Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1244 E. 2022/1423 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1244
KARAR NO: 2022/1423
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/03/2022
NUMARASI: 2021/727 E. – 2022/247 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki haksız rekabetten kaynaklanan tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın usulden reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin resmi internet sitesinin www…app olduğunu, internet sitesindeki ve sosyal mecralarda yer alan her türlü tanıtım malzemeleri, çizim, içerik bilgileri gibi tüm materyal ve eserlerin ilk kez davacı şirket için üretildiğini ve davacı şirkete ait olduğunu, davacı şirketin finansal hizmetler sunduğu “…” isimli uygulaması kapsamında 2020 Haziran ayından beri tüm mecralarda hizmet verdiğini, davalı şirketin “…” isimi ile kullandığı logonun davacı şirketin kullandığı logoya çok benzer olduğunu, karıştırılma ihtimali olacak şekilde izinsiz olarak finansal hizmetler kapsamında ticari faaliyetlerinde kullandığını, davacı şirket ile irtibatlıymış gibi izlenim oluşmasına sebebiyet vererek haksız rekabet yaratmaya çalıştığını, davacı şirketin bu durumdan müşterilerinden gelen sorular üzerine haberdar olduğunu, bunun üzerine Bodrum … Noterliğinin 22/08/2021 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile hukuka aykırı bu eylemin durdurulmasını ihtar ettiğini, davalı şirketin cevap olarak logolarını 22/01/2021 tarihinden beri kullandıklarını ve logoların birbirine benzemediğini belirterek kullanmaya devam ettiğini, Marmara Üniversitesi Ticaret Hukuku Fikri Mülkiyet Hukuku Öğretim Üyesi Dr. … tarafından hazırlanan raporda iki şirkete ait logoların karışıklığa neden olacak şekilde dizayn edilmiş olduğunun tespit edildiğini, bu durumun haksız rekabet suçu teşkil ettiğini, davalı şirketin ihtara rağmen aynı logoyu kullanmaya devam etmesinin davacı şirketin itibar kaybına uğramasına sebep olduğunu, davacı şirketin uygulamaya sunmayı planladığı projesini uyuşmazlık konusu yüzünden ertelemek zorunda kaldığını beyanla öncelikle davalı şirketin yargılama sonuçlanıncaya kadar logosunu herhangi bir ticari platformda veya reklam ürününde kullanmaması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalı şirketin haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin tespitine, durdurulmasına ve önlenmesine, 500.000,00-TL manevi tazminat ile şimdilik 5.000,00-TL maddi tazminatın davalı şirketten alınarak davacı şirkete verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; davacının iddialarının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davalı şirketin kullandığı logonun Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescil edildiğini, tarafların logolarının birbirinden farklı olduğunu, ayırt edici unsuru taşıdığını, “…” harfinin Türkçesinin değişim, takas anlamındaki “…” kelimesi içerisinde ve şirketin ticaret unvanında kullanıldığını, bir harfin kullanımının tek bir şirketin kullanımına tahsis edilmesinin mümkün olmadığını, finans sektöründe birçok firmanın … harfine vurgu yapan logo kullandığını ve internette bu şekilde logoların satıldığını ayrıca davacı şirketin hak iddia ettiği logonun herhangi bir şekilde Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescili bulunmadığını, henüz start-up seviyesinde olan bir şirketin logosunun davalı şirket tarafından bilinmesinin mümkün olmadığını, taraflarca verilen hizmetlerin birbirinden bağımsız olduğunu, finansal hizmetler genelinde değerlendirilemeyeceğinden haksız rekabet şartlarının oluşmadığını, davalı şirketin davacı şirketin ürünlerinden ve tanınmışlığından yararlanma niyetiyle hareket etmediğini, dürüstlük kurallarına aykırı bir davranışının söz konusu olmadığını, davacı şirketin talep ettiği maddi tazminat ile ilgili olarak uğradığı zararın ne olduğunu gösterir ve varsa zararının davalı şirket ile ilgisine dair bir delil sunmadığını, ihtiyati tedbir şartlarının oluşmadığını beyan ederek ihtiyati tedbir talebinin ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Somut olayda davacı vekili, davalı yanın davacıya ait logonun ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle taklit edildiğini ifade edip bu kullanımın önlenmesini talep ettiğinin anlaşıldığı, bu halde uyuşmazlığın 6769 sayılı Kanun’ un 156. maddesi uyarınca ihtisas mahkemelerinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği anlaşılmakla davanın 6100 Sayılı H.M.K’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddi ile mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.” gerekçesiyle, mahkemenin görevsizliği nedeniyle HMK’nın114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dacvanın usulden reddine, HMK’nın 20. maddesindeki prosedür çerçevesinde dosyanın görevli İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Önceki beyanlarını tekrarla, Dava konusu uyuşmazlıkta yer alan firmalara ait logoların marka tescilinin bulunmadığını, müvekkiline ait logonun marka korumasından yararlanmadığını, TTK 55.maddesi kapsamında iş ürünü niteliğinde korunduğunu, aynı şekilde davalının da logo üzerinde herhangi bir markasal hakkının bulunmadığını, davanın müvekkilinin emek, zaman ve masraf harcayarak iş ürünü haline getirdiği bir logonun davalı tarafça hukuku ve rekabet ilkelerine aykırı şekilde izinsiz kullanımına ilişkin olduğunu, davalının müşterilere sunduğu hizmete ilişkin olarak Ocak 2021 tarihinde logo değişikliğine gittiğini, müvekkiline ait logo ile ortalama tüketiciler nezdinde karışıklığa yol açılacak logo kullanmaya başladığını, Yargıtay içtihatlarında doktrinde ve mevzuatta başkasına ait bir logonun veya benzerinin hukuka aykırı şekilde kullanılmasının açıkça