Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1513 E. 2022/1402 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1513
KARAR NO: 2022/1402
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 11.05.2022
NUMARASI: 2021/882 Esas – 2022/428 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
Taraflar arasındaki şirketin ihyası davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı tasfiye memuru vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; dava konusu edilen … Tic. Ltd. Şti, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicilinde kayıtlı bir Limited Şirket iken, şirketin Kadıköy … Noterliğinin 12.05.2017 tarih ve … sayı ile onaylı genel kurul kararıyla terkinine karar verildiğini, genel kurul kararı ve 12.05.2017 tarihli tasfiye sonu beyanı 24 Mayıs 2017 tarihli 9332 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinin 736. Sayfasında ilan olunduğunu, dava konusu edilen … Tic. Ltd. Şti firması ile müvekkili arasında mevcut ihtilaflar nedeniyle Kocaeli 2. Vergi Mahkemesinin 2019/468 E. Sayılı dosyası ile açılan dava 11.04.2019 tarihli 2019/459 K. sayılı kararla, Kocaeli 2. Vergi Mahkemesinin 2019/132 E. Sayılı dosyası ile açılan dava ise 24.01.2019 tarihli 2019/159 K. sayılı karar ile “Davanın Ehliyet Yönünden Reddine” karar verilerek sonuçlandığından Türk Ticaret Kanunu hükümleri gereğince anılan şirketin ihyasının talebi zorunlu olduğunu belirterek İstanbul ticaret sicil memurluğunun … sicil numarasında kayıtlı iken TTK.nun sicilden terkin edilmiş olan … Ticaret Limited Şirketi’nin davacı idarenin işlemleri sonucu doğan kamu alacakların tebliği, alacakların kesinleştirilmesi ve tahsilatı işlemleri ile sınırlı olmak üzere TTK.nun 547/2 maddesi uyarınca ihyasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap, beyan veya delil sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davacı idare tarafından tahakkuk ettirilmiş kamu alacakları sebebiyle devam eden işlemler olduğu ve tahsilatların sağlanması için dava dışı şirketin ek tasfiyesinin gerektiği, davacının talebinin TTK 547 maddesi koşullarını taşıdığı görülmekle davanın kabulüne İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil nosunda kayıtlı iken tasfiye sonucu sicilden terkin edilen Tasfiye Halinde … Ticaret Limited Şirketi’nin davacı idarenin işlemleri sonucu doğan kamu alacakların tebliği, alacakların kesinleştirilmesi ve tahsilatı işlemleri ile sınırlı olmak üzere TTK.nun 547/2 maddesi uyarınca ihyasına, şirketin ticaret siciline tesciline, bu işlemleri yürütmek üzere şirketin son tasfiye memuru …’ın tasfiye memuru olarak atanmasına, kararın ticaret sicilinde tescil ve ilanına, karar verilmiş, davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü dosyada yasal hasım durumunda olduğundan yargılama giderinden sorumlu tutulmayarak…” asıl ve birleşen(İst. Anadolu 10 ATM 2022/84 E,94 K) davanın kabulüne; İstanbul Ticaret Sicil Memurluğunun … sicil numarasında kayıtlı iken TTK.nun sicilden terkin edilmiş olan … TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’nin davacı idarenin işlemleri sonucu doğan kamu alacakların tebliği, alacakların kesinleştirilmesi ve tahsilatı işlemleri ile sınırlı olmak üzere TTK.nun 547/2 maddesi uyarınca ihyasına, …’ın münferiden yetkili olacak şekilde tasfiye memuru atanmasına, ücret takdirine yer olmadığına, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı tasfiye memuru vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı tasfiye memuru vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacının, müvekkilinin son tasfiye memuru olduğu şirketin ihyasını talep ederken ek tasfiye sebebi olarak gösterdiği kamu alacaklarının, 4458 sayılı Gümrük Kanunu hükümleri uyarınca tahakkuk zamanaşımıyla malûl ve hukuka aykırı alacaklar olup söz konusu kanun uyarınca bu alacakların tahakkuk ettirilerek müvekkilinin son tasfiye memuru olduğu şirketten talep ve tahsilinin hukuken mümkün olmadığını, diğer bir ifadeyle, davacının “ihya talebi gerekçeleri” altında sıraladığı, Kocaeli 2. Vergi