Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1272 E. 2023/1571 K. 11.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1272
KARAR NO: 2023/1571
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/11/2021
NUMARASI: 2021/410 E. – 2021/870 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
Taraflar arasında görülen tazminat davasının ilk derece mahkemesice yapılan yargılaması sonucunda davanın reddine dair verilen hükme karşı, davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvrulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı, dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin tanıtım ve reklam faalyetleri sonrasında aracı kurum hizmetinden yararlanmak üzere posta ile gönderilen kaldıraçlı alım satım işlemleri çerçeve sözeleşmesini imzalayarak yine posta ile gönderildiğini, bu tarihten sonra kendisine tahsis edilen hesapta meta trader platform uygulamasında davacının açtığı parite ve emtia arayüzü üzerinden kaldıraçlı işlemler yapmaya başladıını, davalı şirketin fiyat alım satım farkı olarak her işlemden … adı altında ücret aldığını, bunun dışında bir komisyon anlaşmalarının olmadığını, 2014 yılının Haziran ayından itibaren ham petrol fiyatlarında yaşanan ani ve hızlı fiyat düşüşlerine hazırlıksız yakalandığını ve bu nedenle daha önce açmış olduğu ham petrol uzun pozisyolarında ciddi bir şekilde zarar etmeye başladığını, 2014 yılından beri her gece gecelik bekleme maliyeti olarak açıklanan swap bedeli adı altında komisyon alındığını, bu nedenle davalı şirkete komisyon ödediğini, davalı şirketle görüşerek tarafından alınan gecelik maliyet adı altında alınan komisyonlara itiraz ettiğini ancak davalı şirketten olumlu bir yanıt alamadığını beyanla; şimdilik 2.000 USD alacağın davalıdan iadesini, yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı, 18.09.2018 tarihli ıslah dilekçesiyle davayı tam olarak ıslah ettiğini beyan etmiş ve sözleşmede yer almadığı halde sektör ve piyasa gerçeklerine aykırı ve yanıltıcı ifadelerle dört yıl boyunca CFD vadeli ham petrol fark kontratları açık pozisyonlarında alış ve satış yönünde yaklaşık toplam 45.000 Usd gecelik swap bedeli almalarının, şirketin bünyesinde ve emanetinde bulunan hesapta bekleyen ham petrol hedgeli pozisyonları, teminat gereksinimi bulunmadığı halde tamamen iradesi ve bilgisi dışında kapatılarak 223.275,85 Usd tutarında zarara sebebiyet vererek davalının kazanç elde etmesi nedeniyle tam ıslah yoluna gidilerek her iki maddi olgu nedeniyle ortaya çıkan maddi zararların tazmini için bu davanın açıldığı, ilk dava dilekçesinde açıklanan maddi olguların aynen geçerli olduğunu, davaların yığılması kapsamında fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 24.04.2014 tarihinden dava tarihine kadar davalı şirket tarafından … nolu hesaptan her gece swap adı altında alınan USD toplam tutarın iadesi ile şimdilik 2.000 Usd kısmi alacağı talep ettiğini belirterek bu alacağı dava tarihinden itibaren döviz faizi işletilmesini talep ettiğini, tam ıslaha konu 223.275,85 Usd zararın tazmininde ilk taleplerinin eski hale iade, yani 26.03.2018 tarihinde hatalı veya kasıtlı olarak kapatılan dilekçe ekinde liste halinde belirtilen pozisyonların herhangi bir hak kaybına yol açılmayacak şekilde … nolu hesaba iadesini talep ettiklerini, bunun mümkün olmaması halinde ise sorumluluk ilkelerine göre ikinci terditli taleplerinin 223.275,85 Usd’nin davacıya iadesinin gerektiğinin kabulü ile şimdilik 3.000 Usd tutarın döviz faiziyle birlikte tahsilini talep ettiklerini belirtmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; Davacı …’in, yanlış yatırım kararları nedeniyle uğradığı zararları, dayanaktan yoksun iddiaları ile davalı şirketten tahsil edebilmenin yollarını aradığı, davacının tüm iddialarını reddettikleri, davalı …’nin, 6362 sayılı SPK’ya tabi bir