Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1474 E. 2022/1399 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1474
KARAR NO: 2022/1399
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 11.05.2022
NUMARASI: 2022/41 Esas – 2022/416 Karar
DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacı vekili tarafından verilen tedbir talepli dilekçe ile dilekçede belirtilen sebeplerle davalının 30/12/2021 tarihli genel kurulunun hukuka, ahlaka ve iyi niyet kurallarına aykırı olduğu ileri sürülerek iptaline ve dava sonuna kadar genel kurul kararının uygulanmasının tedbiren durdurulmasına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir. Tedbir talebi yönünden tensiben oluşturulan ara karara bağlı olarak TTK. madde 449 uyarınca tebligat yoluna gidilerek akıbetine bağlı olarak ön inceleme duruşmasında karara bağlanması ön görülmüş ise de bu tebligata bağlı olarak herhangi bir yazılı beyanda bulunulmadığı gibi duruşmaya katılım da olmamıştır. Davalı vekili, savunmasında özetle; genel kurula katılan davacının vekilinin vekaletnamesinin noter tasdikli olmaması nedeniyle söz konusu 30/12/2021 tarihli genel kurulun tescil ve ilanının sağlanamadığı, ticaret sicilinin bu yöndeki talebi karşılamadığı ve bu nedenle sermaye arttırımının acil olarak yapılması gereğine de bağlı olarak sermaye artırımı için tekrar genel kurul belirlenerek davacıya tebliğ edilip davacı asilin de bizzat toplantıya iştiraki ile 06/04/2022 tarihinde genel kurul yapılarak sermaye artırımının kabul edildiği, davacı asilin de bu tutanağı imzaladığı ve ticaret sicilinde 08/04/2022 tarih ve 10555 sayılı nüshada yayınlandığı ve bu nedenle davanın konusuz kaldığı ileri sürülerek konusuz kalan dava hakkında buna göre gerekli kararın verilmesi talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dava konusu 30/12/2021 tarihli genel kurulun tescil edilmemiş olması, bu nedenle ve aynı hususların davacı adına da katılım sağlanmış olduğu halde 06/04/2022 tarihinde ve davadan sonra genel kurulun yapılarak tescil edilmiş olması, taraf vekillerinin bu konudaki örtüşen beyanlarına göre de eldeki davanın konusuz kaldığının ittifakla ifade edilmiş olması karşısında davadan sonra konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiğine oy birliği ile kanaat getirilmiş olup yargılama giderinden sorumluluk yönünden yapılan irdelemede ise davaya konu edilip tescil edilemeyen genel kurula ilişkin tutanak içeriği, alınan karardaki davacının sermaye payı karşılığı değerin 66.000,00 TL gösterilmiş olması, 06/04/2022 tarihli genel kurul tutanağının içeriği ve bu genel kurulda alınan kararla davacı payının karşılığının 86.000,00 TL olarak kabul edilmiş olması, genel kurul tarihleri, tescil edilememe sebebi olarak ileri sürülen vekalet ile ilgili eksiklik yönünden yönetimin de paylaştığı sorumluluk, davadan sonra 06/04/2022 tarihli genel kurulun yapılıp belirtilen şekilde kararların alınmış olması, kararların mahiyeti ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davaya sebep olduğu anlaşılan davalı tarafın yargılama giderinden sorumlu tutulması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış ise de yargılama giderinden sorumluluk yönünden varılan bu kanaate Üye Hakim … iştirak etmemiştir. Sonuç olarak konusuz kalan dava hakkında oy birliği ile karar verilmesine yer olmadığına ve buna bağlı olarak da tedbir talebinin reddine; yargılama giderlerinden davalı tarafın sorumlu olduğuna ise oy çokluğuyla…” gerekçesiyle, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderlerini davacı tarafa tahmiline karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; HMK’nın 331/1.maddesinde ifade edildiği üzere, davacının yıllardır benzer davalar açarak şirketin faaliyetlerini hayata geçirmesinde hukuki ve fiili