Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1294 E. 2022/1429 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1294
KARAR NO: 2022/1429
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/03/2022
NUMARASI: 2022/129 E. – 2022/340 K.
DAVANIN KONUSU: Şirketin İhyası
Taraflar arasındaki şirketin ihyası davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Ltd. şirketi ile müvekkilimiz arasında Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/359 Esas sayılı dosyası ile alacak davası görüldüğünü, ilgili dilekçeler usulüne uygun şekilde davalı şirket ve vekiline tebliğ edilmesine rağmen, dava sonucu beklenmeden şirketin tasfiyesine karar verildiğini ve şirket ticaret sicilinden de terkin edildiğini, alınan tasfiye kararının, müvekkilinin alacağına kavuşmasını engeller mahiyette olduğunu, şirkete ait olan bazı aktiflerin tasfiyede dikkate alınmamış olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin alacağına kavuşmasını teminen Mahkemenizden şirketin ihyasını talep etme zorunluluğu doğduğunu belirterek … Tic. Ltd. Şti.’nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili, savunmasında özetle; her ne kadar huzurda tasfiyesi tamamlanmış ve sicilden terkin edilmiş “… Ltd. Şti.” nin yeniden ihyası talepli dava açılmışsa da bu davanın konusuz ve yersiz olduğunu, “… Ltd. Şti.” yasa ve usule uygun olarak tasfiye sürecini tamamlayarak terkin edildiğini, 12.02.2021 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’ nde tasfiye sürecine girdiği ilan olmuş … T.C. Nolu …’ın tasfiye memuru olarak atandığını, üç farklı tarihte alacaklılara çağrıda bulunulduğunu, alacaklılara TTSG’de yapılan son ilanın ardından altı ay geçtikten sonra şirketin tasfiyesinin gerçekleştiğini ve sicilden terkin edildiğini, usulüne uygun atanmış tasfiye memuru ile sürecin yasaya uygun olarak ilerlemiş olduğunu; alacaklılara üç kez çağrı yapıldığını , son çağrıdan 6 ay sonra tasfiye sürecinin sonlandırıldığını ve alacaklılara tüm ödemeler yapıldığını, bu nedenle huzurda açılan dava konusuz kaldığını, davacı tarafın tasfiye olunan “… Ltd. Şti.” den herhangi bir alacağı bulunmadığını, davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Somut uyuşmazlıkta; davacı ihyası istenilen şirketin tasfiye işlemlerinin sonuçlandırılması amacıyla huzurdaki davanın açıldığı, şirketin 06/10/2021 tarihinde TTK.nın 547.maddesi uyarınca sicilden re’sen terkin işleminin yapıldığı, şirketin ihya edilmesinde davacının hukuki yararının bulunduğu kabul edilmiştir. Tüm bu nedenlerle; davanın kabulü ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünde … sicil numaralı … Ticaret Limited Şirketi’nin TTK 547. maddesi uyarınca ek tasfiye işlemlerinin yapılması için tüzel kişiliğinin ihyasına, tasfiye memuru olarak eski tasfiye memuru …’ın atanmasına, tasfiye memuruna takdiren ücret tayinine mahal olmadığına, karar kesinleştiğinde keyfiyetin ticaret sicilde tescil ve ilanına, ilan ve müzekkere masraflarının davacı tarafça karşılanmasına, davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü yasal hasım olup davanın açılmasına sebep olmadığından yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Önceki beyanlarını tekrarlamış ve müvekkil …’ın tasfiye memuru olduğu, … Ltd. Şti. hakkında davacı … A.ş. tarafından Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/129 E. Sayılı dosyası ile ihya davası ikame edildiğini, davacı tarafça, alacakları gözetilmeden şirketin tasfiye edilmiş olması nedeniyle tasfiyenin gerçek anlamda tamamlanmamış olduğunu iddia ederek şirketin ihyasını talep ettiğini, her ne kadar tasfiyesi tamamlanmış ve sicilden terkin edilmiş ”… Ltd. Şti. ” nin yeniden ihyası talepli dava açılmışsa da, bu davanın konusuz ve yersiz olduğunu, 12.02.2021 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde şirketin tasfiye sürecine girdiğinin ilan edildiğini ve müvekkili … tasfiye memuru olarak atandığını, davanın kanunen tayin edilen hak düşürücü süreler geçirildikten sonra açıldığını, davanın bu yönüyle de konusuz kaldığını, davacının dava dilekçesinde iddia ettiği alacağın zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerinin geçmiş olması sebebiyle reddine karar verilmesini talep ettiklerini, mahkemece verilen ihya kararının yerinde olduğu düşünülse dahi mahkeme tarafından müvekkilin rızası dışında tasfiye memuru olarak atandığının görüldüğünü, tüm bunların yanı sıra 24.03.2022 tarihli ön inceleme duruşması ile usul ve yasaya aykırı olarak davanın kabulüne karar