Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1556 E. 2022/1102 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1556
KARAR NO: 2022/1102
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02.06.2022 tarihli Ara Karar
NUMARASI: 2022/356 E.
DAVANIN KONUSU: Haksız Rekabetin Tespiti ve Önlenmesi
Taraflar arasında görülen haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında davacı vekili tarafından talep edilen ihtiyati tedbirin, kararda yazılı nedenlerle reddine dair ara kararının davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin yetkilisi …’nin, … markasının sahibi olan davalı şirketin yetkisi …’in eski eşi olduğunu, markanın … tarafından tescil edildiğini, davalı şirketin ise markanın kullanım hakkına sahip olduğunu ve bu markayı franchising sözleşmeleri ile diğer işletmelere kullandırma faaliyetlerini icra ettiğini, tarafların 22.11.2021 tarihinde boşandıklarını, davalı şirkete ait Youtube ve Instagram hesaplarında … markasının kullanıldığını, …’nin markanın ve davalı işletmenin geliştirilmesi için gösterdiği çabaların, davalılarca sosyal medya hesaplarında da beyan edildiğini, markanın bugünkü değerine gelmesinde …’nin büyük katkıları bulunduğunu ve …’nin davalı şirkette 2019-2021 yılları arasında üst düzey yönetici olarak çalıştığını, bu durumda … markasının ve davalı şirketin büyüyüp gelişmesi için yıllarca emek harcayan …’nin en az kadar davalı kadar markada hak sahibi olduğunu, yapılan işlemin evlilik birliği içinde kazanılan malların tasfiyesini amaçladığını, boşanma sürecinden davalı şirketin Beşiktaş’ta bulunan şubesinin …’ye, markanın kullanım hakkıyla birlikte devir edildiğini, ancak sözleme hükümleri hiçe sayılarak davalılarca, müvekkili şirkete devredilen işletmenin bulunduğu sokağın karşısında davalı şirketçe şube açıldığını, bir süre sonra müvekkili şirkete ürün tedarikinin de sonlandığını, devir sözleşmesinde üstlenilen şekilde franchise sözleşmesinin davalılarca akdedilmediğini, franchising sözleşmesi görüşmeleri devam ederken davalı tarafça sosyal medya platformlarından ve … hesaplarından müvekkili şirket hakkında incitici ve yanıltıcı beyanlarda bulunularak TTK’nın 54 ve 55. maddeleri kapsamında haksız rekabet oluşturulduğunu, asılsız iddiaların şirketin ticari hayatını sona erdirme ihtimali bulunduğunu ileri sürerek, davalılarca Youtube ve Instagram hesabından yapılan yayınların tedbiren durdurulmasına, haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi ile hükmün ilanına, HMK’nın 389 vd. maddeleri ile TTK’nın 61/1. maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, ihtiyati tedbir talebini değerlendirdiği 02.06.2022 tarihli ara kararında; “…Haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve sonuçlarının ortadan kaldırılması istemli eldeki davada, sosyal medya platformları üzerinden yapılan dilekçede belirtilen paylaşımlara erişimin engellenmesi yönünde ihtiyati tedbir karar verilmesine ilişkindir. İsteme uygulanması gereken 6100 sayılı HMK 389/1. maddesi gereğince, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği yönünde düzenleme bulunmaktadır. HMK’nın 389. maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için, üzerine tedbir konulması istenen şeyin uyuşmazlık konusu olması ve üzerinde doğrudan bir hak iddia edilmesi gerekir. Somut olayda, talep edenin istemi haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına ilişkin olup; mevcut delil durumuna göre talep yargılamayı gerektirdiği gibi davanın esası yönünden haklılığın talep tarihi ile mevcut delil durumu itibariyle yaklaşık olarak henüz ispatlanamadığı ve bu nedenle HMK 389 ve devamı maddelerinde öngörülen koşullar bulunmadığından ihtiyati tedbir talebinin reddine… ” gerekçesiyle, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Bu ara karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesi gerekçesinin TTK’nin haksız rekabet hükümlerinde düzenlenen ihtiyati tedbir kurumunun ruhuna aykırı olduğunu, TTK’nın 61.maddesi uyarınca dava açma hakkına haiz bulunan kimsenin talebi üzerine mahkeme, mevcut durumun olduğu gibi korunmasına, 56 ncı maddenin birinci fıkrasının (b) ve (c) bentlerinde öngörüldüğü gibi haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, haksız rekabetin önlenmesine ve yanlış veya yanıltıcı beyanların düzeltilmesine ve diğer tedbirlere, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun ihtiyati tedbir hakkındaki hükümlerine göre karar verebileceğini, düzenlemede davanın esası hakkında ihtiyati tedbir talebi düzenlenebileceğinin belirtildiğini, mahkemenin mevcut delil durumuna göre talebin yargılamayı gerektirdiğine ilişkin gerekçesinin de haksız ve hukuka aykırı olduğunu, ihtiyati tedbir ile sağlanacak olan faydanın mevcut durumun korunması olduğunu, bu