Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/15 E. 2022/633 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/15
KARAR NO: 2022/633
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/01/2021
NUMARASI: 2021/5 E. – 2021/9 K.
DAVANIN KONUSU: Zayi Belgesi Verilmesi
Zayi belgesi verilmesi talebinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle talebin reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, davasında özetle; müvekkili şirkete ait 2017 yılı Nisan ayına ilişkin tutulan e-ticari defterlerin, müvekkilince her türlü özenin gösterilerek usulüne uygun olarak tutulmasına ve her türlü elektronik tedbirin alınmasına rağmen zayi olduğunu, ilgili vergi dairesi sistemine süresinde defter beratlarının sunulmasına rağmen defter bilgi ve kayıtlarının vergi dairesince görülmediğini, vergi dairesince müvekkili şirket nezdindeki dosyaların uzantılarının açılamaması nedeniyle ticari defterin zayi olduğunu ileri sürerek, müvekkili şirkete ait 2017 Nisan dönemi defter-i kebir ve yevmiye elektronik defterinin zayi olduğuna dair belgenin verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ” Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesi ile şirkete ait 2017 Nisan dönemi kebir ve yevmiye e defterinin vergi dairesince kaybolması ve e-defter kayıtlarının kendilerinde açılmadığı sebebiyle zayi olduğundan bahisle huzurdaki davayı açmış ise de; tacir olan davacının bilgisayar ortamında tutulan talebe konu belgeleri bilgisayara virüs programı yükleyerek yada bilgisayarda bulunan talebe konu belgelerin yedeklemesini yaparak güvenli bir şekilde muhafaza etmesi gerektiği, basiretli bir tacirin bu dikkat ve özeni göstermesi gerektiği, nedeni ne olursa olsun defter ve belgelerin güvenli bir yerde ve güvenli bir şekilde muhafaza edilmemesi nedeni ile davacının özen görevini yerine getirmediği, bu yönde gereken duyarlılığı göstermediği ve kusurlu olduğu, ayrıca Kanunda zayi belgesi verilebilecek hallerin TTK. 82/7 maddesinde sınırlı olarak sayıldığı, somut olayda zayi istenen belgelerin kaybedilmesinin bu sınırlı hallerden olmadığı dikkate alındığında sübut bulmayan davanın reddine…” gerekçesiyle davacının talebinin reddine, karar vermiştir. Bu karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Müvekkili şirketin 2017 yılı Nisan ayına ilişkin tutulan e-ticari defterlerinin (yevmiye, defteri kebir) her türlü özen ve yükümlülüklere uyularak, usulüne uygun tutulmasına ve her türlü elektronik tedbirin alınmasına rağmen zayi olduğunu, 01.04.2017 – 30.04.2017 tarihleri arasındaki bilgileri kapsayan e-ticari defter beratının yapılarak ilgili vergi dairesine sunulduğunu, buna rağmen vergi dairesince defterlerin uzantılarının açılamadığını, süresinde vergi dairesine bildirimde bulunularak yükümlülüklerin yerine getirildiğini, mahkemece hiç bir inceleme yapılmadan ve vergi dairesine yazı yazılmadan davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, TTK’nın 82/7.maddesi uyarınca müvekkilince tüm tedbirlerin alınmasına rağmen Gelir İdaresi sisteminden kaynaklanan sistemsel sorun nedeniyle defterlerin bulunmadığını ve söz konusu kaynak dosyalarının uzantılarının açılamadığını, Elektronik Defter Genel Tebliği’nin 7.1.maddesinde elektronik kayıtların zayi olması/açılmaması halinde de zayi belgesi verileceğinin belirlendiğini, buna ğöre mükellefin kusuru olmaksızın teknik bir nedenle belgelerin açılmaması halinde zayi belgesi düzenleneceğinin madde hükmünde belirtildiğini, mahkemece hiç bir inceleme yapılmadan haklarının hukuka aykırı şekilde engellendiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve talebin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 82/7.maddesi uyarınca, zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince talebin reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. TTK’nın 82/7. maddesi uyarınca, bir tacirin saklamakla mükellef olduğu defter ve kâğıtlar; hırsızlık veya yangın, su baskını, yer sarsıntısı gibi bir afet sebebiyle ve kanuni müddet içinde ziya uğrarsa, tacir ziyaı öğrendiği tarihten itibaren on beş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yerin yetkili mahkemesinden kendisine zayi belgesi verilmesini isteyebilir. Mahkeme, lüzumlu gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir. Böyle bir vesika almamış olan tacir defterlerini ibrazdan