veren Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne aynı gün ve neredeyse aynı saatte olan bir başka duruşmalarından ötürü 23.03.2022 tarihli mesleki mazeret sunduklarını, mazeretleri gözetilmeksizin ön inceleme duruşması yapılmasının hukuki dinlenilme hakkını ihlal ettiğinden mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia ederek kararın kaldırılmasını istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 547. maddesi gereğince, tasfiye sonucu sicil kaydı terkin edilmiş olan şirketin, ek tasfiye işlemlerinin yerine getirilmesi için sicil kaydının ihyası talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı tasfiye memuru vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı tarafından davalı gerçek kişinin ortağı ve tasfiye memuru olduğu şirket aleyhine Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/359 Esas sayılı dosyasında alacak davası açılmıştır. Mahkemece 15.01.2022 tarihli ara karar ile davacı tarafa davalı şirket hakkında ihya davası açması için süre verilmiştir. TTK’nın 547. maddesine dayalı ihya davalarında davalı taraf, şirket veya kooperatifin en son tasfiye memuru veya tasfiye kurulu ile yasal hasım konumunda bulunan ticaret sicili müdürlükleridir. Bu nedenle, en son tasfiye memuruna dava yöneltilmesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır. İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün dosya içerisindeki cevabi yazısının incelenmesinden; şirketin son tescil işleminin 06.10.2021 tarihinde yaptırdığı, şirketin tasfiye sürecine 01.02.2021 tarihli genel kurul kararı ile girmiş olduğu, tasfiye sürecinin 08.02.2021 tarihinde tescil edildiği, davalının şirketin ortağı ve aynı zamanda tasfiye memuru olduğu, davacı tarafın Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesine açmış olduğu dava tarihi olan 27.09.2021 tarihinde şirketin henüz tasfiye halinde olduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafından, tasfiye sonucu sicilden terkin olmuş şirket aleyhine henüz tasfiye aşamasında iken dava açıldığı, o dava sırasında şirketin tasfiyesi sonucunda sicilden terkin edilmesi nedeniyle davacı tarafa ihya davası açması için süre verildiği anlaşılmaktadır. Söz konusu alacak davasında şirkete karşı husumetin yöneltilip devam ettirilmesi için şirketin tüzel kişiliğinin mevcut olması gerekeceğinden şirketin ihyasının talep edilmesinde hukuki yarar bulunmaktadır. TTK’nın 547. maddesi uyarınca, tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olması halinde, ilgililerin şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden bu ek işlemlerin sonuçlandırılıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilecek, mahkemenin talebi yerinde görmesi halinde tasfiye memurları veya yeni bir veya birkaç tasfiye memuru atayarak tescil ve ilan ettirecektir. Ancak, işin esasının incelenmesinden önce, davalı vekilinin hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğine dair istinaf nedeninin incelenmesi gerekir. HMK’nın 27. maddesinde davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgililerinin kendi haklarıyla bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları düzenlenmiştir. Bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunması, açıklama ve ispat hakkına sahip olunması ve mahkemenin açıklamaları dikkate alınarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerdiği kabul edilmiştir. Bu kapsamda mahkemenin, davalı vekilince 23.03.2020 tarihinde UYAP sistemi üzerinden gönderilmiş olan mesleki mazeret dilekçesi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar vermeden yargılamaya devam edip nihai kararını vermesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Temel yargılanma hakkı olan hukuki dinlenilme hakkı sağlanarak yeniden karar verilmek üzere ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılması gerekmiştir.Açıklanan bu gerekçelerle, davanın karara bağlanabilmesi için gerekli yasal koşullar sağlanmadan ve hukuki dinlenilme hakkını ihlal eder şekilde karar verilmiş olması nedeniyle, HMK’nın 353/1.a.4 maddesi uyarınca, işin esası incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca, işin esası incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,3-Davalı vekili tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının talep halinde iadesine,5-Gerekçeli kararın, ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair;HMK’nın 353/1.a.4 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 03.11.2022 tarihinde, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.