Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1279 E. 2022/1431 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1279
KARAR NO: 2022/1431
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/05/2022
NUMARASI: 2022/282 E. – 2022/447 K .
DAVANIN KONUSU: Şirketin İhyası
Taraflar arasındaki şirketin ihyası davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın hasımsız açılamayacağı dikkate alınarak davanın usulden reddine dair verilen karara karşı, davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; ihyası istenen … Ticaret Ltd. Şti. ‘nin davalısı olduğu ve halen devam etmekte olan İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/369 Esas sayılı dava dosyasının devamı sırasında davalı şirketin sicil kaydının terkin edildiğini, 4. ATM’nin anılan dosyasının 20/01/2022 tarihli celsesinde, davaya devam edebilmesi için, terkin edilen şirketin ihya edilmesi konusunda taraflarına dava açmak üzere süre verildiğini, söz konusu 20/01/2022 tarihli celsenin 1 nolu ara kararı doğrultusunda şirketin ihyası için ihya davasının ikame edildiğini, ihya davasından sonra şirketin davada temsil edilebilmesi için ayrıca şirketin son temsilcisi şirket müdürü …’a tebligat çıkartılması gerektiğini, Ticaret Sicil Müdürlüğüne ayrıca dava dilekçesinin gönderilerek ihbar edilmesinin de tamamlanması gereken bir prosedür olduğunu belirterek, ticaret sicilden silinen … Ticaret ve Turizm Ltd. Şti.’nin, devam etmekte bulunan İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/369 Esas sayılı dosyası yönünden ihya edilmesine, son yetkili şirket müdürü …’ın şirketin tasfiye memuru olarak seçilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dava dilekçesi incelendiğinde, ihyası istenen şirket olarak … Ticaret ve Turizm Ltd. Şti’nin gösterildiği, yetkili şirket müdürü denerek …’ın isim ve adresine yer verildiği, davanın ihbar edilmesi denilerek İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün ihbar edilen konumunda gösterildiği, tevzi formu incelendiğinde ise davalının … Ticaret ve Turizm Ltd. Şti olarak göründüğü, mahkememizce yapılan tensip tutanağının “b” bendinde “Şirket ihyası davasında İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü ile şirketin en son temsilcisinin (kayyım atanmak üzere ) davalı konumunda olması gerektiğinden, dava dilekçesinde bu kişilerin ihbar edilen gibi gösterilmesi nedeni ile davacı vekiline İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü ve şirket yetkilisini davalı gösterir maddi hata düzeltme dilekçesini vermesi için 1 hafta süre verilmesine, ” , “c” bendinde ise “2 nolu ara kararı yerine getirildiğinde , dava dilekçesi, maddi hata düzeltme dilekçesinin ve tensip zaptının tebliğine, ” denildiği, tensip tutanağının davacı vekiline 14/05/2022 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen maddi hata düzeltme dilekçesi verilmediği görüldüğünden, ihya davalarında İstanbul Ticaret Sicil müdürlüğünün davalı konumunda gösterilmesi gerekmesi nedeniyle hasımsız dava açılmayacağından davanın usulden reddine aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir…” gerekçesiyle, davanın hasımsız açılamayacağı dikkate alınarak davanın usulden reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacılar vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacılar vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Önceki beyanlarını tekrarlamış ve İstanbul 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/369 esas sayılı dosyasında devam etmekte olan davada taraf olan şirketin sicilden terkin edilmesine binaen şirketin ihyası için süre verilmesi üzerine ihya davası açıldığını, mahkemenin yorum hatasına düşerek gereksiz zaman ve masraf kaybına yol açacak şekilde şirketin en son temsilcisini ve Ticaret Sicil Müdürlüğünün davalı gösterilmemesi nedeniyle ön inceleme duruşması dahi yapılmadan tensip aşamasında davanın usulden reddine karar verildiğini, kararın usul ekonomisine aykırı olduğunu, kesin önel verilmeden gönderilen muhtıra ile acele verilen kararın hukuk tekniği yönünden usul kurallarına aykırı şekilde verildiğinin sabit olduğunu, şirketin ihyası davasının nizalı kazaya yani çekişmeli davaya konu olduğu noktasında yasal hüküm olmadığını, terkine engel durum olması halinde temsilci ve sicilin