şirket olduğu, SPK’nın teknik alt yapı, organizasyon, sermaye ve insan kaynakları yeterliliği incelemeleri sonucunda yetki belgesi aldığı, davacıya Sermaye Piyasası kurulu mevzuat bükümleri ve şirket genel uygulamasına uygun şekilde her türlü bilginin verildiği ve risk uyarılarının yapıldığını, davacının kaldıraçlı alım satım işlemlerine ilişkin riskleri $ madde halinde sıralayan, ‘Kaldıraçlı Varlık Alım Satım İşlemleri Risk Bildirim Formu’nu, okuyup anladığına ve bir örneğini elden teslim aldığına dair kendi el yazısı ile birlikte imzaladığı, davacının elektronik Posta adresine bilgilendirme maili ve tanıtım broşürü gönderildiği, ilgili mailde davalı şirketin Kaldıraçlı Alım Satım işlemleri eğitim videolarının yer aldığı, davacıya e-kitap, Meta Trader ve Web Trader kullanım kılavuzları yollandığı, davacıya 18/04/2014 ve 22/02/2016 tarihlerinde demo hesap açıldığı, davacının 2016 yılında açıları demo hesapta 1242 adet işlem gerçekleştirerek platformu test ettiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca; müşteri, swap maliyet ve oranlarının web sitesinde yayınlanmasının ardından itiraz etmemesi ve sözleşmeyi feshetme hakkını kullanmaması halinde, ilgili maliyet ve oranları kabul etmiş sayıldığı, davacının, hesabına uygulanan her maliyetten, tarafına günlük olarak gönderilen ekstreler vasıtasıyla haberdar olduğu ancak bu maliyete 3 yıl sonra itiraz ettiğini, Kaldıraçlı Alım Satım işlemleri ve internet üzerinden yapılacak işlemlere ilişkin sözleşmelerin, SPK standartlarına ve SPK’nın internet sitesinde yayınlanan sözleşme esaslarına uygun olarak hazırlandığı, sözleşmelerdeki hükümler ile davacının kendi yatırım kararları ile açmış olduğu pozisyonlar nedeniyle maruz kaldığı zarar arasında herhangi bir illiyet bağı bulunmadığını, görev itirazının kabul edilerek görevsizlik kararı verilmesi, itirazın uygun görülmesi halinde, talep halinde, dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesi, görev itirazının yerinde görülmemesi halinde, davacının dilekçesinde yer alan iddiaların doğru olmaması hususu göz önünde bulundurularak, dayanaktan yoksun olan davanın reddini, bütün dava giderlerinin yasal faizi ile birlikte davacı taraftan alınarak davalıya iadesine karar verilmesi talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile davalı arasında bir sureti dosyaya sunulan Kaldıraçlı Alım Satım İşlemleri Çerçeve Sözleşmesi’ nin bağıtlandığı hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının dilekçesinde belirttiği davalı yanca davacıdan düzenli olarak alınan swap bedeli uygulamasının mevzuat ve sözleşmeye uygun olup olmadığı, bunun davalıdan alınarak davacıya verilmesi ile ABD ham petrol( crudeoil) pozisyonlarının davacı hesabına iade edilmesi gerekip gerekmediği ve bunların miktarları hususlarındadır. Bunun tespiti için bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir. Bilirkişi raporunda davalı şirket nezdindeki hesabında aylık vadeli ABD Ham Petrolü CFD’lerinde pozisyon taşınan her gece, hem alış hem de satış yönündeki pozisyonlardan alınan swap bedellerinin iadesi talebi, davalı …tarafından yapılan swap kesintilerinin sözleşme hükümlerine aykırılık teşkil etmediği ve sektörde faaliyet gösteren diğer aracı kurumlarca da uygulandığı, 26.03.2018 tarihinde davacının davalı şirket nezdindeki hesabında aylık vadeli ABD Ham Petrolü CFD açık pozisyonlarının otomatik kapama işlemlerine tabi tutulması sonucu oluşan 223.275,85 USD zararda, davalı …nin kusurunun olmadığı raporlanmıştır. Bilirkişi raporunda özetli davalı yanca yapılan işlemlerin mutad işlemler olduğu, diğer aracı kurumlarca da uygulandığı, yanlar arasındaki sözleşmeye ve mevzuata aykırı bir durum teşkil etmediği raporlanmıştır. Bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen rapor mahkememizce de benimsenmiş ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir. Açıklanan nedenlerle davacının davasının reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF BAŞVURU NEDENLERİ Davacı, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava ve ıslah dilekçesindeki iddialarını tekrarlayıp özetledikten sonra; ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının gerekçeden yoksun olduğunu, uyuşmazlık noktalarının eksik belirlendiğini ve görevsiz tüketici mahkemesinde alınan rapor esas alınarak davanın reddine karar verildiğini, HMK’nın 359. maddesi uyarınca uyuşmazlık noktalarının belirlenmesi gerektiğini ve bu uyuşmazlık noktaları bağlamında delillerin tartışılıp değerlendirilmesi, sabit görülen maddi vakıalar ile bunlardan çıkan sonuçların birer birer gösterilmesi, bilirkişi raporuna yapılan itirazlar ile bu itiraz dilekçesine ekli olarak sunulan delillerin değerlendirilmesi, davalı şirketin eğitim müdürü tarafından davacıya gönderilen e-mail yazısında yer alan bilgilerin değerlendirilmesi gerekirken bunların yapılmadığını, bilirkişi raporundaki gerekçelerin hangi sebeple kabul edildiğinin belirtilmediğini, Davacının hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, hükmü veren İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesinin, görevsizlik kararı üzerine önüne gelen dosyada hiçbir tahkikat işlemi yapmadan ve esastan inceleme yapmadan ilk oturumda görevsizlik kararı verdiğini, bu kararın kesinleşmesinden sonra merci tayini kararı üzerine yine hiçbir delil toplamadan tahkikat işlemi yapmadan, bilirkişi raporuna davacının yönelttiği itirazları hiç değerlendirmeden tahkikatı bitirerek davanın reddine karar verdiğini, mahkemenin gerekçeli kararında hukuki değerlendirme bulunmadığını, ilk derece mahkemesinin hangi hukuk normlarını uyguladığını davacının itirazlarını hangi gerekçe ile reddettiğini belirtmediğini, oysa davacının bilirkişi raporuna karşı ayrıntılı itirazlar yaptığını ve belgeler sunduğunu, uyuşmazlık noktalarının mahkemece itirazları doğrultusunda aydınlatılması gerekirken yetersiz bilirkişi raporu ile karar verildiğini, mahkemenin eksik ve yetersiz tahkikat yaparak karar verdiğini, uyuşmazlığın çözümüne etkili nitelikte bir değerlendirme yapılmadığını, davadaki iki temel uyuşmazlık olan hususlar aydınlatılmadan karar verildiğini, bu eksik tahkikatın tamamlanması gerektiğini, itirazları karşılar nitelikte yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınması ya da itirazların mahkemece değerlendirilerek davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerektiğini, bu hususlara aykırı olan ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına ve davacı itirazları da karşılar şekilde bilirkişi raporu alındıktan sonra ıslah dilekçesi doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, taraflar arasında imzalanan kaldıraçlı işlem alım satım çerçeve sözleşmesi kapsamında davacıdan haksız olarak kesildiği iddia edilen gecelik bekletme swap bedellerinin geri tahsili ve 414213 numaralı davacı hesabında 26.03.2018 tarihinde davalı şirket tarafından kapatılmış olan ve ekli listede açıklanan ABD ham petrol pozisyonlarının hesaba iade edilmesi, olmadığı takdirde bedellerinin tazmini taleplerine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355.maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava ilk olarak İstanbul 8. Tüketici Mahkemesinde açılmış, anılan mahkemece tahkikat işlemleri yapılmış, iki adet bilirkişi raporu alınmıştır. Bu raporlardan 25.09.2018 tarihli olan tek bilirkişi tarafından düzenlenmiş ve bu raporda davacıdan yapılan swap kesintilerinin toplamı hesaplanmış, başkaca bir tespit ve değerlendirmeye yer verilmemiştir. Bu rapora yönelik itirazlar üzerine aynı mahkemece yeni bir bilirkişi heyeti oluşturulmuş ve bu bilirkişi kurulundan 13.06.2019 tarihli rapor alınmış ve bu raporda sonuç olarak davalı