Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1298 E. 2022/1003 K. 07.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1298
KARAR NO: 2022/1003
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 10.05.2022 tarihli ara karar
NUMARASI: 2021/493 Esas
DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
Taraflar arasındaki ticari şirket davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında ilamda yazılı nedenlerle ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen ara karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava ve ihtiyati tedbir talep dilekçesinde özetle; TTK’nın 449. maddesi hükmüne göre davaya konu 28/06/2021 tarihli genel kurul kararlarının tedbiren yürütmesinin geri bırakılmasına karar verilmesi ve müvekkili ile diğer hissedar … arasında bulunan husumet, …’nun hakkında soruşturma dosyasının bulunması, … ve diğer hissedar …’nun paylarının eşit (%50-%50) olması dikkate alındığında çoğunluğu sağlama imkanlarının olmaması, yeni yönetim seçilmesinin imkansız olduğu ve şirketin üstün menfaati gibi sebeplerle TMK’nın 427 ve ilgili maddeler gereği davalı şirkete kayyım atanmasına karar verilmesi talep edilmiş olup, ayrıca Mahkemenin 27/04/2022 tarihli celsesinde davacı vekilince tedbir istemi tekrarla davalı şirkete öncelikle bir yönetim kayyumu, aksi kanaat halinde bir denetim kayyumu atanmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin değerlendirildiği 10.05.2022 tarihli ara kararla”…Geçici hukuki koruma kararlarından olan ihtiyati tedbir kararı verirken asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar verilmemelidir.Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını gözetilmesi gerekli ve zorunludur. Kanun koyucu, ihtiyati tedbir hakkında karar verecek olan Hakime geniş bir taktir alanı bırakmış ise de, Hakim her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemeli ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre, ihtiyati tedbir kararı verdiğinin kararında belirtilmelidir, ihtayit tedbir şartları mevcut değilse kanunun ön gördüğü ölçüde ıspat edilememişse, veya yaklaşıkda olsa ıspatı yargılamayı gerekiyorsa ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir.HMK’nun 389. maddesindeki şartların mevcut olması ve talep halinde ihtiyati tedbire karar verilmelidir. Dava, davalı şirketin 28.06.2021 tarihli genel kurul kararlarının TTK’nın 445. vd. maddeleri uyarınca yoklukla malul olduğunun tespitine, aksi halde iptaline karar verilmesi istemine ilişkindir. Davacı vekilince, tedbir istemi yönünden ileri sürülen gerekçelere nazaran, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale geleceği, gecikme sebebiyle ciddi bir zararın doğabileceği yönünde Mahkememizde yeterli kanaat hasıl olmamakla, bundan başka esas hükümle umulan neticenin, henüz deliller toplanmadan meydana getirilmesinin mümkün olmadığı, yanı sıra yukarıda ayrıntısı açıklanan HMK’nun 390/3. maddesinde öngörülen yaklaşık ispata ilişkin ve dolayısıyla HMK 389. maddesi koşullarının oluşmadığı” gerekçesiyle, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Bu ara karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; TTK’nın 413/2. maddesi; ”gündeme bağlılık ilkesi”nin kabul edildiğini, somut olayda ise ne TTK’ya ne de Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul Ve Esasları ile Bu Toplantılarda Bulunacak Bakanlık Temsilcileri Hakkında Yönetmelik’in 9/3 maddesinde belirlenen; usule uygun gündeme madde konulmadığı gibi gündeme bağlılık ilkesi de çiğnendiğini, ilk 07/05/2021 Tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edilen 01/06/2021 Tarihinde yapılacağı ön görülen toplantının neden yapılmadığı da belirsizliğini koruduğunu, yasal düzenleme gereği, eğer bir erteleme söz konusu oldu ise bu hususunda ilan edilmesi gerekirken, bu yönde bir ilanda yapılmadığını, görüldüğü üzere usulsüzce müvekkilinin yokluğunda kararlar alınmış ve yapılan genel kurulda alınan usulsüz kararlar objektiflikten ve şeffaflıktan uzak olduğunu, Davalı şirketin diğer yetkilisi … yetkilerini kötüye kullanan ve hakkında savcılık soruşturma dosyası mevcut olan, haksız ve hukuka aykırı olarak davalı şirketteki yönetim işlerini engelleyen, şirket mal varlığını şahsi menfaatine