Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1458 E. 2022/1111 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1458
KARAR NO: 2022/1111
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/430 D.İş- 2022/440 K.
TARİHİ: 20/05/2022
TALEP: İhtiyati Tedbir
Taraflar arasındaki ihtiyati tedbir talebine dair değişik iş dosyasında ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle ihtiyati tedbir isteminin reddine dair verilen karara karşı, tedbir talep eden vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği kozuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati tedbir talep eden vekili 16.05.2022 tarihli talep dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile … A.Ş arasındaki ticari ilişki nedeniyle müvekkilinin ticari ilişkiye konu mısır nişastası adlı 15.000 adet mamul ile 10 adet ahşap paletin dava dışı şirketin Ankara adresine taşınabilmesi için nakliyeyi gerçekleştirebilecek bir kamyona ihtiyaç olduğunu, nakliye ihtiyacı için müvekkili çalışanı …ün daha önce çalıştığı karşı taraf … ile iletişime geçtiğini, … tarafından müvekkili şirket çalışanına diğer karşı taraf … isimli kişinin iletişim numarasının verildiğini, şirket çalışanının iletişim numarası üzerinde …’e ulaşamadığını, 18.03.2022 tarihinde …’in müvekkili şirket adresine geldiğini ve ürünlerin …’in maliki olduğu … plakalı … marka kamyona yüklendiğini ancak planlananın aksine ürünlerin 19.03.2022 tarihinde …’ye teslim edilmediğinin müvekkili tarafından öğrenildiğini, … ile iletişime geçilmek istendiğini, …’in müvekkiline yola çıktıktan sonra kendisinin telefonla arandığını, arayan kişinin ürünlerin sahibi olduğunu ve ürünleri Ankara Merkez’de bulunan … Toptancılar Sitesi’ne bırakmasının istenildiğinin belirtildiğini, ancak …’i şirketi aramadığı gibi ürünlerin teslim adresinin değiştirilmesine ilişkin bir talepte bulunulmadığını, …’in ticari ilişkisine aykırı olarak yapmış olduğu telefon görüşmesine istinaden ürünleri kimliği bilinmeyen/belirlenemeyen şahsa teslim ettiğini, yapılan araştırmada ürünlerin …’a ait … plakalı araca yüklendiğinin tespit edildiğini, müvekkili şirketin çabasıyla …’a ulaşıldığını, adı geçen ürünleri başka bir açık araziye bıraktığını belirttiğini, olaylar neticesinde müvekkili şirket tarafından Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunulduğunu, karşı tarafın muvazaalı ve organize haksız fiilleri neticesinde müvekkili şirketi zarara uğratmaya çalıştığı ve uğrattığının aşikar olduğunu, TBK’nın 49.maddesi uyarınca zararı gidermekle yükümlü olduğunu, müvekkili şirketin uğradığı zararın tahsil edilememesinin kuvvetle muhtemel olduğunu iddia ederek, HMK’nın 390.maddesi gereğince teminatsız olarak … ve …plakalı araçlara ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi, ihtiyati tedbir talebini değerlendirdiği 20.05.2022 tarihli kararında; “…HMK 390 ( 1 ) maddesi gereği, tedbir talebinin dava açılmasından önce görevli ve yetkili mahkemede, dava açıldıktan sonra ise asıl davanın görüldüğü mahkemeden istenebileceği, 390 ( 3 ) maddesinde ise talep edenin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesi gerektiği düzenlenmiştir. Talep eden vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dilekçe içeriği incelendiğinde, tedbirin uyuşmazlık konusu olmayan şeye yönelik olarak istendiği, talep dilekçesinin içeriğinde sunduğu beyanlarından başka herhangi bir bilgi ve belgenin dosyaya eklenmediği, talebe konu araçların talep edenin iddia ettiği zararının konusu olmadığı anlaşıldığından tedbir talebinin içeriğinin yargılamayı gerektiriyor olması da dikkate alındığında yasal koşulları oluşmayan ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı vekilinin ihtiyati tedbir isteminin yargılamaya matuf olduğu…” gerekçesiyle, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermiştir. Bu karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati tedbir talep eden vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Önceki beyanlarını tekrarlamış ve muvazaalı ve organize haksız fiiller neticesinde müvekkili şirketin zarara uğratılmaya çalışıldığının ve uğratıldığının aşikar olduğunu, 6098 sayılı TBK’nın 49. maddesinde düzenlendiği üzere kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar verenin bu zararı gidermekle yükümlü olduğunu, yapılan araştırmalarda müvekkili şirketin uğradığı zararın tahsil edilememesinin kuvvetle muhtemel olduğunun anlaşıldığını, bu nedenle araçlara tedbir konulmasının talep edildiğini, HMK’nın 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartlarının belirtildiğini iddia ederek, mahkeme kararının kaldırılmasını ve teminatsız olarak yargılama sonuna kadar söz konusu araçlara ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, HMK’nın 389 ve devamı maddeleri gereğince ihtiyati tedbir istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince talebin reddine karar verilmiş; bu karara karşı, talep eden vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. HMK’nın 389/1.maddesinde” (1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir… ”; 390/3. maddesinde “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır”; 391/1.maddesinde” Mahkeme, tedbire konu olan mal veya hakkın muhafaza altına alınması veya bir yediemine tevdii ya da bir şeyin yapılması veya yapılmaması gibi, sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verebilir” düzenlemelerine yer verilmiştir. Somut talepte, dilekçeye ekli herhangi bir delil mevcut değildir. Yukarıda yer verilen yasal düzenleme kapsamında, öncelikle ihtiyati tedbir ancak uyuşmazlık konusu hakkında verilebilecek olup aynı Yasa’nın 390/3. maddesi gereğince tedbir talep eden tarafın davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesi gerekir. Uyuşmazlık konusu, ihtiyati tedbir talebine konu araçlar veya araç plakaları değildir. Tedbir talep edenin talebinin konusu, uğranıldığı iddia edilen zarardır. Araçlara ilişkin herhangi bir uyuşmazlık mevcut değildir. İhtiyati tedbir, belirtildiği üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun ” Geçici Hukuki Korumalar ” üst başlığını taşıyan onuncu kısmının 389 vd maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenleme kapsamında mahkeme gerekçesinde ifade edilen ihtiyati tedbir isteminin yargılamayı gerektirdiği kabulü, geçici hukuki korumanın düzenleme şekline ve amacına uygun düşmemekle birlikte sonuca etkili görülmediğinden talep eden vekilinin istinaf başvurusunun bu nedenlerle ve HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3. maddeleri uyarınca reddine ilişkin aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3. maddeleri uyarınca, ihtiyati tedbir talep eden vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Talep eden tarafından yatırılan istinaf başvuru ve karar harçlarının Hazineye irat kaydına, 3-Talep eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 15.09.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve 391/3. maddeleri uyarınca karar kesindir.