Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1292 E. 2022/994 K. 07.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1292
KARAR NO: 2022/994
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/11/2021
NUMARASI: 2021/767 E. – 2021/747 K.
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
Taraflar arasında görülen ihtiyai haciz talebinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, karada yazılı nedenlerle verilen ihtiyati haciz kararına borçlu bir kısım borlar tarafından yapılan itirazın kısmen kabulüne dair verilen ek karara karşı, bir borçlu vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekili, talep dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın, davalılar tarafından asıl borçlu ve kefil olarak imzalanan genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağının hesap kat ihtarına rağmen ödenmediğini belirterek, 4.149.462,54 TL alacak için borçlular hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesi, ihtiyati haciz talebini dosya üzerinden değerlendirdeği 22.11.2021 tarihli değişik iş kararıyla; “…Mahkememizce talep eden alacaklı vekili tarafından dosyaya sunulan bilgi ve belgelere göre alacağın rehin ile teminat altına alınmadığı ve vadesinin geldiğinin sabit olduğu, bu nedenle yapılacak işin niteliği dikkate alındığında; duruşma açılmasının sonuca etkili olmadığı anlaşıldığından, takdiren dosya üzerinden karar verilmiş olup, duruşma açılmasına gerek görülmemiştir. Talep eden tarafça sunulan dilekçe ekindeki belgeler incelenmiştir. İ.İ.K’nun 257. maddesinde rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının ihtiyati haciz isteyebileceği belirtilmiştir. Dilekçede borcun ödenmediği ve alacağın rehinle teminat altına da alınmadığı belirtilmiştir. Bu durumda ihtiyati haciz talebinin teminat karşılığında kabulüne karar verilmiştir.” gerekçesiyle, ihtiyati haciz talebinin talep konusu alacak miktarı olan 4.149.462,54 üzerinden ve %15 teminatla kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı borçlular …Şirketi ile … vekili ile borçlu … vekili tarafından, İİK’nın 265. maddesi uyarınca yasal süreleri içinde itiraz edilmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden borçlu … Ltd. Şti.ve … vekilinin 29/11/2021 tarihli itiraz dilekçesinde özetle; esas takibe konu alacakların halihazırda muaccel olmamış olduğu ve ihtiyati haciz kararı alınabilmesi için yasada öngörülen şartların müvekkil adına doğmadığının açık olduğu, öte yandan müvekkil ve karşı taraf arasında yapılmış bir muacceliyet anlaşması da mevcut olmadığını, alacak muaccel hale gelmeden ihtiyati haciz kararı alınmasından dolayı Mahkemenin 2021/767 sayılı dosyası ile vermiş olduğu ihtiyati haciz kararının kaldırılması için mahkemeye başvurulmasının zorunluluğunun hasıl olduğunu, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından düzenlenen ödeme emri ile taraflarına gönderilen işlemlerden anlaşılacağı üzere diğer takip borçlusu olan … tarafından işbu banka kredi borcunu teminat olmak üzere 3.000.000 TL’lik ipotek verildiğini, takip borçlusu olan diğer şahıs … İstanbul ili, Ümraniye ilesi, … Mahallesi, … Mevkii … Pafta, … parselde kain 10.490 m2 arsa tapusunu huzurdaki alacaklı bankaya işbu kredi borcu karşılığı ipotek verdiğini, işbu taşınmaz şuan itibariyle 4.000.000 TL değere sahip olduğunu, alacaklı bankanın ise sayın mahkemeye başvuru dilekçesinde işbu teminattan asla bahsetmeyerek alacağın teminat altına alınmamış olduğundan bahisle toplam alacak miktarı olarak gösterilen 4.1499.462,00 TL için ihtiyati haciz başvurusunda bulunduğunu ve bu yönde karar aldığını, icra takip dosyasına sunulan ödeme emrine 3.000.000 TL için ipotek olduğundan bahisle not düşülmüş olup bu yönde mahkemeye bilgi vermeyerek mahkemeyi yanıltarak alacağının tamamı için