Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1446 E. 2022/1113 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1446
KARAR NO: 2022/1113
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI:2022/311 Esas
TARİHİ: 28/04/2022 tarihli ara karar.
TALEP: İhtiyati tedbir
Taraflar arasındaki çek istirdatına dair derdest davada davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebine dair ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda ilamda yazılı nedenlerle ihtiyati tedbir isteminin reddine dair verilen ara karara karşı, tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, 25.04.2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … Kargo Erbaa Şubesini işletmekte olduğunu, kargo taşımacılığı yaptığını, müvekkilinin sürekli müşterisi olan tekstil firması sahibi …’ın kargo bedeli ödemesi olarak … Erbaa Şubesine ait 30.800,00 TL bedelli 05.05.2022 tarihli çekin keşide edilerek müvekkiline verdiğini, ancak söz konusu çekin müvekkilinin elinde iken kaybolduğunu, bu sebeple müvekkili tarafından Erbaa 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/421 Esas sayılı dosyasında zayi nedeniyle çek iptali davası ikame edildiğini, 13.12.2021 tarihinde çek üzerine ödeme yasağı konulduğunu, çek iptaline dair dava açıldıktan sonra 09.02.2022 tarihinde davalı şirket tarafından çeke dayalı olarak ve çekte tahrifat yapılmak suretiyle keşideci … ve çekin arkasında yer alan cirantalar aleyhine İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, çek üzerinde tahrifat yapıldığını, çek miktarının 130.800,00 TL olarak görüldüğünü, miktar kısmına 1 sayısının eklendiğini, ayrıca tarihin ise 05.01.2022 olarak görüldüğünü, çekin tahrif edildiğini, arkasındaki ciroların sahte olduğunu, çekteki ibraz kaydının ve imzanın da sahte olduğunu, çekin arka yüzünde adı geçen banka şubesi tarafından çekin bankalarına ibraz edilmediği, ibraz şerhinin de bankalarına ait olmadığının bildirildiğini, tahrifat ve sahte kayıtlar nedeniyle dava dışı keşideci … tarafından suç duyurusunda bulunulduğunu, soruşturma dosyasının devam ettiğini, ayrıca keşideci tarafından İstanbul 8. İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/216 Esas sayılı dosyasıyla icra takibinin iptali ve yetkiye itiraz nedeniyle dava açıldığını, müvekkili tarafından çek iptali davasında çek hamili olduğunu iddia eden kişiye karşı çek istirdadı davası açmak üzere süre verildiğini, çekin hamilinin müvekkili olduğunu, müvekkili ile keşideci arasındaki ticari ilişkiye dair faturalar ve taşıma sözleşmesinin ekli olduğunu, üçüncü kişilerce tahrifat yapılıp sahte ciro ve sahte ibraz kaydıyla tedavüle sokulduğunu, çekte son hamil görünen davalı tarafın kötü niyetli olduğunu, çekin arkasında ciranta görünen şirketlerin ciro imzalarının da birebir aynı olduğunu, harici araştırmada ve ciranta olarak görülen şirketlerle yapılan görüşmelerde bu şirketlerin söz konusu çekte bilgilerinin olmadığını, cirolarında kendilerine ait olmadığını beyan ettiklerini iddia ederek, İstanbul …İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin dava sonuçlanıncaya kadar tedbiren durdurulmasına, … Erbaa Şubesine ait çekin davalıdan istirdadı ile müvekkiline iadesine, yargılama sırasında davalı tarafa veya icra dosyasına ödeme yapılması halinde bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesi, ihtiyati tedbir talebini değerlendirdiği 20.05.2022 tarihli kararında; “…TTK’nın 792. Maddesine göre çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790 ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür. HMK’nın 390/3 maddesinde, ‘Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır’ düzenlemesini içermektedir. İhtiyati tedbir yasada geçici hukuki korumalardan olup, Kanun hükmü, tedbir talep edenin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğunu düzenlemiştir. Davalı hamilin çeki kötüniyetle iktisap edip etmediği veya iktisapda ağır kusuru bulunup bulunmadığı yapılacak yargılama sonucunda belirlenecektir. Çekin, hamilin elinden rıza dışı çıktığının belirlenmesi yanında, yeni hamilin çeki kötüniyetle iktisap ettiğinin veya iktisapda ağır kusurlu olduğunun da ayrıca ispatı gerekmektedir. Yargılamanın bulunduğu aşama itibariyle yaklaşık ispatın sağlanamadığı belirlendiğinden (bu kapsamda