bu hususu ihbar sıfatı ile davaya taşıyabileceklerini, dava dilekçesinde açıkça belirtilip sıfatlarının ihbar edilen olarak gösterilmesinin HMK 124.maddesine göre dürüstlük kurallarına aykırı olmayan taraf değişikliği olarak değerlendirilmesi gerekeceğini, dilekçenin konu ve açıklamalar bölümünde birçok defa davalı olarak gösterildiğini, tensip tutanağının (b) bendinde taraflarına verildiği iddia edilen bir haftalık sürenin kesin olmadığını ve taraflarına hiçbir ihtarat yapılmadığının anlaşıldığını, verilen sürenin kesin olmaması ve sürenin sonunda tatbik edilecek müeyyidenin açıklanmaması ayrıca ihtaratta bulunulmaması neticesinde verilen ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia ederek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 547.maddesi uyarınca, ek tasfiye işlemlerinin yapılabilmesi için şirketin sicil kaydının ihyası talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın davanın hasımsız açılamayacağı dikkate alınarak davanın usulden reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacılar vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacılar vekili tarafından 19.04.2022 tarihli dava dilekçesinde ihyası istenen şirket ile birlikte şirketin son yetkili müdürü ve davanın ihbar edilmesi istenen İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü gösterilmiştir. Mahkemece 22.04.2022 tarihli tensip tutanağının “…b)Şirket ihyası davasında İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü ile şirketin en son temsilcisinin (kayyım atanmak üzere ) davalı konumunda olması gerektiğinden, dava dilekçesinde bu kişilerin ihbar edilen gibi gösterilmesi nedeni ile davacı vekiline İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü ve şirket yetkilisini davalı gösterir maddi hata düzeltme dilekçesini vermesi için 1 hafta süre verilmesine, c-2 nolu ara kararı yerine getirildiğinde , dava dilekçesi, maddi hata düzeltme dilekçesinin ve tensip zaptının tebliğine…” dair ara kararlar oluşturulmuştur. Dosyanın incelenmesinden davacı vekiline gönderilen tebligatta yalnızca tensip zaptının olduğu, tensip tutanağında yer verilen ara karara dair muhtıra gönderilmesine ihtiyaç duyulmamış olduğu anlaşılmıştır. Mahkeme tarafından dosya üzerinde gerçekleştirilen inceleme neticesinde, tensip tutanağının davacı vekiline 14.03.2022 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen maddi hata düzeltme dilekçesi verilmediği, ihya davalarında İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün davalı konumunda gösterilmesi gerektiği, hasımsız dava açılamayacağı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 119. maddede, dava dilekçesinde nelerin yer alacağı düzenlenmiştir. 119/1b bendinde davacı ile davalının adı, soyadı ve adreslerine yer verilmiştir. 119/2.fıkrasında, birinci fıkranın (a), (d), (e), (f) ve (g) bentleri dışında kalan hususların eksik olması halinde hakimin davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre vereceği, bu süre içerisinde eksikliğin tamamlanmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceği belirtilmiştir. Somut davada, yukarıda yer verildiği üzere, davacılar tarafından şirketin ihyası ile ilgili olarak açılan davada davalı olarak yer alması gereken İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü ve tasfiye sonucu terkin edilen şirketin son tasfiye memurunun dava dilekçesinde davalı olarak gösterilmediği, ancak ihbar edilen ve ihyası istenen şirket kısmında yer verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece davacı tarafa HMK’nın 119/2.maddesi doğrultusunda eksikliğin tamamlanması için kesin süre verilmesi ve uygun sonuç çerçevesinde hüküm tesis edilmesi gerekir iken tensip ara kararı uyarınca davacılar vekiline süre verilmiş olması, bu sürenin de kesin olduğunun belirtilmediği ve ayrıca bu hususun ayrı bir muhtıra ile belirtilmediği dikkate alınmaksızın dosya üzerinde karar verilmiş olması HMK’nın ilgili hükümlerini uygun olmamıştır. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacılar vekili tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine,4-Davacılar vekili tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair;HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 03.11.2022
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.