Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1291 E. 2022/995 K. 07.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1291
KARAR NO: 2022/995
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/10/2021
NUMARASI: 2021/689 D.İş. – 2021/667 K.
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
Taraflar arasında görülen ihtiyai haciz talebinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, karada yazılı nedenlerle verilen ihtiyati haciz kararına borçlular vekili tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin verilen ek karara karşı, borçlular vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Alacaklı vekili, ihtiyati haciz talep dilekçesinde özetle; borçluların imzalamış olduğu toplam bedeli 1.000.000,00TL olan senetin 350.500,00-TL’lik kısmının karşılığının olmadığını, borcun ödenmediğini belirterek, borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini, masraf ve ücreti vekaletin karşı taraflara yükletilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince, ihtiyati haciz talebinin dosya üzerinden değerlendirildiği 18.10.2021 tarihlikararla; “…Mahkememizce talep eden alacaklı vekili tarafından dosyaya sunulan bilgi ve belgelere göre alacağın rehin ile teminat altına alınmadığı ve vadesinin geldiğinin sabit olduğu, bu nedenle yapılacak işin niteliği dikkate alındığında; duruşma açılmasının sonuca etkili olmadığı anlaşıldığından, takdiren dosya üzerinden karar verilmiş olup, duruşma açılmasına gerek görülmemiştir.Talep eden tarafça sunulan dilekçe ekindeki belgeler incelenmiştir. İ.İ.K’nun 257. maddesinde rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının ihtiyati haciz isteyebileceği belirtilmiştir. Dilekçede borcun ödenmediği ve alacağın rehinle teminat altına da alınmadığı belirtilmiştir. Bu durumda ihtiyati haciz talebinin teminat karşılığında kabulüne karar verilmiştir.” gerekçesiyle, ihtiyati haciz talebinin talep konusu alacak miktarı olan 350.500,00 TL üzerinden ve %15 teminatla kabulüne karar verilmiştir.Bu karara karşı, borçlular vekili tarafından, İİK’nın 265. maddesi uyarınca yasal süresi içinde itiraz edilmiştir.İhtiyati hacze itiraz eden borçlular vekili, itiraz dilekçesinde özetle; “26.07.2019 düzenleme, 04.10.2020 ödeme tarihli 1.000.000,00 TL değerindeki bono” üzerinde lehtar sıfatıyla senedin arka yüzünde bulunan imzanın müvekkili … Şirket yetkililerine ait olmadığını, nitekim işbu imza itirazları ile alakalı İstanbul 18. İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/964 E. sayılı dosyası ile imza itiraz ve şikayet davası ikame edilmiş olup mahkemece bu davada verilecek kararın da yine gerek görüldüğünde bekletici mesele yapılması talep olunduğunu, senet üzerinde ilk cironun lehtar … firmasına ait olmaması sebebi ile birlikte keşideci diğer borçlular yönünden de ciro silsilesi kopmuş bulunmakta, eş deyişle alacaklı …’ın bu senet üzerinde müvekkillere karşı takip ve alacak hakkı bulunmadığını, takibe konu senet incelendiğinde keşideciler …, … ve … tarafından emre muharrer işbu senet …Şirketi lehine keşide edildiğini, senet lehtarı olan …’ın senet üzerinde ilk ciroyu yapması ve ciro zincirini başlatması gerektiğini, ancak yukarıdaki imza itirazları ve işbu imza itirazları incelemesi neticesinde görüleceği üzere … firmasına ait olmayan imza sebebi ile senedin arka yüzüne atılan kaşe ve imza geçerli bir ciro teşkil etmediğini, bu sebeple takibe konu senedin arka yüzünde ilk cironun lehdara ait olmaması sebebi ile alacaklı … A.