Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1314 E. 2022/1426 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1314
KARAR NO: 2022/1426
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/04/2022
NUMARASI: 2021/688 E. – 2022/327 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
Taraflar arasındaki alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davaların birleştirilmesine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, 01.11.2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; asıl borçlu Mevlana Üniversitesi’nin 667 sayılı KHK ile kapatıldığını, 18.02.2014 tarihli süresiz ve çerçeve sözleşme niteliğinde ve kullandırılan ve kullandırılacak her türlü krediler için Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, asıl borçlunun imzalanan söz konusu GKS kapsamında müvekkili bankadan teminat mektubu kredisi ile finansal kiralama kredisi kullandığını, GKS’yi müteselsil kefil olarak imzalayan borçluların kabulleri doğrultusunda asıl borçlunun kullandığı finansal kiralama ve teminat mektubu kredisi olmak üzere müvekkili bankaya karşı doğmuş ve doğacak borçlarına müteselsil kefil olduklarını ,asıl borçlu İle ilgili idareye gerekli müracaatta bulunulduğunu, borçlulara temerrüde düştükleri borçların ödenmesi ve teminat mektubu bedellerinin depo edilmesi için Üsküdar … Noterliğinden 18.03.2020 tarihli ihtarnamenin keşide edildiğini ,borçluların ödemek için en ufak bir gayret göstermemesinin ötesinde borçlulardan … Sanayi Ticaret A.Ş tarafından Konya 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/283 Esas sayılı dosyasında menfi tespit davası açtığını ,müvekkili bankanın münhasır delil niteliğinde olan kayıtları ile de tartışmasız olan söz konusu ödenmeyen kredi alacaklarının tahsili amacıyla davanın açılması zaruretinin hasıl olduğunu iddia ederek, fazlaya İlişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 12.093.574,83 TL ,( 7.704.187,02 TL’si asıl alacak, 4.389.387,81 TL’si dava tarihine kadar işlemiş gecikmiş kar payı alacağının asıl alacağa dava tarihinden itibaren işleyecek yıllık %12 oranında gecikme kar payı İle birlikte borçlulardan müteselsilen tahsiline ,halen meri olan toplam 81.280,00 TL miktarlı ( 25.01.2016 tarih, … mektup nolu ve 24.780,00 TL miktarlı yine 03.02.2016 tarih,…mektup nolu ve 56.500,00 TL miktarlı ) teminat mektubu bedellerinin GKS hükümlerine göre müvekkili banka nezdinde depo edilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … San.ve Tic. AŞ vekili, savunmasında özetle; müvekkili aleyhine açılan davanın haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkili şirkete TMSF ‘nin kayyım olarak atandığını ve hakkında ticari ve iktisadi bütünlük oluşturulmasına karar verildiğini,TMSF’nin kayyım olarak atandığı şirketlerin müteselsil ve müşterek borçluluğu kapsayan kefaletleri dâhil, kefil olduğu borçlardan kayyımlık kararının devamı sürecince borcun öncelikle asıl alacaklıdan ya da diğer kefillerden tahsili yoluna gidilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin adresinin Selçuklu/ Konya olup mahkemenin yetkisiz olduğunu savunarak, davanın usul ve esas yönlerinden reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı … Sanayi ve Ticaret AŞ vekili, savunmasında özetle; müvekkili şirkete TMSF’nin kayyım olarak atandığını, bu kayyımlığın 06.10.2016 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edildiğini, kayyımlık kararının devamı süresince borcun öncelikle asıl alacaklıdan ya da diğer kefillerden tahsili yoluna gidilmesi gerektiğini, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını savunarak, davanın usul ve esas yönlerinden reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı … San.Tic. AŞ vekili, savunmasında özetle; aynı konu İle ilgili Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/483 Esas sayılı dosyasında menfi tespit davası İle İş bu alacak davası arasında hukuki ve fiili irtibat olduğu gibi her iki dava açısından verilecek karar ve davaların sonucunun birbirlerini etkileyecek olması nedeniyle önceden açılan Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/483 Esas sayılı dosyası İle birleştirilmesine karar verilmesini , krediye dolayısı ile iş bu davaya konu arsaların OHAL hükümleri kapsamında Hazineye geçişine İlişkin banka tarafından Hazine aleyhine dava açıldığını , açılan idari davanın davacı banka lehine sonuçlanması halinde OHAL KHK ‘leri kapsamında Hazineye geçen İş bu arsaların davacı bankaya döneceğini ve davanın konusuz kalacağını ,İş bu davanın amacının ,davacı bankanın mülkiyetinde iken borçlu Mevlana Üniversitesine sat- geri kiralama (finansal kiralama sözleşmesi ile)sözleşmeye konu olan arsa niteliğindeki 2 adet taşınmazın 675 sayılı KHK hükümleri gereği Hazineye geçmesi olduğunu ,davacı banka tarafından sat- geri kiralama ( finansal ) sözleşmesine konu bu taşınmazların Hazine adına tescil edilmesi için davacı banka tarafından davalı hazine aleyhine