Mahkemesinin 2019/468 esas ve Kocaeli 2. Vergi Mahkemesinin 2019/132 esas sayılı dosyalarına konu ek vergi tahakkukları ve para cezası kararları, tâbi oldukları kanun hükümleri uyarınca zamanaşımına uğradığını ve hukuka aykırı alacak statüsünde bulunmakta olup bahsi geçen alacaklar uyarınca mezkûr şirketin ihyasına karar verilmesi ve müvekkilinin tasfiye memuru olarak atanması hukuka aykırılık teşkil ettiğini, zamanaşımıyla malul olduğu ve bu suretle müvekkilinin son tasfiye memuru olduğu şirketten takip ve tahsili hukuken olanaklı bulunmayan ve hukuka aykırı olan “alacaklar” nedeniyle verilmiş olan ihya kararı dolayısıyla müvekkilinin yargılama giderleri ve vekâlet ücretinden sorumlu tutulmasının da hukuka aykırı olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, TTK’nın 547. maddesi uyarınca, şirket sicil kaydının ihyası istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı tasfiye memuru vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İhyası talep olunan şirketin tasfiyesinin sona erip 24/05/2017 tarihinde tescil edilerek ticaret sicil kaydının terkin edildiği anlaşılmıştır. TTK’nın 547. maddesi, ek tasfiye başlığı altında; “(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu  anlaşılırsa, son tasfiye memurları,  yönetim kurulu  üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret  mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir” düzenlemesini getirmiştir. Davacının, dava dışı sicilden terkin olunan şirketten var olduğunu ileri sürdüğü kamu alacaklarının tebliği ve tahsilatına ilişkin işlemler bulunduğu gerekçesiyle eldeki ihya davasının açıldığı, davacının bu durumda, terkin olan şirketle ilgili yapılacak işlemlerde şirketin temsili ve verilecek kararın infazı yönünden terkin edilmiş şirketin yeniden tescilini talep etmekte hukuki yararı bulunmaktadır. Davalının, davacı tarafından müvekkilini son tasfiye memuru olduğu şirketin ihyasını talep ederken ek tasfiye sebebi olarak gösterdiği kamu alacaklarının zaman aşımına uğrayan alacaklar olduğu, buna göre davacının iddia ettiği alacaklar yönünden ihya davasında korunmaya değer yararı bulunmadığı, zaman aşımına uğrayan alacaklar olduğuna ilişkin iddiaları, ihya davasının konusu olmayıp, bu yönde ilişkin iddia ve savunmalarını davacı yanın dava dışı şirket ile başlatacağı işlemlere karşı idari yargı nezdinde açılabilecek davalarda değerlendirilebileceği anlaşıldığından, davalı vekilinin aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. tüm istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmemiştir. Ticaret sicili müdürlükleri ihya davalarında yasal hasım konumunda olduğundan, sicilden terkin işlemlerini yasa ve tüzük hükümlerine uygun yapmış olan sicil müdürlüğü yargılama giderlerinden sorumlu tutulamaz. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2005/13309 E.2007/837 K. sayılı emsal nitelikli kararında da Ticaret Sicili Müdürlüğünün yasal hasım olması nedeniyle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilmiştir. Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’ nin 2016 / 2926 Esas 2016 / 3585 Karar ve 04.04.2016 tarihli kararı da bu doğrultudadır. Davalı Ticaret Sicil Memurluğu bu davada yasal hasım olduğundan yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamaz. Ancak davalı tasfiye memuru yargılama giderlerinden sorumludur. Bu nedenle davalı tasfiye memuru vekilinin, son tasfiye memuru olan müvekkilinin takip ve tahsili mümkün olmayan alacaklar nedeniyle verilen ihya kararı kapsamında yargılama giderlerinden sorumlu görülemeyeceği yönündeki istinaf nedeni de yerinde görülmemiştir. Davalı tasfiye memuru vekilini istinaf başvuru nedenleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesi karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf peşin ve başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına, 3-Davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına 4-Gerekçeli kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 27.10.2022 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.