Ş. için ciro zinciri kopuk hale geldiğini, ancak müvekkillerin ilgili karara konu senet hakkında alacaklıya herhangi bir borcu bulunmadığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu ihtiyati haciz kararına itiraz ettiklerini belirterek, itirazın kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, itirazı değerlendirdiği 26.11.2021 tarihli duruşmada itirazın reddine karar verdikten sonra bu konuda düzenlediği aynı tarihli gerekçeli ek kararıyla; borçlular vekili tarafından ileri sürülen itiraz sebeplerinin İİK’nın 265.maddesinde sınırlı olarak sayılan itiraz sebepleri kapsamında olmadığı gerekçesiyle, ihtiyati hacze itirazın reddine, karar verilmiştir. Bu ek karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden borçlular vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati hacze itiraz eden borçlular vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; itiraz dilekçesindeki hususları tekrarlamış ve senet üzerindeki ilk ciro ve imzanın müvekkili … aydınlatmaya ait olmadığını, söz konusu imza itirazlarıyla alakalı olarak İstanbul 18. İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/964 Esas sayılı dosyasında dava ikame edilmiş olduğunu, gerek görülürse söz konusu davanın eldeki ihtiyati haciz talebine ilişkin değişik iş üzerinden yapılan yargılamada bekletici mesele yapılması gerektiğini, Senet üzerindeki ilk cironun lehtar … firmasına ait olmaması sebebiyle, diğer borçlular yönünden de ciro silsilesinin kopmuş olduğunu, yani … firmasına ait olmayan imza sebebiyle senedin arka yüzüne atılan kaşe ve imzaları geçerli bir ciro teşkil etmediğini, takibe konu senedin arka yüzünde ilk cironun lehtara ait olmaması sebebi ile ciro zincirinin kopuk hale geldiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu ek kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ek kararın kaldırılmasına, itirazın kabulü ile ihtiyati haciz karının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, İİK’nın 265. maddesi uyarınca ihtiyati hacze itiraza ilişkindir. İlk derece mahkemesince, itirazın reddine dair verilen ek karara karşı, borçlular vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.Borçlular vekilinin, itirazları üzerine itirazın mürafalı incelenmesine karar verilmiş ve ihtiyati hacze itiraz eden vekilinin hazır olduğu 26.11.2021 tarihli duruşmada itirazın reddine karar verilerek bu hususta 14.12.2021 yazım tarihli ek karar yazılmıştır. İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için mahkeme kararı ile borçlunun mallarına geçici olarak el konulması olarak tanımlanmaktadır. İhtiyati haciz kararı talep edebilmek için, İİK’nın 257/1. maddesine göre alacağın para alacağı olması, vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş olması ya da İİK’nın 257/2. maddesindeki şartların gerçekleşmiş bulunması gerekir. İİK’nın 258/1. maddesinin ikinci cümlesinde “Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebebi hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.” şeklinde yapılan düzenleme ile alacaklının ihtiyati haciz talep edebilmesi ve ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın varlığı ve istenebilir olduğunun tam ve kesin olarak ispat edilmesi gerekliliği aranmamış, bu konuda mahkemeye kanaat getirecek delillerin sunulması yeterli kabul edilmiştir. Somut olayda; İtiraz eden vekili ihtiyati haczin dayanağı olan çek üzerinde lehdar adına atılı ciro imzasının müvekkili şirket temsilcisine ait olmadığını bu durumun ciro silsilesini de bozduğunu iddia etmiştir. Ancak, talep konusu senedin incelenmesinde, ciro silsilesinde şeklen bir kopukluk olmadığı anlaşılmaktadır. İtiraz eden tarafın ciro imzasının müvekkiline ait olmadığı konusundaki iddianın açılacak bir menfi tespit davasında ileri sürüleceği, bu iddianın İİK’nun 265. maddesinde sayılan ihtiyati hacze itiraz sebeplerinin hiç birine girmediği anlaşılmakla, itirazın reddine dair verilen ilk derece mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmamıştır.Açıklanan bu gerekçelerle, İİK’nın 265/son ve HMK’nın 353/1.b.1. maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin itiraz üzerine verdiği ek karar isabetli olduğundan, itiraz eden borçlular vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca, ihtiyati hacze itiraz eden borçlular vekilinin istinaf başvurusunun reddine, 2-İhtiyati haciz kararına itiraz eden borçlular tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye gelir kaydına,3-İhtiyati haciz kararına itiraz eden borçlular tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 07.07.2022 tarihinde, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU:HMK’nın 362/1.f ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca karar kesindir.