emsal İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 2021/2099 Esas, 2021/1685 Karar sayılı ilamı) ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin aşağıdaki şekilde ara karar tesis edilmiştir.” gerekçesiyle, davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, 28.04.2022 tarihli ara karara karşı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Önceki beyanlarını tekrarlamış ve mahkemece İstanbul Bam 13. Hukuk Dairesinin emsal olarak kararı gösterilmiş ise de söz konusu kararda istirdadı talep edilen çekin usulüne uygun şekilde bankaya ibraz edildiğinin görüldüğünü, oysaki davaya konu çekin bankaya ibrazının da sahte olduğunu, ibraz kaşesinin sahte olduğunu, çekin son hamil olarak görünen davalı tarafından bankaya ibraz edilmediğini, ibraz edilmiş gibi sahte şerh düşüldüğünü, çeke dayalı icra takibi başlatıldığını, çekte tahrifat olduğunu, müvekkilinin yetkili hamil olduğu çekin kötü niyetli üçüncü kişilerce ele geçirilerek keşide tarihi ve bedelinde tahrifat yapıldığı, sahte bir şekilde cirolandığı, sahte banka kaşesi basılarak ibraz edilmiş görüntüsü verildiği, ödeme yasağına rağmen icra takibine konu edildiğinin anlaşıldığını belirterek, 28.04.2022 tarihli ara kararın kaldırılmasına ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü ile İstanbul …İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin dava sonuçlanıncaya kadar tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 792. maddesi uyarınca çekin istirdadı talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davacının dava konusu çekle ilgili olarak başlatılan icra takibinin tedbiren dava sonuçlanıncaya kadar durdurulmasına dair talebinin reddine dair ara karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Dosya kapsamından, dava konusu çekin dava dışı …’ın … Erbaa Şubesinden keşide edilen 130.800,00 TL bedelli keşide tarihi 05.01.2022, keşide yeri Erbaa olan hamiline çek olduğu, çekin dava dışı … Tic. A.Ş. tarafından yine dava dışı … Ltd.Şti.’ne ciro edildiği, söz konusu şirket tarafından ise çekin işbu dava dosyasındaki şirkete ciro edildiği ve çekin arka kısmının 22.11.2021 tarihinde ibraz edilen takas merkezi tarafından işlemsiz iade edildiğine dair 10.01.2022 tarihinde şerh düşüldüğü, … Bankası A.Ş. Ferhatpaşa şubesinin adının yer aldığı, söz konusu çekin davalı şirket tarafından belirtilen cirantalarla birlikte çeki düzenleyen hesap sahibi … aleyhine davacı tarafça dava sonuna kadar tedbiren takibin durdurulmasının talep edildiği, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas no’lu dosyasında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile davalı şirket tarafından 09.02.2022 tarihinde icra takibi başlatıldığı, takip konusu çek üzerinde veya icra takibindeki borçlular arasında davacının yer almadığı, dava dışı çek keşide eden … tarafından Erbaa Cumhuriyet Başsavcılığına 23.02.2022 tarihinde hırsızlık, dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik iddiası ile çekte cirosu bulunan şirketler ve … hakkında şikayette bulunduğu, davacı tarafça dava dışı … A.Ş ile dava dışı şirket arasında düzenlenen 21.01.2017 tarihli kargo sözleşmesi ve daha önceki tarihli kargo sözleşmelerinin faturaya ilişkin bilgilerin ve bir kısım mail yazışmalarının ibrazı ile Erbaa 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/421 Esas sayılı dosyasında çek iptaline dair dava açtığı, söz konusu dosyada davalı şirket tarafından müdahale talebinde bulunulduğu, davalı şirketin 16.03.2022 tarihli müdahale dilekçesinde çekin yetkili ve meşru hamili olduğu, çek iptali davasının kötü niyetli ikame edilmiş olduğu, müdahilin çekin meşru hamili olduğu, çekin aralarında ticari ilişki bulunan üst cirantadan müvekkili şirkete şirketten satın alınan mal ve hizmet bedelinin ifası amacıyla ciro edildiğini, banka yoluyla tahsil edilememesi nedeniyle icra takibi başlatıldığını, çekin icra müdürlüğüne ibraz edildiğini, çek üzerindeki ciro silsilesinin tam ve birbirini düzgünce takip eden cirolardan oluştuğunu, TTK 790.maddesi gereğince müdahil müvekkilinin çekin meşru hamili olduğunu, TTK 792.maddesi gereğince çekin rıza dışı elden çıktığının iddia edilmesi halinde ispat yükünün çekin yetkili hamili olduğunu rızası hilafına elinden çıktığını ileri süren