Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1506 E. 2022/1121 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1506
KARAR NO: 2022/1121
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 17.06.2022
NUMARASI: 2022/632 D.iş – 2022/655 Karar
TALEP: İhtiyati haciz
Taraflar arasındaki ihtiyati haciz talebinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle ihtiyati hacze itirazın reddine dair verilen karara karşı, ihtiyati hacze itiraz edenler tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz isteyen vekili, dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile borçlular arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi gereği kullandırılan … nolu ve … nolu kredi borçlarının 04.11.2021 tarihi itibariyle kat edildiğini, 04.11.2021 tarihi itibari ile 493.424,45 TL’ye ulaşan alacağın ödenmesi için, borçlulara Beşiktaş … Noterliğinin … ve … Yevmiye nolu ihtarnamelerinin gönderildiğini, borçluların sözleşme hükümlerini ihlal ederek edimlerini yerine getirmediklerinden ve alacak rehinle teminat altına alınmamış olduğundan , İİK’nın 257. maddesi gereğince ve ayrıca Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 09/06/2004 Tarih, 2004/4-351 E. Ve 2004-339 K. Sayılı kararı uyarınca teminatsız olarak ihtiyati haciz karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesinin ihtiyati haciz kararının özeti İlk Derece Mahkemesince 05.05.2022 tarihli kararla; “…Asıl borçlu …-… yönünden; borcun tamamı olan 493.424,45 TL’sinden sorumlu olmakla üzere %15 oranında teminat karşılığında KABULÜNE, kefil … yönünden; 09/10/2019 tarihli sözleşmedeki 450.000,00 TL limit ile kefil olduğu ve bu sözleşme nedeniyle eş muvafakatinin de bulunduğu anlaşılmakla, kefilin kefalet limiti ile sorumlu olduğu dikkate alınarak kefil yönünden 450.000,00 TL kefalet limiti ile sınırlı olmak üzere, ihtiyati haciz uygulanmasına, fazlaya dair talebin REDDİNE, Yukarıda yazılı borçluların taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının borçlarına yetecek miktardan fazla olmamak üzere , kanuni kısıtlamalar da nazara alınmak kaydı İcra ve İflas Kanununda muayyen tahditler dairesinde, İHTİYATEN HACZİNE…” karar verilmiştir. İhtiyati hacze itiraz edenler vekili, itiraz dilekçesinde özetle; müvekkillerinin bankaya borcu olmadığını, yapılan takibe itiraz edildiğini, Genel Kredi Sözleşmesini yeterli belge olarak görülmediğini, ihtiyati haciz kararına dayanak olan alacak nedeni olarak Genel Kredi Sözleşmesi olarak belirlendiğini, müvekkillerinin adresi Denizli olduğunu ve ihtarname gönderilmediğini, yetkili mahkemenin İstanbul değil Denizli mahkemesinin yetkili olduğunu, müvekkilinin kefil yönünden icra takibi ve ihtiyati haciz talebinin yerinde olmadığını, kefile başvurma şartı ve kefalet sözleşmesinin olmadığını, müvekkilinin kefil olarak sorumlu olmadığını, müvekkillerinin aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyası ile icra takibinin itirazı ile durdurulduğunu, yargılama konusu olabilecek alacak iddiası ile ihtiyati haciz kararı verilmesi yerinde olmadığını, tashih içerik olarak da usul ve yasaya aykırı olduğunu, her iki müvekkil yönünden ihtiyati haciz kararına itirazının kabulü ile ihtiyati hacizlerin kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda itiraz hakkında verilen 17.06.2022 tarihli ek kararla; “… ihtiyati haciz dayanağı para borcu olduğundan ve TBK’nın 89. maddesine göre para borçlarının ifa yeri alacaklının yerleşim yeri olduğundan ve HMK’nın 10 maddesine göre talep eden bankanın adresinin bulunduğu yer İstanbul icra daireleri ve mahkemeleride de yetkili olduğundan yetki itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için “alacağın varlığı” hakkında kanaat edinilmiş olması yeterlidir. Alacağın kesin veya tam olarak kanıtlanması gerekli değildir. Dosyaya alacaklı vekilince sunulan delillerle “yaklaşık ispat” koşulunun sağlandığı, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için bu gereğin karşılanmasının yeterli olduğu sonuç ve kanaate varılmış, İİK’nun 265 maddesindeki sebeplerden herhangi birini teşkil etmediği…” gerekçesiyle, ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, ihtiyati hacze itiraz edenler vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati hacze itiraz eden borçlular vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin adresinin Denizli olduğunu, kredi kullandırılan banka şubesinin de Denizli olduğunu, sözleşmede kesin yetki kuralı belirlenmediğini, şubelerin bulunduğu yer mahkemesi yetkili olup Denizli mahkemelerinin yetkili olduğunu, müvekkili itiraz edenlerin tacir de olmadığını, tacir olmayanlar yönünden yapılan yetki anlaşmasının da geçerli olmadığını, İstanbul mahkemesinin yetkili olmadığını, ilk derece mahkemesinin sözleşme ve para borcu nedeni ile İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğu yönündeki değerlendirmenin yerinde olmadığını, Müvekkilleri aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyası ile genel haciz yolu ile icra takibinin itiraz ile durduğunu, itiraz sonrası ihtiyati haczin, ancak itirazın iptali davası ile birlikte talep edilmesi gerektiğini, İtiraz üzerine verilen kararda, alacaklı banka lehine ayrıca vekalet ücreti taktirinin de yerinde olmadığını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu ek kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, itiraz hakkında verilen ek kararın kaldırılmasına ve her iki müvekkili yönünden ihtiyati hacze itirazın kabulü ile ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, İİK’nın 265.madesiuyarınca, ihtiyati haciz kararına yöneltilen itirazın reddi kararının istinafına ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama soncunda ihtiyati haciz kararına yöneltilen itirazın reddine dair ek karar verilmiş; bu ek karara karşı, borçlular vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İhtiyati haciz talep eden tarafından asıl borçlu ve kefil yönünden kullandırılan kredi borcu nedeniyle ihtiyati haciz talep edilmiş, mahkemece teminat karşılığı ihtiyati haciz kararı verilmiş, karara yöneltilen itirazın ise reddine karar verilmiştir. İhtiyati haciz isteminin kredi borcu (para alacağına) ilişkin olduğu gözetildiğinde, İİK’nın 50, TBK’nın 89 ve HMK ‘nın 10. maddeleri uyarınca alacaklının yerleşim yeri icra dairesi ve mahkemelerinin de yetkili olması nedeniyle, itiraz edenler vekilinin ihtiyati haciz kararı veren mahkemenin yetkisine yönelik istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. İİK’nın 257. maddesinde, vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş bir para borcunun alacaklısının, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği düzenlenmiştir. İhtiyati haciz talep eden alacaklı tarafından kredi borcununu ödenmediği gerekçesiyle hesabın kat edilip, kat ihtarının asıl kredi borçlusu şirket ile müteselsil kefile tebliğe çıkartıldığı anlaşılması karşısında İİK’nın 257. maddesi kapsamında ihtiyati haciz kararı verilmiş olmakla ve ihtiyati haciz genel anlamda takip işlemi olmayıp, niteliği itibariyle tedbir vasfında olduğundan; aleyhine ihtiyati haciz kararı verilen borçlular vekilinin, icra takibinin itiraz üzerine durduğu, ihtiyati haciz talebinin ancak açılacak itirazın iptali davası içinde istenmesi gerektiği yönündeki istinaf nedeni de yerinde değildir. İhtiyati haciz kararına yöneltilen borçlular itirazının mahkemece murafaalı olarak değerlendirildiği de dikkate alındığında, ilk derece mahkemesince kendisini vekil ile temsil ettiren alacaklı yararına AAÜT uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi de isabetlidir. Yukarıdaki açıklamalar ışığından ilk derce mahkemesinin istinafa konu ek kararında yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, itiraz eden borçlular vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca, ihtiyati hacze itiraz eden borçlular vekilinin istinaf başvurusunun reddine, 2-İhtiyati haciz kararına itiraz eden borçlular tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye gelir kaydına, 3-İhtiyati haciz kararına itiraz eden borçlular tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 15.09.2022 tarihinde, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca karar kesindir.