ihtiyati haciz kararı aldığını, ayrıca ödeme belgesinden anlaşılacağı üzere kredi borçlusu olan müvekkili şirketin 25/11/2021 tarihinde geciken kredi ödemelerine ait olan Ekim- Kasım 2021 aylarının taksitleri olan 450.000TL olarak alacaklı banka hesabına ödediğini, müvekkil şirketin şu anda gecikmiş kredi taksidi bulunmadığını, yani açık olarak kredi borcunun muaccel hale gelmediğini, işbu banka dekontunu dilekçe ekinde sunduğunu, bu hususlar ile birlikte icra takip dosyasına bakıldığında dosyada yapılan diğer hacizler ile birlikte müvekkil şirkete ait on üç adet araç ile diğer borçlu şirkete ait bir adet aracın da haczedildiğini, ayrıca alacaklı bankanın kredi alacağının kat edilmesi için göndermiş olduğu ihtarnamenin kredi borçlularından sadece … Tic. Ltd. Şti. dışında hiçbir muhataba tebliğ edemediğini, ancak bu fiili duruma rağmen acele hareket ederek karar aldığı da başka açık bir zorunluluğun ihmal edildiğini gösteren bir gerçek olduğunu, alacaklı tarafından mahkemece verilen bu kararla aşkın haciz yapmak istediği izahtan vareste olduğunu, işbu nedenle takip dosyasına itiraz ederek takibin durdurulmasını talep ettiklerini, bu nedenlerle ihtiyati haciz kararına itiraz ettiklerini bildirmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden borçlu … vekili, itiraz dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için öncelikle rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcu bulunması gerektiğini, yine vadesi gelmemiş borçlar için de gerekli koşullar yasada sınırlı olarak sayılmış olup, ihtiyati haciz kararı alınması için gerekli yasal koşulların oluşmadığının açık olduğunu, takibe konu alacakların halihazırda muaccel olmadığının açık olduğunu müvekkil ile alacaklı banka arasında muacceliyet anlaşması da bulunmadığını, müvekkil tarafından İstanbul ili, Ümraniye ilesi, … Mahallesi, … Mevkii … Pafta, … parselde kain 10.490 m2 arsa tapusunu alacaklı bankaya işbu kredi borcu karşılığı ipotek verdiğini, icra dosyasında düzenlenen ödeme emrinde 3.000.000 TL’nin ipotekli olduğunun belirtildiğini, alacaklı tarafından mahkemeyi yanıltarak alacağın tamamı için ihtiyati haciz kararı alındığını, alacaklı taraf dilekçelerinde bu hususu yer vermediğini, kredi borcunun muaccel hale gelmediğini, haksız ihtiyati hazin icrası sebebiyle müvekkilin menkul ve gayrimenkulleri, ev eşyaları ile bankalar nezdindeki hesapları haczedildiğini, müvekkil büyük ölçüde zarara uğradığını, alacaklıya karşı yöneltilecek tazminat davası için dosyaya sunulan teminatın alacaklı tarafa ödenmemesi gerektiğini belirterek, ihtiyati haciz karanıa itiraz etmiştir. Alacaklı vekili, itirazlara cevap dilekçesinde özetle ; dilekçede ayrıntılı olarak belirtilen nedenlerle, borçluların itirazlarının reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, itirazı değerlendirdiği 11.04.2022 tarihli ek kararıyla; ”…Yukarıda değinilen hukuksal durum ve somut olayın birlikte değerlendirilmesi sonucunda; İstanbul Gayrimenkul Satış İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ve İstanbul ili, Ümraniye ilesi, … Mahallesi, … Mevkii, … parsel sayılı taşınmazın resmi senedinin incelenmesinde, ipoteğin sadece borçlulardan …’nın borcunun teminatı olarak verildiği, itiraz eden diğer borçlular yönünden teminat oluşturmadığı görülmekle, Borçlu … vekilinin itirazının 3.000.000-TL üzerinden kabulü ile bu tutar yönünden ihtiyati haczin kaldırılmasına, 1.149.462,54-TL üzerinden ihtiyati haczin devamına, ipoteğin … Limited Şirketi ve … lehine verilmediği bu nedenle … Limited Şirketi ve … vekilinin itirazları yerine görülmediğinden itirazlarının reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.” gerekçesiyle; borçlu … vekilinin itirazının kısmen kabulü ile 3.000.000,00 TL borç yönünden ihtiyati haczin kaldırılmasına, bu