kullanan biri olması sebebiyle davalı şirkete zarar verdiğini, bu sebeple davalı şirketin işlerinin yürütülmesi, mal varlığının korunması ve yönetilmesi gerektiğini, davalı şirket hissedarlarının paylarının eşit olması(%50-%50) dikkate alındığında çoğunluğu sağlama imkanları bulunmadığını, yani diğer bir ifade ile yeni yönetim seçilmesinin imkansız olması sebebiyle şirketin üstün menfaati açısında TMK’nın 427/4. maddesi uyarınca davalı şirkete kayyım atanması gerektiğini, ancak mahkemenin genel kurul kararlarının tedbiren yürütmesinin durdurulmasına karar vermediği gibi, şirkete kayyım atanması talebini de değerlendirmediğini, HMK’nın 390. maddesi gereği, somut olayda da genel kurula davet için çekilen ihtarların müvekkiline tebliğ edilmediği, usulsüzce gündemi değiştirildiği ve davalı şirket yönetim kurulu başkanı …’nun davalı şirket aleyhine usulsüz iş ve işlemlerde bulunduğunun sabit olduğunu, bu durumda ihtiyati tedbir koşulları oluşmuş olup, haklılıklarının sabit olduğunu, ivedilikle ihtiyati tedbir mahiyetindeki genel kurul kararlarının uygulanmasının yol açacağı telafisi mümkün olmayan zararlar dikkate alınarak TTK’nın 449. maddesi mucibince yürütmesinin geri bırakılmasına ve davalı şirkete TMK’nın 427/4. maddesi gereği şirkete kayyım atanmasına karar verilmesi gerektiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ara kararın kaldırılmasına ve ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, davalı şirketin 28.06.2021 tarihli genel kurul kararlarının TTK’nın 445. vd. maddeleri uyarınca yoklukla malul olduğunun tespitine, aksi halde iptaline, aynı Kanun’un 449. maddesi uyarınca genel kurul kararının yürütülmesinin geri bırakılması istemine ve ayrıca HMK’nın 389 vd. maddeleri uyarınca, ihtiyati tedbir yoluyla şirkete kayyım atanması istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile talebin reddine karar verilmiş; bu ara karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.İhtiyati tedbir, hukuksal niteliğinden dolayı uyuşmazlığı esastan çözmeyen geçici hukuki koruma olup, ileride açılacak bir davanın veya açılmış bir davanın sonucunun etkisiz veya anlamsız kalmasını önlemeye yarar. Buna karşılık kesin hukuki koruma ise ancak açılan bir dava üzerine yapılan yargılama sonucunda verilen karar ile sağlanabilir. HMK’nın 389. maddesi uyarınca, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3. maddesinde, tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmeli ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmelidir.Davacı temelde dava konusu kararların alındığı genel kurula usule uygun davet ve bildirim yapılmadığını iddia etmiş, davalı ise usule uygun tebligat yapıldığını savunarak buna ilişkin savunması kapsamında belgeler sunmuştur. Dosya kapsamına göre davacı iddiaları yönünden yaklaşık ispat koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle tedbir isteminin reddinde isabetsizlik görülmemiştir. Yargılamayı esastan yürütüp sonuçlandıracak olan ilk derece mahkemesince, dava dosyasında değişen durumlara göre her zaman talep üzerine dava konusu genel kurul kararları ile yönetim kurulu kararının icrasının durdurulması için tedbir kararı verilebilecektir. Dosya kapsamında dava konusu genel kurul karraları görülemediği gibi Dairemizce ticaret sicil kayıtları üzerinde yapılan araştırmada dava konusu gelen kurul kararlarının tescil kaydına da rastlanılamadığından, ilk derece mahkemesince kararların dosyaya sunulması sağlanarak, gerekirse alınan kararların içeriklerine göre her zaman geçici hukuki korumalara karar verilebilecektir. Davacının diğer bir tedbir istemi şirkete kayyım atanmasına ilişkindir. Davalı şirket yönetiminde boşluk ve organ eksikliği bulunmadığı da dikkate alındığında, şirkete kayyım atanmasına ilişkin ihtiyati tedbir isteminin reddi kararı da isabetlidir.Yukarıdaki açıklamalar ışığında, dosyanın mevcut aşaması itibariyle ilk derce mahkemesinin ihtiyati tedbir isteminin reddi kararı isabetli olup, aksi yöndeki davacı istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve karar harçlarının Hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 07.07.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve 391/3. maddeleri uyarınca karar kesindir.