddi gerektiğini, terkin sırasında devam eden yargılama nedeniyle borç bulunmadığından, dosya borcunun depo edilemediğini, terkin sırasında borç bulunmaması nedeniyle müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, şirketin herhangi bir mal varlığı olmadığından, ihyasında hukuki yarar bulunmadığını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 547. maddesi uyarınca, tasfiye sonucu terkin edilmiş olan şirketin ek tasfiye işlemlerinin yerine getirilmesi için sicil kaydının ihyası talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulü ile talep edilen dava ve takip dosyasıyla sınırlı olmak üzere ihya kararı verilmiş; bu karara karşı, davalı tasfiye memuru vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355.maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün sicil kayıtları incelendiğinde; … sicil numarası ile kayıtlı Tasfiye Halinde … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin tasfiyesine 16.10.2016 tarihinde karar verildiği, tasfiyesinin20.02.2017 tarihinde sona erdiğinin ilan edildiği, tasfiye memurunun davalı … olduğu anlaşılmıştır. İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından gönderilen sicil kayıtları incelendiğinde, ihyası istenen şirketlerin terkin olmadan önce merkez adresinin İstanbul ili Küçükçekmece ilçesi olduğu, buna göre mahkemenin, TTK’nın 547/1. maddesi anlamında kesin yetkili olduğu anlaşılmıştır.Somut olayda, davacı tarafından tasfiye halindeki şirket aleyhine ilama dayalı olarak İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takip başlatılmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 13.12.2018 tarih ve 2017/2924 Esas, 2018/1935 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, TTK’nın 547’nci maddesine dayalı açılan ve tasfiye memuruna yöneltilen ihya davasının aynı Kanun’un 1521’inci maddesi gözetildiğinde, davanın niteliği uyarınca HMK’nın 316’ncı maddesi uyarınca basit yargılama usulüne tabidir. Bu nedenle ilk derece mahkemesince basit yargılama usulüne göre tensip tutanağı düzenlenerek yargılama yapılması yerindedir. Basit yargılama usulünün düzenlendiği HMK’nın 316.vd maddelerinde, dilekçelerin verilmesi usulü düzenlenmiş olup, buna göre cevap süresi, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki haftadır. Taraflar cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçesi veremezler.Belirtilen düzenlemelerde, hukuki dinlenilme ve savunma hakkının kullanılması için dava dilekçesinin davalıya tebliği zorunlu tutulmuştur. Diğer yandan, HMK’nın 320/1. maddesi uyarınca, mahkeme, mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar verir. İlk derece mahkemesince duruşma açılmadan karar verilmiş ise hukuki dinlenilme hakkının kullanılması için dava dilekçesi ve delillerin cevap verilmesi ve beyanda bulunulması için davalılara tebliği gerekir. Aksi halde hukuki dinlenilme hakkının gerekleri yerine getirilmiş olur.Somut olayda, dosya kapsamında davalılara, dava dilekçesi ve delillerin tebliğine ilişkin bir belge bulunmadığı gibi, UYAP ortamında yapılan incelemede de bir tebligat işlemine rastlanmamıştır. İlk derece mahkemesince, duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün de bunun ancak dilekçelerin teatisi tamamlandıktan sonra ve ön inceleme aşamasına geçildikten sonra mümkün olduğunun dikkatten kaçırılmaması gerekir.Bu açıklamalara göre ilk derece mahkemesince, hukuki dinlenilme ve savunma hakkının kullanılması amacıyla davalılara dava dilekçesi ve eklerinin tebliğ edilerek, davalılarca savunma yapılmasına olanak sağlanmalı ve varsa savunma ve delilleri incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, davalıların savunma ve hukuki dinlenilme hakları ihlal edilerek karar verilmesi yerinde görülmediğinden, davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına,2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,3-Davalı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine,4-Davalı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair;HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 20.10.2022
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.