kaçınmış sayılır. Re’sen araştırma ilkesi TTK’nın 82/7.madesinde de belirtilmiştir. TTK’nın 82/7.maddesinde, zayi belgesi verilmesini gerektirecek zayi olma durumları sınırlı olarak sayılmamış ise de tacirin zayi belgesi isteyebilmesi için, defterlerin zayi olmasında kusur ve sorumluluğunun bulunmaması, tedbirli bir tacir gibi davranmasına rağmen zayi olayına engel olamamış durumda olması gerekir. HMK’nın 385. maddesi uyarınca çekişmesiz yargı işlerinde re’sen araştırma ilkesi hakim olup, ayrıca TTK’nın 82/7. maddesinde de mahkemenin gerekli gördüğü delillerin toplanmasını re’sen emredebileceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda, dosyadaki beyan ve delillere göre; davacının elektronik defterlerine ilişkin beratları ilgi vergi dairesine sunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, davacının talebi açıklattırılmadan ve esasa ilişkin hiç bir delil toplanmadan dava dilekçesinde belirtilen halin TTK”nın 82/7.maddesinde sayılan hallerden olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi yerinde değildir. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan Elektronik Defter Genel Tebliğinde, elektronik ortamda tutulan defterlerin, vergi güvenliğini sağlamak ve virüs, siber saldırısı vb. diğer teknolojik ataklara karşı tedbir almak amacıyla ikincil kopyalarının gizliliği ve güvenliği sağlanmış şekilde Gelir İdaresi Başkanlığı sistemlerinde ya da Başkanlıktan izin alabilen güvenli saklamacı kuruluşlar bünyesinde de saklanması zorunluluğu getirilmiştir. Öte yandan, aynı tebliğin 7.1. Maddesininde, e-defter tutanların, Vergi Usul Kanununda belirtilen “Mücbir Sebep” halleri nedeniyle e-Defter veya beratlarına ait kayıtlarının bozulması, silinmesi, zarar görmesi veya işlem görememesi ve e-Defter ve berat dosyalarının muhafaza edildiği e-Defter saklama hizmeti veren özel entegratör kuruluşlardan veya Başkanlıktan ikincil örneklerinin temin edilemediği hallerde, söz konusu durumların öğrenilmesinden itibaren tevsik edici bilgi ve belgeleri ile birlikte 15 gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yetkili mahkemesine başvurarak kendisine bir zayi belgesi verilmesini isteyebilecekleri; Mahkemeden zayi belgesinin temin edilmesini müteakip, zayi belgesi ile birlikte durumun Başkanlığa yazılı olarak bildirilmesi ve Başkanlık tarafından istenilen bilgi ve belgelerin ibraz edilmesi halinde, mükelleflerin zayi olan e-defter kayıtlarının yeniden oluşturulması ve bunlara ait yeni oluşturulan e-defter ve berat dosyalarının e-defter uygulaması aracılığı ile Başkanlık sistemine yeniden yüklenmesi için Başkanlık tarafından yazılı izin verileceği düzenlenmiştir. TTK’nın 82/7. maddesine uygun şekilde düzenleme yapılan anılan tebliğde e-defter veya beratlarına ait kayıtların bozulması, silinmesi, zarar görmesi veya işlem görememesi ve e-Defter ve berat dosyalarının muhafaza edildiği e-Defter saklama hizmeti veren özel entegratör kuruluşlardan veya Başkanlıktan ikincil örneklerinin temin edilemediği hallerde, söz konusu durumların öğrenilmesinden itibaren 15 gün içinde yetkili mahkemeden zayi belgesi verilmesini istemesi gerektiği belirtilmiştir. Bu durumda mahkemece ilgili tebliğde belirtilen şekilde davacı tarafından ilgili kuruma başvuru yapılıp yapılmadığı sorulmalı, başvurulmaması halinde başvurusu sağlanarak gerekirse konusunda uzman bir bilirkişiden rapor alınarak karar verilmesi gerekirken, hiçbir inceleme yapılmadan davacının kusurlu olduğu ve zayi halinin Yasa’da sayılı sınırlı hallerden olmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan bu gerekçe ile esasa ilişkin istinaf nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, işin esasına dair istinaf nedenleri incelenmeksizin, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Davanın, yukarıdaki açıklamalar ışığında yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin harcının, ilk derece mahkemesi tarafından, talep halinde iadesine, 4-Davacı tarafından istinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin, esas hükümle birlikte, İlk Derece Mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine dair; HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 26.05.2022 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU:HMK’nın 362/1.ç maddesi uyarınca, çekişmesiz yargı işi olması nedeniyle karar kesindir.