Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1340 E. 2022/1004 K. 07.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1340
KARAR NO: 2022/1004
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 09.06.2022 Tarihli ara karar
NUMARASI: 2021/584 Esas
DAVA: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında verilen ara karara yönelik istinaf başvurusunun reddine dair verilen ara karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacı …’ın , FRANSA’da ticari faaliyet yürüten basiretli iş adamı olduğunu, Davalı … Tic. Ltd. Şti ile müvekkilim … arasında mal hijyen ürünü alım satımı konusunda anlaşma yapılmışdığını ve bu anlaşmaya istinaden hijyen ürün bedeli olarak … Ltd. Şti’ne 17.710,77 EURO ödendiğini, Fransa sağlık ve gümrük mevzuatına göre ülkeye gelen hijyen ve sağlık ürünleri incelemeden geçirildiğini, davacının satın almış olduğu ürünleri depolaması üzerine laboratuvar incelemesi için ilgili makamlara numune gönderdiğini, o esnada anlaşmayla vaat edilen kalitede olduğu düşüncesi ve rahatlığıyla söz konusu ürünleri Fransa ülkesindeki müşterilerine satmaya başladığını, İşbu laboratuvar incelemesi sonucu ithal edilen ürünlerin ayıplı olduğu anlaşılması üzerine hem elinde bulundurduğu hem de satmış olduğu ürünlerin tamamına Fransa yetkili makamlarınca el konulduğunu, davacının laboratuvar sonucuna bağlı olarak el konulan ürünlerin bedellerini müşterilerine iade ettiğini ve müşterilerinin zararlarını da gidermek zorunda kaldığını, fazlaya ilişkin talep hakkları ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine ve Anayasa Mahkemesine müracaat etme hakları saklı kalmak kaydı (HMK’nın 107 vd devamı maddeleri kapsamında) davamızın kabulüne ile şimdilik 20000,00 TL lik kısım üzerinden davalının itirazının iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; davacıdan başka birçok firma ve ülkeye aynı ürün ihraç edildiğini ve davacı dışında başkaca hiçbir firmadan bu yönde bir beyan/itiraz ile karşılaşılmadığını, bu itibarla davacı yanın “ayıplı mal” iddiasını ve bu iddiaya dayalı alacak taleplerini kabul etmediklerini, davacının ne ihtarnamesi eşliğinde ne de huzurda yer alan dava dilekçesi ekinde ve ayrıca delil listesinde dahi bahsetmiş olduğu iddiaların hiçbirini belgelendirmediğini, “ayıplı mal” iddiasını ispat yönünden; davacının ilk önce davalıdan Fransa sağlık ve gümrük mevzuatına göre ürünlerin laboratuar incelemesine uygun olacak şekilde hangi kriterlerde/kimsayal özelliklerde ürün talep ettiğini ve ardından da müvekkil tarafından gönderilen ürünlerin “bu kriterlere uygun olmadığını” ispat etmesi gerektiğini, davacı yan siparişi esnasında bir kriter belirtmemiş ve mutad kullanım ürünü talep etmiş olmakla ona uygun ürün verilmiş ve o ürünün bedelini ödediğini, davalının kendisinden istenen ve bedeli ödenen ürünü gönderdiğini, davacının ayıp iddiasını ispat yönünden “müvekkilden ürün talep ederken siparişinin taşımasını istediği asgari kriterleri, kimyasal değerleri vb. müvekkile bildirdiğini” ve “bu kriterleri içeren ürün sipariş ettiğini,o kriterleri haiz ürün için uygun bedeli ödediğini” ispat etmesi gerektiğini, alacak iddiasında olan davacı …’ın dayanak olarak belirttiği “satın alınan malların ayıplı çıkması” iddiasını müvekkil firma kesinlikle kabul etmediklerini, ayrıca dava konusu “tacirler arası ve ticari iş” olmakla davacı yanın tanık dinlenmesi talebine muvafakatlerinin olmadığını, davanın “…şimdilik 20.000,00 TL lik kısım üzerinden davalının itirazının iptaline …” olarak ikame edildiğini, davanın kısmi dava olarak açılmış olduğunu ve dava dilekçesindeki bu hususun net olarak açıklattırılmasını, davanın reddine karar verilmesini ve davacı firma aleyhine en az %20 tazminata hükmedilmesini, yargılama harç ve vekalet ücretinin karşı yana yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN İSTİNAFA KONU ARA KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince 29.03.2022 tarihli duruşma ara kararıyla, “…1-Dosya içerisinde aldırılan bilirkişi heyet raporunun dosya kapsamındaki deliller dikkate alındığında yargılamayı aydınlatıcı mahiyette olduğu görülerek yapılan itirazların reddine, 2-Davacı tarafın dava dilekçesinde yemin deliline dayandığı görülmekle davalı tarafa yemin teklif edip etmeyeceği hususunda 2 haftalık süre verilmesine…” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili 13.04.2022 tarihli dilekçesinde özetle; Anayasa Mahkemesine ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurma hakları saklı kalmak kaydı ile 29/03/2022 tarihli duruşma tutanağındaki ara kararlardan dönülmesine ve 21/03/2022 tarihinde sunmuş oldukları beyan dilekçesi doğrultusunda Fransa ülkesine müzekkere yazılarak bilgi ve belgelerin celbedilmesine ve gelen bilgiler doğrultusunda dosyanın yeniden bilirkişiye gönderilmesine karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesince 11.05.2022 tarihli ara kararla, “…Mahkememizin 29/03/2022 tarihli 1 ve 2 no.lu ara kararları açıklayıcı mahiyette olması ve yine dosya içerisindeki deliller dikkate alınarak, davacı vekilinin ara karardan dönülmesi talebinin…” reddine karar verilmiştir. Bu ara karara karşı davacı vekili tarafından verilen 30.05.2022 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava önceki beyanlarını aynen tekrarla, Anayasa Mahkemesine ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurma hakları saklı kalmak kaydı ile hukuki dinlenilme hakkının engellendiği ve hukuka ve kanuna aykırı olan Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/584 Esas ve 11/05/2022 tarihli ara kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına ve talep edilen delillerin toplanılmasına ve bu doğrultuda yargılamaya devam edilmesine karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesi, istinaf başvurusunu değerlendirdiği 09.06.2022 tarihli kararında özetle; “…Mahkememizin 11/05/2022 tarih 2021/584 Esas sayılı ara kararına karşı Davacı … vekili Av. … tarafından 30/05/2022 tarihinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş ise de , mahkememizce verilen 11/05/2022 tarihli ara kararın istinaf kanun yolu kapalı olarak verildiği anlaşılmakla…” istinaf başvurusunun HMK’nın 346. maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir. Bu ara karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; daha önceki tüm beyan ve itirazlarını tekrarla; Anayasa Mahkemesine ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurma hakları saklı kalmak kaydı ile adil yargılanma hakkını ihlal eden ve hukuki dinlenilme hakkını engelleyen ve hukuka ve kanuna aykırı olan Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/584 Esas ve 09/06/2022 tarihli ARA KARARININ istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/584 Esas ve 11/05/2022 tarihli ara kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına ve talep edilen delillerin toplanılmasına ve bu doğrultuda yargılamaya devam edilmesine karar verilmesini gerektiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve yargılamaya devam edilmesine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, 09.06.2022 tarihinde verilen, istinaf başvurusunun reddine dair ara kararın ibtinafına ilişkindir. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. İlk derece mahkemesince 29.03.2022 tarihli duruşma ara kararıyla; dosya içerisindeki bilirkişi raporunun dosya kapsamındaki deliller dikkate alındığında yargılamayı aydınlatıcı mahiyette olduğu görülerek yapılan itirazların reddine, davacı tarafın dava dilekçesinde yemin deliline dayandığı görülmekle davalı tarafa yemin teklif edip etmeyeceği hususunda iki haftalık süre verilmesine karar verilmiş; davacı vekilince, 13.04.2022 tarihli dilekçe ile bu ara karardan dönülmesi talep edilmiştir. İlk derece mahkemesi 11.05.2022 tarihli ara kararıyla davacı vekilinin ara karardan dönülmesi talebinin reddine karar vermiştir. Davacı vekili 30.05.2022 tarihli dilekçesi ile ilk derece mahkemesinin 11.05.2022 tarihli ara kararını istinaf etmiş, ilk derece mahkemesi 09.06.2022 tarihli ara kararla, istinaf yoluna başvurulan ara kararına karşı istinaf başvuru yolunun kapalı olduğu gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermiştir. Davacı vekili 09.06.2022 tarihli ara karara karşı istinaf başvurusunda bulunmuş ise de HMK’nın 341/1. maddesinde “İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzene karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.” hükmüne yer verilmiştir.Bu açıklamalar ışığında, istinaf başvurusuna konu ara kararın HMK’nın 341. maddesi uyarınca istinaf başvurusuna tabi kararlardan olmadığı anlaşılmakla, istinaf başvurusunun reddine ilişkin ilk derece mahkemesinin 09.06.2022 tarihli ara kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve karar harçlarının Hazineye irat kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 07.07.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 341. ve 361. maddeleri uyarınca karar kesindir.