borçlu hakkında 1.149.462,54 TL üzerinden ihtiyati haczin devamına, borçlular … Limited Şirketi ve … vekilinin itirazlarının reddine, karar verilmiştir. Bu ek karara karşı, sadece kefil borçlu … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati hacze itiraz eden borçlu kefil … vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Önceki beyanlarını tekrarlamış ve ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için öncelikle rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcu bulunması gerektiğini, vadesi gelmemiş borçlar içinde gerekli koşulların yasada sınırlı sayıda olarak sayıldığını, ancak somut olayda bu yasal koşulların oluşmadığını, Takibe konu alacakların hali hazırda muaccel olmadığını, müvekkili ile alacaklı banka arasında muacceliyet anlaşması bulunmadığını, alacak rehinle teminat altına alınmış olduğundan ihtiyati haciz koşullarının hiçbir şekilde oluşmadığını, İstanbul …İcra Müdürlüğünün … sayılı esas dosyası incelendiğinde İstanbul ili Ümraniye ilçesi, … mahallesi, … mevki … parselde kayin, … metre kare arsa tapusunun müvekkili … tarafından alacaklı bankaya işbu kredi borcu karşılığında ipotek verildiğini, icra dosyasındaki ödeme emrinde 3.000.000 TL’nin ipotek olduğunun açıkça belirtildiğini, Dosyadaki asıl borçlu şirket tarafından 25.11.2021 tarihinde geciken kredi ödemelerine ait Ekim – Kasım 2021 aylarının taksitleri olan 450.000 TL’nin alacaklı banka hesabına ödendiğini, iş bu kredi sözleşmesine ilişkin gecikmiş kredi taksiti bulunmadığını, dolayısıyla kredi borcunun muaccel hale gelmediğini, kaldı ki BDDK tarafından yapılan açıklamaya göre kredi ödemelerindeki gecikmelere esneklik tanınarak, gecikmeye giren kredilerin takip hesabına aktarılmadan önce doksan gün yerine yüz seksen gün beklenmesi gerekeceğini, somut olayda alacaklı bankanın bu düzenlemeye aykırı hareket ettiğini, dosya içerisine sunulan banka tarafından gönderilen mailde gecikme süresinin 24.11.2021 tarihi itibariyle altmış günü doldurmadığının görüleceğini, alacaklının ise ihtiyati haciz talebinin 18.11.2021, takip tarihinin ise 08.11.2021 olduğunu, dolayısıyla muaccel bir borçtan bahsedilemeyeceğini, Haksız ihtiyati haciz sebebi ile müvekkilinin tüm mal varlığına haciz konulduğu ve müvekkilinin zarara uğradığını, alacaklıya karşı açacakları tazminat davasına teminat olmak üzere ve İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının derdest olması sebebiyle alacaklının istinafa konu dosyadaki teminatı üzerine tedbir konularak teminatın alıcıya iade edilmesinin karar verilmesi gerekmekteyken hukuka aykırı karar verildiğini, Yukarıda bahsi geçen sebeplerle ilk derece mahkemenin 11.04.2022 tarihli ek kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ek kararın kaldırılmasına, itirazın kabulüne, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, İİK’nın 265. maddesi uyarınca ihtiyati hacze itiraza ilişkindir. İlk derece mahkemesince, ihtiyati hacze itirazın kısmen kabulün dair verilen ek karara karşı, reddedilen kısım açısından sadece borçlu … vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosya içerisindeki 26.11.2020 tarihli kredi sözleşmesinin …. T.A.Ş. Gülbağ şubesi ile … arasında imzalandığını, kredi sözleşmesinin 30.000.000 TL limitinde olduğunu, …’nın ve …’nın ve …’nın on yıl süre ile 20.000.000 limit dahilinde 26.11.2020 tarihli kefalet beyanlarının bulunduğunu görülmektedir. Dosya içerisindeki Beyoğlu …Noterliğine ait … yevmiye numaralı 26.10.2021 tarihli ihtarnamenin … T.A.Ş. tarafından keşide edildiği, muhatapların; …, …, …, … ve … oldukları, asıl borçlunun … olduğu, diğerlerinin kefil sıfatlarının bulunduğu, sonuç olarak toplamda 4.149.416,54 TL ‘nin ödenmesinin ihtar edildiği, asıl borçlu …’in talep konusu kredi sözleşmesindeki adresi … Mah. … Bulvarı, No:… Beylikdüzü/İstanbul olmakla asıl borçlunun kredi sözleşmesinde yer alan adresine tebligatın çıkartılmış olduğu, ancak tebligatın yapılamadığı anlaşılmıştır. 