tarafından yapılan işlemlerin sözleşmeye uygun olduğu belirtilmiştir. Tüketici mahkemesi bu raporları aldıktan sonra son celse tahkikatın bittiğini tefhim ettiği hâlde esastan bir hüküm vermemiş, mahkemenin görevsiz olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine dair 28.11.2019 tarihli kararı vermiştir. Bu kararın kesinleşmesi üzerine dosya İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmiştir. Anılan mahkemece ilk celsede, 06.07.2020 tarihinde karşı görevsizlik kararı verilmiş, bu karar istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir. Bunun üzerine olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosya İstanbul BAM 37. Hukuk Dairesine gönderilmiş, anılan Dairenin 2020/2076 E- 2021/960 K sayılı, 11.06.2021 tarihli kararıyla görevli mahkemenin İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna karar verilmiş ve dosya anılan mahkemeye gönderilmiştir. Eldeki istinaf incelemesine konu hükmün dosya kendisine gönderilen 21. Asliye Ticaret Mahkemesince verildiği anlaşılmaktadır. Dosyanın incelenmesinde, tahkikat ve bilirkişi raporu alma işlemlerinin tamamının görevsiz Tüketici Mahkemesince yapılmış olduğu, 21. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından hiçbir tahkikat işleminin yapılmadığı anlaşılmaktadır. Görevsiz mahkemece yapılan usul işlemleri bütünüyle geçersiz olmamakla birlikte davanın esası hakkında karar vermek durumunda olan görevli mahkemenin, delilleri tam olarak toplaması ve uyuşmazlık noktalarını yeterince aydınlatıp her bir uyuşmazlık noktasının nasıl aşıldığını göstermesi gerekir. Görevsiz mahkemece alınan 26.09.2018 tarihli ilk rapor tek bilirkişi tarafından düzenlenmiş ve bu raporda davacıdan yapılan swap kesintileri hesaplanmış, bunun dışında uyuşmazlık noktalarını çözmeye yetecek derecede tespitlere yer verilmemiştir. Görevsiz Mahkemece alınan 13.06.2019 tarihli raporda taraf iddia ve savunmaları hakkında değerlendirme yapılarak sonuca gidilmiş ancak bu raporun tebliği üzerine davacı tarafından bu rapora karşı ayrıntılı ve teknik itirazlar yöneltilmiştir. Davacı vekilinin 09.07.2019 tarihli itiraz dilekçesinde pek çok noktadan bilirkişi tespitlerinin isabetsiz olduğu vurgulanmış ve akabinde itirazını desteklemek üzere bazı belge örnekleri sunmuştur. Görevli Mahkemece, Tüketici Mahkemesinin aldığı heyet raporuyla yetinilerek sonuca gidilmiş ise de davacının bu rapora yönelttiği kapsamlı teknik itirazların değerlendirilmesi için aynı bilirkişi kurulundan ek rapor ya da yeni bir kuruldan bilirkişi raporu alınmadan karar verilmiştir. Dosyada yeterli ve kanaate varmaya elverişli verilerin bulunması halinde ek rapor ya da yeni rapor alınmasına gerek görülmediği takdirde mahkemece de bu verilen gerekçeli olarak değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilebilir. Ancak somut olayda davacının ileri sürdüğü itirazlar teknik mahiyette olup bilirkişi tarafından değerlendirilmesi gereken itirazlar olduğu gibi, ilk derece mahkemesince de bu itirazlar hakkında bir gerekçeye yer verilmemiş, davacının itirazlarının nasıl aşıldığı ve neden benimsenmediği konusunda bir gerekçeye kararda yer verilmemiştir. Bu durumda ilk derece mahkemesinin delilleri yeterince topladığından ve yeterli gerekçe ile hüküm verdiğinden söz edilemez. Sonuç olarak, ilk derece mahkemesince, davanın çözümüne etki edecek bilirkişi incelemesi delili tam olarak toplanmadan ve delil değerlendirilmesi yeterince yapılmadan karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerekmiştir. Açıklanan gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harçlarının, talep hâlinde, ilk derece mahkemesince iadesine, 4-Davacı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair; HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.11.10.2023
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.