Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1214 E. 2022/1355 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1214
KARAR NO: 2022/1355
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/03/2022
NUMARASI: 2022/143 E. – 2022/160 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın usulden reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …, iştigal konusu başta mutfak mobilyaları ve ekipmanları üretimi olan, Almanya’da yerleşik bir şirket olduğunu, dilekçemiz ekinde yer alan marka tescil belgesi ve Türk Patent ve Marka Kurumu’nun resmi internet sitesinden alınan rapor ile tespit edilebileceği üzere, Türkiye’de de kendi adına tescil edilmiş markaları bulunduğunu, …, 6.7.2018 tarihli çerçeve tedarik sözleşmesi ve yine aynı tarihli marka lisans sözleşmesi tahtında … ile Türkiye’de bir ticari ilişkiye girdiğini, bu ticari ilişki kapsamında, …’ın …’a ekteki koşullar hakkındaki sözleşme tahtında, yapılan satışlara göre değişen tutarlarda bir komisyon ödemesi yaptığını, bu bedelin, … adının, markasının ve ürün fotoğraflarının kullanımına dair lisans, kullanım bedelini de içerdiğini, fakat söz konusu sözleşmeler ve ticari ilişkinin, 11.11.2020 tarihli bildirimle, 28.2.2021 tarihi itibariyle feshedilmiş olduğunu ve …, 28.2.2021 tarihi itibariyle, … markasını, adını ve ürün fotoğraflarını kullanmayı durdurması gerektiği konusunda ihtar edildiğini, öte yandan: 9.3.2021: …’ın … adını, markalarını ve …’a ait ürün fotoğraflarını internet sitesinde ve sosyal medya hesaplarında hukuka aykırı bir biçimde kullanmaya devam ettiğinin tespit edildiği ve ekteki ihtarnameyle , …’ın bu konuda uyarıldığını, önceki uyarıya rağmen, hukuka aykırı bir biçimde, …’ın, internet sitesinde ve çeşitli sosyal medya hesaplarında, …’ın Türkiye distribütörü olarak tanıtıldığı, …’ın tescilli markasının ve adının kullanıldığı, …’a ait olan ürün fotoğraflarının izinsiz kullanıldığının anlaşıldığı ve …’ın bu konuda bir kez daha uyarıldığını, aynı tarihte, internet sitesinde …’ın … adını, markasını ve fotoğraflarını hukuka aykırı kullanımının, Kadıköy … Noterliği’nin 8.9.2021 tarihli ve … yevmiye numaralı e-tespit tutanağı ile kayıt altına alındığını, 13.9.2021 …’ın, ekteki cevabi ihbarnamesiyle, ticari ilişkinin sona erdiği, 28.2.2021 tarihi itibariyle, … adının, markasının ve ürün resimlerinin internet sitesi ve sosyal medya hesapları dahil olmak üzere tüm mecralardan kaldırıldığını, kullanılmadığını ve Türkiye distribütörü olarak tanıtılmadığını beyan ettiği, halbuki özellikle yukarıda bahsi geçen 8.9.2021 tarihli e-tespit tutanağından da açıkça anlaşılabileceği üzere, …’ın bu beyanlarının gerçeğe aykırı olduğunu, 22.11.2021 önceki ihtarlara rağmen, …’ın yalnızca internet sitesindeki ihlale son verdiğini ve fakat …’ın … Mahallesi, … Caddesi, No: …, Kadıköy, İstanbul adresinde bulunan mağazasında, … markasını, adını ve …’a ait ürünün fotoğraflarını hukuka aykırı olarak kullanmaya devam ettiği, mağazada, üzerinde … markasının ve adının yer aldığı kartvizitlerin dağıtıldığı ve …’ın …’ın Türkiye distribütörü gibi davrandığı ve Facebook?, Instagram?, Twitter, Pinterest ve YouTube hesaplarında, aynı şekildeki hukuka aykırı kullanımın devam ettiğinin tespit edilmiş ve bu kullanımı durdurması konusunda son defa ihtar edildiği ve fakat … bu son uyarıya da itibar etmediği, bu durumu gösteren … mağazasına ait tabela, kartvizit örneği ve dilekçelerinde linkine yer verilen sosyal medya hesaplarının ekran görüntülerinin dosyaya konulduğu, 8.12.2021: …’ın ihtarlara rağmen, özellikle …’de bulunan mağazasında ve çeşitli sosyal medya hesaplarında … adını, markasını ve ürün fotoğraflarını hukuka aykırı bir biçimde kullanması nedeniyle, İstanbul Arabuluculuk Bürosu nezdinde ve … arabuluculuk numarasıyla, ticari arabuluculuk