6098 sayılı TBK’nın 586. maddesi uyarınca da kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir. Hesabın kat edilmesi, kredi sözleşmelerinden kaynaklanan alacağın muacceliyeti için yeterlidir; ayrıca ihtarın tebliğ edilmiş olması aranmaz ise de asıl borçluya gönderilen ihtar, borçlunun temerrüdünün yanı sıra, 6098 sayılı TBK’nın 586. maddesinde öngörülen müteselsil kefilin takibi koşullarının gerçekleşmesi bakımından da gerekli bir unsurdur. Sunulu belgelerde, kredi borcunun ödenmemesi üzerine, hesabın kat edilerek asıl borçlu şirkete, kredi sözleşmesinde yer alan adresine gönderildiği, dosya içerisinde asıl borçlunun adres değiştirerek bu değişikliği noter kanalı ile kredi kullandıran bankaya bildirmiş olduğu yönünde herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı anlaşılmaktadır. İİK’nın 68/b maddesinin 1.fıkrası uyarınca, asıl borçluya hesap kat ihtarının tebliğ edilmiş sayılması gerekir. Somut olayda TBK’nın 586. ve İİK’nın 257. maddeleri uyarınca, borçlu kefil … açısından ihtiyati haciz ile koşullar oluşmuştur. Dosya içerisinde İstanbul Gayrimenkul Satış İcra Dairesinin ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe konu ilişkin icra emrinin incelenmesinde; alacaklının …, borçluların …, … oldukları, … nolu kredi için toplamda 1.662.743,13 TL, … nolu kredi için 1.663.5954,02 TL, … nolu kredi için toplamda 829.255,77 TL, … nolu kredi için toplamda 41.275,70 TL olmak üzere harca esas değeri olarak 3.000.000 TL üzerinden takip başlatıldığı, takip sebebi olarak … adına kayıtlı İstanbul ili Ümraniye ilçesi, … mahallesinde kain … parsel … blok … nolu bağımsız bölümün gösterildiği anlaşılmaktadır. İstanbul …İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasındaki ödeme emrinin incelenmesinde; alacaklının …, borçluların …, …, …, …, … oldukları, toplam 4.196.869,62 TLtoplam alacağın takibe konu edildiği, asıl borçlu …’ın 4.196.869,62 TL’den ipotek ile teminat altına alınan 3.000.000 TL mahsup edildiğinde kalan tutar olan 1.196.869,62 TL’den diğer kefillerin kefaret limiti ile sınırlı olmak kaydıyla sorunlu olduklarının belirtildiği görülmüştür. İtiraz ve istinaf eden, kredi sözleşmesinin müteselsil kefili olup, dosya kapsamında itiraz eden kefil … adına kayıtlı taşınmazın sadece hem asıl borçlunun borcu için hem de kefilin borcu için ipotek olarak verildiği, yani kefil …’nın, kefaletten doğan borcunu da teminat altına aldığı anlaşılmaktadır. Nitekim alacaklı bankanın, ilk derece mahkemesinin itiraz üzerine verdiği karara karşı istinaf başvurusu yoktur. İlk derece mahkemeseince, ipotek üst limitini aşan kısım için ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmiş olmasında bu nedenle usul ve yasaya aykırılık yoktur. Zira, İİK’nın 45/1.maddesinin ikinci cümlesi uyarınca, alacaklı, ipotek tutarını aşan kısım için haciz yoluyla takip yapabilir. Banka alacağı muaccel olup ileri sürülen diğer itirazlar ise İİK’nın 265 maddesinde sınırlı olarak sayılan itiraz nedenleri arasında yer almamaktadır.Açıklanan bu gerekçelerle, İİK’nın 265/son ve HMK’nın 353/1.b.1. maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin itiraz üzerine verdiği ek karar isabetli olduğundan, itiraz eden kefil … vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu … vekilinin istinaf başvurusunun reddine, 2-Başvuran tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye gelir kaydına, 3-Başvuran tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 07.07.2022 tarihinde, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU:HMK’nın 362/1.f ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca karar kesindir.