açılan davanın Konya 1. İdare Mahkemesinin 2021/98 Esas, 2021/1343 Karar sayılı 01.11.2021 tarihli ilamı ile kabul edildiğini ve arsa niteliğindeki iki adet taşınmazın Hazine adına tescil edilmesine ilişkin işlemin iptaline karar verildiğini ,sözleşme konusu taşınmazların davacı bankada kalacak olması nedeniyle uğramış zararı olmadığını , müvekkili şirketin davacı bankaya herhangi bir borcu olmadığını savunarak , idare mahkemesi kararının kesinleşmesinin bekletici mesele yapılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Mahkemece ,ön inceleme duruşmasında , yetki itirazının reddine ve Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/483 Esas sayılı dosyasının incelenmesinden , dosyanın uyap sistemi üzerinden gönderilmiş olduğu ,davanın 14.09.2021 tarihinde açıldığı ,dava dışı Mevlana Üniversite ile davacı banka arasında akdedilen aynı kredi sözleşmeleri gereğince kefil sıfatı İle davalılardan …’dan alacağın tahsili için açılan İcra takibi nedeniyle menfi tespit talepli açılan dava olduğu , dosyanın halen derdest olduğu ,HMK’nın 166/4 maddesi uyarınca, davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda bağlantı var sayılır dendiğini ,mahkemenin İş bu dava dosyası ile Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/483 Esas sayılı dosyası arasında davalı … açısından doğrudan fiili ve hukuki bağlantı bulunduğu ,biri hakkında verilecek hükmün diğerini de etkileyeceği anlaşıldığı gibi diğer davalıların borç miktarına ve borç durumuna aslında etki edecek bir karar verilmesinin de mümkün olduğu ,diğer davalılar açısından da çelişkili karar verilmemesi açısından birleştirme gerekliliği olduğu gibi aynı tahkikat sürecinin tek dosya üzerinden ve kredinin kullandırıldığı banka şubesinin bulunduğu yargı alanında görülmesinin usul ekonomisi gereği zorunluluk olduğu gerekçesiyle, yetki itirazının reddi ile dava dosyası ile Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/483 Esas sayılı dosyası arasında HMK’nın 166. maddesi gereğince fiili ve hukuki irtibat bulunması nedeniyle dosyanın Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/483 Esas sayılı dosyası İle birleştirilmesine, esasın bu şekilde kapatılmasına, yargılamaya Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/483 sayılı dosya üzerinden devam edilmesine karar verilmiştir.” gerekçesiyle, davaların birleştirilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Gerekçeli kararın çelişkili gerekçeler ve bilgi hatalarıyla oluşturulduğunu, yetki itirazının GKS ‘de yer alan yetki şartı nedeniyle reddedilmesine rağmen kredinin müvekkili bankanın Konya İlindeki Şubesi tarafından kullandırılmış olması nedeniyle usul ekonomisi gerekçe gösterilerek davanın Konya İlinde görülmesi gerektiğine kanaat getirildiğini, verilen bu kararın HMK açısından çelişki yarattığını, yetki itirazının reddedilmesi sonrasında usul ekonomisinin gerekçe gösterilmesinin kendi içinde çelişki yarattığını, davalı şirket tarafından icra takibine karşılık menfi tespit davası açılmadığını, Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021 /483 Esas sayılı dava dosyası üzerinde görülmeye devam ettiğini, üç adet bilirkişi raporu alındığını, raporların hepsinde müvekkili bankanın alacaklı olduğuna dair görüş ve kanaat belirtildiğini, bu hali ile henüz ön inceleme duruşması yapılan davanın karar aşamasına gelmiş bir dava ile birleştirilmesine karar verilmesinin usul ekonomisine ters düştüğünü, borçlu kefillerden … tarafından müvekkili banka aleyhine açılan menfi tespit davasının GKS, FKS ve bonodan kaynaklandığını, bu nedenle birden fazla ilişki nedeniyle borçlu bulunmadığı iddiası ile açılmış bir davanın söz konusu olduğunu, alacakların farklılıklar barındırması nedeniyle bu davaların bir arada görülmesinin usul ekonomisine aykırılık teşkil ettiğini iddia ederek, ilk derece mahkemesinin istinafa konu birleştirme kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın kefillerden tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davanın Konya 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/483 Esas sayılı dosyası ile HMK’nın 166. maddesi gereğince fiili ve hukuki irtibat bulunduğu gerekçesiyle dava dosyasının Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/483 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosya kapsamından, dava dışı Mevlana Üniversitesi ile davacı bankanın ilgili şubesi arasında 18.02.2014 tarihinde 15.000.000 TL bedelli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalıların genel kredi sözleşmesinde müteselsil kefil olarak yer aldıkları, davalılardan … Ticaret AŞ tarafından davacı banka hakkında Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/283 Esas sayılı dosyasında menfi tespit davası açıldığı, dava dilekçesinde banka ile Mevlana Üniversitesi arasında 18.02.2014 tarihinde 15.000.000 TL bedelli genel kredi sözleşmesine istinaden müteselsil kefil ve müteselsil borçlu olarak imza