Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1516 E. 2022/1400 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1516
KARAR NO: 2022/1400
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 16.03.2022
NUMARASI: 2021/730 Esas – 2022/229 Karar
DAVA: Menfi Tespit
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalı … A.Ş. tarafından müvekkili aleyhine başlatılan İst. … İcra Müd. … E. Sayılı icra dosyasından gönderilen 226.982,29-TL için ödeme emrinin 25.10.2021 tarihinde müvekkiline tebliğ edildiğini, 07.10.2021 tarihinde icra dosyasına vekalet sunulduğunu ve İst. … İcra Müd. … E sayılı takip dosyasının 26.05.2021 tarihinde yenilenerek davaya konu … E sayısını aldığını, İst. … İcra Müd. … E sayılı icra dosyası takip talebinde alacaklısının … Bankası olduğu ve borcun sebebinin “… Bankası ile imzalanan Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi, ihtarname, hesap özeti” olduğunun görüldüğünü, işbu icra dosyasının takip talebi ve ödeme emrinde ise müvekkilinin borçlu olarak gösterilmediğini, İst. … İcra Müd. … E sayılı icra dosyasındaki alacağın daha sonra … A.Ş.’ne devredildiğinin anlaşıldığını, akabinde müvekkiline takip talebi doğrultusunda ödeme emri gönderilerek toplam 226.982,29-TL’nin tebliğden itibaren 7 gün içerisinde ödenmesinin talep edildiğini, ödeme emrinin/yenileme emrinin 25/10/2021 tarihinde tebliğ edildiğini, icra dosyasının takip talebi ve ödeme emrinde davacının borçlu olarak gösterilmediğini, davalı tarafından yenilenen dosyada davacının borçlu olarak gösterilmesinin kötüniyeti gösterdiğini, BK’nın 583. maddesi uyarınca kefalet sözleşmesinde kefilin azami sorumlu olduğu miktar, kefalet tarihi ve müteselsil kefillik söz konusu ise bu ibareyi el yazısıyla yazması gerektiğini, bunlardan biri eksik olduğunda kesin hükümsüzlük sebebi olduğunu ileri sürerek davacının takip dosyasında borçlu olmadığının tespitine, kefalet sözleşmesinin de geçersiz olduğunun tespitine ve %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, savunmasında özetle; müvekkili varlık yönetim şirketinin alacağı temlik aldığı bankadan gelen bilgiler ve UYAP sisteminde bulunan icra dosyasından taranan belgelere göre işlem yaptığını, davacı vekilinin müvekkilinin takipte taraf olarak gösterilmemesine karşılık kendisine ödeme emri gönderildiği iddiasının icra takip işlemi olup, öncelikle icra hukuk mahkemesinde şikayet davası açması gerektiğini, davacının genel mahkemede menfi tespit talebinde bulunmasında hukuki yarar bulunmadığını, icra mahkemesine yapılacak şikayet yoluyla giderilebilecek bir hususun menfi tespit davasında dayanak olarak gösterilmesinin doğru olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davacı tarafından açılan dava, İİK 72.maddesine dayalı menfi tespit davasıdır. İlgili İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasının incelenmesinde, dava dışı alacağı temlik eden … A.Ş tarafından dava dışı borçlular aleyhine genel nakdi ve gayrınakdi kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacı ile icra takibi başlatıldığı, davacının icra takibinde taraf olmadığı anlaşılmış, daha sonra alacağı devralan davalı şirket tarafından davacıya da yenileme emri gönderilmiş olmasının davacıyı takipte borçlu hale getirmeyeceği…” gerekçesiyle, davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile usulden reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İcra dosyasını temlik eden banka tarafından icra takip talebinde müvekkil borçlu olarak gösterilmiş olup, müvekkilinin sehven borçlu olarak UYAP’a eklenmesinin söz konusu olmadığını, davalının cevap dilekçesinde hem müvekkiline sehven ödeme emri gönderildiğini hem de kredi sözleşmesindeki kefaletin geçerli olduğunu ve müvekkilinin borçlu olduğunu iddia ettiğini, Davalının, icra dosyasından başka hiçbir işlem yapmadığını iddia etmişse de müvekkili aleyhine iki kez talep dilekçesi sunduğunu, 24.12.2021 tarihinde de borçlular aleyhine takibin kesinleştiğini belirterek haciz talebinde bulunduğunu, Davalının kefaletin geçerli olduğunu cevap dilekçesiyle mahkeme huzurunda ileri sürdüğü gözetildiğinde; işbu davaya konu icra takibi ile olsun veya olmasın her an müvekkili aleyhine aynı sözleşmeye dayalı olarak hukuki işlem başlatma ihtimali bulunduğunu, davalı ile müvekkili arasında kefalet sözleşmesi nedeniyle bir ibraname yapılmadığını, müvekkilinin söz konusu sözleşme dolayısıyla borçlu olmadığının tespitini istemesinde hukuki yararı olduğu, İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyasından müvekkiline gönderilen ödeme emri ile Genel Nakdi ve Gayrinakdi kredi sözleşmesindeki kefaletin geçerlilik şartlarını içermediğinden kesin hükümsüz olması nedeniyle müvekkilin kefalet sözleşme, icra takibi ve 226.982,29-TL yönünden borçlu olmadığını,Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve müvekkilinin menfi tespit talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, takipten sonra İİK 72 maddesi uyarınca açılmış menfi tespit istemine ilişkindir. İlk derce