Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1509 E. 2022/1500 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1509
KARAR NO: 2022/1500
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 24.03.2022
NUMARASI: 2022/25 Esas – 2022/275 Karar
DAVA: Tazminat
Taraflar arasındaki tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın mahkemenin görevsizliği nedeniyle usulden reddine dair verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacı … firması ile davalı şirket arasında İstanbul’dan Kigali’ye konteynerin taşınması hususunda sözleşme imzalandığını, yükün 26.97.2019 tarihinde teslim edilmek üzere yola çıktığını, 13.09.2019 tarihinde varış limanındaki alıcıya teslim edileceğinin bildirildiğini, dava konusu yükün İskenderiye limanından geri Türkiye’ye gönderildiğini, bu nedenle yükün tesliminde gecikme yaşandığını, yükün 27.11.2019 tarihinde teslim edildiğini, davacının geç teslim nedeniyle maddi ve manevi zarara uğradığını belirtmiş, şimdilik 6.500,00 USD maddi tazminat ile 30.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili, savunmasında özetle; davanın görevsiz mahkemede açıldığını, milletlerarası yetki itirazlarının bulunduğunu, davalının pasif husumetinin bulunmadığını, iddia edilen gecikme ile tazminat talepleri arasında illiyet bağı bulunmadığını, gecikmelerin olağan olduğunu, taşıyanın sorumluluğunun navlun ücreti ile sınırlı olduğunu belirtmiş, cevap dilekçesindeki ayrıntılı açıklamalar kapsamında davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davamıza konu uyuşmazlığın çözümünde deniz ticaretine ilişkin hükümlerinin uygulanmasının gerekip gerekmediğine dair tartışma görevi Denizcilik İhtisas Mahkemesine aittir (Yargıtay 11. H.D’sinin 25/04/2017 tarih, 2015/15175 E. 2017/2422 K.). TTK 5/2.bendi uyarınca, bir yerde ticaret davalarına bakan birden çok asliye ticaret mahkemesi varsa HSK tarafından Asliye Ticaret Mahkemeleri’nden biri veya birkaçı deniz ticaretine ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilebilir. Bu kapsamda, deniz ticaretinden doğan uyuşmazlıklara bakmak üzere İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi görevlendirilmiştir. Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında; görev kurallarının kamu düzenine ilişkin olduğu ve yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerektiği, davacı … Limited’in UYAP sistemine kaydının mümkün olmadığı, davacının sisteme kaydedilmeksizin kararda gösterilmesi gerektiği gözetilerek; HMK’nun 114/1-c maddesine göre, görevsizlik nedeniyle HMK’nun 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğu…” gerekçesiyle, davanın görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacı vekilinin vekaletnamesinden de anlaşılacağı üzere, davacılardan … Ltd firması “…, No:…, … / Ruanda” adresinde mukim, bir orta Afrika ülkesi olan … şirketi olduğunu, 5718 s. MÖHUK ‘un 48. maddesi, “Yabancılık” kriterini esas alarak, Türk mahkemesinde dava açan, davaya katılan veya icra takibinde bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişileri, yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermekle mükellef kıldığını, bu kapsamda, Türkiye’de dava açmak veya icra takibi yapmak isteyen bir yabancı özel veya tüzel kişinin mahkemenin takdir edeceği yabancılık teminatını yatırması gerektiğini, MÖHUK m.48/2, mütekabiliyet esasına göre teminattan muafiyet getirmiş olsa da Türkiye ile Ruanda arasında yabancılık teminatından muafiyete ilişkin herhangi bir ikili anlaşma bulunmadığı gibi, Ruanda, 1954 tarihli Usul Hukukuna İlişkin La Haye Milletlerarası Sözleşmesine (La Haye Konvansiyonu) taraf ülke olmadığını, bu vesile ile muafiyet kapsamında olmayan Ruanda da mukim davacı … Ltd firmasının yabancılık teminatı yatırması gerektiğini, Türk mahkemesinde dava açan yabancı bir şirket olan davacı … Ltd hakkında ilk derece mahkemesi tarafından ilk olarak takdir edilecek kesin süre içinde yabancılık teminatı yatırılmasına karar verilmesi gerektiğini, yabancılık teminatı ile bu teminatına yatırılması 6100 s. HMK m. 114/1-(ğ) ile HMK m.84 vd. hükümleri gereği dava şartı olduğunu, nitekim ilk derece mahkemesi tarafından (görevsizlik kararı verilmeden önce) yabancı şirket olan … Ltd hakkında kesin süre