zorluklar çıkarmakta olduğunu, şirketin zarara uğramaması ve doğru yönetilmesi için yapılması gereken çalışmalara da karşı çıktığını, muhalefet şerhinde de belirtildiği üzere, açılan bu dava da diğer davalar gibi hiçbir somut veriye ve delile dayanılmadığını, davanın açıldığı tarihte davanın haksız ve yersiz olduğunu, 30.12.2021 tarihindeki genel kurulun davacı vekilinin Noter onaylı vekaletnamesinin olmaması nedeniyle tescil edilememesinin, davacının dava dilekçesinde söz konusu davayı neden açtıklarına ilişkin makul gerekçeleri sunamamasının, 06.04.2022 tarihinde yapılan genel kurulun toplanma sebebi ile işbu dava açılarak iptali istenen genel kurulun toplanma sebebinin aynı olması ve davacı asilin 06.04.2022 tarihindeki genel kurula bizzat katılarak itiraz etmeksizin onay vermesi göz önüne alındığında davaya sebep olan davacının yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının, yargılama giderleri bakımından usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın yargılama giderleri yönünden düzeltilmek üzere kaldırılmasına ve talepleri gibi yargılama giderlerinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davalı şirketin 30.12.2021 tarihli genel kurul kararlarının TTK’nın 445 vd. maddeleri uyarınca iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama soncunda, konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde, sadece hükümdeki yargılama giderleri yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Eldeki dava, şirket genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkin olup, dava konusu 31.12.2021 tarihli genel kurulda şirket sermayesinin arttırılması yönünde karar verilmiş, davacı yanca iş bu genel kurulda alınan kararın iptali için 18.01.2022 tarihinde eldeki dava açılmıştır. Davalı vekilince davaya verilen cevapta, dava konusu genel kurulda alınan kararların davacı adına toplantıya katılan vekilin özel vekaleti olmaması nedeniyle ticaret sicil memurluğunca tescil edilmediği, bunun üzerine bu kez davacının da katılımıyla 04.04.2022 tarihli genel kurulun yapıldığı, bu genel kurulda da önceki aleyhine dava açılan genel kurulda alınan karar doğrultusunda sermaye arttırım kararı alındığı, bu nedenle iş bu davanın konusuz kaldığı ileri sürülmüştür. Davacı vekilince davalı vekilinin iş bu beyanına karşı sunulan 26.04.2022 tarihli yazılı beyan dilekçesiyle, davalı vekili beyanı gibi davanın konusuz kaldığı benimsenmiş, ancak davanın konusuz kalmasında müvekkilinin kusuru bulunmadığından ve dava tarihinde hukuki yararı bulunduğundan davalı aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi talep edilmiştir. Taraflar arasında, 26.04.2022 tarihli sonraki genel kurulda alınan kararlar sonucunda, dava konusu 30.12.2021 tarihli genel kurulda alınan kararların iptali davasının konusuz kaldığı hususunda ihtilaf yoktur. İlk derece mahkemesi çoğunluk gerekçesinde yer verildiği üzere, sermaye arttırım kararı kapsamında davacının şirkette hisse oranı dikkate alınarak dava konusu 30.12.2021 tarihli genel kurul kararının aksine, sonraki 26.04.2022 tarihli genel kurulda alınan karar ile davacının sermaye arttırım kararı doğrultusunda bu kez şirketteki hissesinin 66.000 TL yerine, 86.000 TL olarak belirlendiği de gözetildiğinde, dava tarihinde davacının davasında haklı olduğu yönündeki tespit ve buna bağlı olarak davalının yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, aksi yöndeki davalı istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçeyle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,2-Davalı tarafça yatırılan istinaf harçların Hazineye gelir kaydına,3-Davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.27.10.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusu yargılama giderlerinin değerine göre karar kesindir.