haksız rekabet oluşturduğunu, TTK m.55/1-a, 4.hükmünde başkasının malları iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almanın haksız rekabet hali olarak düzenlendiğini, TTK kapsamında ise haksız rekabete ilişkin davalarda görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğunu, Yargıtay 20.HD’sinin 2016/4842 Esas, 2016/6845 Karar sayılı kararında tescilsiz marka yönünden TTK’nın 56 ve 57.maddeleri anlamında haksız rekabet, tescilli marka yönünden 556 sayılı KHK’nın 61.maddesi anlamında markaya tecavüz hükümlerinin uygulanacağının belirtilerek görev uyuşmazlığının belirlendiğini, ayrıca mahkeme tarafından davalı yanın söz konusu logoyu kullanmasının evveliyatla durdurulması gerektiğini, uzman görüşünün incelenmesi halinde dahi haksız rekabet eyleminin nedenli somut olduğu ve derhal durdurulması gerekeceğinin açık olduğunu belirterek derhal tedbir kararı verilmesini kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, haksız rekabetin tespiti, meni durdurulması ve önlenmesi ile maddi ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın usulden reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Taraflar arasında, dava konusu davacının kullandığı logo ile davalı logosunun marka tescilinin bulunmadığı konusunda herhangi bir uyuşmazlık yoktur.Dosya kapsamından, davacı şirket tarafından 23 .08.2021 tarihinde davalı hakkında Bodrum Noterliğinde düzenlenen ihtarname İle …- Instagram – Twıtter gibi mecralarda yer alan her türlü tanıtım malzemelerinin özellikle çizim ve içerik bilgileri vs gibi tüm materyal ve eserlerin 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu anlamımda şirketlerine ait olduğunu, şirkete ait logoyu izinsiz şekilde ticari faaliyetlerde kullanıldığı iddiası ile telif hakkı tecavüzü ve haksız rekabetin derhal durdurulmasının talep edildiği , davalı şirket tarafından, Beyoğlu … Noterliğinde 13.09.2021 tarihli cevabı ihtarname İle ihtar edilen hususların yasal dayanaktan yoksun ve hukuka aykırı olduğu , müvekkili şirketin, kripto para birimlerinin alım- satım işlemleri için platform sağlayan kripto para borsası olduğunu , müvekkili şirket tarafından oluşturulan ve tescil edilen logo ile muhatap tarafından kullanılan logo arasında görsellik ve tasarım açısından ,ortalama tüketiciler nezdinde karıştırma ihtimaline yol açacak herhangi bir benzerlik bulunmadığı , haksız rekabete sebebiyet verecek herhangi bir eylem gerçekleştirilmediğinin belirtildiği ,davacı şirket tarafından 27.09.2021 tarihli dilekçe ile davalı şirket hakkında, başkasına ait ürünleri , faaliyetleri veya işleri ile karıştırmaya neden olacak önlemler almak suretiyle haksız rekabet yaratarak TTK 55/4 ve TTK 62. maddelerinin ihlali iddiası İle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulunulduğu ,İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Fikri ve Sınai Haklar Soruşturma Bürosunun 2021/148753 soruşturma nolu dosyasında soruşturmanın yürütüldüğü, davacı şirket tarafından 17.12.2021 tarihinde ise İş bu davayı açmış olduğu anlaşılmıştır. Haksız rekabet TTK’nın 54 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup 54/2. maddede rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırı olarak nitelendirilmiştir. TTK’nın 55. maddesinde sayılanlarla sınırlı olmamak üzere başlıca haksız rekabet halleri düzenlenmiştir. Davacının iddiası TTK’nın 55/1.a.4, maddesi kapsamında ileri sürülmüştür. Anılan maddede, başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak haksız rekabet olarak düzenlenmiştir. Haksız rekabetin bulunması halinde açılacak davalar anılan Yasanın 56.maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, mesleki itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik faaliyetleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse fiilin haksız olup olmadığının tespitini ve haksız rekabetin men’ini talep edebilir. Somut olayda davacı tazminat ile birlikte haksız rekabetin tespitini, önlenmesi talep etmiştir.Somut uyuşmazlıkta dava dilekçesindeki iddia, davalının kullanımının, davacının kullanmakta olduğu logo ile benzerlik gösterir ve davacı logosu ile karıştırılmaya yol açacak şekilde olduğu, dolayısıyla davacı yanın logosu ile iltibas oluşturur şekildeki eylemin TTK’nın 55. maddesinde ifadesini bulan haksız rekabet oluşturduğu şeklindedir. Ticaret mahkemelerinin görev kurallarını düzenleyen TTK’nın 4/1 (a) maddesi uyarınca eldeki dava mutlak ticari davalardan olup, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticaret mahkemelerinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. Davacı davasını, Sınai Mülkiyet Kanunu hükümlerine ve markanın korunmasına ilişkin mevzuata değil, TTK’da düzenlenen haksız rekabet hükümlerine dayandırmıştır. Davacı, davadaki hukuki koruma talebini, markanın korunmasına dair mevzuata değil, TTK’nın haksız rekabete ilişkin hükümlerine dayandırdığına göre, taleple bağlılık ilkesi gereği davanın haksız rekabet davası olarak görülmesi gerekir. Bu nedenle ilk derece mahkemesinin, uyuşmazlığın 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 1. ve 156.maddeleri kapsamında Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin mahkemenin görevi ile ilgili dava şartı yokluğundan ret kararı isabetli olmamıştır.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.3 maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu görevsizlik kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.a.3. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu görevsizlik kararının kaldırılmasına, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine,4-Davacı vekili tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair;HMK’nın 353/1.a. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.