mahkemesince yazılı gerekçe ile davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi HMK 355 maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yöneyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı tarfından eldeki menfi tespit davasında, müvekkili aleyhine davacı temlik alacaklısı davalı tarafından İstanbul …İcra müdürlüğünün … E Sayılı dosyasının yenilenmesi üzerine aynı icra müdürlüğünün … E sayılı takip dosyası kapsamında ödeme emri tebliğ edildiğini, alacağa dayanak gösterilen genel kredi ve kefalet sözleşmesi kapsamında müvekkilinin borçlu olmadığı ileri sürülmüş, davalı yanca bankadan temlik alınan icra borcu nedeniyle fiziki icra dosyasına ulaşılamadığından ve uyapta temlik eden bankanın takip talebi kapsamında davacı da takip talebinde yer aldığından ona da yenileme ile ödeme emri gönderildiğini, bu işlemin icra takip işlemi olup, müdürlük yetkisinde bulunduğunu, bu nedenle şikayet yolu ile icra hukuk mahkemesine başvurulabilecek iken menfi tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmayacağını, müvekkilinin sorumlu görülemeyeceğini, kaldı ki davacı hakkında açılan davada tedbir istenilmemiş olmasına rağmen başkaca işlem yapılmadığını, bunun dışında davacının borca dayanak kredi sözleşmesindeki kefaletinin geçerli olmadığı yönündeki iddialarının da yerinde olmadığını ileri sürdüğü anlaşılmaktadır. İlk derce mahkemesince de davacı hakkında temlik eden dava dışı banka tarafından İstanbul … İcra müdürlüğünün … E sayılı icra dosyasında takip talebinde davacının takip borçlusu olarak yer almadığı gerekçesiyle açılan davada davacının hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Somut olayda davalıya temlik eden dava dışı banka tarafından asıl borçlu ve kefiller aleyhine kredi sözleşmesine dayalı olarak İstanbul … İcra müdürlüğünün … E sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığı, dosyada örneği bulunan takip talebinde her ne kadar davacı takip borçlusu olarak yer almasa da, davalının savunmasında da kabul ettiği üzere, uyap sisteminde yer alan takip talep formunda davacının da takip borçlusu olarak yer aldığı, banka tarafından davalı temlik alacaklısına yapılan temlik sonucu icra dosyasının yenilerek İstanbul … İcra müdürlüğünün … E sayılı dosyasından davalının 06.10.2021 tarihli talebi ile davacıya ödeme emri gönderildiği, 25.10.2021 tarihinde ödeme emrinin tebliğ olduğu, yine davalı vekillerince 24.12.2021 tarihinde davacı yönünden takiben kesinleştirilmesinin talep edildiği uyapta dosya evraklarının denetimi ile anlaşılmaktadır. Buna göre davalı yanın savunmasında ileri sürdüğü gibi davacıya yalnızca sehven ödeme emri gönderildiği ancak başkaca bir işlem yapılmadığı yönündeki savunmanın yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. Bunun dışında davalının gerek davaya cevabında gerekse istinaf dilekçesine karşı sunduğu cevap dilekçesinde, davacının da söz konusu borçtan sorumlu olduğu, kefaletinin geçerli olmadığı yönündeki iddialarının da mesnetsiz olduğunu ileri sürdüğü anlaşılmaktadır. Menfi tespit davası, gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle hakkında icra takibi yapılan veya yapılması muhtemel olan kişi/borçlu tarafından aslında borçlu olmadığının ispatı için açılan davadır. Borçlu, borcu henüz ödemeden, takipten önce veya takipten sonra borçlu bulunmadığının tespiti için bu davayı açabilecektir. Menfi tespit davası, davalı tarafından varlığı iddia edilen hukuki durumun veya ilişkinin mevcut olmadığının, yani yok olduğunun belirlenmesi amacıyla açılan davadır. Bu açıklamalar ve davalının gerek dava dilekçesine karşı verdiği cevap dilekçesi gerekse istinaf dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçeleri içeriği ile, temlik eden bankanın başlattığı icra takibine ilişkin uyaptaki yer alan format takip talebinde davacının da borçlu olarak gösterildiği, davalı yanca da buna göre davalıya yenilenen icra takip dosyasında ödeme emri gönderilmesinin talep edildiği, bunun dışında davacı yönünden de takibin kesinleştirilmesinin talep edildiği de anlaşıldığından, davacının eldeki menfi tespit davasını açmakta hukuki yarının bulunduğunun kabülü gerekir. Buna göre mahkemece dava şartında yanılgıya düşerek, eldeki davanın hukuki yarara yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi isabetsiz görülmüştür.Yukarıdaki açıklama ışığında ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-a4 maddesi uyarınca kaldırılarak dosyanın mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca, işin esası incelenmeksizin, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine, 4-Davacı tarafından istinaf kanun yolu aşamasında yapılan yargılama giderlerinin, ilk derece mahkemesi tarafından, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Gerekçeli kararın, İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine dair; HMK’nın 353/1.a.4 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 27.10.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 353/1.a. maddesi uyarınca karar kesindir.