attığını, aval olarak imza attığını, finansal kiralama sözleşmesinde imzasının bulunmadığını, bankanın genel kredi sözleşmesi kapsamında kredi kullandırması mümkün iken finansal kiralama sözleşmesi ile kredi kullandırması nedeniyle sorumluluğun düşünülmesinin mümkün olmadığı, teminat olarak verilen bononun davalı banka tarafından işleme konulmasının an meselesi olduğunu, bononun icraya konulması halinde şirketin ve çalışanlarının mağdur olacağının iddia edilerek, 18.02.2014 tarihli genel kredi sözleşmesinin teminatı olarak davalı bankaya verilen bonodan dolayı borçlu olmadığının tespiti ve icra takibine konu edilmemesi için tedbir kararı verilmesi talepli dava açmış olduğu, ilk derece mahkemesinin 03.03.2021 tarihli kararı ile davanın yetkisizlik nedeniyle reddine karar verildiği, söz konusu kararın Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. HD’nin 2021/1016 Esas, 2021/1410 Karar ve 18.06.2021 tarihli kararı ile kaldırıldığı, dosyanın 2021/483 Esas numarasıyla Bölge Adliye Mahkemesinin kararı sonrasında yargılamaya devam edildiği, davanın ilk açılış tarihinin 11.06.2020 olduğu anlaşılmıştır. HMK’nın 166. maddesi uyarınca aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki mahkemelerde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında talep üzerine veya kendiliğinden birleştirilebilir. Somut olayda, davaların farklı yargı çevresindeki mahkemelerde açılması nedeniyle maddenin ikinci fıkrasının uygulanması gerekir. Anılan maddenin ikinci fıkrasındaki düzenleme uyarınca, “Davalar, ayrı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış ise bağlantı sebebiyle birleştirme, ikinci davanın açıldığı mahkemeden talep edilebilir. Birinci davanın açıldığı mahkeme, talebin kabulü ile davaların birleştirilmesine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren bununla bağlıdır.” Somut olayda, davalılardan yalnızca … San. Ve Tic. AŞ vekili tarafından birleştirmeye ilişkin talepte bulunulmuştur. Dosya içerisinde diğer davalıların birleştirmeye yönelik herhangi bir talepleri mevcut değildir. Davalılarca birleştirime talebinin ileri sürülmemesi halinde, aralarında bağlantı bulunan davaların ayrı ayrı mahkemelerde görülmesine devam edilir. Ancak, farklı mahkemelerde görülmekte olan ve aralarında bağlantı bulunan bu davalardan birinin olumlu olarak karara bağlanması halinde diğer dava konusuz kalacaksa veya davalardan birinde verilecek karar diğerini etkileyecek ise o zaman ikinci davanın birinci dava sonuçlanıncaya kadar ertelenmesi, yani birinci davanın sonuçlanmasının ikinci dava için bekletici sorun yapılması uygun olacaktır. Somut davada yukarıda ayrıntılı şekilde yer verildiği üzere, davalılardan yalnızca … AŞ’nin birleştirme talebi üzerine birleştirme kararı verildiği anlaşılan Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesindeki derdest dava dosyasındaki davanın açılış tarihi, gelmiş olduğu aşama, tarafların sıfatı ve davanın konusu itibariyle işbu davanın bu aşamada birleştirilmesinde HMK’nın 30. maddesi kapsamında usul ekonomisi dikkate alındığında, birleştirme kararının usul ekonomisi ilkesine ve yasal düzenlemeye uygun olduğundan söz etmek mümkün görülmemektedir. Diğer taraftan, yasanın emredici düzenlemesi kapsamında farklı çevrelerinde yer alan davaların birleştirilebilmesi için davalıların birleştirilme talep etmesi zorunlu iken somut davada yalnızca davalılardan birisi tarafından birleştirme talep edildiği çekişmesizdir. Kabule göre birleştirme talep eden davalının talebinin yerinde görülmesi halinde davalılar arasında HMK’nın 57 ve devamı maddelerinde düzenlenen ihtiyari dava arkadaşlığının mevcudiyeti de dikkate alınarak, adı geçen davalı yönünden dosyanın tefriki ile birleştirmeye yönelik karar verilmesi gerekir iken tüm davalılar yönünden yasanın emredici düzenlemesine aykırı şekilde birleştirme kararı verilmiş olması da isabetli görülmemiştir. Kaldı ki somut olayda tefrike ve birleştirmeye usul ekonomisi ilkesi bakımından gerek bulunmamaktadır. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.5. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinafa konu birleştirme kararının usul ve yasaya aykırı olduğu kanaatine varıldığından, birleştirme karanının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.a.5. maddesi uyarınca, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu birleştirme kararının kaldırılmasına,2-Davanın yeniden görülmesi için, dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf yoluna başvuran davacı vekili tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine,4-Yapılan kanun yolu masraflarının, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,5-Kararın, ilk derece mahkemesince taraf vekillerine çıkarılacak davetiyelerle tebliğine dair; HMK’nın 353/1.a.5. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 03.11.2022 oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 353/1.a. maddesi uyarınca karar kesindir.