geçici korumanın sağlanabilmesi adına talebin haklı veya haksız olduğunun detaylıca incelenmesine gerek bulunmadığını; Müvekkili şirket yetkilisi …’nin “…” markasının bu güne gelmesinde büyük bir katkısı olduğunu, boşanma sürecinde …’nin marka üzerindeki haklarının bir kısmının kendisine teslim edilmesi adına bu devrin yapıldığını, taraflar arasında marka haklarının da teslim edildiğinin net bir şekilde ortaya koyan işletme devri sözleşmesi bulunduğunu, işletme devri sözleşmesine istinaden imzalanması gereken franchising sözleşmesi için müzakerelerin devam ettiğini, ancak müzakereler devam ederken müvekkil şirketin işletmesinin karşısına hakkaniyete ve sözleşme görüşmelerindeki dürüstlüğe aykırı şekilde şube açıldığını ve müvekkil şirket ve yetkilisi …’yi açıkça hedef alan paylaşımların dava dilekçesinde detaylıca belirtildiğini, bu paylaşımların müvekkilinin markasını ve ticari itibarını zedeleyecek hatta ve hatta bütünüyle ortadan kaldıracak nitelikte olduğunun ilk izlenimden ortaya çıktığını, bu nitelikteki paylaşımların devamlı olarak kalması halinde müvekkilin sözleşme ile elde ettiği Beşiktaş Şubesini işletme hakkını kullanamaz hale geleceğinin açık olduğunu, dava dilekçesinde tüm bu süreçlerin eksiksiz anlatılarak delillendirilmesine rağmen deliller incelenmeden karar verildiğini, sadece dilekçe ekinde sunulan video kayıtları incelendiğinde dahi bu paylaşımların müvekkili şirketin ticari itibarını yok edecek nitelikte ciddi olduğunun anlaşılacağını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, İhtiyati tedbir talebinin reddine dair ilk derece mahkemesi ara kararının kaldırılmasına ve ihtiyati tedbir talebinin talebin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 54 ve devamı maddeleri gereğince açılmış haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi davası içinde ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda talebin reddine karar verilmiş; bu karara karşı, talep eden vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. TTK’nın ihtiyati tedbirler başlıklı 61/1. maddesinde, ”Dava açma hakkına haiz bulunan kimsenin talebi üzerine mahkeme, mevcut durumun olduğu gibi korunmasına, 56. maddenin birinci fıkrasının b ve c bentlerinde öngörüldüğü gibi haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, haksız rekabetin önlenmesine ve yanlış veya yanıltıcı beyanların düzeltilmesine ve diğer tedbirlere, hukuk usulu muhakemeleri kanunun ihtiyati tedbir hakkındaki hükümlerine göre karar verilebilir.” düzenlemesi yer almaktadır. Buna göre bu tür davalarda talep edilebilecek ihtiyati tedbir talepleri TTK’nın bu maddesine göre değerlendirilmelidir. Buna göre bu tür davalarda ihtiyati tedbir talepleri TTK’nın 61. maddesine göre değerlendirilmelidir. Burada hüküm bulunmayan konularda, tamamlayıcı hüküm olarak HMK’nın 389 vd. maddelerinden yararlanılmalıdır. İlk derece mahkemesince talep HMK’nın 389 vd maddelerine göre değerlendirilmiş ve mahkemece uyuşmazlığın esasını çözecek nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilmesinin mümkün olmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle davacının tedbir talebinin reddine karar vermiştir. Oysa, öncelikle özel hüküm olan TTK’nın 61. maddesinin uygulanması gerekir. İlk derece mahkemesinin bu yasal düzenlemeyi dikkate almaksızın verdiği tedbirin reddi gerekçesi usule aykırı olmuştur. Mahkemece ihtiyati tedbir talebinin değerlendirildiği aşamada, henüz cevap dilekçesi sunulmamış ve deliller toplanmamıştır. Sunulan delillerin çözümünün yapılarak hukuka uygunluk nedenleri konusunda tarafların delilleri dikkate alınarak bir değerlendirme henüz yapılmamıştır. İlk derece mahkemesince istinafa konu ara kararının verildiği tarih itibariyle haksız rekabet koşullarının mevcudiyeti ve dava dilekçesinde ileri sürülen vakıalar ispata muhtaç durumdadır. Bu hususlar, yargılama içinde toplanıp incelenecek deliller ışığında yargılama sırasında ortaya çıkacaktır. Davacının haksız rekabet iddialarının yargılamaya ve ispata muhtaç durumda olduğu, dosyanın bulunduğu aşama itibariyle davalıların eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğinin yaklaşık ispat ölçüsünde kanıtlanmadığı sonucuna varıldığından, ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararının sonucu itibariyle doğru olduğu kanaatine varılmıştır. Yargılamanın devamı sırasında delil durumuna göre ilk derece mahkemesinden yeniden talepte bulunulması mümkündür. Açıklanan bu gerekçelerle HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3. maddeleri uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.2 ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 15.09.2022 tarihinde, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve 391/3. maddeleri uyarınca karar kesindir.