Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1517 E. 2022/1411 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1517
KARAR NO: 2022/1411
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 11.04.2022
NUMARASI: 2022/73 Esas – 2022/267 Karar
DAVA: Zayi Belgesi Verilmesi
Zayi belgesi verilmesi davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirkete ait Genel Kurul Karar Defteri çalındığını, bu konuda şirket yetkilisi tarafından Ümraniye Kazım Karabekir Şehit Tuncay Tarim Polis Merkezi Amirliği’ne 01/02/2022 tarihinde başvurduğunu, henüz ifadeler savcılığa sevk edilmediğinden soruşturma numarası mevcut olmadığını, defterlerin yeniden bulunmasının mümkün olmadığını, genel kurul karar defterinin zayi olduğunun tespiti ile zayi belgeleri verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, talebin, TTK’nın 82/7. maddesinde öngörülen hakdüşürücü süre içinde yapıldığı anlaşılmaktadır. TTK’nın 82/7. maddesinde, zayi belgesi verilmesini gerektirecek zayi olma durumları sınırlı olarak sayılmamış ise de tacirin zayi belgesi isteyebilmesi için, defterlerin zayi olmasında kusur ve sorumluluğunun bulunmaması, tedbirli bir tacir gibi davranmasına rağmen zayi olayına engel olamamış durumda olması gerekir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin yerleşmiş içtihatlarında belirtildiği üzere 6102 sayılı TTK’nın 82/7. maddesinde zayi sebepleri tahdidi olarak sayılmamıştır. Diğer bir deyişle; maddede geçen “yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi” denilmek suretiyle bu gibi olayların benzerlerinin de bu kapsama girebileceği anlatılmaktadır. Bu meyanda, tacirin elinde olmayan benzer olaylarda maddenin kapsamı içindedir. Ancak, hangi olaya dayandırılırsa dayandırılsın zayi iddiasının samimi ve inandırıcı olması, hayatın mutad cereyanına açıkça aykırı düşmemesi gerekir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/6084 Esas, 2018/155 Karar). Yine tacirin defterlerini gerekli özen ve dikkatle saklaması icap etmektedir. Somut olayda, dava dilekçesinde açıklayıcı beyanın bulunmadığı, ancak dava dilekçesi ekinde yer alan ifade tutanağının incelenmesinde mezarlığa gittiğinde, arka camı sigara içmesi nedeniyle 5-10 cm arası açık bıraktığını ve genel kurul karar defterinin bu şekilde çalındığı iddiasında bulunulmuş olup defterlerin kaybolması, tacirin defterleri özenle saklama yükümlülüğünü yerine getirmediğini gösterdiği, karar defterinin ziyaa uğramasına neden olarak ileri sürdüğü maddi vakıa olan taşıma işlemi sırasında veya bir şekilde kaybolma fiili TTK’nın 82/7. Maddesi anlamında talep eden tacire kusur izafe edilemeyecek onun iradesi dışında gerçekleşen bir olay olarak kabulü mümkün olmadığı kanaatiyle davanın reddine karar verilmiştir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2017/1467 Esas 2018/7030 Karar, 2016/11963 Esas 2018/3664 Karar, 2016/817 Esas 2017/3842 Karar, 2011/15162 Esas 2013/105 Karar, 2006/14049 Esas 2008/956 Karar sayılı emsal ilamları ; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/2114 Esas 2021/1675 Karar sayılı emsal İlamı; Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2021/1967 Esas 2021/1673 Karar sayılı emsal ilamı; İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/1351 Esas 2020/1021 Karar sayılı emsal İlamı; Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/126 Esas 2022/73 Karar sayılı emsal ilamı; Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/353 Esas 2022/374 Karar sayılı emsal ilamı)…” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemenin, dava dilekçesinde belirtilen hususlarda gerekli araştırmayı yapmaksızın eksik inceleme sonucu davanın reddine karar verdiğini, dava dilekçesinde de ayrıntılı olarak belirttikleri üzere müvekkili şirketin genel kurul karar defterinin çalındığını, bu konuda şirket yetkilisi tarafından Ümraniye Kazım Karabekir Şehit Tuncay Tarim Polis Merkezi Amirliğine 01.02.2022 tarihinde başvurulduğunu, defterlerin hırsızlık sebebiyle zayi olmasından dolayı zayi belgesi verilmesini talep ettiklerini, Zayi belgesi verilmesi için TTK’nın 82/7. maddesinde belirtilen şartların oluştuğunu, Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 03.07.1975 tarih, 1975/2805E., 1975/4553K.sayılı kararında “davacıya kusur izafe edilemeyecek olan ve adeta tabii bir afet vasfında bulunan hırsızlık fiillerinin de gireceğinin kabulü gerekir…” şeklindeki ifadenin müvekkilinin içinde bulunduğu durum izah ettiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Talep, TTK’nın 82/7. maddesi gereğince zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçeyle talebin reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. TTK’nın 82/1. maddesi gereğince, “Tacir, ticari defterlerini, envanterleri, finansal tablo, bilanço ve faaliyet raporlarını, aldığı mektupları (bir ticari işe ait yazışmaları), gönderdiği mektup suretlerini, kayıtlara esas olan belgeleri, sınıflandırılmış şekilde saklamakla yükümlüdür.”Saklama süresi on yıl olup sürenin başlangıcı da kanunda belirtilmiştir (TTK m.82/5-6). Defter ve belgelerin saklanması yükümü, gerçek kişi tacirlerde ticaretin terk edilmesinden sonra sürdüğü gibi, tacirin ölümü halinde mirasçılar bakımından da devam eder. Mirasın resmi tasfiyesi veya tüzel kişiliğin sona ermesi durumlarında, defter ve belgeler Sulh Hukuk Mahkemesince saklanır (TTK m.82/8). Saklanması gereken defter ve belgeler, saklama süresi içinde, yangın, deprem, su baskını gibi bir afet veya hırsızlıktan dolayı zayi olursa, tacirin (ölmüşse mirasçılarının), durumu öğrendikten itibaren on beş gün içerisinde işletmenin olduğu yerdeki mahkemeye başvurarak zayi belgesi alması gerekir. Kanun’da “isteyebilirler” denmiş ise de bu bir zorunluluk niteliğindedir. Zayi belgesi için açılan dava, çekişmesiz yargı işidir (TTK m.82/7). Tacirin yukarıda bahsedilen kanun maddesinden yararlanabilmesi için ticari defter ve belgelerinin korunabilmesi amacıyla gerekli dikkati ve ihtimamı göstermiş olması gerekmektedir. Ayrıca, ziya durumunun tacirin iradesi dışında meydana gelmesi zorunludur. Somut olayda; iddiaya göre, camı açık araç içinde defterlerin çanta içinde bırakılması, muhafaza kusuru niteliğinde bir davranıştır. Tacir davacının defterlerinin muhafazası konusunda gerekli özeni göstermediği davacının iddiasından anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince verilen karar isabetli olup, aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararı usul ve yasaya uygun olup davacı tarafça ileri sürülen istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irat kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.27.10.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.ç maddesi uyarınca karar kesindir.