süreci başlatıldığı, 4.1.2022 tarihinde, arabuluculuk süreci anlaşmama ile sonuçlandığı, 21.1.2022: …’ın … mağazasında … adının, markasının ve ürün fotoğraflarının hukuka aykırı kullanımını ispata yarayacak olan ve tespit ettirilmemesi durumunda kaybolacağı muhakkak olan her türlü tabela, katalog, kartvizit ve sair delilin keşif, bilirkişi incelemesi ya da tanık ifadelerinin alınması gibi işlemlerle mahallinde tespiti amacıyla, yer verilen vakıalar ışığında, …’ın … ile arasındaki ticari ilişki sona erdiği halde, … adını, markasını ve ürün fotoğraflarını internet sitesinde, çeşitli sosyal medya hesaplarında, … ve muhtemelen Bodrum mağazalarındaki tabela, levha, dış cam, mobilya, katalog, kartvizit, etiket, ilan, reklam, broşür, afiş ve sair her türlü tanıtım materyali gibi eşya üzerinde hukuka aykırı olarak kullanmaya devam etmesi, …’ın Türkiye distribütörü gibi davranarak 1. TTK madde 61/1 hükmüne göre, diğer tedbirler kapsamında ve HMK 400 ve devamı hükümleri uyarınca: …’ın adresinin yukarıda takdim edilen … mağazasında … adının, markasının ve ürün fotoğraflarının hukuka aykırı olarak kullandığı her türlü tabela, levha, dış cam, mobilya katalog, kartvizit, etiket, ilan, reklam, broşür, afiş ve sair her türlü tanıtım materyali gibi tüm eşyanın ve doğrudan veya dolaylı olarak …’ın kontrolünde olan Facebook, Instagram, Twitter, Pinterest ve YouTube gibi tüm sosyal medya hesaplarında … adının, markasının ve ürün fotoğraflarının hukuka aykırı kullanıldığının, …’ın haksız rekabet niteliğindeki yukarıda ifade edilen davranışlarının tespitine, … adının, markasının ve ürün fotoğraflarınım … tarafından hukuka aykırı kullanımının önlenmesine, masrafları … tarafından karşılanarak, … adının, markasının ve ürün fotoğraflarının … mağazasındaki her türlü tabela, levha, dış cam, mobilya gibi eşya üzerinden sildirilmesine, masrafları … tarafından karşılanarak, üzerinde … adı, markası ve ürün fotoğrafları bulunan katalog, kartvizit, etiket, ilan, reklam, broşür, afiş ve sair her türlü tanıtım materyali gibi tüm eşyanın toplatılmasına ve imhasına ve … adının, markasının ve ürün fotoğratlarının doğrudan veya dolaylı olarak …’ın kontrolünde olan Facebook, Instagram, Twitter, Pinterest ve YouTube gibi tüm sosyal medya hesaplarından kaldırtılmasına, fazlaya dair her türlü dava ve talep hakkımız saklı kalmak kaydıyla, … … adını, markasını ve ürün fotoğraflarını hukuka uygun olarak kullansaydı, …’a lisans/kullanım bedeli ödeyecek olduğundan ve fakat hukuka aykırı kullanım neticesinde …’ın bu bedelden yoksun kalması sebebiyle uğradığı maddi zarar karşılığında şimdilik 3.000 TL ve haksız rekabetin gerçekleştiği sabit olan 28.2.2021 tarihi itibariyle maddi tazminat taleplerine işleyen avans faizinin … tarafından …’a ödenmesine, gideri … tarafından karşılanmak üzere, yukarıdaki taleplerimiz doğrultusunda verilecek hükmün kesinleşmesinden sonra ilan edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Tüm dosya kapsamı, davacı iddia ve savunmaları ve bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu uyuşmazlığın marka hakkına tecavüz ve marka hakkına yapılan tecavüzün menine ilişkin olduğu, davacı ve davalı arasındaki ilişkinin 28/02/2021 tarihinde sona eren marka lisans sözleşmesinden kaynaklandığı, iş bu uyuşmazlıkta Fikri ve sınai mülkiyet hukukunun uygulanması gerektiği, eldeki dosya bakımından mahkememizin görevli olmadığı ve uyuşmazlığın çözüm yerinin İstanbul Anadolu Nöbetçi Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi’ne ait olduğuna mahkememizce kanaat getirilmiş, mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle, Mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davanın haksız rekabet hükümlerine dayandığını, taleplerinin yoksun kalınan marka lisans bedelinin tahsiline ilişkin