Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1302 E. 2022/1425 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1302
KARAR NO: 2022/1425
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/01/2022
NUMARASI: 2021/538 E. – 2022/56 K.
DAVANIN KONUSU: Zayi Belgesi Verilmesi
Taraflar arasındaki zayi belgesi verilmesi davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ait İstanbul … Noterliğinin 22/05/1998 tarih ve … yevmiye numarası ile tasdik edilmiş şirket karar defterinin müvekkili şirket nezdindeyken kaybolduğunu belirterek, bu defter için zayi belgesi verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Bu kapsamda davacının talebi incelendiğinde; kaybolduğu iddia olunan “Şirket Karar Defteri” nin yönetim kurulu karar defteri mi yoksa genel kurul toplantı ve müzakere defteri mi olduğu açıkça ifade edilmediği gibi dosya kapsamıyla kayba neden olan ve m.82/7’de örnek kabiri öngörülen sebeplerden hangisinin gerçekleşip gerçekleşmediği belirtilmediğinden ticari defterlerin gerçekten kaybolduğu yönünde mahkememizde bir kanaat oluşmadığı ve talebin hakkın kötüye kullanılması yönünde olarak keyfi bir başvuru niteliğinde kaldığı anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Önceki beyanlarını tekrarlamış ve zayi belgesi verilmesi istemi ile açılmış olan davanın mahkeme tarafından reddedildiğini, kararın hukuka ve yasaya aykırı olduğunu, işbu davanın müvekkili şirkete ait, İstanbul … Noterliğinden 22.05.1998 tarihinde … Yevmiye Numarası ile tasdik edilmiş olan şirket karar defterinin müvekkili şirket nezdindeyken kaybolması üzerine açıldığını, dava konusu şirket karar defterinin kanun gereğince tacirin saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgeler arasında yer aldığını, ancak kaybolması üzerine müvekkil firmanın basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü gereğince bu durumu bildirerek zayi belgesi talebinde bulunduğunu, talebin TTK’nın 87/7.maddesine dayalı olduğunu, öncelikle kararın hatalı bir gerekçeye dayandığını, ilk olarak mahkemenin dava şartı ve dava sebebinin, konusunun belirlendiği ön inceleme aşamasında şirket karar defterinin yönetim kurulu karar defteri mi ya da genel kurul toplantı ve müzakere defteri mi olduğu noktasında bir karışıklığın bulunduğunu taraflarına bildirilmediğini, bu sürecin tahkikatın sonlandırılıp gerekçeli karar yazılana kadar bir karışıklık olarak dahi gösterilmediğini, bu sebeple öncelikle kararın gerekçelerinden birincisinin hatalı olması sebebiyle kararın bu yönüyle kaldırılması gerektiğini, anılan yasal düzenlemede zayi sebeplerinin tahdidi olmadığını, bu hususun mahkemece hatalı değerneldirildiğini, şöyle ki dava konusu karar defterinin, müvekkil şirketten alınan bilgiye göre taşınma sırasında kaybolduğu veyahutta koyulduğu yer hatırlanmadığı için bulunamadığını, zaten zayi durumunun da bu şekilde oluştuğunu, hayatın olağan akışında her kaybolmanın bilinmesinin söz konusu bile olmadığını, ayrıca buna ek olarak kaybolan dönemin de müvekkili şirkete sorulduğunu ve kayıp dönemin 22.05.1998 den 2001 yılına kadar olan yıllara ilişkin olduğunun taraflarına bildirildiğini, 1998-2001 yıllarının oldukça eski ve geçmişte kaldığını, bu süre zarfında ticari hayatın yoğunluğu gereğince ister istemez bir takım kayıtlar kaybolup zayi olduğunu, bunun oldukça normal bir durum olduğunu, ancak bu kaybın dönem dönem müvekkili firmanın ticari hayatını etkilemekte olduğunu, zayi belgesi verilmesini talep etmenin zaruri hale geldiğini, yerleşik Yargıtay içtihadının bu yönde olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve talebin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 82/7. maddesi gereğince zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.TTK’nın 82/1. maddesi gereğince, “Tacir, ticari defterlerini, envanterleri, finansal tablo, bilanço ve faaliyet raporlarını, aldığı mektupları (bir ticari işe ait yazışmaları), gönderdiği mektup suretlerini, kayıtlara esas olan belgeleri, sınıflandırılmış şekilde saklamakla yükümlüdür.”Saklama süresi on yıl olup sürenin başlangıcı da kanunda belirtilmiştir (TTK m.82/5-6). Defter ve belgelerin saklanması yükümü, gerçek kişi tacirlerde ticaretin terk edilmesinden sonra sürdüğü gibi, tacirin ölümü halinde mirasçılar bakımından da devam eder. Mirasın resmi tasfiyesi veya tüzel kişiliğin sona ermesi durumlarında, defter ve belgeler Sulh Hukuk Mahkemesince saklanır (TTK m.82/8).HMK’nın 385. maddesi uyarınca çekişmesiz yargı işlerinde resen araştırma ilkesi hâkim olup, ayrıca TTK’nın 82/7. maddesinde mahkemenin gerekli gördüğü delillerin toplanmasını resen de emredebileceği hüküm altına alınmıştır. Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili şirkete ait İstanbul … Noterliğinden 22.05.1998 tarihinde tasdik edilmiş olan karar defterinin kayıp olduğunu belirterek zayi belgesi verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, yazılan müzekkere cevapları sonucunda ön inceleme duruşması ile birlikte davanın reddine karar verilmiştir. Red gerekçesinde kaybolduğu iddia olunan şirket karar defterinin yönetim kurulu karar defteri mi yoksa genel kurul toplantı ve müzakere defteri mi olduğunun açıkça ifade edilmediği gibi, dosya kapsamıyla kayba neden olan ve TTK’nın 87/7.maddesinde görülen sebeplerden hangisinin gerçekleştiği belirtilmediğinden talepte bulunulduğu, ticari defterlerin gerçekten kaybolduğu yönünde mahkemece bir kanaat oluşmadığı ve talebin hakkın kötüye kullanılması yönünde keyfi bir başvuru niteliğinde kaldığı belirtilmiştir. Oysa, HMK’nın 31.madde de hâkimin davayı aydınlatma ödevi düzenlenmiştir. Söz konusu düzenlemede hâkimin, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında taraflara açıklama yaptırabileceği, soru sorabileceği delil gösterilmesini isteyebileceği belirtilmiştir. Somut olayda davacı vekili tarafından dava dilekçesinde noter kayıtları, keşif, bilirkişi incelemesi tanık ve her türlü delile dayanılmıştır. Kaldı ki davada resen araştırma ilkesi geçerlidir.TTK’nın 87/7.maddesinde sayılan haller tahdidi değildir. Talebin her somut olayın özelliklerine göre değerlendirilip karara bağlanması gerekir.Bu açıklamalara göre, mahkemece davacı tarafa HMK’nın 31. maddesi kapsamında açıklama yapması için süre verilmesi ve delillerin birlikte değerlendirilmesi sonucunda uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekir iken bu yönde açıklama yaptırılmaksızın ve deliller değerlendirilmeksizin karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine, 4-Davacı vekili tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair; HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 03.11.2022
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.