takdir edilerek yabancılık teminatının yatırılmasına karar verilmesinden sonra, eğer verilen kesin süre içinde yabancılık teminatı yatırılır ise, her iki davalı açısından görevsizlik kararının verilmesi, eğer verilen kesin süre içinde yabancılık teminatının yatırılmaması halinde ise teminatı yatırmayan yabancı şirket … Ltd hakkında 6100 s. HMK m. 114/1-(ğ) ve HMK m.88 uyarınca dava şartı noksanlığı nedeniyle davasının reddine, diğer taraf yönünden ise görevsizliğe karar verilmesi gerektiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve talepleri gibi karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, taşının malın geç teslimi nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davaya bakma görevinin Deniz Ticaretine ilişkin uyuşmazlıklarda görevli İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olacağı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İlk derece mahkemesince yargılamada Deniz Ticaretine ilişkin uyuşmazlıklarda görevli İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği anlaşılmaktadır. HMK’nın 138. maddesi uyarınca mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinde karar verir; gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebilir. Davalı vekilince istinaf dilekçesinde, mahkemece verilen görevsizlik kararının yanlış olduğu ileri sürülmemiş, ancak diğer dava şartlarının (yabancılık teminatının) öncelikli olarak dikkate alınması gerektiği ileri sürülerek karar istinaf edilmiştir. Bir davada birden fazla dava şartının bulunması halinde dava şartlarının hangi sıraya göre değerlendirileceği önem kazanmaktadır. Somut olayda, mahkemenin görevi ve diğer dava şartlarının incelenme sırası ortaya konulmalıdır.HMK’nın 114. Maddesinde belirtilen dava şartları, öğretide üç ana başlık altında incelenmektedir: 1- Mahkemeye ilişkin dava şartları (mahkemenin görevli olması, yargı yolunun caiz olması vb.); 2-Tarafa ilişkin dava şartları (tarafların taraf ve dava ehliyetinin, dava takip yetkisinin bulunması); 3-Davanın konusuna ilişkin dava şartları (davayı açmakta hukuki yararın bulunması, tasarrufun iptali davasında aciz belgesinin alınmış olması, davanın derdest olmaması vb) (Pekcanıtez Usul, C:II, s. 927-950, Lexpera- e-kitap, erişim tarihi 23.11.2020). Dava şartlarının hangi sırayla inceleneceğine dair kanunda açık bir hüküm bulunmamakla birlikte bu konuda, usul ekonomisi gibi, yargılama hukukuna hâkim olan ilkeler yanında, dava şartının niteliğinin de dikkate alınması gerekir. Nitekim HMK’nın 115/1 maddesinin gerekçesinde, “…Genel dava şartlarının inceleme sırasının ne olacağı hususu ise pozitif bir düzenlemeye elverişli bir nitelik taşımaması sebebiyle, tümüyle doktrin ve yargı uygulamasına bırakılmıştır” denilmek suretiyle, bu konu öğreti ve uygulamaya bırakılmıştır.Dava şartlarından birinin yokluğu hâlinde diğerlerinin incelenmesine gerek kalmayacak ise ilk önce o dava şartının incelenip karara bağlanması gerekir. Mahkemeye ilişkin dava şartları en önce, tarafa ilişkin dava şartları ikinci sırada, davanın konusuna ilişkin dava şartları ise en son incelenmelidir (Prof Dr. Baki KURU, İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medeni Usul Hukuku: Ders Kitabı, Ağustos 2017, Ankara, s.144-145; Pekcanıtez Usul, C:II, s. 954).Bu açıklamalara göre, mahkemeye ilişkin dava şartı niteliğinde olması nedeniyle, öncelikle göreve ilişkin dava şartının mahkemece değerlendirilerek, mahkemenin görevli olması halinde diğer dava şartının incelenmesi gerekir. Buna göre davalı vekilinin öncelikle yabancılık teminatının yatırılması gerektiği yönündeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Davalı vekilinin davanın esasına ilişkin istinaf nedenleri, görevli mahkemece yapılacak yargılamada değerlendirilecek nitelikte olup bu aşamada esasa ilişkin istinaf nedenlerinin değerlendirilmesi de mümkün değildir. Yukarıdaki açıklamalar ışığında ilk derece mahkemesince verilen görevsizlik kararında yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf peşin ve başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına; 3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 10.11.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.c maddesi uyarınca karar kesindir.