olmadığını, fotoğrafların hukuka aykırı şekilde kullanılması ve davalı şirketin davacı şirketin Türkiye distribütörü gibi davranması nedeniyle uğranılan zararın tazmininin talep edildiğini, görevsizlik kararı verilmesinin TBK’nın 60. maddesine açıkça aykırılık teşkil ettiğini, davalı ile müvekkili şirket arasındaki ticari ilişkinin sona ermesine rağmen davacı şirketin adını, markasını ve ürün fotoğraflarını internet sitesinde çeşitli sosyal medya hesaplarında mağazalarındaki tabela, levha vb yerlerde hukuka aykırı olarak kullanmaya devam etmesinin TTK’nın 54 ve devam maddeleri gereğince haksız rekabet teşkil ettiğini, müvekkili şirketin davalı şirket ile çerçeve tedarik sözleşmesi ve aynı tarihli marka lisans sözleşmesi tahtında davalı ile Türkiye’de ticari ilişkiye girdiğini belirterek, görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, marka hakkının korunması ve tazminat taleplerine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Emsal Yargıtay 11.HD’sinin 2007/12925 Esas, 2009/1923 Karar ve 23.02.2009 tarihli ilamında “…1-Davacı vekili, yukarıda yapılan özetten de açıkça anlaşılacağı üzere dava dilekçesinde, davalının müvekkili şirket adına tescilli markayı ve ticari unvanı kullanmasının haksız rekabet ve marka hakkına tecavüz oluşturduğunu ileri sürerek davalının tescil ettirdiği unvanın terkini,haksız rekabetin tespitini, durdurulmasını ve önlenmesini talep ve dava etmiştir. Diğer bir anlatımla, davacı, talebini genel korumaya ilişkin TTK hükümlerine göre oluşturmuş ise de,aynı zamanda marka hakkına ilişkin hükümlere dayalı maddi vakıalara da dayanmış olup, özel korumaya ilişkin 556 sayılı KHK hükümlerinin de tartışılması gereklidir. 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 9. maddesi marka tescilinden doğan hakların kapsamını, 61.maddesi ise marka hakkına tecavüz sayılan fiilleri düzenlemiştir. Davacının iddiasını bu kapsamda da ele alan mahkeme,davanın marka hakkına dayalı olarak da açılmış bir dava olmasına dikkat ederek ve dava konusu uyuşmazlığın çözümünde, 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümlerinin de tartışılmasını gerekli görerek sonuca gitmiş olup, 556 sayılı KHK’nin göreve ilişkin 71 nci maddesi uyarınca, bu Kanun Hükmünde Kararnamede öngörülen davalarda görevli mahkemenin ihtisas mahkemeleri olduğunu gözden kaçırarak, esasa girip, yazılı şekilde hükme varmıştır. Mahkemelerin görevi, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması gerekmektedir. Kararı temyiz edilen Ticaret Mahkemesi ile özel mahkeme olan Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi arasındaki ilişki görev ilişkisidir.Bu nedenle, mahkemece dosyanın o yerdeki Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olarak davalara bakmakla görevlendirilen mahkemede görülebilmesi için görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilip karar verilmesi doğru görülmemiştir….” gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuştur. Somut davada da emsal ilamda belirtildiği gibi, davacı talebini genel hukuki korumaya ilişkin TTK hükümlerine dayandırmış ise de aynı zamanda marka hakkına ilişkin hükümlere dayalı olarak da talepte bulunmuştur. Bu talebini, dava dilekçesinin netice ve talep bölümünde açıkça ifade etmiştir. Açıklanan nedenlerle ve özellikle emsal Yargıtay ilamı doğrultusunda mahkemece görevli mahkemenin Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle davanın usulden red kararında bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/ 1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin harçlarının Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın, HMK’nın 20. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20.10.2022 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava değeri itibariyle verilen karar kesindir.