davacıya ait olduğunu iddiasını kesin ve inandırıcı delillerle kanıtlaması gerektiğini iddia ettiği, davacı tarafça Erbaa 1.Asliye Hukuk Mahkemesindeki davanın 08.12.2021 tarihinde açıldığı, mahkemenin 23.02.2022 tarihli ara kararı ile İstanbul …İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile başlatılan takibin tedbiren durdurulmasına karar verildiği, çek iptaline konu çekin 30.800,00 TL bedelli 05.05.2022 keşide tarihli çek olduğu, davacı tarafça davalının takibi sonrasında çekte miktar ve tarihin tahrif edildiği iddiasında bulunulduğu, çek iptaline dair yargılama aşamasında mahkemenin 14,04.2022 tarihli ara kararı ile çek hamili olduğunu iddia eden üçüncü kişi olması nedeniyle çek hamili olduğunu iddia eden kişiye karşı çek istirdadı davası açması için davacıya iki haftalık kesin süre verildiği, davacı tarafça mahkeme ara kararına istinaden işbu davanın açılmış olduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasında davalı şirket tarafından başlatılan takip ve yargılama süreçleriyle ilgili olarak herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, çekin yetkili hamili olduğunu ve rızası dışında elinden çıktığını iddia eden davacı yararına sahtecilik iddiası kapsamında tedbir kararı verilip verilemeyeceği ile mahkeme ara kararının usul ve yasaya uygun bulunup bulunmadığına dairdir. 6102 sayılı TTK’nın kıymetli evrak hukukuna ilişkin düzenlemesinde yer alan çeke dair özel düzenlemelerle birlikte 6100 sayılı HMK’nın 389 ve devamı maddelerindeki geçici hukuki korumalar ve öncelikle davacının çekte sahtecilik ile ilgili iddiasını dayandırmış olduğu 6102 sayılı HMK’nın 209.maddesinin değerlendirilmesi isabetli olacaktır. HMK’nın 209. madde başlığı yazı veya imza inkarının sonucudur. 209/1 fırkada adi bir senetteki yazı veya imza inkar edildiğinde bu konuda bir karar verilinceye kadar o senedin herhangi bir işleme esas alınamayacağı belirtilmiştir. Ne var ki davacı taraf, dava sonuna kadar tedbiren durdurulmasını talep etmiş olduğu takipte borçlular arasında yer almamaktadır. Bu nedenlerle davacının ihtiyati tedbire dayanak olarak iddia etmiş olduğu sahtecilik iddiası karşısında tedbir kararı verilmesinin usul ve yasaya uygun düşmeyeceği sonucuna ulaşılmıştır. HMK’nın 389/1.maddesinde” (1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir… ”; 390/3. maddesinde “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır”; 391/1.maddesinde” Mahkeme, tedbire konu olan mal veya hakkın muhafaza altına alınması veya bir yediemine tevdii ya da bir şeyin yapılması veya yapılmaması gibi, sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verebilir” düzenlemelerine yer verilmiştir. HMK’nın 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. ” Somut davada dava dilekçesine ekli belgeler yukarıda belirtilmiştir. Yukarıda yer verilen yasal düzenleme kapsamında, öncelikle ihtiyati tedbir ancak uyuşmazlık konusu hakkında verilebileceği gibi diğer taraftan aynı yasanın 390/3. maddesi gereğince tedbir talep eden tarafın davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesi gerekir. Somut olayda davacı, TTK’nın 792.maddesi uyarınca, öncelikle çekin meşru hamili iken elinden rızası hilafına çıktığını ve ardından davalının çeki iktisapta kötü niyetli olduğunu kanıtlamakla yükümlüdür. Davacının bu konulardaki iddialarını yaklaşık olarak ispat etmiş olduğunun kabulü mümkün olmamıştır. İhtiyati Tedbir belirtildiği üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun ” Geçici Hukuki Korumalar ” üst başlığını taşıyan onuncu kısmının 389 vd maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenleme kapsamında mahkeme gerekçesinde ifade edilen ihtiyati tedbir isteminin yargılamayı gerektirdiği kabulü, geçici hukuki korumanın düzenleme şekline ve amacına uygun düşmemekle birlikte sonuca etkili görülmemiş, ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararı sonucu itibariyle isabetli bulunduğundan, HMK’nın 353/1.b.1 ve HMK’nın 391/3.maddeleri uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3. maddeleri uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve karar harçlarının Hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 15.09.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f maddeleri uyarınca karar kesindir.