Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1512 E. 2023/601 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1512
KARAR NO: 2023/601
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 24/05/2022
NUMARASI: 2021/386 E. – 2022/456 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın usulden reddine dair verilen karara karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki sözlemeye göre müvekkilinin, satın alacağı emtia bedelinin davalıya ödeyeceğini ve müvekkilinin satım bedelini kredi kartı ile ödediğini, buna karşılık davalının istenilen ürünleri teslim etmediğini, davalının cari hesaplarında müvekkilinin alacaklı olduğunu, yapılan ödemenin iadesi talebinin kabul edilmemesi üzerine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yönelik itirazın haksız olduğunu, icra takibinden sonra 25.03.2021 tarihinde 1.903,37 TL, 30.03.2021 tarihinde 7.980,00 TL, 29.04.2021 tarihinde 7.980,00 TL, 28.05.2021 tarihinde 7.980,00 TL olmak üzere toplamda 25.843,37 TL ödenmesine rağmen bakiye 40.144,38 TL asıl alacak ve takip giderlerinin ödenmediğini, ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacının bir kısım ürünleri beğenerek sipariş vermesine rağmen siparişin iptal edildiğini, sipariş konusu ürünlerin karşılığı 63.840,00 TL ödeme için …’a ait kredi kartının kullanıldığını, davacının yapmış olduğu taksit ile satın almanın müvekkilinin ticari kayıtlarına işlenildiğini, her biri 7.980,00 TL olan 8 taksidin müvekkilinin hesabına geçtiği gün davacı iade edildiğini, ancak davacının taksitle yapılan ödemenin tamamını peşin olarak iade almak istediğini, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını, banka tarafından müvekkiline ödeme yapıldığında davacıya iadelerin yapılacağını, henüz muaccel olmayan bir alacak için dava açılmasında davacının hukuki yararının bulunmadığını, davacının kötü niyetli olduğunu savunarak, davanın reddi ile kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…davacı tarafça, cari hesap alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalinin talep edildiği; davalı tarafça, davacı alacağının muaccel olmadığı savunularak davanın reddinin talep edildiği anlaşılmıştır. Taraflar arasında ticari ilişkinin kurulduğu, davacı tarafından davalıdan satın alınacak mal karşılığında 63.840,00 TL tutarında davalıya ödeme yapıldığı, ödemenin davacının müşterisi olan dava dışı şahsa ait kredi kartı ile taksitli olarak yapıldığı, ancak mal tesliminin gerçekleşmediği, tarafların bedel iadesi konusunda anlaştığı hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, iadesi kararlaştırılan 63.840,00 TL’nin takip ve dava tarihi itibariyle muaccel olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.Dava açılabilmesi için davacının korunmaya değer hukuki yararının bulunması gerekir. Bu ise bir dava şartıdır. Hukuki yarar dava açıldığı anda var olmalıdır. Muaccel hale gelmeyen bir alacak için takip yapılmasında ve dava açılmasında alacaklının hukuki yararı yoktur. Muacceliyet; bir borcun alacaklı tarafından istenebilecek ve ödenmediği takdirde dava konusu olabilecek duruma gelmesidir. Somut olayda; davacı taraf, davalıdan mal siparişinde bulunmuş ve ödemesini müşteri kredi kartı ile ve taksitle yapmıştır. Ödeme taksit ile yapılmış olduğundan, taksit tutarları kredi kartından vadesi geldiğinde kesilmekte ve davalı yanın hesabına yatırılmaktadır. Taksit ile ödenen bedeller, taksit tarihlerinde davalı yanın uhdesine geçtiğinden, davalı tarafından da ancak ödeme tarihleri itibariyle iade yükümlülüğü doğuracaktır. Bu hali ile, davacının dava ve takip tarihi itibariyle muaccel hale gelmiş bir alacağı bulunmadığından, davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle..” gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkilinin satım sözleşmesi kapsamında aldığı emtianın teslim edilmediğini, ancak ödemenin mail order sistemi üzerinden kredi kartı ile yapıldığını, ödenen miktarın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi amacıyla başlatılan takibe yönelik itirazın iptalinin talep edildiğini, yargılama sırasında müvekkilinin alacaklı olduğunun tarafların ticari defterleri ile sabit olduğunu, takip sonrası da davalının 25.03.2021 tarihinde 1.903,37 TL, 30.03.2021 tarihinde 7.980,00 TL, 29.04.2021 tarihinde 7.980,00 TL, 28.05.2021 tarihinde 7.980,00 TL, 28.06.2021 tarihinde 7.980,00 TL, 28.07.2022 tarihinde 7.980,00 TL, 27.08.2021 tarihinde 7.980,00 TL, 27.09.2021 tarihinde 7.980.00 TL, 25.10.2021 tarihinde 7.980,00 TL olacak şekilde ödeme yaptığını, buna rağmen takibe haksız şekilde itiraz edildiğini, rapora yönelik itiraz dilekçesinde belirtildiği üzere, dava tarihine kadar asıl alacak ödenmesine rağmen takibin faiz ve ferilerinin ödenmemesinde haklı bir sebep bulunmadığını, mail order sisteminin kullanılması nedeniyle emtianın teslim edilmemesi nedeniyle taksitlendirmenin iptal edilerek ödemenin durdurulması imkanının satıcı tarafından kullanılmayarak, müvekkilinin zararına neden olunduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, satım sözlemesi nedeniyle ödenen bedelin tahsili amacıyla başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın usulden reddine, karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Taralar arasında satım sözleşmesi bulunduğu ve davacının 63.480,00 TL bedelle davalıdan seramik emtiası satın aldığı, sözleme bedelinin mail order sistemi ile …’a ait kredi kartı ile her biri 7.980,00 TL olan 8 taksite ödendiği, sözleşme konusu emtianın davacı tarafından teslim edilmediği ve ödenen bedelin iadesi gerektiği açıktır. Ancak, ödemenin kredi kartı ile taksitle yapılması nedeniyle, takip tarihi itibariyle yapılan ödemelerin muaccel hale gelip gelmediği ve takip tarihinde davalının muaccel bir iade borcu bulunup bulunmadığı tartışma konusudur. Ödemenin taksitler halinde mail order ile yapıldığı ve günü geldiğinde tahsil edilen ödemelerin davalı tarafından davacıya iade edildiği sabittir. Takip tarihi olan 16.03.2021 tarihi itibariyle davalının, tahsil edip iade edilmemiş bir taksit borcu bulunmamaktadır. Yargılama sırasında da tahsil edilen taksitler davacının hesabına ödenmiştir. Taraflar arasındaki satım sözlemesi taksitli satım şeklinde yapılmış olup, davacı satım bedelini taksitler halinde kredi kartı ile ödeyecektir. Henüz günü gelmemiş bir taksitin davacı tarafından bankadan alınması söz konusu olmadığından, tahsil edilmemiş taksitler yönünden davacının muaccel bir alacağı bulunduğundan söz edilemeyecektir. Henüz kredi kartından tahsil edilmemiş bir taksitin peşin olarak davalı tarafından ödenmesi mümkün olmadığından, muaccel olmayan alacak için takip başlatılması yerinde değildir. Açıklanan bu gerekçelerle HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına, bakiye 99,20 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.06.04.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.